Gelişmiş Arama
Ziyaret
16007
Güncellenme Tarihi: 2009/10/12
Soru Özeti
Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
Soru
İnsanların cennetteki durumu nasıl olacaktır? Onlar bu dünyevi cisim ile mi cennete gireceklerdir yoksa sadece ruhlar mı orada bulunabilir?
Kısa Cevap

Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa hayali ve misali bir cisim olup olmayacağı akli deliller yoluyla kanıtlanabilecek konular zümresinden değildir. Bu yüzden bir grup mütekellim ahireti sadece cisimsel bilmiş, beden ve mekanizması dışında bir ruhun varlığına inanmamıştır. Başta Meşşa ekolü takipçileri olmak üzere bir grup filozof da sadece ruhani ahirete inanmıştır. Onlar, öldükten sonra ruhun beden ile ilişkisinin kesildiğini ama mevcut ruhun maddeden yoksun olması nedeniyle fena ve yokluğa maruz kalmayacağını ve beden ile ilişkisinin kesilmesinden sonra baki ve ebedi kalacağını söylemiştir. Ama birçok bilge, arif, kelam ilmi bilgini ve Şeyh Müfit, Şeyh Tusi ve Hacı Nasır gibi Şii âlimler her ikisine inanmış ve dirilişte ruhun bedene döneceğini ve neticede insanın dirilişinin cisimsel olacağını söylemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Kesin olan şey, ahiret ve dirilişe inanmanın tanrıya inanmak gibi tüm din ve mezhep takipçilerinin inançları olduğudur.[1] Dolayısyla hikmetli bir başlangıca inanan fertler – her ne kadar belirli bir mezhebi takip etmeseler bile -  batini vicdan ve deruni bilinçleri vesilesi ile bu genel inancı (diriliş) itiraf ederler. Ama onlar bunun niteliği hakkında görüş ayrılığı taşırlar. Diriliş cisimsel midir yoksa ruhani midir, cisimsel olması durumunda ahiretteki beden insanın bu dünyada taşıdığı doğal beden gibi midir veya beden misali veya berzah bedeni olarak adlandırılan daha latif bir beden midir? Burada özet olarak bilginlerin görüşlerini dile getirecek ve sonra meşhur görüşü açıklayacağız:[2]

1. Bir grup mütekellim dirilişi sadece cisimsel bilmiş, beden ve mekanizması dışında bir ruhun varlığına inanmamıştır.

2. Bir grup filozof özellikle Meşşa ekolü takipçileri sadece ruhani dirilişe inanmış ve şöyle demiştir: Öldükten sonra ruhun beden ile ilişkisi kesilir, ama mevcut ruh maddeden yoksun olduğu için onda fena ve yokluk olmaz ve onun bedenle ilişkisi kesildikten sonra baki ve ebedi olur. Bu görüş, bu grup filozofun cisimsel dirilişin şüphe ve eleştirilerini yanıtlayamamalarından kaynaklanmış, onlar çaresiz olarak ruhani dirilişe inanmış ve cisimsel dirilişi ise inkâr etmiştir.

3. Birçok bilge, arif, kelam ilmi bilgini ve Şeyh Müfit, Şeyh Tusi ve Hacı Nasır gibi Şii âlimler her ikisi hususa inanmaktadır: Dirilişte ruh bedene döner ve neticede insanın dirilişi cisimseldir. Elbette bu cisim ruhsuz değil, ruh taşıyan bir cisimdir. Bu görüşü taşıyanlar iki gruba ayrılmıştır:

A. Onların bazıları kıyamette ruhun doğal ve kimyasal etki ve etkileşim içinde olan tabii ve maddi bir bedene döneceğine inanır.

B. Bir grup da ruhun latif, maddeden arı, miktar ve şekil sahibi bir misal ve berzah bedenine döneceğine inanır. Bu latif beden bir tür dünya bedenine tekabül eder ve onu gören herkes “bu” dünyada yaşayan filan insandır der. Ama maddi olmadığından ve kimyasal ve fiziksel etki ve etkileşim kabiliyeti taşımadığından onunla arasında fark olur.  Bu cisim insanın rüyada gördüğü cisimler gibidir.

