Gelişmiş Arama
Ziyaret
7687
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Biri inanan ve kaba huylu ve diğeri ise inanmayan ve yumuşak huylu olmak üzere iki talip olduğunda hangisini tercih etmek gerekir?
Soru
Ben 22 yaşında bir kızım ve iki talibim var. Biri çok mümin, dindar ve hizbullahidir. Ama kötülükten sakındırma gibi bazı konularda çok sertlik göstermektedir ve ahlakı da biraz serttir. Kendisinin ailesi de çok mümindir. Ama diğerinin ahlakı çok mülayimdir. Ama dinsel meseleler hakkında pek bilgisi bulunmayıp bu hususlara bağlılığı da yoktur. Lakin ben namaz ve oruç ehliyim. Bu ikisinden hangisiyle evlenmem hususunda lütfen bana kılavuzluk edin ve mümkünse benim için bir istiharede bulunun.
Kısa Cevap

Evlilik konusu insanlığın en önemli meselelerinden olup özel bir dikkat ve özen gerektirmektedir. Ailenin güçlenmesi için lazım olan usul, temel ve şartlar iki kısma ayrılmaktadır:

1. Ailevî asilik[1], dindarlık, sadakat ve emanet, helal ve harama önem vermek, özetle liyakat[2] ve iyi bir ahlaka sahip olmak gibi dinsel kökü olan usul ve şartlar.

Hatırlatmak gerekir ki bir veya birkaç oturumda aranan şartları öğrenmek ve şahısları tanımak mümkün değildir; zira iman ve ahlak maskesi takmış ve inanan ve iffetli kızlara tuzak hazırlamış zahirde akıllı ancak sakıncalı bir takım şahıslar mevcuttur. Bu yüzden bu tuzaklardan kurtulmanın en iyi yolu evlilik gibi önemli işlerde bu bireylere, aile ve iş yaşantılarına, dostlarına ve komşularına yönelik derin ve ciddi bir araştırma yapmaktır.

2. Şahsi usul ve şartlar:

Tip şekli, elbise giyme tarzı ve yaşam şekli gibi hususlarda herkes kendi için bir takım şahsi şartlar arayabilir. Elbette bu alanda uyuşma ne kadar fazla olursa ailevî bağlar daha güçlü olacaktır. Bundan dolayı belirtilen kıstaslara (özet ve kısa şekliye zikredildi) bakmayla bu iki şahıstan birini seçmenin en iyi yolu şudur:  Söz konusu iki şahsı da belirtilen kıstaslara göre ölçünüz ve kendilerine puan veriniz. Hangisinin puanı daha yüksek olursa zahirde o eş olmak için daha uygun olacaktır. Ama İslam’da her iyi işin puanının bir düzeyde olmadığına dikkat etmek gerekir. Örneğin namaz özel bir önceliğe sahiptir. Eğer bir fert onu terk ederse ve başka bir takım iyi huylar taşırsa, onun diğer iyi huylarının bir ayrıcalığı olmaz. İman taşımak, dinsel konulara kayıtlı olmak ve dinimizin öğretilerinden olan iyi ahlak diğer şartlara karşı daha yüksek bir öneme sahiptir.

Uyarı: İşlerde sertlik ve aşırılıktan kastedilen nedir? Eğer bir kimse farzları terk etme ve haramları işleme karşısında hassasiyet gösterir ve sorumluluk hissedip iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırsa, o kaba ve aşırı mıdır? Böyle bir şahıs sorumluluk ve görevden başka bir şey yapmamıştır. Günümüzde bazılarımız bir takım (şerî olmayan) geleneksel ve ailevî gerekçeler nedeniyle birçok farza ve bu cümleden olmak üzere iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmaya karşı duyarsız olmakla kalmayıp bu farzı yerine getiren kimseleri de sertlikle vb. itham etmekteyiz. Bundan ötürü şeriat, farzlar ve haramların sınırlarını bilmek lazımdır ve asıl bunlardan öteye geçmek sertlik ve aşırılıktır. Ama istihare talebinde bulunmanız nedeniyle istihare hakkında bir uyarıda bulunmayı gerekli görüyoruz: İstihare yerinde kendisinden istifade edilmesi gereken güzel bir yoldur. Ancak karar almada rütbesi düşünce ve danışma merhalesinden sonradır; yani karar almada ilk merhale düşüncedir. Birey akıl ve düşüncesinden yararlanmalı ve sonra istişare etmelidir. Yani düşünce sahibi bireyler, danışma salahiyeti olan ve insanın hayrını isteyen kimselere danışılmalıdır. İnsan bu merhaleleri kat ettikten sonra bir neticeye ulaşmaz ve şaşkınlık içinde kalırsa istihareye başvurabilir. Hastayı doktora götürmek için istiharede bulunma gibi avamdan bazılarının bugün yaptığı davranışları ne şeriat ve ne de akıl teyit etmektedir. Bu yüzden sizin de ilkönce istihare öncesi iki merhaleyi kullanmanız ve netice elde etmediğiniz takdirde istiharede bulunmanız lazımdır.       


