Gelişmiş Arama
Ziyaret
5384
Güncellenme Tarihi: 2012/04/07
Soru Özeti
Acaba tarihte sadece imamların bakışıyla batini hidayet bulmuş olan kimseler olmuş mudur?
Soru
Acaba tarihte sadece imamların bakışıyla batini hidayet bulmuş olan kimseler olmuş mudur?
Kısa Cevap

İmamet makamı, mezhebin makamını ve mezhebin hedefini hayata geçirmek ve hidayette, maksat olan yere ve makama ulaştırmak anlamında olduğuna dikkatle sadece yol gösterme ve kılavuzluk yapmak imamet makamının vazifesi değildir, bilakis bunun yanı sıra tekvini hidayete de şamil geliyor. Yani imamın batini nüfuzu ve batini tesiri ve vücudundaki parıltıları kalplerini amade etmiş ve manevi hidayet olma duruma getirmiş olan kimselerin kalplerine yansıyor ve onları etkiliyor hidayet bulmalarına neden olur. Masum imamın manevi makamından etkilenerek hidayet bulmuş insanlar tarihte örneği çok olmuştur.

Ayrıntılı Cevap

İmamet makamı, mezhebin makamını ve mezhebin hedefini hayata geçirmek ve hidayette, maksat olan yere ve makama ulaştırmak anlamında olduğuna dikkatle sadece yol gösterme ve kılavuzluk yapmak imamet makamının vazifesi değildir, bilakis bunun yanı sıra tekvini hidayete de şamil geliyor. Yani imamın batini nüfuzu ve batini tesiri ve vücudundaki parıltıları kalplerini amade etmiş ve manevi hidayet olma duruma getirmiş olan kimselerin kalplerine yansıyor ve onları etkiliyor hidayet bulmalarına neden olur. Şöyle ki: peygamberlerin ve resullerin (s.a.a) gönderilişlerinden maksat insanlık camiasını hidayet etmektir. Bu hidayet iki boyutta gerçekleşir:

  1. Hidayet her peygamberin vazifesi olan “yol göstermek ve kılavuzluk yapmak” anlamındadır.
  2. Matluba ulaştırmak ve maksada kavuşturmanın da iki şıkı vardır:
  1. Teşrii hidayet ve dini programları hayata geçirmek, ister hükümeti kurmakla yani ilahi hükümlerini ve ilahi had ve hudutlarını icra etmekle olsun ister pratik ve ameli olarak insanları ve nefisleri terbiye ve eğiterek olsun, bunların her ikisi de peygamberlerin peşinde oldukları hedefin gerçekleşmesine ve tahakkuk bulmasına neden olur. Elbette bunun kendisi çok zor bir programdır. Bunun icra edilmesi için ilim, takva, yiğitlik ve müdüriyet bakımında birçok niteliklere ve özelliklere gerek duyulmaktadır. 
  2. Tekvini hidayet ve maksada kavuşturmak manevi ve ruhani tesir ve nüfuz, hazır durumda olan insanların kalplerine hidayet şualarının yansımasıyla gerçekleşir. İşte bu deruni ve içsel bir seyirdir. Kesinlikle böyleli bir programın daha fazla özellikler ve daha fazla hazırlık ister.[1]

İmamın hidayetteki rolüne dikkatle birçok insan vardır ki masum imamın (a.s.) manevi makamından etkilenerek hidayet bulmuşlardır. Örnek babında burada birisine işaret edeceğiz:

Hasan b. Ali b. Fuzal şöyle diyor: Ben mezhebi vakifi olan bir kimse idim. Bu akideyle Mekke’ye gittim. Mekke’ye girer girmez içimde bir fikir oluştu. Mültezem[2] denilen yere sarıldım ve şöyle dedim: Allah’ım sen benim düşüncemin ve anlayışımın ne olduğunu iyi biliyorsun!. Beni yolların en güzeline ve en iyisine hidayet et. Bir an hazreti imam Rızaya gitmek kalbimden geçti. Medine’ye gittim ve imam rızanı kapısının önünde durdum ve hizmetçiye (köleye) şöyle dedim: Mevlandan içeri girmem için izin iste. Ona Iraktan olan birisi kapının önünde bekliyor de. Bu esnada İmamın sesini duydum ve içeri girmemi istedi. İçeri girdim gözü bana takılır takılmaz şöyle buyurdu: Allah senin duanı kabul etti ve seni kendi dinine hidayet etti. Şöyle dedim: Allah için şahitlik ederim ki sen insanlar içinde Allahın güvenilir kimsesi (emin) ve hüccetisin.[3]

 


[1] Bir grup yazar (doktor Yedi Mutlak gözetiminde), “İmamet Pejohi (beresi didgahayi İmamiye, Mutezile, ve Aşaire”, baskı, 1, Meşhet: danışgahi ulumi İslami rezevi, 1381, h.ş., s. 80.

[2] Kabenin kapısı ile hacerul-esvat arasında olan yere deniliyor. Bu isimle isimlendirilmesinin nedeni oraya yapışmanı müstahap oluşundan dolayıdır.

[3] Şeyh Saduk, “uyunu’l ahbar-i er-rza (a.s.”, baskı, 1, Tahran: intişarati ilmiye islamiye, c. 2, s. 219.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • İnsanların babası Hz. Adem (a.s)’ın yaratılışından bugüne kadar geçen süre ne kadardır?
    20318 تاريخ بزرگان 2010/03/07
    Kur’an-ı Kerim’de bu konuda açık bir şey yoktur. Tarihi kaynaklarda ise Hz. Adem’in (a.s) bundan altı ya da yedi bin yıl önce yaratıldığı söylenmektedir. Fakat bilim insanları, insan ömrünün milyonlarca yıl öncesine dayandığını söylemekteler. Yani Hz. Adem’den önce de binlerce insan nesli gelmiş ve ...
  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8192 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
    11045 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir ...
  • Eğer tavaf esnasında insanın tuvalet ile ilgili ihtiyacı söz konusu olursa yapılması gereken vazife nedir?
    8773 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Sorduğunuz soru birkaç taklidi merciin (Allah yüce izzetini artırsın) defterine gönderildi bu defterlerce verilmiş olan cevaplar şöyledir: Ayetullahe'l-uzma HAMENEY'NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri:  Eğer birinci tavafta küçük abdest arız olursa ...
  • İç veya dış necaset insan içine sirayet ederse onu necis eder mi?
    5666 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Belirtilen soru büyük taklit mercilerinin bürolarına yollandı ve aşağıdaki cevaplar elde edildi:Ayetullah Uzma Hamaney (Ömrü uzun olsun):1 ve 2. Sorunun Cevabı: Necis olmaz.3. Sorunun Cevabı: Dışarıya çıktığında bizzat necis ile birlikte olursa necis olur.Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (Ömrü uzun olsun):İçte birbirine değme ...
  • Şia âlimlerine göre, İngiltere’nin Luxor şehrinde günlük namaz vakitlerini nasıl öğrenebiliriz?
    7214 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Raf’ı hadisi nedir?
    8155 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i yada teklifi sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.
  • Evlilik süresinde ahde yaptığım vefasızlığı nasıl telafi eder ve Allah’ı razı edebiliriz?
    7219 Pratik Ahlak 2012/03/12
    Siz sözünüzde durmamakla bir insanın geleceğini söndürmüşsünüz! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz. Bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var. Buna izafeten siz, bu haksızlığın yanında onu fahişelikle suçlamış ...
  • Neden bazı Müslümanlar dini inançlarıyla çelişen davranışlarda bulunmaktadırlar?
    7174 Pratik Ahlak 2010/03/13
    İnsan ruhani, maddi, hayvansal, toplumsal, duygusal vb. boyutları olan bir varlıktır. Bu boyutlar, insanın inancıyla amel ve davranışları arasında bazı uyumsuzlukların çıkmasına neden olan bir çatışma halindedirler. İlahi dinler, özellikle İslam, insanı hayvansal yönelişlerin tuzağından kurtarıp çeşitli ...
  • “Elhemdu – lillah” ve “subhanellah” kelimelerinin dakik anlamı nedir?
    10632 Eski Kelam İlmi 2012/03/10
    “Hamd” kelimesinin lügatteki anlamı övmek ve kötülemenin (zemetmenin) zıddıdır. “Tesbih” kelimesi ise Allah ı her çeşit noksanlıklardan, ihtiyaçtan, ortaklıklardan ve Onun makamına yakışmayan her şeyden O’nu tenzih etmek, beri, pak ve mukaddes bilmek anlamındadır. Bu iki kavram genellikle kuranın birçok ayetlerinde ve namazda okunan zikir ve dualarda ...

En Çok Okunanlar