Gelişmiş Arama
Ziyaret
47261
Güncellenme Tarihi: 2010/05/19
Soru Özeti
Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
Soru
Âdetim çok düzensizdir. Gün içinde bazen geliyor, bazen gidiyor. Eğer kan görmezsem namaz kılmalı mıyım? Hatta bir iki saat sonra göreceğimi bilsemde mi? Yoksa adet dönemimin tamamen bittiğinden emin olmak için gün bitimine kadar beklemem mi gerekiyor?
Aslında şunu öğrenmek istiyorum: Eğer hayızın özelliklerini görmezsem adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Aşağıda değindiğimiz konular sorunuzun cevabını almakta size yardımcı olacaktır:

Hayız gören kadınlar birkaç kısıma ayrılırlar:

-İlk kez âdet gören kadın: Buna "mübtedia" denir.[1]

-Kendisine âdet edinememiş kadın: Bir kaç ay âdet görmüş, ama kendisine belli bir âdet edinemeyen veya âdeti değişmiş ve yeni bir âdet yerleşmemiş olan kadındır. Buna "muztaribe" denir.[2]

-Âdetini unutan kadın: Böyle birine ‘nâsiye’[3] denir.[4]

-Hamilelik ve çocuğa süt vermekten dolayı önceki âdetinden iki yıldan fazla geçtiğinden adetini unutma olasılığı çok olan kadın: Böyle birine ‘farziye’ denir

-Belli zaman ve sayıda âdet gören: Zamanı ve âdet gördüğü günlerin miktarı da aynı olan kadındır.

- Belli zamanda âdet gören: Her ay aynı zamanda âdet gören, ama gördüğü âdet günlerinin miktarı değişik olan kadındır.

-Belli sayıda âdet gören: Her ay âdet gördüğü günlerin sayısı eşit olan, ama kan görme zamanları değişik olan kadındır.

 

Hayızın bittiğini şu şekilde anlayabiliriz- burada kanın on günde durduğu farzedilmektedir-: Kan on güne kadar kesilirse tümü hayızdır ve hayızın altı kısmı arasında hüküm yönünden fark yoktur. Ancak (amelde) belli adetleri olan ve gördükleri kan, adet günlerini geçen kadınlar, bunun onu günü geçip geçmeyeceğini bilmiyorlarsa görevleri istihzardır.[5]

 

İstihzar, kadının kendisini hayız görmesi ve hayızın ahkâmına amel etmesidir. Yani durumu belli oluncaya kadar ibadet etmemeli ve hayızlı kadına haram olan şeylerden kaçınmalıdır. Ama âdeti düzenli olan ve âdet gördüğü günlerin miktarı hiç değişmeyen kadın için bu hüküm geçerli değildir.[6]

 

İstihzar hakkında başka görüşlerde var ki daha fazla bilgi için ilgili kitaplara başvurulabilir.[7]

 

Hayız olan kadının adet döneminde kanı kesildikten sonra, on günden önce vazifesi şöyle açıklanabilir:

Hayız kanı on günden önce kesilirse bu durumda çeşitli kısımlara ayrılır ki, aşağıda her birinin hükmünü ayrıntılı olarak getiriyoruz:[8]

1- Temizlendiğini biliyor ve içeride de kan yoktur (bunun dört kısmı vardır):

a) On gün dolmadan önce yeniden kan göreceğini biliyor. Hz. İmam Humeyni (r.a), Hz. Ayetullah Hoi (r.a), Hz. Ayetullah Eraki (r.a) ve Hz. Ayetullah Fazıl (r.a) gibi kimi fakihler ‘Arada temizlendiği günlerde de hayızdır’ derken, Hz. Ayetullah Gulpaygani (r.a), Hz. Ayetullah Sistani ve Hz. Ayetullah Mekarim ‘Arada temizlendiği günlerde ihtiyat etmelidir’ görüşündedirler.

b) On gün dolmadan önce yeniden kan görmeyeceğini biliyor. Bu durumda gusül almalı ve namaz kılmalıdır.

c) On gün dolmadan önce yeniden kan göreceği ihtimalini vermektedir. Bu durumda da gusletmeli ve namaz kılmalıdır.

d) On gün dolmadan önce her zaman yeniden kan görüyor. İmam Humeyni (r.a) gibi bazı fakihler bu konuda şöyle buyuruyorlar: ‘Farz ihtiyata göre temizlenmiş kimsenin amelleri ile hayız gören kadına haram olan işleri terketmeyi beraber yapmalıdır.’ Ayetullah Sistani: ‘Bu yeniden kan görme ilim veya itminana neden olursa temizlenmiş kimsenin amelleri ile hayızın terk etmesi gereken işleri beraber yapmalıdır.’ derken Ayetullah Hoi (r.a) ve Ayetullah Eraki (r.a) gibi kimi fakihlerde ‘Bu yeniden kan görme ilim veya itminana neden olursa hayızlı kimsenin amellerini yerine getirmelidir’ diye buyurmaktadırlar.

2- Temizlendiğini bilmiyor. Bu durumda kendisini kontrol etmelidir. Kontroldan sonra iki hal ortaya çıkar:

a) Temiz olduğunu görür (önceki şıkta olduğu gibidir).

b) Temizlenmediğini görür (bununda iki kısmı vardır):

I) Belli âdeti vardır; bu durumda da üç kısmı ayrılır:

a) On güne kadar mutlaka kesileceğini biliyorsa kan kesilinceye kadar beklemelidir.

b) On günü geçeceğini biliyorsa adet günlerinden fazlasını istihaze saymalıdır.

c) On günü geçip geçmeyeceğinde emin değilse, bu durumda istihzar etmelidir.

