Gelişmiş Arama
Ziyaret
8888
Güncellenme Tarihi: 2019/12/08
Soru Özeti
Düzen kanıtı ve evrim teorisi
Soru
İslam’ın evrim seyri teorisini doğru telakki ettiğine dair bir olasılık mevcut mudur? Sizin tanrının varlığını ispat etme hakkındaki cevaplarınızın birinde düzen kanıtı dile getirilmiştir. Düzen kanıtı ile evrim seyri teorisi arasında bir çelişki mevcut mudur?
Kısa Cevap

Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Bu görüş birkaç neden sebebiyle kabul edilemez:

1. Darwin’in evrim teorisi, girift canlı varlıkların basit canlı varlıklardan meydana geldiğini açıklamaktan başka bir şey söylememektedir. Lakin bu teori basit varlıkların kökeni hakkında bir şey dile getirmemektedir.

2. Darwin’in evrim teorisinin doğruluğu ispatlanırsa, bu teori ilahi bir düzen kurucunun varlığına dayalı teoriyi geçersiz kılamaz; çünkü böyle bir durumda ilahi düzen kurucu fikrine sahip kesimler şöyle bir cevap verebilirler: Böyle hikmet sahibi ve âlim bir düzen kurucu evreni ve evren içindeki girift varlıkları yaratmak için uzun vadeli bir plan öngörmüştür ve girift varlıkların tedrici olarak ve de evrimsel bir süreç zarfında meydana gelmeleri gerekmekteydi.

3. Öte taraftan Darwin’in teorisi salt kanıtlanmamış bir hipotezdir. Bu hipotezin birçok karşıtı bulunmakta ve bilimsel birçok teori ile de bağdaşmamaktadır.

Bu nedenle bizim inancımıza göre insanların atası Âdem’in (a.s) yaratılışı bağlamında Kur’an’ın onaylamadığı türlerin evrim teorisi, kabul edilse bile düzen kanıtı ile bir çelişki addetmez.

Ayrıntılı Cevap

Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Evrim teorisine göre günümüzdeki girift canlı varlıkların yapısı salt tabii bir süreç neticesinde basit varlıklardan meydana gelmiştir. “Atlama veya mutasyon ve neslin artması” adındaki iki etken bu süreçte önemli bir rol oynamıştır. Atlama, dönüşümü gelecek nesillere aktarabilecek ve onların da sonraki nesillere intikal ettirebileceği şekilde çocuk ile anne ve babası arasında farklılık meydana geldiği an gerçekleşir. İkinci etken de şu şekilde etkilidir: Eğer varlıkların türemesi ortam kapsamından fazla olursa, böyle bir durumda mevcut yiyecek stoku için şiddetli bir rekabet ortaya çıkar ve neticede yiyecek temin etmede diğer türlerden daha güçlü olan varlık türü hayatını sürdürmek için daha fazla bir şans elde eder ve özelliklerini sonraki nesle aktarır. Neticede ortada bir takım doğal etkenler mecmuası bulunmakta ve bu etkenlerin kendini göstermesiyle canlı dünya sürekli artar bir tarzda bağdaşırlık yönünde değişim kaydetmektedir.[1] Evrim teorisinin batıda din konusunu birkaç yönden çelişkiler ile yüz yüze bıraktığı gözlemlenmektedir:

A. Evrim teorisinin ilahiyat meselesi ile zahiri açıdan çelişmesi: Batıda din bilginleri arasında şuurlu ve hedef sahibi yönetici bir yaratıcının varlığına yönelik dile getirilen en önemli kanıt düzen kanıtıydı. Bu kanıt esasınca evrene egemen olan düzen, evren ve varlıklar bağlamında bir yaratıcının varlığını ispatlamakla birlikte söz konusu yaratıcı için kudret, tedbir, şuur ve gayeli olmayı da ispat etmekteydi. Lakin evrim teorisi görünüşte doğanın şuurdan yoksun aksiyon ve reaksiyonlarını evrendeki varlıkların türlerinin ortaya çıkmasının nedeni lanse etmekteydi ve neticede yaratılışın tedbirli ve gayeli bir şekilde oluşunu tümüyle yabana atmaktaydı. Her ne kadar evrim teorisinin dini düşünceler ile en derin çelişkisi bu yönde bulunuyorsa da bu hususun düzen kanıtını doğru yorumlamamaktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Düzen kanıtı Müslüman mütekellimler arasında yaygın olduğu şekilde yorumlanması durumunda evrim teorisi tarafından yöneltilebilecek her eleştiri geçersiz olacaktır. Tanrının varlığına inanmak ile bu teori arasında herhangi bir gereğin bulunmadığı hatırlatılmalıdır; yani tanrının varlığının ispat edilmesi sadece düzen kanıtı temeli üzerine inşa edilmemiştir.

B. Evrim teorisinin insanın kutsal konumu ile zahirde çelişmesi:

Batıdaki dinsel teorilerde insanın yaratılışı en üstün hedef olarak göz önünde bulundurulmuş ve tüm varlıkların onun ihtiyaç ve emellerini temin etmek için yaratıldığı ifade edilmiştir. Bu bakışta insan Allah’ın iradesi ile ve O’na ulaşmak gayesiyle varlık âlemine ayak basmış bambaşka bir varlık idi. Diğer varlıklar da insanın bu hedefe ulaşması için seferber olmuş sayılmaktaydı. Hal böyleyken evrim teorisi insan da dâhil olmak üzere evredeki tüm varlıkların bir evrim süreci içinde ve tabiatın şuursuz aksiyon ve reaksiyonları sayesinde ortaya çıktığını belirterek insanın kutsal üstünlüğü ve kendine özgü konumunu tümüyle zedelemiş ve insanın makamını diğer varlıklar düzeyine indirgemiştir. Çelişkinin bu boyutu, daha çok evrim teorisinin taraftarı olan ampiristler ile kutsal kitap öğretilerinin takipçilerinden müteşekkil tartışmanın iki tarafının insanın varlıksal geçmişini şimdiki makam ve konumu ile mukayese etmelerinden kaynaklanıyordu. Hâlbuki iki tarafın da tümüyle gaflet ettiği üçüncü bir varsayıma göre, insan evrende akıl ve tefekkür gücüne sahip olan bir varlık sıfatıyla ayrıcalıklı bir konuma sahiptir ve onun varlıksal geçmişi (evrimin veya anlık yaratılışın ürünü olmak) kendisinin şimdiki üstün konumunu olumlu veya olumsuz bir şekilde etkilemeyecektir.

Evrim Teorisine Yöneltilen Eleştiriler

Bu teoriye yönelik birçok eleştiri yöneltilmiştir ve onlardan bazıları şunlardır:

1. Darwin’in evrim teorisi girift canlı varlıkların basit canlı varlıklardan meydana geldiğini açıklamaktan başka bir şey söylememektedir. Lakin bu teori basit varlıkların kökeni hakkında bir şey dile getirmemektedir. Bu basit varlıkların yapısı kendilerinin ihtiyaçlarını temin edecek şekilde olmalıdır. Aksi takdirde onlar hayatlarını sürdüremezler. Gerçekte bu teori dünyadaki bütüncül düzen bağlamında kâmil bir açıklama yapmamaktadır. Bu teori salt bazı varlıkların başka varlıklardan nasıl evrimleştiğini ifade etmektedir. Bundan dolayı bu teori tevhidi açıklamanın alternatifi olamaz.[2]

2. Eğer Darwin’in evrim teorisinin doğruluğu ispatlanırsa, bu teori ilahi bir düzen kurucunun varlığı teorisini geçersiz kılamaz; çünkü böyle bir durumda ilahi düzen kurucuya dayalı teorinin taraftarları şöyle bir cevap verebilirler: Böyle hikmet sahibi ve alim bir düzen kurucu evreni ve evren içindeki girift varlıkları yaratmak için uzun vadeli bir plan öngörmüştür ve girift varlıkların tedrici olarak ve de evrimsel bir süreç zarfında meydana gelmeleri gerekmekteydi.

3. Öte taraftan Darwin’in teorisi salt ispatlanmamış bir hipotezdir. Bu hipotezin birçok karşıtı bulunmakta ve bilimsel birçok teori ile de bağdaşmamaktadır.[3]

Bu nedenle bizim inancımıza göre insanların atası Âdem’in (a.s) yaratılışı bağlamında Kur’an’ın onaylamadığı türlerin evrim teorisi kabul edilse bile düzen kanıtı ile bir çelişki addetmez. Nitekim bu husus 731 sayılı (Site: 911) cevapta beyan edilmiştir.

İnsanın nasıl yaratıldığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat etmeniz faydalı olacaktır:

İnsanın yaratılışının merhaleleri, 1175 (Site: 1289).

Hz. Âdem’in cismani yaratılışı, 506 (Site: 547).

Hz. Âdem’in yaratılışı ve bilginlerin bulguları, 2999 (Site: 3297).

 


[1] Paul Edwarz, Berahin-i İspat-ı Vucudu Huda der Felsefe-i Garb, Tercüme, Cemali Neseb, Ali Rıza, Muhammed Rızai, Muhammed, s. 79 – 80, nakl ez Dairetu’l-Mearif, Kum, Merkezi Mutalaat ve Tahkikatı İslami, 1371.

[2] a.g.e, s. 80.

[3] Düzen kanıtı ve evrim teorisi hakkında bkz: Şerh-i Usul-i Felsefe Ve Reveş-i Realizm, Üstat Şehit Mutahhari, Mecmua-i Asar, c. 65, Tahran, Sadra, 1373, s. 940-950; aynı şekilde Üstat Mutahhari bu eleştiriyi Tevhit kitabında ilmi tam bir şekilde etüt etmiş ve incelemiştir. Mutahhari, Mürteza, Tevhit, s. 256-278, Sadra, Tahran, çapı dehum, 1381.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hz. Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir? Acaba Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberdar idiler mi?
    14997 Eski Kelam İlmi 2011/08/16
    Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Fatıma Zehra (s.a) zamanında Ali’nin (a.s) eliyle yazılmış olan bir kitaptır. Bu kitabın içeriği özel bir melek veya Cebrail (a.s) vasıtasıyla Hazreti Fatıma’ya (s.a) öğretilmiştir. Bu kitap, gaybî olayları ve Âli Muhammed’in (s.a) sırlarını içerir. Aynı zamanda İmametin bir nişanesi olup imamların birinden diğerine geçmiştir. Şu ...
  • Hergün tövbe edebilir miyiz?
    3521 انسان و خدا 2019/09/24
    Tövbe İslam dininde ve semavi dinlerde önemli, temel konulardan olup teveccüh edilen bir öğretidir. Arifler ve Evliyanın nazarında da özel bir yeri bulunmaktadır.Her fırsatta tövbe faydalı olmakla birlikte belkide gereklidirde. Zira insan zahiren günah işlememiş olsa bile her an şeytani vesveseler ve insanı Allah’ı ...
  • Duyduğum kadarıyla İmam zaman (a.s)’ın gaybet’inin başlangıcı Medine’dir. Buna binaen Samara şehrinde bulunan serdap’ın (yani mahzenin) hakkında muteber öğretiler var mıdır?
    2448 امام مهدی عج 2020/01/20
  • Hangi surede insan ilminin okyanustaki bir damladan daha az olduğu belirtilmiştir?
    9577 Tefsir 2012/05/15
    Sorudaki konuya Kur’an’ın bazı surelerinde işaret edilmiştir. Mesela: ‘De ki: Deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.’ gibi. Yine ‘Size ilimden pek az bilgiden başka bir şey verilmemiştir’ diye buyurulmaktadır. Ehl-i Beyt’in (a.s) bazı sözlerinde ayet ‘Size çok az ilim verilmiştir ve birçok kişinin ...
  • Niçin Masum İmamların İsmi Açık Bir Şekilde Kur’an’da Gelmemiştir?
    13782 Eski Kelam İlmi 2008/04/10
    Masum İmamların ismi, Kura’nda açık bir şekilde gelmemiş olsa dahi İslam Peygamberi’nin (s.a.a) hadislerinde, özellikle İmam Ali ibn-i Ebi Talib (a.s) zikredilmiştir. Hz. Ali’nin (a.s) halifeliğinin resmi olarak açıklanmasının ve isminin zikredilmesinin en açık örneği Gadir-i Hum hadisidir. Gadir-i Hum hadisi, senet açısından mütevatir (kesin bilgi verecek kadar çok) ve ...
  • Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir?
    8102 Tefsir 2012/03/14
    Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Bu ayetteki konuda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Bazıları şu görüştedirler: Ateşte olan kimseden maksat (men fin-nar) Allah'tır. Anlamı da şudur: Ateşte kudreti ve sultanlığı ateşte tecelli eden mübarektir. Ağaçtan bir diyalog sesinin ...
  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8192 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Vacib’ul-vucudun bütün kemallere sahip olduğunun delili nedir?
    4598 صفات واجب 2018/11/14
    Vacib’ul-vucut zaten bütün kemallere sahip olmalıdır. Zira kemallerden bir kemale sahip olmaz ise bu eksikliğe ve noksanlığa sonuç olarak ta fakirliğe yol açar, buda vacib’ul-vucut için niyazdır. Açıktır ki kemali bir varlığın sahip olmadığı kemaller varsa bu kemalleri hasıl etmek için bir başkasına ihtiyaç duyar. Sizin faraziyeniz; ...
  • Nasıl lezzet şehvetten teşhis edilebilinir?
    10302 Teorik Ahlak 2011/07/18
    Konulardaki helâllik ölçüsü şehvetin reel örneğine (mısdak) karşın lezzetin reel örneğine bağlı değildir. Şehvetin tüm reel örnekleri ve lezzetin tüm reel örnekleri tek bir hükme sahip değildirler. Bilakis bu iki küllinin kapsamına giren tüm reel örnekleri ve fertlerin her birisinin değişik şartlarda ve değişik türlerin iktizasına ...

En Çok Okunanlar