Gelişmiş Arama
Ziyaret
9590
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Soru
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Kısa Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir: Eğitimden önce insanın kendisini yetiştirmesi, sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefritten kaçınmak, çocuğa şahsiyet vermek, onlara yeteneklerini kullanma ortamını vermek ve çocuğun eğitiminde aşamalara riayet etmek.

Ayrıntılı Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir:

1- Eğitimden önce kendini yetiştirme: Birçok kişi aile içinde en küçük bir sorunda kötü sözler sarfeder. Çocuk böyle sözleri ilk defa duyduğu için onların manasını öğrenmeye çalışacaktır. Çocuk zamanla onların manasını öğrenecek ve belkide onun gelecekte sapmasına ve ahlakının bozulmasına neden olacaktır. Psikiyatristlere göre iyi bir örnek ve model bin nasihattan daha etkilidir. Güzel örnek öğütten daha iyidir. Eğitimcinin sözle davranışı arasında uyumsuzluk olursa bu, çocuğun güzel örnekleri ve ahlaki öğütleri hafife almasına neden olacaktır.[1] Anne ve baba ev içinde birbirlerine karşı davranışlarına dikkat etmeli, çocuğun yanında birbirlerine güzel davranmalı ve saygı göstermeliler. Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Çocuğun babası üzerindeki hakları, onun annesine saygı göstermesi, ona güzel isim koyması, ona Kur’an öğretmesi ve onu güzel eğitmesidir.’[2]  

2- Sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefrit etmemek: Çocuğun tek ümidi ve neşe kaynağı anne babanın sevgi ve muhabbetidir. Hiçbir güç ebeveyinin sevgisi kadar çocuğa huzur vermez. Ve hiçbir bela anne babanın sevgisinin tümünü ya da bir kısmını kaybetmesi kadar çocuğun ruhuna darbe vurmaz. Ebevyn bu alanda başarılı olursa çocukları yalnızca çocukluk dönemide değil, büyüdüklerinde bile onları üzecek bir şey yapmaz, onları incitmezler. Demek ki, çocuklara gösterilen sevgi ve muhabbet onların ihtiyacını giderdiği gibi itaat etmelerinin zeminini de hazırlar. Bu nedenledir ki Allah-u Teala Peygamberine şöyle buyuruyor: ‘Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın, yoksa kaba ve katı yürekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bağışla onları, yarlıganmalarını dile onların, iş hususunda danış onlarla.’[3]

Ancak sevgide ifrat ve tefrit edilmemelidir. Çünkü hem sıkmak ve soğuk kalmak, hem de aşırı sevgi yıkıcıdır.

Yersiz sevgi, çocuğu daha başlangıçta şımarık, zayıf, iradesiz ve başına buyruk eder. Böyle çocuklar davranışlarıyla anne babalarını üzer, onlara birçok sorunlar çıkarırlar. Şımarık birinin iki musibeti vardır: Biri herkesin onu anne babası gibi sevmesini bekler ve ona saygısızlık edilmesini istemez, isteğinin hemen yerine gelmesini ister. Başkaları ona önem vermeyip yersiz istekleriyle alay ettiklerini gördüğünde çok üzülür ve aşağılık duygusuna kapılır. Diğer taraftan aşağılık duygusuna kapılmasına neden olan iç dünyasındaki bu yıkımlar onu, sinirli, sabırsız, kötü ahlaklı, aşağılık birine çevirir. İnsanlara karşı kötümser olur, çirkin sözler ve uygunsuz davranışlarla onları kızdırır ve rahatsız eder.[4]

Psikolog Alfred Adly, bir kadın, komşusu radyonun sesini fazla açtığı için onu uyardığında radyoyu kısmayınca intihar ettiğini söylüyor. Adly araştırma yaptığında o kadının çocukluktan nazlı ve şımarık yetiştirildiğini gördü. Ne istemişse hemen yerine getirilmiş, bu yüzden kendisine olumsuz cevap veren bir dünyada yaşamaya tahammülü kalmamıştı.[5]   

Mac Bride diyor ki: Şımarık yetişmek aşağılık duygusunun alametlerindendir. Bunun kökünü çocukluk döneminde ki yanlış eğitim şeklinde aramak lazım. Kendisini anne babasının gözünün nuru gören çocuk, büyüyüp kadın veya erkek olunca yaşamının bütün yönlerinde aziz ve herkesin etrafında pervane olmasını ister. Böyle biri, kimsenin kendisine ilgi göstermediğini görünce ruhsal durumu bozulur, beyni karışır ve sonunda ya intihar eder veya başkalarını kötüler. Bu şekilde ortaya çıkan ukdeler toplumun büyük musibetlerindendir.[6]