Her ne kadar akli deliller diriliş ve bu dünya dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de dirilişin niteliği, sadece ruhani ve cismani olup olmadığı ve cisimsel olması durumunda maddi mi yoksa berzah ve misal cismi mi olup olmadığı konuları akli deliller yoluyla ispat edilebilecek konular değildir. Bu yüzden büyük bilge İbn. Sina şöyle demektedir: Bilinmelidir ki dirilişin bir bölümü şeriat yoluyla nakledilmiş ve şeriat onu kabul etmiştir. Onu ispat etmek için şeriat ve Hz. Peygamberin (s.a.a) tasdik yolu dışında başka bir yol yoktur ve o bedenin dirilmesi ile ilgilidir. Cisimsel dirilişin niteliği ve onun detaylarını şeriat delili ve vahyin bildirimi ile kabullenmeliyiz; zira belirtilen kıstas insanlığın bu yolla hakikatleri kavraması için en güvenilir ve mükemmel ölçüdür.[3]

Bundan dolayı dirilişin niteliği hakkında Kur’an ayetleri ve hadislere müracaat etmek ve bu zor meselede onlardan yardım almak zorunludur.

Kur’an ve Cisimsel Diriliş

Kur’an ayetleri açıkça insanların dirilişinin kıyamet gününde sadece ruhani olmadığına, bunun hem ruhani ve hem  cismani olduğuna tanıklık etmektedir. Aynı şekilde ruhun bağlı olacağı cisim de dünyevi maddi cisim olacaktır. Birçok ayet buna delalet etmektedir ve burada kısa olması için sadece bir kaçını belirtmekle yetiniyoruz:

1. Bazı ayetler kemiklerin dirilmesini muhal bilen kimselere yanıt vermektedir: De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”[4]  İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır? Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.[5]

2. Bir grup ayet kıyamet gününde insanın kabirden kalkacağını ve hesaba çekileceğini bildirmektedir: Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca.[6] Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.[7]

3. Bazen Kur’an cisimsel dirilişin imkânını, onun dünyada gerçekleşmesi aracılığıyla ispat eder; Uzeyr’in[8] şaşırtıcı serüveni ve Hz İbrahim’in Allah’tan cisimsel diriliş hakkındaki sorusu bu kabildendir.[9]

Kur’an-ı Kerim’in bazen ilk hayata yöneltmesi ve bazen de Uzeyr veya Ashabı Kehf kıssasında olduğu gibi ölülerin dirilmesine dönük örnekler vermesinden, insanın yeni hayatının bu maddi bedenle birlikte olacağı neticesi elde edilir.

İmam Ali’nin Nehcü’l Belağa’daki sözlerinden de diğer dünyada insanların dirilişinin tabii beden ile olacağını anlamak mümkündür. İmam Ali (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: Biliniz ki insanın bu nazik derisi ateşte dayanamaz, o halde kendinize merhamet edin…[10]  Veya şöyle buyurmaktadır: Diriliş zamanı gelecek, o zaman insanları mezarlıklardan çıkaracaklardır. Bu esnada onların tümü Allah’ın emriyle koşacak ve hızlıca dönüş yerine doğru ilerleyecektir.[11] İmam Ali başka bir yerde şöyle buyurmaktadır: Yeryüzü içinde bulundurduğu her şeyi dışarıya atacak, Allah onları eski haldeyken yenileyecek ve dağılmışken toplayacaktır…[12]

4. Renkli meyvelerden[13], kuşların etinden[14] ve gözü büyük kadınlarla evlenmekten[15] yararlanmak gibi cennette iyi fertlere vaat edilmiş birçok nimet, dirilişin cisimsel olmaması durumunda zor bir şekilde tasavvur edilebilir.

Netice: Meşhur mütekellim, filozof ve din âlimleri ayet ve rivayetlerden yararlanarak insanların kıyamet gününde dirilişinin cisimsel olacağına inanır.

Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için 125. (Site: 2404) yanıta müracaat edebilirsiniz. 

 


[1] Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için 11594. Soruya (Site: tr11443) (Ehli Kitap Açısından Cisimsel Ahiret) müracaat edebilirsiniz.

[2] Molla Sadra, Mebde ve Mead, Ahmed bin Muhammed Hüseyni Erdekani, Abdullah Nurani, s: 433 – 436, Merkezi Neşri Danişgahi, Tahran, 1362; Subhani, Cafer, İlahiyat ve Mearifi İslami, S: 290 – 297, İntişaratı Şafak, Kum, çapı dovvum, 1379.

[3] Bu Ali Sina, İlahiyat Şifa, Hasanzade Amuli, Hasan, Makalei 9, s: 460, İntişaratı defteri tabligatı İslami, Kum, çapı evvel, 1376.

[4] Yasin Suresi, 79. ayet: “قُلْ يُحْييهَا الَّذي أَنْشَأَها أَوَّلَ مَرَّةٍ وَ هُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَليم

[5] Kıyamet Suresi, 3 - 4. ayet: "أَ يَحْسَبُ الْإِنْسانُ أَلَّنْ نَجْمَعَ عِظامَهُ * بَلى‏ قادِرينَ عَلى‏ أَنْ نُسَوِّيَ بَنانَه‏".

[6] Adiyat Suresi, 9. ayet: "أَفَلا يَعْلَمُ إِذا بُعْثِرَ ما فِي الْقُبُور".

[7] Yasin Suresi, 51. ayet: "وَ نُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذا هُمْ مِنَ الْأَجْداثِ إِلى‏ رَبِّهِمْ يَنْسِلُون‏".

[8] Bakara Suresi, 259. ayet: "أَوْ كَالَّذي مَرَّ عَلى‏ قَرْيَةٍ وَ هِيَ خاوِيَةٌ عَلى‏ عُرُوشِها قالَ أَنَّى يُحْيي‏ هذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِها فَأَماتَهُ اللَّهُ مِائَةَ عامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قالَ كَمْ لَبِثْتَ قالَ لَبِثْتُ يَوْماً أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قالَ بَلْ لَبِثْتَ مِائَةَ عامٍ فَانْظُرْ إِلى‏ طَعامِكَ وَ شَرابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَ انْظُرْ إِلى‏ حِمارِكَ وَ لِنَجْعَلَكَ آيَةً لِلنَّاسِ وَ انْظُرْ إِلَى الْعِظامِ كَيْفَ نُنْشِزُها ثُمَّ نَكْسُوها لَحْماً فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ قالَ أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلى‏ كُلِّ شَيْ‏ءٍ قَدير".

[9] Bakara Suresi, 260. ayet: "وَ إِذْ قالَ إِبْراهيمُ رَبِّ أَرِني‏ كَيْفَ تُحْيِ الْمَوْتى‏ قالَ أَ وَ لَمْ تُؤْمِنْ قالَ بَلى‏ وَ لكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبي‏ قالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلى‏ كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءاً ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتينَكَ سَعْياً وَ اعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَزيزٌ حَكيم‏".

[10] Meadihah, Abdu’l Mecit, Hurşidi bi gurubu Nehcü’l Belağa, hadis 182, s: 218, Neşri Zerre, çapı evvel, 1373.

[11] a.g.e, hadis 82, s: 80.

[12] a.g.e,  hadis 108, s: 125.

[13] Mürselat Suresi, 42. ayet; Muminun Suresi, 19. ayet; Saffat Suresi, 42. ayet; Duhan Suresi, 55. Ayet …

[14] Vakıa Suresi, 21. ayet; Tur Suresi, 22. Ayet…

[15] Rahman Suresi, 72. ayet; Vakıa Suresi, 22. Ayet…

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Bir insan rüya tabir etme becerisine nasıl sahip olabilir?
    22992 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Rüya görmek, yaşam boyunca herkes için vuku bulan bir husustur. Rüyanın nitelik ve keyfiyeti henüz bilginler için iyice aydınlanmamıştır. Kur’an-ı Kerim Yusuf’u anmakta ve onun hem sadık rüya gördüğünü[1] ve hem de Allah’ın kendisine rüya tabirini öğrettiğini bildirmektedir.[2] Yusuf ...
  • Dövme yaptırmak haram mıdır?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/22
    Ayetullah el-Uzma Hadevi Tahrani’nin cevabı:Bedene zararı yoksa, müstehcen şekiller olmazsa ve insanın şahsiyetini düşürmezse sakıncasızdır. ...
  • Niçin Peygamber (s.a.a), Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ etmiştir?
    8398 تاريخ بزرگان 2009/06/06
    Peygamber’in (s.a.a) Adanan’dan önceki -Hz. İbrahim’e kadar ve Hz. İbrahim’den Hz. Adem’e kadar olan- ecdadının (atalarının) sayılmasını men’ ettiğini açıklayan hadisler çeşitli kitaplarda yer almıştır. Bu işten men’ etmenin sebebi Adnan’dan önceki atalarının bilinemeyişidir. Böylece Hz. Peygamber (s.a.a) tarihçilerin bu konuda ihtilafa düşmelerini önlemek ...
  • Lütfen Kadının örtünmesinin sınırları hakkında bir hadis zikredin.
    12789 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2008/06/18
    Nur suresinin 31’inci ayeti ve birçok rivayetlerde örtünmenin sınırları açıklanmıştır. Allah-u Teala, zikredilen ayette şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını kontrol etsinler ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olanı dışında süslerini açmasınlar.[i] Başörtülerini, yakalarının üzerine salıversinler. Süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    6931 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İran bankalarından banka karı almak helal midir?
    5554 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    İran İslam Cumhuriyeti’ndeki bankalara yatırılan emanetin mahiyeti şu şekildedir: Müşteri, parasını sermaye yatırmak için emanet olarak kısa veya uzun vadeli bir şekilde bankaya yatırır ve anlaşma uyarınca bir işlemde kullanması için bankayı vekil kılar. Bu durumda banka işlemleri faizsiz gerçekleşir ve bu işlemden elde edilen kar ...
  • Fıkhi hükümlerin bir nedenselliği var mıdır?
    8112 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/08/12
    Aşağıdaki noktalar eşliğinde soruya cevap verilecektir: 1. Tüm ilahi hükümler maslahatlar ve sakıncalar esasıncadır; yani hiçbir şey cihetsiz helal veya farz kılınmamıştır. Hükümlerin hikmetsiz, ölçüsüz, kritersiz ve etkileri gözetilmeksizin insanlığa sunulması ve onlarda bir nedenselliğin bulunmaması diye bir şey söz konusu değildir. 2. Ayet ve rivayetlerde külli ve ...
  • Malik Eşter’in ecdadı ve evlatları muvahhid miydiler? Onların da velayete imanları var mıydı?
    13721 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Yemen’in Naha ve Mizhac kabilelerinden olan Malik Eşter’in ecdadının muvahhid olması hususunda muteber tarih ve siret kitaplarında, Yemen’de bu kabilenin İslama girmekte öncü olmasının dışında bir şey zikredilememiştir.Malik Eşter’in İshak ve İbrahim adında iki oğlu vardı. İshak, Kerbela’da İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarından olup, ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6161 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Siyah elbise giymenin İslam’daki hükmünün mekruh olup olmadığını sormak istiyorum. Ayetullah Behçet’in bu husustaki görüşü nedir?
    27581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/20
    Din öğretiler bütününden elde edildiği kadarıyla kadın elbisesi bedeni örtecek tarzda olmalı ve aynı şekilde namahrem ile karşılaşıldığında da dikkat çekici olmamalıdır. Çok açık olduğu üzere siyah renk diğer renklerle mukayese edildiğinde kullanışlı bir şekilde kadın için daha koyu ve iyi bir örtü sağlamaktadır. Bu esas ...

En Çok Okunanlar