Gelişmiş Arama
Ziyaret
6515
Güncellenme Tarihi: 2010/11/09
Soru Özeti
Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
Soru
Niçin insan (intihar ederek) büyük bir nimet olan hayatı kendinden selb edemyor?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Eğer sorudan, niçin hayat nimetini kendinden selb etmek insan için caiz değildir maksat ise, cevabında şöyle denilmeli:

1-   Her insanın aklı ve fıtratı, dünya nimetlerinden her hangi birisinin yok edilmesinin kötü ve kınanacak bir şey olduğunu anlıyor. Bu konuyu, farklı yaşlarda ve farklı mezheplere sahip olan insanların tüm fertleri derk ediyor derecede açık ve nettir. Bu cihetledir ki, dünyada Allah’ın vergisi olan nimetleri korumak için, “Yaşam çevresi", "Hayvanları Koruma Dernekleri" ve… Gibi farklı isim ve unvanlar altında birçok kurum ve kuruluşlar var olmaktadır. Bunun yanı sıra, yer küresinde ve… Hayat cilvelerinin bekası için, Uluslar Arası birçok kurum ve kuruluşlar tesis edilmiştir. Söz konusu kurum ve kuruluşlar Allahın vergisi olan doğal nimetleri koruyabilmek ve kontrol edebilmek için farklı kanunlar koyuyorlar. İnsanın aklı ve fıtratı, ilahi nimetlerden küçücük bir nimetin faydasız duruma getirilmesini ve yok edilmesini kötü olduğunu ve bu doğrultuda olan eylemlerin caiz olmadığını anladığı halde, en büyük bir nimet olan hayatı kendinden selb etmeyi insan için nasıl caiz görebilsin?

Bu mukaddime ile insan kendi hayatını kedinden selb edebilir düşüncesinin, gerçekte, insani akıl ve insani fıtrattan saptığı ve bu düşüncenin bir tür hastalığa yakalandığı açıklığa kavuşmuş oldu. Tedavi edilmesi gerekir. Günümüz dünyasında bu tür hastalıkları tedavi etmek için birçok merkez tesis edilmiştir. Doktorlar psikolojinin çeşitli yöntemleriyle bu tür hastaları tedavi etme peşindedirler.

2-   Akıl, fıtrat ve realite temeline dayalı olan İslam dininin bütün öğretileri de, intiharı, hayatı kendinden selb etmeyi yasaklamış ve gayri meşruu saymıştır.

3-   İslam-i dünya görüşü ve Kur’an-i öğretiler esasınca, Allah’u Teâlâ varlık âleminin sahibidir.[1] Bu anlayış gereğince Allah’u Taala bu nimetleri, kendi saadet ve kemaline ulaşmak gayesiyle kendisinden yararlanmak için insanın mahiyetine vermiş. Öyleyse bu nimetleri faydasız hale getirmek ve onları kökten yok etmek, sahibinin rızasına terstir. Aklımız, emanet olarak bize teslim edilmiş olan işlerde, iş sahibinin rızasını gözetlememizi ve görüşlerine ters olan her hangi bir eylemde bulunmamızı hüküm diyor.

4-   Daha önemli olan nokta şudur: İslam dininde intihar etmenin yasaklanmasının hikmeti, sadece intihar edecek kimsenin bireysel hayatını korumak değil, bilakis İslam dini, vermiş olduğu bu hükümle, bütün beşeriyet camiasının hayatını tehlike ve yok olmaktan korumak istemiştir. Şöyle ki; İntihar gibi bir eylemi haram ve yasaklanarak, şahsın kendi görüşünce kendi hayatına sahip olduğu halde, intihar ederek kendi varlığını yok etmesi onun için caiz değilse, ona ayıt olamayan diğer insanların hayatını kendilerinden alıp onları yok etmesi hay hay caiz değildir. İntihar etme gibi eylemlerin haram kılınışı, bu tür hastalıkların toplum ve bu gibi efratların arasında yayılmasına karşı bir engeldir.

Her halükarda intihar teşebbüsünde bulunan kimseler, ruhi ve akli bakımdan inhirafa sapmış ve hastalığa duçar olmuş kimselerdir. Zorunlu olarak bu denli hastalığa duçar olur kendine acımayıp hayatına son vermek isteyen kimselerden, başkaları için acıyıp günahsız insanlara karşı merhametli olup öldürmemeleri beklenemez. Her ne kadar bazen bazı istisnalar olabiliyor ise de. Ama eğer kanun ve şeriatın kendisi, intiharı caiz bıraksaydı ve bu tip fertlere, kedinizi öldürebilirsiniz deseydi, gerçekte, kanun ve şeriatın kendisi bizatihi beşeriyetin yok edilmesine teşebbüs etmiş oluyordu.

Bu nedenledir ki; İslam dininde “intihar gibi bir eylem” büyük günahlardan sayılmış ve bu eyleme teşebbüs eden kimseler için çok zor azaplar öngörülmüştür.[2]



[1] "Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır". (Ali İmran 189).

[2] İmam Sadık (a) şöyle buyuruyor: “isteyerek kendini öldüren bir kimse, cehennemin ateşinde ebedi kalır”. ("men la yahduru'l-Fakih", c 4, s 95).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    14257 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...
  • Evin ve içindeki eşyaların necis olduğunu biliyorum. Bu durumda namaz ve oruçlarım sakıncalı olur mu?
    8036 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/13
    Taklit Merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir: Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanei: Necis olduğuna emin olmadığınız şey paktır. Namaz kılınan yerde geçici rutubet olmazsa orada namaz kılmanın sakıncası yoktur. Yemek ve içmekte kullanılan kapların ve namaz kılınan elbisenin dışında kesin olarak necis olduğu bilinen şeylerden kaçınmak gerekmez. Hz. Ayetullah el-Uzma ...
  • Kanıtla kabulün arasındaki fark nedir?
    3220 کلیات 2019/08/06
     Kanıt ve kabulBu iki kavramı bir örnek üzerinden şu şekilde açıklayabiliriz: Farz edin bir şehirde bir grup kalp doktoru olsun, bu doktorlar özünde ve hakikatte bilgi ve birikim açısından bir düzeydede olabilir. İçlerinden ‘A’ şahsı yüksek düzeyde bir doktorda olabilir. Yani ‘A’ şahsı  şehirde ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11255 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5128 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:
  • Dünya kadınlarının efendisi tabiri, Hz Meryem (a.s) için kullanılmıştır. Bunun Hz Zehra (a.s) için kullanılmasının sakıncası yok mudur?
    9902 Eski Kelam İlmi 2012/04/15
    Dünya kadınlarının efendisi tabiri direkt olarak Kur’an’da zikredilmemiştir. Bu tabir Âli İmran suresinin 43. ayetinden alınmıştır. Yüce Allah bu ayette Hz Meryem’e hitap ederek şöyle buyurmaktadır: Allah seni dünya kadınları arasından seçti. Bu ayetin anlamı, Yüce Allah’ın Hz Meryem’i kendi asrında yaşayan kadınlar arasından seçmesidir. Ama din ...
  • Günahın hakikati nedir. Ve günahın insan ruhunda etkisi nedir?
    10980 Pratik Ahlak 2008/04/10
    Bu sorunun cevabını dört bölümde inceleyelim;1 Günahı Hakikati:Günah: sözlük manasıyla isyan demektir. Baş kaldırma, hata, Mevla’nın emir ve yasaklarına muhalefet etmek manalarına da gelmektedir.Günah işleyen kul şehvetini ...
  • Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
    17096 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur ve bu konu ile ilgili tüm rivayetlerin bir arada irdelenip eleştiriye tabi tutulması gerekir.Hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri iki asıl kısma ayrılırlar:1- Gerçekleşeceği kesin olan alametler: Bunlar Süfyani’nin ayaklanması, Yemani’nin ...
  • Hz. Masumların (a.s) fiil ve sözlerinin delil oluşunun ölçüsü ne kadardır?
    7325 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/06/16
    İslam’ın muteber delillerinden biri Hz. Peygamber (a.s) ve diğer masumların sünneti olup tüm Müslümanlar için Kur’an ayetleri gibi delil teşkil eder ve sünnet masumun söz, fiil ve tavrı diye üç şekilde yer alır. Hadis ve rivayetlerde belirtilen masumların söz ve konuşmaları “masumun sözü” onların yaptığı amel ve ...

En Çok Okunanlar