Gelişmiş Arama
Ziyaret
6418
Güncellenme Tarihi: 2011/07/14
Soru Özeti
Yerin küresel oluşu hakkında Kur’an’ın görüşü nedir?
Soru
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.” “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?” Allah yerin bir halı gibi düzgün olduğunu bildirmektedir. Bu ayetler yerin küresel olmadığına delalet etmiyor mu?

Kısa Cevap

Yüce Allah Kur’an’da yeri insan yaşamı için hazır ve elverişli bir mekân olarak tanıtmaktadır. Ama Kur’an’da yer hakkında kullanılan “medde” ve “musattah” gibi kelimeler, düzgünlük ve yaymak anlamında (çarpıklık ve alçaklık ve yüksekliğin karşıtı olarak) ifade edilmiş ve küresellik anlamının karşısında kullanılmamıştır. Bundan dolayı Kur’an’da yerin (küresel olmanın karşısında) düzgün olduğuna açıkça delalet eden hiçbir ayet mevcut değildir; zira ayetin orijinalindeki “medde” kelimesi rahatlık ve asayişi yaymak manasına gelip küresel olmanın karşısında yer almaz, çarpıklığın karşısında yer alır. “Mihad” da yeryüzünde insanın rahatlık hissetmesi için Allah’ın karar kıldığı asayiş açılımının beyanı hakkındadır. O halde bu ayetler, Kur’an’ın yeryüzünün küresel olduğunu reddettiğine hiçbir şekilde delalet etmemektedir. Bilakis Kur’an’da yeryüzünün küresel oluşuyla tamamıyla uyuşan ve yeryüzünün küresel olduğunu doğrulayan birçok ayet mevcuttur. Bu da Kur’an’ın ilmî mucizelerinden olup onun azametine ve ilahî olduğuna delalet etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Muhterem kullanıcının isnatta bulunduğu ayetlerin yeryüzünün küresel oluşuyla çelişip çelişmediğinin aydınlanması için ilgili ayetlerin tefsirine müracaat etmemiz gerekmektedir:

A. Birinci Ayet: : “Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.”[1]

“Medde Arz” yerin boylam ve enini genişletmek manasındadır. Eğer Allah yeryüzünü genişletip yaymasaydı ve yeryüzü sadece dağ silsileleriyle donatılmış olsaydı, orası çiftçilik ve yerleşmeye elverişli olmaz ve canlılar yaşam erginliklerine ulaşamazlardı.[2] “Medde” ve genişletip yaymaktan maksat, yeryüzünün küresel olmadığı değildir, sadece yeryüzünün tümüyle girintili ve çıkıntılı bir şekilde yaratılmadığı kastedilmektedir. Eğer böyle yaratılmış olsaydı insan yeryüzünde rahatça yaşayamazdı. Çiftçilik yapamaz ve rahatlık altyapısını hazırlayamazdı. Nitekim insana rahat veren nimetleri sayan sonraki ayetlerin akışı da bu konuya delalet etmektedir.

B. İkinci Ayet: “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?”[3]

Bu ayetteki “mehad” kelimesi hazır, düzgün ve düzgün mekân” manasındadır ve bebeğin istirahat etme yeri (beşik veya yatak) manasına gelen“mehd” kökünden türemiştir.[4] Bu yüzden bebek için hazırlanan beşiğe de mehd denmektedir.[5] Bundan dolayı mehd ve mihad, beşik gibi yetişmeye elverişli yer anlamındadır. Nitekim bir başka ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “O ki size arzı bir beşik yaptı.”[6] Bu aynı “O, sizin için yeryüzünü bir döşek kıldı”[7] ayetinin manasını taşımaktadır.[8] Bu esas uyarınca şöyle söylenebilir: Bu ayet, yeryüzünün ilahî bir nimet olarak, tıpkı huzuru sağlayan “mehd” ve beşik gibi varlıklar ve özellikle de insanın rahatlığı için yaratıldığını beyan etmek istemektedir. Öte taraftan uzmanların belirttiğine göre Kur’an’da yeryüzünün küresel oluşuyla uyuşan ve bağdaşan bir takım ayetler mevcuttur. Bu ayetler Kur’an’ın ilmî mucizesi olarak lanse edilmiştir. Aşağıda onlardan bazılarına işaret edeceğiz.

1. Birinci Ayet: “Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örtendir.”[9] Bu ayet gecenin gündüzü kuşattığını anlatmaktadır. Yani gündüz olan tüm mekânları gece kuşatmaktadır. Eğer yeryüzü küresel olmasaydı, gecenin daima gündüzü kuşattığını ve takip ettiğini söylememiz doğru olmazdı; zira bu durumda sadece gecenin birkaç saati gündüzü takip etmiş olacaktı ve yeryüzünün sonuna yaklaştıklarında da gündüz dönecek ve geceyi takip edecekti. Başka bir ifadeyle bir gün gece gündüzü ve sonraki günde de gündüz geceyi takip edecekti. O halde Kur’an’ın mutlak bir şekilde gecenin gündüzü takip ettiğini bildirmesi, yeryüzünün küresel olması dışında başka bir şeyle uyuşmamaktadır.[10]

2. İkinci Ayet: “… Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor…”[11]

Bu ayetin tefsiri hakkında şöyle yazılmıştır: Eğer bir insan yerkürenin dışında duracak ve yerin güneş etrafındaki doğal hareketine ve de gece ve gündüzün dönüşümüne bakacak olursa, sanki düzenli bir şekilde bir taraftan gecenin siyah şeridinin gündüzün aydınlığını örttüğünü ve öte taraftan da gündüzün beyaz renginin de gece siyahlığını örttüğünü görecektir. Ayetin orijinalindeki “yekur” fiili “tekvir” maddesinden gelip örtme manası taşımasından da yerin küresel olduğu, kendi etrafında döndüğü ve bu dönmeyle gecenin siyah şeridi ve gündüzün beyaz şeridinin sürekli onun etrafında döndüğü noktası aydınlanmaktadır. Sanki bir taraftan beyaz şerit siyahı ve diğer taraftan da siyah şerit beyazı örtmektedir.”[12]

3. Üçüncü Ayet: “Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter.”[13] Seyid Hebehuddin Şehristani bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Bu ayet doğular ve batıların çokluğuna ve de yeryüzünün küresel olduğuna delalet etmekte ve aynı şekilde yeryüzünün her noktasının başka bir grup için batı olduğunu gerektirir. O halde doğular ve batıların çok olması yeryüzünün küresel olmasıyla bağdaşmaktadır.”[14] Bunun açıklaması şudur: Eğer yeryüzü düzgün olsaydı sadece bir doğu ve batı var olacaktı. Ama yeryüzünün küresel olması durumunda onun birçok doğu ve batıya sahip olması icap edecektir. Çünkü bu durumda yeryüzünün dönmesi nedeniyle mekânların doğu ve batıları farklı olacaktır.[15]

4. Dördüncü Ayet: “Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!”[16] Bazı müfessirler bu ayeti, A’raf suresinin 137. ayetini, Saffat suresinin 5. ayetini ve Mearic suresinin 40. ayetini yeryüzünün küresel oluşunun delilleri addetmekte ve bunu Kur’an’ın ilmî mucizelerinden biri olarak telaki edip şöyle yazmaktadırlar: Yerin düz olması, onun küresel olmasına bir engel teşkil etmez; çünkü her kürenin bir düzlemi de bulunmaktadır. Bu yüzden hendesede küreyi düzlemin kısımlarından biri saymaktadırlar. Küreselin mukabilindeki manasıyla düz olmak yeni hendesî bir ıstılahtır ve ayetteki düzlemden kastedilen ise yaymaktır.[17] Netice olarak Kur’an yeryüzünü (küresel olmanın karşısında) düz bilmemektedir ve buna ek olarak yeryüzünün küresel oluşuyla bağdaşan birçok ayet mevcuttur.



[1] Hicr, 19.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 138 ve 139, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1317 k; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 52 ve 53, Daru’lKütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[3] Nebe, 6.

[4] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 26, s. 16-17.

[5] Meryem, 29, کَیْفَ نُکَلِّمُ مَنْ کانَ فِی الْمَهْدِ صَبِیًّا

[6] Taha, 53.

[7] Bakara, 22.

[8] Husrevî Hüseyni, Seyid Ali Rıza, Tercüme Ve Tahkik-ı Müfredat-ı Elfaz-ı Kur’an, s. 261, İntişarat-ı Murtezevi – Tahran, çap-ı dovvom, 1375 ş; Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, c. 20, s. 161 ve 162.

[9] " یُغْشِی اللَّیْلَ النَّهارَ یَطْلُبُهُ حَثِیثاً"

[10] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, Musevi Hemedani, Seyid Muhammed Bakır, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 10, s. 222, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1317 k; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 52 ve 53, Daru’lKütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[11] Zümer, 5. یُکَوِّرُ اللَّیْلَ عَلَى النَّهارِ وَ یُکَوِّرُ النَّهارَ عَلَى اللَّیْل

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 376.

[13] Mearic, 40. " فَلا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشارِقِ وَ الْمَغارِبِ إِنَّا لَقادِرُونَ"

[14] Rızayi İsfahanî, Muhammed Ali, Pejuheşi Der İ’caz-ı İlmî Kur’an, s. 188 ve 189, İntişarat-ı Kitab-ı Mubin, çap-ı sevvom, 1381 ş.

[15] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 13 ve 14.

[16] Ğaşiye, 20. و الی الارض کیف سطحت

[17] Guderzi, Necef, Metalıb-i Şegoft Amiz-ı Kur’an, s. 28-30; Emin Ahmed, Kitab-ı Rah-ı Tekamül, c. 7, s. 145; Mahname-i Mekteb-i İslam, sal-ı 12, ş 11; Niyazmend, Yedullah, İ’caz-ı Kur’an Ez Nazar-ı Ulum-i Emruzi, s. 189, be nakl az: Pejuheşi Der İ’caz-ı İlmî Kur’an, Rızayi, s. 190.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey ile bizzat mümkün olan şey arasındaki ilişki nedir?
    10760 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey, bizzat mümkün olan şeyin ta kendisidir. Başka bir tabirle, bizzat mümkün olan her şey, bizzat yokluğu ve bizzat varlığı mümkün olan şeydir. Yani bizzat varlığı ve yokluğu mümkün olan şeyler, bizzat mümkün olan şey için bir sikkenin iki ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    10477 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Allah İle İrtibat Zamanı Ne Zamandır?
    9408 Pratik İrfan 2011/08/03
    Her ibadetin ruhu Allah ile irtibat kurmak ve O’na yaklaşmaktır. Bu husus namaz, dua ve Allah’ın dergâhına yalvarma ve yakarma ile müyesser olacaktır. Allah ile irtibat kurmak özel bir zaman ve mekâna has değildir. Elbette gece yarısı gibi bazı zamanlar Allah ile irtibat kurmak için en güzel zamanlardır veya ...
  • Kadınların çalışmasının şer’i ölçüleri nelerdir?
    9401 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Konuya girmeden önce: ‘Acaba İslam çalışmayı ve ticari faaliyetlerde bulunmayı yalnızca erkekler için cevaz vermiş ve kadınları tümüyle bu sahanın dışında mı tutmuştur?’ sorusunun cevabını bulmak zorundayız. Sorunun cevabı ‘hayır’dır. Aşağıda bu cevabın delillerinden ikisini getiriyoruz:1- Kadınlarında kendi malları üzerinde mülkiyet hakları vardır. Kur’an şöyle buyuruyor: ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    47256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer servet yığmayı kınama hakkında nakledilmiş rivayetler doğruysa, insanların ve bazı âlimlerin servet yığması nasıl açıklanabilir?
    8188 Ekonımi Felsefesi 2012/11/06
    Birincisi, belirtilen rivayet her ne kadar senet açısından zayıf olsa da bu konuda bulunan diğer rivayetler göz önünde bulundurulduğunda senet zaafı giderilmektedir. Muhteva açısından bu rivayet ya meşru olmayan yollardan elde edilmiş veya humus ve zekât gibi mali yükümlülükleri yerine getirilmemiş servet yığmaya işaret etmektedir. İslam’da şer’i ...
  • Muhammed b. el-Hasan el-Saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?
    7010 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2010/12/29
    Muhammed b. el-Hasan el-Saffar’ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:1-Rical alimlerinin onun hakkındaki görüşleri: Şianın büyük rical alimlerinin hepsi onu saygıyla anmış ve bazıları da onun ‘Basair-ud Derecat’ kitabını övmüşlerdir.2-Merhum Muhammed b. el-Hasan el-Saffar’ın kendisinin gulatı reddeden kitabı vardır.
  • Rububiyet yalnız Yüce Allah’a mı özgüdür?
    15955 Teorik İrfan 2010/05/04
    Rububiyet Arapça bir sözcük olan rab kökünden türemiştir, rab; sahip ve eğitici anlamındadır. Allah bütün yaratılış aleminin sahibi olması hasebiyle, bu alemin yöneticiliğini de Ona aittir. O, kendisinden başka her şeyin rabbidir. Yaratılış aleminin tüm varlıkları Allah’ın bir simge ve mazharıdır ama bu mazharların da bir takım temelleri ve ...
  • Tuvalet yerini mescide dönüştürmek mümkün müdür?
    8324 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Eğer tuvaletin bulunduğu arsa tuvalet hizmetini karşılamak hedefiyle vakfedilmemişse, onu mescide eklemek mümkündür. Ama tuvalet hizmeti doğrultusunda kullanılmak üzere vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek olanaksızdır. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası olmaz. Merhum Ayetullah Uzma Gülpaygani (r.a)’dan şöyle bir soru sorulmuştur: “Mescidin genişletilmesi neticesinde onun eski tuvaleti mescidin hayatına eklenmiş, ...
  • Hz. Nuh (a.s) gemiyi yaptığı sırada Cebrail ona, Peygamberimizin abasının altındaki beş mübarek zatın isimlerinin yazılı olduğu çiviler getirdi mi?
    14174 Eski Kelam İlmi 2012/04/11
    Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) azametini gösteren bu rivayet, Şia’nın bazı hadis kaynaklarında gelmiştir. Rivayetin ravileri içinde ‘Yahya b.Eksem’ gibi Sünni olan kimselerde vardır. Rivayet senet yönünden sıkıntlı olsa da Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) azametleri açısından ele alındığında genel olarak ...

En Çok Okunanlar