Sevgide ifrat etmekten sakınılması gerektiği gibi tefritten, sinirli ve sert davranışlardan da sakınmak gerekir. Çocuğa karşı sert davranmak psikolojik olarak çok yanlış olup, birçok zararları vardır. Aşağıda onlardan bazılarına değiniyoruz:

a) Anne babaya karşı gellmesine neden olur. Çocuğunu kınayan, bunda ısrar eden ve devamlı böyle yapan ebeveyn çocuğuna hakaret etmiş ve aşağılamış olur. Böyle anne babalar çocuklarını eğitemedikleri gibi acemi davranışlarıyla inat ve küstahlığa da meydan verirler. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kızmak ve kınamakta aşırı gitmek, inatın ateşini körükler.’[7]

b) Çocuğa sert davranmak, onun kendisine olan güvenini kaybetmesine neden olur. Hiçbir şey büyüklerin gücünün karşısında tahkir edilmek kadar çocuğun kendine öz güvenini kaybettirmez.[8]

c) Çocuğun intikam alma duygusuna ve ukdeli olmasına neden olur. Psikiyatiristler, yaptıkları araştırmaların sonucunda birçok katil ve büyük suça karışanların, çocukluklarında aşağılanan kimseler olduklarını gördüler. Yani toplum böyle insanları tamamen uzaklaştırmış ve onlara hiçbir şekilde önem vermemişlerdi. Böyleleri toplumun kendilerini kabul etmediğini gördüklerinde birdenbire bütün perdeleri yıkarak içlerindeki ukdeyi boşaltmak ve toplumdan intikam almak için toplumsal olmayan yanlış hareketlere başvururlar. Bunların kişilikleri bir yere kadar yerine oturmuş olsaydı ellerindeki güç ve yeteneği yanlış ve uygunsuz yerlere harcamaz, doğru bir kanalda kullanarak faydalı olurlardı.[9]

3- Çocuğa şahsiyet vermek: Çocuğunuza şahsiyet verin. Nitekim Peygamberimizin (s.a.a) çocuğa verdiği değerden dolayı namazın secdesinde sırtına binen çocuk kendisi insin diye secdeyi uzattığını görmekteyiz. Bazende ağlayan çocuğun sesini duyduğunda cemaat namazını hızlı kılıp çabuk bitirirdi. Bunlarla insanlara çocuğa şahsiyet verilmesinin dersini öğretiyordu.

4- Çocuğa insiyatif ve yaratıcılık imkanı tanıma: Çocuğun yaratıcılığının önü alınırsa bu herşeyden önce yeteneğinin bir bölümünü köreltir, sonra kendine güvenini kaybettirir. Sonuçta hep başkalarının tecrübelerine dayanır ve kendisi her hangi girişimde bulunmaz. Öte yandan, bir işi yapma gücünü kendinde bulmaz ve girişken olmaktan korkar.[10] Hz. Ali (a.s) sorulan soruları bazen herkesin içinde cevaplamaları için çocuklarına havale ederek onlara şahsiyet verirdi.[11]

5- Çocuğun gelişim aşamalarına riayet etmek: Çocuğun eğitimi aşamalı ve onun yaşına uygun olmalıdır.



[1]- Mehdi Danişmend, Erziş-i Valideyn ve Terbiyet-i Ferzend, s.69-70, Yas-ı Nebi, h.ş.1380.

[2]- Seyyid Hasan Musavi Rad Lahici, Peder Mader-i Muallim Mera Hub Terbiyet Kon, s.128, İntişarat-ı İmam Şinasi ve Asar-ul Hücce (a.f), h.ş.1379.

[3]- Al-i İmran/159.

[4]- Sima Mikhbor, Reyhane-i Beheşti veya Ferzend-i Salih, s.226, Nur-uz Zehra (s.a), h.ş.1386.

[5]- Goftar Felsefi, Kudek Ez Nazar-ı Veraset ve Terbiyet, 2. Bölüm, s.247, Neşr-i Maarif-i İslami, 1346, Ferzendan-ı Ma s.39’dan alınmıştır

[6]- a.g.e. s.246, Ukdey-i Hakaret, s.27’den alınmıştır.

[7]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.235

[8]- a.g.e. s.227.

[9]- Mecid Reşidpur, Terbiyet Kudek Ez Didgah-ı İslam, s.66, İntişarat-ı Kabe, h.ş.1362.

[10]- Muhsin Kazımi, Çegune Ferzend-i Nabiğa Daşte Başim, s.156, Neşr-i Mim, h.ş.1381.

[11]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.223.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Bir insan rüya tabir etme becerisine nasıl sahip olabilir?
    22992 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Rüya görmek, yaşam boyunca herkes için vuku bulan bir husustur. Rüyanın nitelik ve keyfiyeti henüz bilginler için iyice aydınlanmamıştır. Kur’an-ı Kerim Yusuf’u anmakta ve onun hem sadık rüya gördüğünü[1] ve hem de Allah’ın kendisine rüya tabirini öğrettiğini bildirmektedir.[2] Yusuf ...
  • Dövme yaptırmak haram mıdır?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/22
    Ayetullah el-Uzma Hadevi Tahrani’nin cevabı:Bedene zararı yoksa, müstehcen şekiller olmazsa ve insanın şahsiyetini düşürmezse sakıncasızdır. ...
  • Niçin Peygamber (s.a.a), Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ etmiştir?
    8398 تاريخ بزرگان 2009/06/06
    Peygamber’in (s.a.a) Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ ettiğini açıklayan hadisler çeşitli kitaplarda yer almıştır. Bu işten men’ etmenin sebebi Adnan’dan önceki atalarının bilinemeyişidir. Böylece Hz. Peygamber (s.a.a) tarihçilerin bu konuda ihtilafa düşmelerini önlemek ...
  • Lütfen Kadının örtünmesinin sınırları hakkında bir hadis zikredin.
    12789 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2008/06/18
    Nur suresinin 31’inci ayeti ve birçok rivayetlerde örtünmenin sınırları açıklanmıştır. Allah-u Teala, zikredilen ayette şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını kontrol etsinler ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olanı dışında süslerini açmasınlar.[i] Başörtülerini, yakalarının üzerine salıversinler. Süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    6931 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İran bankalarından banka karı almak helal midir?
    5554 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    İran İslam Cumhuriyeti’ndeki bankalara yatırılan emanetin mahiyeti şu şekildedir: Müşteri, parasını sermaye yatırmak için emanet olarak kısa veya uzun vadeli bir şekilde bankaya yatırır ve anlaşma uyarınca bir işlemde kullanması için bankayı vekil kılar. Bu durumda banka işlemleri faizsiz gerçekleşir ve bu işlemden elde edilen kar ...
  • Fıkhi hükümlerin bir nedenselliği var mıdır?
    8112 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/08/12
    Aşağıdaki noktalar eşliğinde soruya cevap verilecektir: 1. Tüm ilahi hükümler maslahatlar ve sakıncalar esasıncadır; yani hiçbir şey cihetsiz helal veya farz kılınmamıştır. Hükümlerin hikmetsiz, ölçüsüz, kritersiz ve etkileri gözetilmeksizin insanlığa sunulması ve onlarda bir nedenselliğin bulunmaması diye bir şey söz konusu değildir. 2. Ayet ve rivayetlerde külli ve ...
  • Malik Eşter’in ecdadı ve evlatları muvahhid miydiler? Onların da velayete imanları var mıydı?
    13721 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Yemen’in Naha ve Mizhac kabilelerinden olan Malik Eşter’in ecdadının muvahhid olması hususunda muteber tarih ve siret kitaplarında, Yemen’de bu kabilenin İslama girmekte öncü olmasının dışında bir şey zikredilememiştir.Malik Eşter’in İshak ve İbrahim adında iki oğlu vardı. İshak, Kerbela’da İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarından olup, ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6161 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Siyah elbise giymenin İslam’daki hükmünün mekruh olup olmadığını sormak istiyorum. Ayetullah Behçet’in bu husustaki görüşü nedir?
    27581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/20
    Din öğretiler bütününden elde edildiği kadarıyla kadın elbisesi bedeni örtecek tarzda olmalı ve aynı şekilde namahrem ile karşılaşıldığında da dikkat çekici olmamalıdır. Çok açık olduğu üzere siyah renk diğer renklerle mukayese edildiğinde kullanışlı bir şekilde kadın için daha koyu ve iyi bir örtü sağlamaktadır. Bu esas ...

En Çok Okunanlar