Gelişmiş Arama
Ziyaret
14212
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
Soru
Şia âlimleri Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna ve onun meni dışında kendisi için hiçbir ilaç bulmadığına mı inanmaktadır?
Kısa Cevap
Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. 
 
Ayrıntılı Cevap
Hz. Peygamber (s.a.a) döneminde ve İslam’ın yayılmasıyla Hz. Peygamberin (s.a.a) hadislerini kayıt ve nakletme akımı şekillendi. Hz. Peygamberin (s.a.a) vefat etmesinden sonra ve Müslümanların iç ihtilaflarla uğraştığı bir atmosferde, bir grup Müslüman bu eşsiz hazineyi toplamak için çaba sarf etti. Öte taraftan ikinci halife dönemindeki özel siyasî koşullarda hadislerin yazılması yasaklandı. Bu yasak, Müslüman toplum için bir darbe niteliğindeydi. Bu dönemsel ama etkili durgunluktan sonra hadisçilik akımı daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Hadislerin kayıt ve nakledilmesinin nicel olarak yaygınlık kazanmasıyla birlikte, dinsel samimiyetleri hakkında kuşku bulunan bir takım muhaddislerin meydana çıktıklarına tanıklık ediyoruz. Bu bireyler arasında Müslüman olmuş Yahudiler çok dikkat çekmektedir. Bazı hadis külliyatlarını biraz incelemeyle İsrailiyat, uydurulmuş rivayetler ve tahrif edilmiş hadislerin izine rastlamak mümkündür. Bu hususun değişik nedenleri vardır; henüz eski dinleriyle ilişkilerini ve ona duydukları ilgiyi koruyan ve yitirmeyen Müslüman olmuş Yahudi raviler bunun bir örneğidir. Bu grup İslam’a duyduğu derin düşmanlık nedeniyle hadislere el uzatmak veya hadis uydurmak suretiyle Müslümanlar arasında sapık inançlarını yaymaya çalışmıştır. Aynı şekilde nifak, Gulat ve Mukassire akımları ve de hadis toplama, nakletme ve yazma faaliyetlerinde eli bulunan değişik mezheplerin aşırı unsurları hadisleri tahrif etme, hadis uydurma ve onları hadis usulü[1] kitaplarına sokmada veya bazı hadisleri silmede etkisiz olmamıştır. Şia imamları her zaman değişik fırsatlarda bu sapık akımlara işaret etmiş ve onları dışlayıp lanetlemişledir.[2] Böyle bir ortamda hem Şia ve hem de Ehli Sünnet bir hadis külliyatı oluşturmuştur ki bu külliyat içinde de bu tür unsurlara rastlamak mümkündür.  Bu nedenle Şia’da hadis nakli ve toplanması sürecinde ve başlangıçta hadisi tanımaya dönük çabalar kendini gösterdi. Masum imamlar (a.s) değişik durumlarda hadisleri yanlış anlamanın önüne geçmek gayesiyle muhataplarına hadisleri açıklamakta ve tefsir etmekteydiler. Hicrî-Kamerî on ve on birinci yüzyıllarda hadis toplama işlemi daha geniş bir kapsamda sürdü ve bunun neticesinde Ahbarilik akımı ortaya çıktı. Elbette bu akımla eşzamanlı olarak, hadis ilmi de rical, diraye ve hadis fıkhı formunda daha organizeli bir şekilde beliriverdi. Şia’nın hadis kitaplarının müellifleri, doğru hadisleri toplamak gayesiyle hadis külliyatlarını derleme ve tedvin etme noktasında büyük bir çaba sarf ettiler. Bununla birlikte hiçbir zaman bu rivayetlerin tamamının doğru olduğu iddiasını gütmediler. Bu nedenle âlimler bu külliyatlardaki rivayetleri ele alırken hadis ilminden (rical, diraye, hadis fıkhı) yararlanmak suretiyle sahih rivayetleri sahih olmayan rivayetlerden ayırt etmekte, belirginleştirmekte ve sonra onlara isnatta bulunmaktadır. Belirtilen hususlara binaen, Şia ve Ehli Sünnet’in hadis külliyatları sorundan yoksun değildir. Bu nedenle her iki grup sahih hitaplar tedvin ederek bu sorunları gidermeye çalışmışlardır. Bununla birlikte, henüz Şia’nın dört kitabı ve Ehli Sünnet’in sahih kitaplarında daha fazla bir inceleme ve dikkate ihtiyaç duyan sayılı bir takım doğru olmayan rivayetler mevcuttur.
Netice:
1. Hatta düşmanlar hakkında olsa bile İslam her türlü aşırılığa karşıdır[3] ama değişik mezheplerin aşırı unsurları ve bu cümleden olmak üzere Şiilik iddiası güden aşırılar (Gulat), bu tavsiyeye kulak vermeyip kendi mezhepleri için zorluklar yaratmışlardır.
2. İmamlar (a.s) döneminde bir takım rivayetler de onların düşmanları tarafından üretilmiş ve sahaya sürülmüştür. Bu rivayetlerin bazıları imamların (a.s) erdemleri hakkında aşırıya kaçacak şekilde ve onların muhaliflerini ifrat derecesinde yerme tarzındaydı. Bu her iki grup da kamuoyunu masum önderlerin aleyhine yönlendirmekte ve bu nedenden ötürü imamların itirazına sebep olmaktaydı.[4]
3. Şia’nın rivayet kitaplarının incelenmesi sonucunda hiçbir muteber senette ikinci halifenin eşcinsel olduğundan söz edilmemiştir. Şia âlimleri de bu meseleye inanmamaktadır. Eğer bazı yazarlar bunu Şialara isnat ediyorsa, sözlerini delilli bir şekilde ifade etmelidirler.
4. Envaru’n-Numaniye kitabında yer alan şeyler, Ehli Sünnet’ten ikinci halife hakkında aktarılan doğruluk ve sıhhati incelenmesi gereken birkaç rivayettir. Bu rivayetlerin içinde Ehli Sünnet’in bazı şahsiyetlerinden ikinci halifenin eşcinsel olduğu konusunda bir takım sözler aktarılmış, yazar bunlara işaret etmiş ve bunu çirkin gördüğünü belirtmiştir.[5]
Üzerinde düşünülmesi gereken nokta, bu tür sözlerin Ehli Sünnet’in kitaplarında yer alması ve halifelerin ve bazı sahabelerin eleştiriye tutulduğunun gözlemlenmesidir ki bu husus incelenmelidir.
5. Şia âlimleri, Ehli Sünnet ile aralarında bulunan tarihsel ve kelamsal ihtilaflara rağmen Ehli Beyt’in hakkaniyetini ispat etme noktasında hiçbir zaman bu tür çirkin ve gayri ahlakî mesnetlere tevessül etmemiş ve tartışmalarda en uygun üslubu tercih etmişlerdir.  
6. Eğer iki mezhep içinde araştırmadan ve de meçhul ve güvenilir olmayan raviler tarafından nakledilen hadislere tevessül ederek asılsız ve gerçek dışı bir konuyu dile getirmeye çalışanlar olursa, bu husus tüm Şia veya Sünni âlimlere isnat edilmemeli ve onların inancı olarak lanse edilmemelidir.
Sonuç: Her ne kadar sorunuza konu olan hususu muteber bir hadis kitabında bulmadıysak da biz Şiaların hadis kitaplarında yer alan her hadis veya rivayetin sahih olduğuna inanmadığımızı söylemek gerekir. Belirtildiği gibi, değişik nedenlerden ötürü Şia âlimleri tarafından onaylanmamış rivayetler de mevcuttur ve rivayetlerin doğru olup olmadığını saptamak için bir takım kıstasların karar kılınmış olması bu yüzdendir.       
 

[1] Keşi, Muhammed b. Ömer, Rical-i Keşi, s. 250, İntişarat-ı Danışgah-ı Meşhed, Meşhed-i Mukaddes, 1348 h.k.
[2] Hilli, Hasan b. Yusuf, el-Hulasa, s. 35, çap-ı dovvom, Daru’z-Zahair, Kum, 1411 h.k.
[3] Maide, 8.
[4] Saduk, Muhammed b. Ali, Uyun-i Ahbari’r-Rıza (a.s), c. 1, s. 304, İntişarat-ı Cihan, 1378 h.k.
[5] Cezairi, Seyid Nimetullah,el-Envaru’n-Numaniye, c. 1, s. 52, çap-ı evvel, Daru’l-Kari, Beyrut, 1429 h.k.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Birikmiş paramı devlet tahvili alarak değerlendirmemin ve aldığım faizin durumu nedir?
    5135 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/12
    Sizin sorunuzun yazdığınız üzere Ayetullah Uzma Hamenei'nin fetva bürosundan soruldu ve alınan cevap şöyledir:"Eğer söz konusu banka Müslümanların bankası ise ve şer'i akitlerden biri üzerine size kar veriyorsa bunun bir sakıncası yoktur. Eğer kafirlerin bankası ise kafirlerden faiz almanın bir sakıncası yoktur."Daha geniş bilgi için bkz.1- ...
  • Erkeğin küpe takması caiz midir?
    24781 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2007/11/05
    Erkeklerin ziynet eşyalarından kullanmadaki İslam’ın kural ve ölçüsü iki şeyden ibarettir:1. Ziynet eşyasının altından yapılmamış olması. Çünkü altın takmak süs olsun veya olmasın erkeklere haramdır.2. Kadınlara mahsus olan ziynetlerden olmaması.Buna göre eğer bir bölge veya şehirde küpe kadınlara özgü bir ziynet sayılmazsa altından yapılmadığı takdirde ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    5924 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • Eğer Allah yapacağımız şeyi biliyorsa bu cebir değil midir?
    8100 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Allah’ın ezeli ilmi yoluyla cebir nazariyesi için delil getirenlere karşı şu şekilde cevap verilmelidir: “Allah ezelden insanın kendi iradesiyle ameller işleyeceğini bilmektedir.” Bu cevap Allah’ın kuşatıcı ve ezeli ilmiyle çelişmez; zira Allah ezelden onun kendi iradesiyle işleri yapacağını bilmektedir. Nitekim bu Allah’ın yaratıcılığıyla da çelişmez; çünkü Allah ...
  • Bir hadiste şöyle yer almaktadır: İki kişiyi birbiriyle barıştırmak tüm namaz ve oruçlardan daha değerlidir. Bunun manası nedir?
    26920 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Bazı mütercimler ve sizin yaptığınız tercümenin özgür bir tercüme olduğu anlaşılmaktadır; zira Arapça metne "صَلَاحُ ذَاتِ الْبَيْنِ أَفْضَلُ مِنْ عَامَّةِ الصَّلَاةِ وَ الصِّيَام‏"[1] dikkat edildiği takdirde Allah Resulü’nün (s.a.a) sözünün manasının şu olduğu anlaşılacaktır: İki kişiyi barıştırmak birçok namaz ve oruçtan daha ...
  • 1. İnsanın oturmadığı evin humusu var mı? 2. Şer’i vekil İmam’ın (a.s) hakkından ev almak için birine yardım edebilir mi? 3. Humus müçtehidin vekiline verilebilir mi? 4. Kitabın humusu nasıldır?
    6030 Humusa Konu Olan Şeyler 2013/04/09
    1. Bir ev humus yılının başlangıcına kadar kulanılmazsa ona humus gelir. Yoksa gelmez. 2. Bu konunun yerleri çeşitlidir. Bu konuyu müçtehitlerin bürolarından sormak gerekir. 3. Din aliminin müçtehinizden taraf vekaleti olduğu kesin ise ona humusu vermenin sakıncası yoktur. 4. Genel olarak ihtiyaç duyulan kitaplardansa, okunuyorsa ve fiyatı ...
  • Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) kuyu kazarak suya ulaşma imkânı yok muydu?
    8262 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. ...
  • Hicr suresinin 85 İla 87. ayetlerinin tefsiri nedir?
    11155 Tefsir 2012/03/12
    Yüce Allah belirtilen ayetlerde gök ve yerin yaratılışının hak olduğuna ve hedef taşıdığına işaret etmiş ve Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) düşman ve cahillerin inatçılık, bilgisizlik, taassup, tahrip ve aşırı muhalefetleri karşısında hoşgörü ve sevgi göstermesini ve de onları bağışlayıp kendilerine hoş bir yüzle karşılık vermesini tavsiye etmektedir. En ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    5811 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • İkindi namazının ilk vakti ne zamandır?
    9973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/08/25
    İkindi namazının ilk fazilet vakti, bu namazın fazilet vaktinin başlangıcıdır ki o da öğle namazının (fazilet) vaktinden sonradır. Ancak bir de öğle ile ortak vakitleri vardır ki ayrıntılı cevapta açıklanmıştır. ...

En Çok Okunanlar