II) Belli bir adeti yoktur. O zaman (on güne kadar) kanın kesilmesini beklemelidir.

 

Bu aşamada önemiden dolayı iki meseleye dikkat çekiyoruz:

Mesele-1: Kontrol etmek şu şekilde olmalıdır: Kan kesildikten sonra fercine bir miktar pamuk sokup biraz bekledikten sonra çıkarmalıdır. Eğer pamuk temiz ise temizlenmiş kimsenin hükmünü uygular.[9]

Mesele-2: Kontrol etmez ve namaz kılarsa namazı batıldır, hatta sonradan temizlendiğini bilse bile. Ancak her ne kadar vazifesini yerine getirmemişse de kurbet kastı etmiş idiyse o zaman (temiz halde) kıldığı namaz geçerlidir.[10]

 

Daha fazla bilgi için bk:

-Tevzih-ul Mesail-i Meraci, c.1, s.252-295

-Ahkam-ı Banuvan (Kadınların Hükümleri). Muhammed Vahidi, s.67-90



[1] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:496

[2] -a.g.e. Mesele: 478 ve 494

[3] - Nasiye’ye mutahayyire ve muztaribe’de denir. Bu durumda ‘mübtedia’nın genel manasını almış ve iki kısıma ayırmışlardır:

a) Kadının ilk defa kan görmesi.

b) Kendisine belli bir âdet edinemeyen kadın (muztaribe’nin ilk manası), el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:8

[4] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:499

[5] - el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:17, 20 ve 23

[6] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:480

[7] - a.g.e. Mesele: 480 ve 506; el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:23

[8] - el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:23, 24 ve 25; Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:505-506

[9] - a.g.e. mesele:23; Tahrir-ul Vesile, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:18; Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:506

[10] - el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:157.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Aslı ameli ve içtihadi delil ne demek ve bu ikisinin arasında nasıl bir ilişki var?
    8497 مبانی فقهی و اصولی 2012/08/15
    Aslı ameli Aslı ameli, fıkıh ilminde kullanılan bir ıstılahdır. Şerri hükmün tayininde şüphe olması durumunda mükellefin ameli vazifesinin açıklandığı kanunlara denir. Bu kanunlar, şerri hükme götürecek delilin bulunamadığı durumlarda geçerlidir. Başka bir tabirle: aslı ameli veya usulü ameli: şerri hükümde şüphe ve kararsızlığa düşen kimsenin ameli vazifesinin tayinidir. ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    15975 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Fikhi açıdan had cezasının uygulanması niçin yargıcın sorumluluğundadır?
    8559 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/09/09
    Beşeri toplumların örfünde suçluların cezalandırılması, hükümetin sorumluluğundadır ve devlet dışında biri, bunu uygulayamaz. Bu ilke, İslam fıkhı tarafından da teyit edilmiştir. Müslüman fakihler hadlerin uygulamasını İmam’ın (a.s) var olduğu dönemde, Masum İmam’ın (a.s) ve onun tarafından atanan kimseler tarafından uygulanacağına inanırlar. Ancak gaybet döneminde, haddin uygulanması, gerekli ...
  • Acaba Rüşvet Yemek Haram mıdır?
    10633 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/21
    Rüşvet etimolojik olarak “r-ş-v” kökünden gelme ve Arapça bir kelimedir. Kelimede bulunan “r” harfı feth (e), dam (u) ve kesr (i) (yani reşeve, rüşeve ve rişeve) olmak üzere üç şekilde kullanılmıştır. Bu kelime müfrettir ve onun cemi “reşa” veya “rişa” şeklindedir. Farsçada mozd (el emeği)
  • İslam’a göre fikir açıklamada özgürlüğün çerçevesi belirleyen ölçüler nelerdir?
    6052 Eski Kelam İlmi 2007/11/21
    Görüş belirtme ve fikir açıklamak serbestliği İslami toplumdaki kültürel yapının önemli unsurlarından sayıldığı ve hassas ve stratejik bir öneme sahip olduğu için ve diğer yandan toplumsal şartların değişken bir yapısının olması yüzünden konunun doğası bu alanda değişmeyen sabit bir kaide belirlemeyi imkânsız kılar. İslam devleti değişken ortam ve şartlar gereğince ...
  • Kur’an’daki “kadınlar sizin tarlanızdır” cümlesinden ne kastedilmektedir?
    11096 Tefsir 2010/11/08
    “Kadınlar sizin tarlanızdır” cümlesinin manası, kadınların insanlık camiasındaki yerinin insan toplumuna yönelik bir tarla konumunda olmasıdır. Tarla olmazsa tohumların tümüyle yok olacağı, hayat ve insan bekasını korumak için bir yiyeceğin kalmayacağı gibi, kadının olmaması durumunda da insan türü sürekliliğini kaybedecek ve nesli tükenecektir.
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    7440 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Rükuda ‘Azim’, secdede ‘A’la’ isimlerinin söylenmesinin nedeni nedir?
    48427 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Rükuda Subhane Rabbiye’l-Azimi ve Bihamdih ve secdelerde Subhane Rabbiye’l-A’la ve Bihamdih dememizin asıl nedeni Allah’ın emri olması ve rivayetlerde bunları söylemeye emrolunmamızdan dolayıdır. Ama onları söylemeye emrolunmanın hikmetlerini de bulabiliriz. Rüku Allah’ı tazim etmektir. Her rükuyla Allah’ı tazim ediyoruz. Bir şeyi tazim etmek o şeyin ...
  • Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
    6208 Yeni Kelam İlmi 2011/11/21
    İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz. ...
  • Uykuda ya da istimna ile cenabet olan kimse hangi guslü almalıdır?
    10020 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar