Gelişmiş Arama
Ziyaret
6866
Güncellenme Tarihi: 2012/04/09
Soru Özeti
Acaba hayal gücünden uygun yararlanılabilinir mi?
Soru
Ben nispeten çok hayalleri olan bir ferdim. Acaba hayalden uygun yararlanılabilinir mi? Özellikle Allah yolunda hizmet etmek doğrultusunda yararlanmak mümkün müdür?
Kısa Cevap

Hayal gücü (veya Musavvire) insani nefsin içsel algılarının mertebe ve konumlarından birisidir. Sureti (nesne) algılayan ve hissedilen şeylerin tikel şekillerini koruyan bu gücün işlevini tahayyül olarak isimlendirirler.

İnsani nefis, melekût âleminin hakikatlerini şekillendirmesi için hayal gücünü bir ayna mesabesinde aklın eline verebilir, ne var ki bunun yolu doğru amel ve hayal gücünün temizliğidir. Hayal gücü, hür bir şekilde doğru ve temiz suretleri yaratabilen bir güç olduğu gibi isyan ederek şeytanın akış kanalı olur ve zamanla kalbi emri altına alarak kararmasını sağlar; isyancı ruhuyla kendi yapılanma gücünü yok eder.

Hayal gücünün yapıcı bir güç olabilmesi için temizliğe ve dizginlenmeye ihtiyacı vardır ve bundan ötürü uzun arzulardan uzaklaşma, ibadet etme ve kalbi Allah’ın zikrine yönlendirme gibi uygun şeylerden yararlanılması tavsiye edilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Hayal gücü (veya Musavvire)[1] insani nefsin içsel algılarının mertebe ve konumlarından birisidir.[2] Sureti (nesne) algılayan ve hissedilen şeylerin cüzi (tikel) şekillerini tasavvur ve hıfzeden gücün işlevini[3] tahayyül olarak isimlendirirler.[4]

Bu suret dışsal âlemde hissedilen maddenin zihni temsili olup[5] onun kaybolmasıyla hayal gücü onu yeniden insani nefiste canlandırır.[6]

Başka bir ifadeyle, zahiri beş duyunun hissettiği şeyin suretini hayal gücü korur ve bir çeşit bu suretlerin saklandığı yerdir.[7]Gerçekte insani nefis, hayal gücü vasıtasıyla, tabiattaki varlıkların resmini çeker ve gerekli olduğu zaman kendisi için yeniden canlandırır.

İnsani nefsin zahiri ve batini güçleri arasında en serbest ve yetki sahibi olanı hayal gücüdür. Bu güç görme, işitme duyuları gibi zahiri güçlerin tersine hissedilen işlerde belli bir sınırlamayla mahdut değildir. Bu güç, cisim âleminin hissedilen şeylere yüklediği sınır ve bağları kırıp cisim âleminin ötesine uçabilir; melekût âleminin hakikatlerini şekillendirmesi için hayal gücünü bir ayna mesabesinde aklın eline verebilir, ne var ki bunun yolu doğru amel ve hayal gücünün temizliğidir.

Hayal gücü, hür bir şekilde doğru ve temiz suretleri yaratabilen bir güç olduğu gibi isyan ederek şeytanın akış kanalı olur ve zamanla kalbi emri altına alarak kararmasını sağlar; isyancı ruhuyla kendi yapılanma gücünü yok eder. Bu sebeple Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyrulur: Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayâsızlığı ve kötülüğü emreder.”[8]

Bundan dolayıdır ki; hayal gücünün temizliğe ve dizginlenmeye ihtiyacı vardır, zira hayallerin geminden kurtulmadığımız sürece ruhumuz, ilahi maarifin mekânı olamaz.

Hal böyleyken hayal gücünden uygun istifade etmek ve şeytani hayallerden uzak durmak için birkaç nokta tavsiye edilecektir:

1. Faydalı kitapları mütalaa etmek (özellikle manevi ve peygamberlerin ve velilerin yaşamlarını konu alan kitapların mütalaası).

2. Kalbi Allah’a yönlendirmek ve ona Âlemlerin Rabbi, yaratıcısı ve çekip çeviricisi karşısında olduğunu hatırlatmak ki; bu iç temrinle gerçekleşir.

3. Uzun ve erişilmesi mümkün olmayan arzulardan uzak durmak.[9]

4. Namaz gibi ibadetleri yerine getirmek, Allah’ı hatırlamak, Allah ile âşıkane söyleşide bulunmak ve… zira ibadet, zahiri ve batini güçleri, insanın hayal gücü vesilesiyle doğru ve temiz suretlere doğru adım atmasını sağlayarak “insani ve ilahi nefs”e tabi kılar.[10]

 

 


[1] Hüseyni Erdekani, Ahmet b. Muhammed, Mirâtu’l ekvan (Tahriri şerhi Hidayeyi Molla Sadra Şirazi), baskı, 1, Tahran: Neşri mirasi mektup, 1375 ş, Mukaddime ve tashih ve ta’lik: Nurani, Abdullah, s. 459; Hasan Zade Amuli, Hasan, Nususu’l hikem ber Fususu’l hikem, baskı, 1, Tahran: Neşri Reca, y. 1380,  ş, s. 273.

[2] Ğaffari, Seyit Muhammed Halit, Ferhengi ıstılahati asari Şeyh’i İşrak”,  baskı, 1, Tahran: Encümeni asar ve mefahiri ferhengi, y. 1380 ş, s. 290 ve 291; Mirâtu’l ekvan (Tahriri şerhi Hidayeyi Molla Sadra Şirazi), s. 456; Abdürrezzak Kaşani, Kemalüddin, Mecmueyi Resail ve musannifati Kaşani, Mukaddime ve tashih ve ta’lik ez: Hadi Zade, Mecit, Tahran: Mirasi Mektup, çapı dovvum, y. 1380 ş, s. 295; Hasan Zade Amuli, Hasan, İttihadi âkil ve makul”, Tahran 1366 ş, Neşri hikmet, çapı dovvum, s. 427.

[3] Tusi Hace, Nasiruddin, Ağaz ve encam, metni, mukaddime ve şerh ve ta’likat ez: Ayetullah Hasan Zade Amuli, Tahran 1374 ş, İntişarati ferheng ve irşat İslami, baskı, 4, s. 57.

[4] Hasan Zade Amuli, Hasan, Durusi ma’rifeti nefs, baskı, 3, metn, Kum: Neşri elif lam mim, y. 1385 ş, s. 197.

[5] Saliba, Cemil, El-Mu’cemu’l felsefi, Beyrut: El-Şirketu’l Alemiye lil kitap, y. 1414 k, c. 1, s. 546.

[6] Mirâtu’l ekvan(Tahriri şerhi hidayeyi Molla Sadra Şirazi), s. 459.

[7] Bakınız: Mirâtu’l ekvan (Tahriri şerhi hidayeyi Molla Sadra Şirazi), c. 459-462; Mecmueyi resail ve musannifati Kaşani, s. 295; El-Mu’cemu’l felsefi, c. 1, s. 546.

[8] Nur Suresi, 21.

[9] Hasan Zade Amuli, Hasan, Risaleyi nurun ala nur der zikr ve zakir ve mezkûr, Kum 1371 ş, Neşri Teşeyyü, çapı şeşum, s. 153.

[10] A. g. e: s. 152.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Ali (a.s) kendi hilafeti döneminde Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri vermedi.
    10537 تاريخ بزرگان 2009/06/17
    Fedek, Hayber Kalesinin Müslümanlarca fethedilmesine müteakip hicretin yedinci yılında askeri bir taarruz olmadan sahiplerinin antlaşma yaparak kendi istekleri üzere Peygamber’e teslim ettikleri verimli bir arazinin adıdır. Bu bölge askeri bir girişim olmadan ele geçirildiği için Peygameber’e aitti.   Peygamber (s.a.a), “Yakınlarının hakkını ver” ayeti inince Fedek’i Hz. Fatıma’ya ...
  • Selam, Babam annemin vefatından sonra evlendi, ama evi yok ve kirada oturmaktadır. Şu anda mali sıkıntısı var ve benle hanımım da çalışıyoruz, acaba ona ne ölçüde yardım etmemiz gerekmektedir?
    5461 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Şia fıkhında bazı şahısların nafakasını[1] vermek insanın üzerine farzdır. Üç sebeple nafaka vacip olur: Evlilik[2], akrabalık ve mülkiyet.[3] Nafakası insanın üzerine farz olan kimselerden birisi ebeveynlerdir. İnsanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu hanım ve çocuklarının yanı sıra ...
  • Kısa bir süre dahi abdestini saklayamayan şahsın ibadet hükümlerinde görevi nedir?
    5437 Abdesti Bozan Şeyler 2019/03/12
    Birçok mekânda ez cümle türbelerde abdestli ve taharetle hazır olmak tavsiye edilmiş olsa da vacip değildir. Sizin sorununuz daha çok farzları ve namazı eda ederken söz konusu olmaktadır. Bu konuda bilmelisiniz ki: Hastalık sonucu gaz çıkmasının önünü alamayan mükellef idrarını tutamayan[1] şahsın hükmünde olup ...
  • Neden biz Aşura duası secdesinde Allah’a bu musibet için şükretmekteyiz?
    6756 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Nimete şükretmek, hadis kaynaklarımızda özel bir yeri olan konulardandır.[1] Mümin ve muvahhit bir insan Allah ve yaratıklarına yönelik doğru bir bilgi ve marifete sahip olduğundan, Rabbi tarafından kendisine gelen her şeye şükreder; zira böyle bir insan her zaman ilahi vazifesini yerine getirir, ister tatlı ...
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12136 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Neden Ramazan ayının başında ay görülmeli, ama Muharrem gibi diğer ayların başında bunun bir gerekliliği bulunmamaktadır?
    5861 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/01/23
    Hilali görmedeki ihtilaf tüm kamerî aylarla ilgilidir. Ama mübarek Ramazan ayında mesele orucun farz veya haram olması ve Ramazan bayramına dönmesi veya Zilhacce ayındaki hac amelleri nedeniyle, konu daha fazla önem kazanmakta ve daha fazla ve genel bir yankı uyandırmaktadır. Bu yüzden dünyadaki tüm Müslümanlar, semavî yükümlülüklerini öğrenmek için ...
  • Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
    6897 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/21
    Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla başkasına çocuğunu teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek şer’i olarak her hangi bir işkâlı yoktur. Ama ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumunu dikkate alarak konuyla ilgili (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen ...
  • Müminin nefsinin velayeti Masum İmam’ın elinde olduğu konusundaki görüşünüz nedir?
    5386 Eski Kelam İlmi 2012/01/29
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin Cevabı:Hz. Masum İmamlar’ın (a.s) müminin üzerinde tekvini ve teşrii velayetleri vardır, ancak bu velayeti uygulama noktasında hayırlar göz önüne alınır. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    12824 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Ahid duası ne zaman okunmalıdır?
    9346 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/12/04
    Duay-ı ahd hakkında rivayetlerde şöyle gelmiştir: ‘Kim bu duayı kırk sabah okursa İmam Mehdi’nin (a.s) yaranından sayılır...’[1] Bu dua sabahları okunmalıdır ve onun en iyi zamanı sabah namazından sonradır. Sabah ise fıkıha göre fecr-i sadıktan, güneşin doğuşuna kadardır. Ama örfte ...

En Çok Okunanlar