Gelişmiş Arama
Ziyaret
7822
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Peygamberin (s.a.a) üvey kızının Habbar b. Esved tarafından korkutulması olayı ve Resul-i Ekrem’in (s.a.a) onun katline hüküm vermesi doğru mudur?
Soru
Resulullah’ın (s.a.a) Zeynep adlı bir üvey kızının olduğu ve birgün onun olduğu kervana saldırıda bulunulduğu, onu korkuttukları ve çocuğunu düşük yapmasına sebep oldukları için Peygamberin’de (s.a.a) Habbar b. el-Esved’in nerede görülse öldürülme emrini verdiği hakkındaki rivayet doğru mudur? Doğru ise lütfen rivayetin kaynağını da zikreder misiniz?
Kısa Cevap

v

Sözünü ettiğiniz rivayet kaynaklarda şöyle gelmiştir: Habbar b. Esved’in de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Mekke’den Medine’ye hicret eden Resulullah’ın (s.a.a) üvey kızı Zeynep’e eziyet etmek için onun peşinden gitmişti. Zeynep’e ilk ulaşan kişi Habbar b. Esved’di. O, Zeynep’in kecavesine mızrak fırlattı. Zeynep bu saldırıdan korktu ve hamile olduğu için çocuğunu düşürdü. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) Habbar b. el-Esved’in nerede görülse öldürülmesi emrini verdi.[1]

Habbar b. Esved’in öldürülüp öldürülmediği konusunda tarihçiler şöyle yazarlar: Habbar b. Esved sonradan Müslüman oldu ve affedildi.[2]

Bu rivayet güvenilir kaynaklarda gelmiştir. Ancak bu gibi rivayetlerde dikkat edilmesi gereken şey bazıları böyle olayları naklederek, İslam’ın hükümlerine ve Resulullah’a (s.a.a) eksiklik getirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu yüzden bilinmesi gerekir ki, Allah Resulü (s.a.a) herkes için rahmet olsa da,[3] toplumsal ve halkın hakları konularında -bu olayda görüldüğü gibi- emniyeti sağlamak ve suçlulara engel olmak için cezalar ön görmüştür. Bu şekilde halk, İslam toplumunda güven içinde yaşayacak, halkın haklarına tecavüz edenlerede ibret olacaktır.

Unutmayalım ki bu mesele yalnızca İslam’a özgü değildir. Bütün toplumlarda savunmasız olan sivillere ve halka silahlı saldırıda bulunma, korku ve dehşete düşürme suç olup, bunu yapanlar cezalandırılırlar. İster yöneticilerin yakınlarından olsun, ister normal kimselerden savunmasız halkın haklarını korumak devletin görevidir. İslam Peygamber’inin (s.a.a) bu meselede Habbar b. Esved’e karşı tepkisini bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

 


[1] -İbn-i Abdulbir, Ebu Amr Yusuf b. Abdullah b. Muhammed, el-İstiab Fi-Marifeti’l-Ashab, Tahkik: el-Becavi, Ali Muhammed, c.4, s.1536, Daru’l-Ciyel, Beyrut, 1. Baskı, 1412/1992; İbn-i Esir el-Cezri, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed, Usdu’l-Gabe Fi-Marifeti’s-Sahabe, c.4, s.608, Daru’l-Fikr, Beyrut, 1409/1989; et-Temimi es-Sem’ani Ebu Said Abdulkerim b. Muhammed b. Mansur, el-Ensab, Tahkik: el-Muallimi el-Yemani, Abdurrahman b. Yahya, c.10, s.535, Meclis-i Dairetu’l-Maarifi’l-Osmaniyye, Haydar Abad, 1. Baskı, 1382/1962; ez-Zehebi, Şemsuddin Muhammed b. Ahmed, Tarihu’l-İslam ve Vefiyyatu’l-Meşahir ve’l-A’lam, Tahkik: Tedmiri, Ömer Abdusselam, c.3, s.102, Daru’l-Kitabi’l-Arabi, Beyrut, 2. Baskı, 1413/1993; Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Tarihu’l-Ümem ve’l-Müluk (Tarih-i Taberi), Tahkik: İbrahim, Muhammed Ebu’l-Fazl, c.11, s.594-595, Daru’t-Teras, Beyrut, 2. Baskı, 1387/1967; el-Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyin, Delailu’n-Nübüve ve Marifet-u Ahval-i Sahibu’s-Şeriat, Tahkik: Kal’aci, Abdu’lmu’ti, c.3, s.156, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 1. Baskı, 1405/1985.     

[2] -Bel’ami, Tarihname-i Taberi, Tahkik: Ruşen, Muhammed, c.5, s.1499, c.1-2, Suruş, Tahran, 2. Baskı, HŞ. 1378, c.3,4,5, Elborz, 3. Baskı, HŞ.1373.

[3] -‘Allah Teala, Muhammedi yarattıklarına gönderdi, alemlere rahmet olsun diye.’ (Kuleyni, Kafi, c.1, s.527, c.3, s.422, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365; Şeyh Tusi, et-Tehzib, c.4, s.305, Daru’l-Kutubi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.)

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    6005 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    36932 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
    6926 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/21
    Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla başkasına çocuğunu teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek şer’i olarak her hangi bir işkâlı yoktur. Ama ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumunu dikkate alarak konuyla ilgili (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen ...
  • Başka gök cisimlerinde canlı varlıkların olduğu konusunda İslam’ın görüşü nedir?
    8716 Tefsir 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Toprağa secde etmenin felsefesi nedir?
    17957 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/24
    Secdenin hakikati alçakgönüllülük, baş eğmek ve meyildir. Secde farzlardan biridir; çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler rükû ve secde edin…” Burada bir noktaya dikkat edilmesi gerekir ve bu nokta Şia’nın toprağa toprak için secde etmemesidir; zira yüce Allah’tan başkasına secde etmek tüm Şia âlimlerinin görüş ...
  • Allah’ın ilmi meteoroloji ve sonografi gibi günümüz ilimleriyle çelişir mi?
    6875 Tefsir 2011/07/14
    Allah’ın ilmi ve beşerin ilmi birbiriyle çelişmez, bir farkla ki Allah her şeye tüm ayrıntılarıyla ve hatta zaman kısıtlaması olmaksızın vakıftır. Beşerin ilmi ise sadece bazı hususları sınırlı olarak algılamaya kadirdir. Elbette bu ilim her zaman ilerleme ve tekâmül halindedir. Ama bununla birlikte bilinmeyenler ile mukayese edildiğinde hiçbir şekilde ...
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    7191 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Gıybeti edilen bireyden rıza almadan tövbe edilebilir mi?
    7716 Pratik Ahlak 2014/05/20
    Gıybet kul hakkı olması nedeniyle iki merhalede başta gıybet edilenden rıza alınmalı ve sonrada Allah nezdinde bu günahtan dolayı tövbe edilmelidir. Ama gıybeti edilen bireyden herhangi bir nedenden ötürü rıza almak mümkün değilse veya ona bunu söylemek daha büyük bir probleme yol açacaksa böyle bir durumda masumların ...
  • Tesnim adlı tefsir kitabında kuranın sübut ve ispat makamına işaret edilmiştir. Bu iki makam arasındaki farkı nedir?
    8834 Tefsir 2012/04/02
    Kuran’ın sübut makamı, Kuran’ın kendi başına hüccet olduğu anlamındadır. Bu asılca bu mukaddes kitap kendi kendince asıl itibariyle hüccet sayılmaktadır. Ama Kuran’ın ispat makamı kuranı kerimin zati itibarıyla hüccet olmasının yanı sıra diğer metinleri ve farklı akideleri ispatlama ve onları değerlendirme ölçüsü kabiliyetine sahiptir olması anlamındadır. Çok ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    8423 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar