Gelişmiş Arama
Ziyaret
10542
Güncellenme Tarihi: 2008/02/01
Soru Özeti
Acaba Halifetullah / Allah’ın halifeliği makamı herkes için midir ve ayrıca bu makamdan daha üstün bir makam bulunmakta mıdır?
Soru
Bütün insanlarda yaratılışta kapasite olarak halifetullah olma yeteneği varmıdır? Kullukta kemaletin en son makamımıdır halifetullah veya bundan başka makamlar var mıdır?
Kısa Cevap

Arapça literatürde halife yahut hilafet kavramları “hulf: başın gerisi” kökünden türemiş ve birinin yerine gecen manasında kullanılmıştır. Başka birisinin yerine geçmek ise; somut işlerde kullanıldığı gibi, kuramsal ve hakiki işlerde de kullanılır.

Bakara suresinin 30. ayetinde gecen, “Ben yeryüzünde muhakkak bir halife kılacağım…” cümleden açıkça anladığımız; Allahın halifesi olma makamı sadece Hz. Adem'e özgü bir makam değildir, bilakis tüm insanlar için potansiyel olarak var olan bir makamdır.

Sonraki ayetlerden de anlaşılan, Allah'ın yeryüzünde halifesi olmak için gerekli olan Allah’ı ve onun isimlerini tanımaktır, bu ise insanın kulluk vazifesini en güzel şekilde yerine getirmesine bağlıdır. Lakin tüm insanlar Allah'a olan kulluklarını istenildiği şekilde yerine getirmediklerinden Allah'ın halifesi olamamaktadırlar. Yeryüzünde Allah'ın halifesi olmak sadece Allah’a tam bir teslimiyet ile boyun eğenler için geçerlidir, aksi takdirde meleklerin bile layık olmadığı bu yüce makam büyük cinayetler işleyen bir insan ulaşması düşünülemez.

Elbette herkes aynı derecede Allah’ın halifesi olma makamına sahip değildir, zira kimin Allah’ın isimleri hakkındaki bilgi ve marifeti daha çoksa ve ne kadar o isimlerin mazharıysa, ilahi hilafet makamı da o denli yüksektir.

Ayet ve rivayetleri incelediğimiz de bu tanıma ve mazhariyeti kendisinde en üst seviyede bulunduranlar; Peygamber efendimiz (s.a.a), Hz. Fatime (s.a) ve 12 imamdır (a.s), dolayısıyla Allah’ın halifesi olmada en üst derecede bulunan on dört masumdur. Sonrasında ise diğer peygamberler ve peygamberlerden sonra da Allah’a kullukta kusur etmeyen, salih, bilgili ve bildiğine amel eden insanlar gelmektedir.

Acaba bir insan için düşünebileceğimiz en üst makam Allah’ın halifesi olmak mıdır yoksa bundan daha üstün bir makam var mıdır?

Halifetulllah / Allahın halifesi kavramını iyice incelediğimiz takdirde, bundan daha üstün bir makamın olmadığını anlıyoruz. Zira halife, yerine gecen anlamındadır Allah kelimesi ise; yüce Allah'ın tüm diğer sıfatlarını kapsayan ve kendisinde bulunduran bir isimdir. Nitekim Allah’ın halifesi olan aslında diğer bütün kemal sıfatlarında halifeliğini üstlenmiş kimsedir. Öyleyse bu makamdan daha üstün bir makam bulunmamaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Yukarıda sorulan sorunun çok daha iyi anlaşılması için öncelikle iki noktaya değinmemiz gerekmektedir:

1- Halife ve hilafet kavramları “hulf” kelimesinden türemiş ve birinin yerine gecen anlamındadır. Bu hilafeti üç şekilde düşüne biliriz; bazen somut işler için kullanılır: “O düşünmek veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbirine halef kılmıştır.”[1] Bazen kuramsal işler için: “Ey Davut, gerçek şu ki, biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet…”[2] Bazen ise hakiki işler için kullanılır, örneğin Hz. Adem'in yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak tayin edilmesi gibi: “Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife tayin edeceğim, dedi…”[3]

2- Yüce Allah, insanı yarattığı zaman ona kendi ruhundan üflemekle, kendi halifesi olma potansiyelini insana vermiş oldu. “Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!”[4] Bu ayetin dışında, Bakara suresinin 30. ayetindeki “yeryüzünde bir halife tayin edeceğim” ayetinden de açıkça Hz. Adem'in Halifetullahlığından bahsedilmektedir ve bu hilafet sadece Hz. Adem'le sınırlı değildir, onun soyundan da bu makama ulaşacak kimselerin olacağı anlaşılmaktadır, çünkü: Birincisi, ayette gecen “hilafetin tayini” cümlesi Arap grameri açısından “cümle-i imsiye”dir ve böyle cümleler her zaman devamlılığa işaret eder. İkincisi, meleklerin: “Yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?” sorusundan anlaşılan bu hilafet makamının Hz. Adem'den sonra da devam edeceğidir. Zira kan döküp, fesat çıkaracak olanlar başkalarıdır, melekler burada masum olan Hz. Adem'i kastetmemişlerdir, eğer maksatları Hz. Adem olsaydı şüphesiz yüce Allah : “Adem kan döküp, fesat çıkarmaz” diye buyururdu.

Fakat ilahi hilafet makamına ulaşmak; Allah’ın isimlerini tanımaya ve bu tanıma kulluğa bağlıdır. Kuşkusuz bazı insanlar da Allah’a kullukta kusur ettikleri ve ona gerektiği gibi kul olmadıklarından, Allah’ın isimlerini tanıyamamakta, dolayısıyla onun hilafetine ulaşamamaktadırlar. Çünkü meleklerin bile layık olmadığı bu yüce makama cinayetler işleyen bir insan ulaşması düşünülemez.[5]

Diğer taraftan tanımanın farklı dereceleri olduğu için; Allah'ın hilafeti de herkes için aynı derecede değildir. Kim ilahi isimleri daha güzel tanır ve kendisinde mazhar kılarsa o derece ilahi hilafetteki makamı yükselir.

Ayet ve rivayetleri incelediğimiz de, bu tanıma ve mazhariyeti kendisinde en üst seviyede bulunduranlar; Peygamber efendimiz (s.a.a), Hz. Zehra (s.a.) ve 12 imamdır (a.s), dolayısıyla Allah'ın halifesi olmada en üst derecede bulunan on dört masumdur. Sonrasında ise peygamberler ve peygamberlerden sonrada Allah'a kullukta kusur etmeyen, salih, bilgili ve bildiğine amel eden insanlar gelmektedir.

İnsan için bu makamdan daha üstün bir başka makam var mı sorusuna gelince, kesinlikle olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz, çünkü: Halifetulllah / Allahın halifesi kavramını iyice incelediğimiz takdirde, bundan daha üstün bir makamın olmadığı anlaşılır. Zira halife, yerine gecen anlamındadır Allah kelimesi ise; yüce Allah’ın tüm diğer sıfatlarını kapsayan ve kendisinde bulunduran bir isimdir. Nitekim Allah’ın halifesi olan aslında diğer bütün kemal sıfatlarında halifeliğini üstlenmiş kimsedir. Öyleyse bu makamdan daha üstün bir makamı düşünemeyiz.



[1] Furkan:62.

[2] Sad: 26.

[3] Bakara:30.

[4] Hicr:29.

[5] Recebi,İnsan Şinasi,s: 153- 154.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba içinde humus payı olan veya borç olarak verilen para değer kaybına uğrarsa zaminliğe neden oluyor mu?
    7838 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/04
    Aşağıdaki noktalara dikkat etmek sorulan sorulara cevap verme hususunda bize yardımcı oluyor: 1-   Ukala (akıl sahibi olanlar) nezdinde mal olarak kabul edilen her şey İslam anlayışında mal olarak kabul görülmekte ve şeraitin istisna ettiği yerler ...
  • Misali soyut varlıkların bir hacim ve mekânı var mıdır?
    7468 İslam Felsefesi 2012/08/21
    Her ne kadar boyut ve şekillere sahip olsalar da misal âlemindeki mevcut suretler ve hayali şekillerin maddi mekânları olduğuna inanılamaz; çünkü her varlığın hükümleri kendisine özgüdür ve varlıklara isnat edilen hükümler onların tahakkuk ettikleri kapsama tabidir. Eğer onların tahakkuk ettiği kapsam zihni ise hükümleri de zihni olur. ...
  • Tek başıma (furada) kıldığım farz namazı tekrar cemaatle kılabilir miyim, kılabiliyor isem farz niyetini yapmalıyım yoksa müstahap niyetini mi?
    5277 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/21
    Günümüzdeki fakihler bu bağlamda şöyle buyurmuşlardır: “Cemaat namazı kılındığı zaman namazını tek başına (furada) kılmış olan kimseler tekrar namazlarını cemaatle kılmaları müstahaptır. Eğer daha sonra önceki nazmının batıl olduğunu anlarsa ikinci namazı kendisi için kâfidir”.
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9162 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    14027 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    9951 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Niçin network marketing, ve QI İnternational İran’da yasaklanmış ve haramdır?
    13557 Yeni Kelam İlmi 2010/06/12
    Gold quest ve Goldmine gibi piramit sistemiyle sermaye toplayan şirketlerin İran’da yasaklanışı ülkenin ekonomisine vurdukları büyük zararlardan dolayıdır.Bu zararlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:1-     Karşılığında ülkeye eşdeğere ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    12796 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    5668 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Zifaf amellerini öğrenmek için şehvet uyandıran filmler izlemek caiz midir?
    34388 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Zifaf gecesi birbiriyle evlilik ahdi imzalayan ve ortak yaşamlarına başlayan karı ve kocanın aynı yastığa baş koydukları ilk gecedir. Bu gece çok önemli ve kutludur. Karı ve kocanın yaşam ve geleceklerine çok etki eder. Bu yüzden İslam geleneği ve de rivayet ve İslamî kitaplarda belirtilenlere göre onun adabı yerine ...

En Çok Okunanlar