Gelişmiş Arama
Ziyaret
10850
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
Soru
Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
Kısa Cevap

“Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber (s.a.a) ve Müslümanlara darbe vurmak için mescit adı altında bir kamp kurmak gayesiyle Medine’de bir mescit inşa etme girişiminde bulunmalarıdır.[3] Özetle Zırar mescidinin hikâyesi şudur: Bir grup münafık Hz. Peygamberin (s.a.a) yanına gelir ve Beni Salim kabilesi bölgesinde ( Kuba mescidi yakınında) bir mescit yapmak ve böylece güçsüz, hasta ve güçten düşmüş yaşlıların orada namaz kılması için ondan izin ister. Aynı şekilde Hz. Peygamberden (s.a.a) şahsen söz konusu mescide gelmesi ve orada namaz kılmasını talep ederler. Bunun üzerine Tövbe suresinin 107 ila 110. ayetleri Peygamberi Ekrem’e nazil oldu ve onların işinin arkasındaki sırları deşifre etti. Bunun ardından Hz. Peygamber (s.a.a) söz konusu mescidi ateşe vermeleri ve kalan şeylerini de yıkmaları emrini verdi.[4] Bu konuyu tüm İslam müfessirleri ve birçok hadis ve tarih kaynakları zikretmiştir. Elbette detaylarında bir takım görüş ayrılıkları bulunmaktadır.

Bu sorunun ayrıntılı cevabı bulunmamaktadır.

 


[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 8, s. 137, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[2] Ferheng-i Ebcedi Arabi-Farsi, s. 564, “Zarr” kavramı.

[3] Karaşi, Seyid Ali ekber, Kamus-i Kur’an, c. 3, s. 228, Daru’l-Kütübi’lİslamiye, Tahran, çap-ı şeşom, 1371 ş.

[4] Tefsir-i Numune, c. 8, s. 134; Hücceti, Seyid Muhammed Bakır, Esbabu’n-Nüzul, s. 56 ve 58, Defter-i Neşr-i Ferhengi İslami, Tahran, çap-ı şeşom, 1377 ş; İbn. Kesir ed-Demeşki, Ebu’l-Feda İsmail b. Ömer, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 5, s. 21 ve 22, Daru’l-Fikir, Beyrut, 1407 k; Gerdanide-i mensub be Belami, Tarihname-i Taberi, Tahkik-i Ruşen, Muhammed, c. 5, s. 1503 ve 1504, Neşr-i elborz, Tahran, çap-ı sevvom, 1373 ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba Rüşvet Yemek Haram mıdır?
    10632 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/21
    Rüşvet etimolojik olarak “r-ş-v” kökünden gelme ve Arapça bir kelimedir. Kelimede bulunan “r” harfı feth (e), dam (u) ve kesr (i) (yani reşeve, rüşeve ve rişeve) olmak üzere üç şekilde kullanılmıştır. Bu kelime müfrettir ve onun cemi “reşa” veya “rişa” şeklindedir. Farsçada mozd (el emeği)
  • İlahi vahiyde lafızların yeri nedir?
    6669 Tefsir 2011/07/14
    Her şeyin lâfzî varlık, yazımsal varlık, zihnî varlık ve dışsal varlığı olmak üzere dört varlık türü vardır. Vahiy de bu dört varlık türüne sahiptir. Örneğin, Kur’an’ın dışsal varlığı hakkında şöyle demekteyiz: Bu lafızlar ile vahiy kanalıyla Peygamber tarafından algılanan bu Kur’an’ın görüngen ve hülasa varlığı sayılan bir aslı ve ...
  • İnsani Şeytan nedir?
    16633 Eski Kelam İlmi 2008/05/04
    “Şeytan” kelimesi, insan, cin veya herhangi bir türden olan isyankâr, asi ve saptıran varlıklar için kullanılan genel bir isimdir. Kuran- Kerim’de şeytan kelimesi özel bir varlık için kullanılmamış, hatta şer, fitneci ve fesat çıkartan insanlar için de şeytan tabiri kullanılmıştır.Buna göre, İnsani Şeytandan maksat, ilahi emirlere isyan etmeleri sonucu ...
  • Diğer namazlar sesli kılındığı halde öğle ve ikindi namazları neden sessiz kılınmaktadır?
    150448 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/07/13
    Bu iki namazın sessiz kılınmasının asıl delili Allah Resulünün (s.a.a) sünnetidir. Zira Resulullah (s.a.a) namazlarını bu şekilde kılmıştır. Allah Teala’da Onu (s.a.a) bizlere bir örnek tayin etmiştir. Peygamberimiz (s.a.a) ‘Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle namaz kılın’ diye buyurduğundan bizde namazlarımızı Onun (s.a.a) gibi kılıyoruz. Bu konu için başka delillerde ...
  • Hz. Mehdi’nin zuhur zamanında halktan bazılarının imanını kaybedeceği ve bazı kâfirlerin de iman edeceğini bildiren rivayetler kimler hakkındadır?
    8305 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/21
    Mizanü’l-Hikmet kitabındaki söz konusu hadis, “el-Ğıybe” kitabından nakledilmiştir. Hadisin orijinali şudur: Numani, Kaim’in zuhuru zamanında Şiilerin halleri hakkında İbrahim b. Abdülhamid’ten şöyle nakleder: İmam Sadık’tan (a.s) işiten biri bana şöyle haber verdi: “[1]Kaim (a.c) zuhur ettiğinde, onun takipçilerinden ...
  • Fıkhi hükümlerin bir nedenselliği var mıdır?
    8112 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/08/12
    Aşağıdaki noktalar eşliğinde soruya cevap verilecektir: 1. Tüm ilahi hükümler maslahatlar ve sakıncalar esasıncadır; yani hiçbir şey cihetsiz helal veya farz kılınmamıştır. Hükümlerin hikmetsiz, ölçüsüz, kritersiz ve etkileri gözetilmeksizin insanlığa sunulması ve onlarda bir nedenselliğin bulunmaması diye bir şey söz konusu değildir. 2. Ayet ve rivayetlerde külli ve ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    6603 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    5819 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    8093 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    11984 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar