Gelişmiş Arama
Ziyaret
5672
Güncellenme Tarihi: 2010/11/22
Soru Özeti
Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
Soru
Şia anlayışına göre masum imamın tayin edilmesinin vacip oluşunun nedeni, dünyanın her tarafı ve her yerinden zulmü ve şerri yok edip onun yerine adaleti yerleştirmektir. Hal böyle olunca şöyle bir soru akla geliyor: acaba siz Şialar, Allahın yaratığı bütün şehir ve yerleşim yerlerinden zulmü götürecek bir masumun var olduğunu mu diyorsunuz? Her şehirde ve her yerleşim yerlerinde masumun var olduğunu söylerseniz, size karşı, söylemiş olduğunuz bu şey yalan ve blöften başka bir şey değildir denilecektir. Acaba kâfirlerin, müşriklerin ve ehli kitap denilen kimselerin bulundukları şehirlerde de mi masum bulunmuştu/bulunacaktır? Örneğin Müaviyeden önce Şam'da her hangi bir masum var mıydı? Yok, ama eğer masum olan kişi bir tane, ancak diğer şehir ve yerleşim yerlerinde onu temsil eden naipler vardır derseniz. O zaman size şöyle bir soru sorulacaktır: onu temsil eden naipler bütün şehir ve yerleşim yerlerinde var, yoksa bazı şehirlerde mi? Bütün şehir ve yerleşim yerlerinde onu temsil eden naipler vardır derseniz, bunun çok açık ve net bir yalan ve blöf olduğu ortadadır. Yok, ama eğer onu temsil eden naip ve vekiller bazı şehir ve yerleşim yerlerinde vardır derseniz, o zaman size, bütün yerleşim yerler masuma muhtaç oldukları halde, neden yerleşim yerleri arasına fark koyuyorsunuz denilecektir?
Kısa Cevap

İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. Bu konu (uhdesinde bulunan vazifeyi yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmaması) rasyonel olan herkesçe açıktır. Şöyle ki; imamın uhdesinde bulunan vazifeler şunlardır: 1- dini muhafaza ve ihya etmek, 2- dinsel hükümleri tefsir ve beyan etmek, 3- insanları kemal ve rüştlerine doğru hidayet etmek ve ilahi bağışlardan yararlanmalarını sağlamak.[1] Bu vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde hazır olmasına gerek olmadığı açıktır. Geçmişten beri dini ve siyasi rehberler kendi hedeflerine ulaşmak ve onu icra etmek için her tarafta ve her yerde bulunmalarına ihtiyaç duyulmadığı gibidir bu.

Bunun yanı sıra kuran ayetleri esasınca peygamber efendimiz (s.a.a.) kendi ümmetine (veya bütün ümmetlere) şahittir.[2] Buna binaen peygamber (s.a.a.) bütün yerlerde ve bütün zamanlarda hazır ve nazır olduğu gibi onun yerine geçen hak halifelerde her yerde ve her zamanda hazır ve nazır olabilirler. Elbette İslam arifleri ve "hikmet-i mütealiye" ekoluna mensup hekimlerce insan-i kamil öyleli mertebelere varıyor ki, bütün yaratıklar onun birer uzvu konumuna gelir gibidir. Bu nedenle bütün varlık âlemi hakkında bilgi sahibi olabilir ve ondan haber verebiliyor.[3]



[1] İmamın vazifeleri hakkında daha fazla bilgi edinmek bkz. Soru 1248: (sayt: 1253), endex: memuriyet-i ehli beyt.

[2] Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak. (nisa 41).

[3] Daha fazla bilgi edinmek için bkz. Soru 222: (sayt: 1406), nemaye (endex): imaman ve vilayeti tekvini.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kiraya verilen eşyanın tamir masrafı hangi tarafın uhdesindedir.
    5515 Fıkıh 2011/08/17
    Kiraya verilecek evin, sahip olması gereken zaruri eşyalarının (örfün evin bir parçası olarak gördüğü eşyalar gerekli elektrik ve su malzemeleri gibi) hasar görmesi durumunda şer'i olarak tamir masrafları ev sahibinin üzerinedir. Elbette bu durum kiracının bu eşyaların kullanımında aşırı gitmemesi ve korumada ciddiyetsizlik etmemesi durumunda geçerlidir.
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    14963 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Eğer bilgisayar, masa ve dolap gibi bir şey veya yer necis olursa ve söz konusu şeyi sadece az suyla yıkamak mümkünse, onu nasıl temizlemek gerekir?
    7559 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/13
    Eğer belirtilen örneklere benzer bir yer necis olursa, onu bez parçasıyla temizlemek mümkün değildir ve onu temizlemenin tek yolu (az, kür, akan) suyla yıkamaktır.[1] Şu şekilde temizlemek gerekir: Necasetin kendisini (bez parçası ve benzeri bir şeyle) giderdikten sonra, ...
  • Suhayb-i Rumi'nin kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu zat Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
    8428 تاريخ بزرگان 2008/05/25
    Suhayb b. Sinan, Irak asıllı ve Dicle’nin kıyılarında Musul şehrinin yakınlarında yaşayan kabilelere mensuptur. Babası ve amcası Kesra tarafından Ebelle şehrinin yönetimini üstlenmişler, İran ve Ruma arasında cereyan eden savaşlardan birinde Rumlulara esir düşmüş, onu Ruma’ya götürmüşler ve orada büyümüştür. Bu yüzden Suhayb-i ...
  • Neden Tavşan etinin yenmesi haramdır?
    16812 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve haramdır. Bu fetva "tavşan etinin yenmesini caiz görmeyen rivayetlerin var olması" esasincedir. Buna binaen; bu hüküm Allah'ın hükmüdür. Allah'ın hükmüne, onda var olan maslahatları ve hikmetleri bildiğimiz için değil, Allah'ın ...
  • Şiaya göre büyük günahın konumu nedir?
    24158 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Büyük günah konusunda Müslüman fırkalar arasında çoğu siyasi olan ifrat ve tefritler vardır.Bunun en belirgin örneği Mürcie ve Hariciler’dir. Mürcie, zalim yöneticileri temize çıkarmak için zahiri imanı veya Müslümanlık iddiasını ve görüntüyü korumayı yeterli görmekte, büyük küçük hiç bir günahın hatta Ehl-i Beyt’in ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    7597 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    5903 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    9761 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Şeyh Tusi’nin siyasî düşüncesinin devletsel boyutları nelerdir?
    5755 Düzenler 2010/09/22
    Şeyh Tusi’nin devlet hakkındaki siyasî düşüncesinin değişik boyutları vardır:1- İslam Devletin Hedefleri: Şeyh Tusi İslam devleinin nihai hedeflerinin şunlar olduğuna inanmaktadır:1-1- Toplumda düzen ve emniyetin sağlanması. Bunların olmaması durumunda kaos hakim olacaktır.

En Çok Okunanlar