[1] Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Bataklıktaki gülden sakının. O nedir diye sorulduğunda ise şöyle buyurmuştur: Kötü bir aileden gelen güzel kadındır. Nehcü’l-Fesahe Mecmue-i Kelimat-ı Kısar Hz. Resul (s.a.a), s. 355.

Bataklıktaki gülden sakın

Manasının ne olduğunu bilmiyorsan

O çirkin saraydaki güzel yüzlü kadındır

Orda olan herkese kötü gözükür

Bkn: Gülhay-ı Cavidan (Hezar Kelime-i Kısar), s. 158.

[2] Ebu Halid Secistanî Hz. Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir: Beş haslet vardır ki onlardan birini taşımayan kimsenin yaşamı sürekli eksik, aklı zail ve gönlü meşgul olur. Onların ilki beden sağlığıdır. İkincisi emniyettir. Üçüncüsü rızkın çokluğudur. Dördüncüsü kafa dengi bir yoldaştır. Kafa dengi yoldaş kimdir diye sordum. Şöyle buyurdu: İyi bir eş, salih evlat ve salih arkadaştır. Beşincisi de bu hasletleri mükemmelleştiren şakacı olmaktır. Dureru’l-Ahbar, Ba Tercüme-i Farsi, s. 561.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    25668 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Anne ve babanın isteğine amel etmenin ölçüsü nedir?
    9828 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Anne ve babaya yapılan eziyetler; onları kızdırmak, incitmek ve hatta ikisinden birisi dahi olsa da anne ve babanın hatırını kırmaktan ibarettir. Bu konuda ayet ve rivayetlerin incelenmesiyle şöyle bir netice alınabilir: Anne ve babanın isteklerine amel edilmesi farz olan hakların ölçüsü, ahlaki açıdan bu hakların yerine getirilmesiyle ...
  • İmam tanınmadığı takdirde cemaat namazının hükmü nedir?
    5569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Cemaat imamının şartlarından biri de onun adil olmasıdır[1] ve bu adalet cemaat imamında görülmeli ve ispat edilmelidir.[2] "Adalet" insanı büyük günah işlemekten ve küçük günahı tekrarlamadan alıkoyan batındaki bir Allah'tan korkma haletidir. ...
  • Ürün satışında özelliklede el sanatları çalışmalarında ne miktar kazanç elde etmek caizdir?
    3742 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/17
    Saygıdeğer okurumuz, Cevap olarak İslam İnkılabı Dini Liderine sorulmuş olan fıkhi soruya dikkatinizi çekmek isteriz; Soru: Bendeniz elektronik eşyaları üreten biriyim, Acaba ürünlerimi arz talep çerçevesinde istediğim her fiyata satabilir miyim? Cevap: Devletin fiyat tayin etmediği ürünleri alıcı ve satıcının anlaştıkları ve alıcıya haksızlık olmayacak şekilde satılabilir ...
  • Tahtel Hanekten (Çene altı)Maksat nedir?
    7561 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/09
    Namaz esnasında (sarığın bir ucuyla) çene altını bağlamanın sünnet olduğu hakkında her hangi bir rivayet elimizde yoktur. Sadece şeyh Saduk “Men la Yahdurul-Fakih” adlı kitabında bu amelin meşhur oluşunu kendi şeyh ve üstatlarına nisbetlendirmiş. Ama yolculukta veya her hangi bir ihtiyacı gidermek peşinde olduğu esnada çene altını ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    5927 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • Eğer birisi kuranla yemin eder ve sonra yeminine uymazsa günah işlemiş olur mu?
    15788 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Yemin etmenin bir takım şartları vardır. Bütün bu şartlar tahakkuk bulduğu zaman yemin eden kişi ettiği yeminine amal etmekle yükümlüdür. Bu durumda yeminine amel etmezse kefaret gerekecektir. Ama söz konusu olan şartlardan her hangi birisi tahakkuk bulmazsa yemin gerçekleşmemiş oluyor ve dolayısıyla ...
  • Necis bir yerde yatmak bedeni necis eder mi?
    19810 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    Eğer temiz bir şey necis bir şeye değerse ve onların her ikisi veya sadece biri ıslaklığını diğerine sirayet ettirecek şekilde ıslak olursa, temiz şey necis olur. Eğer ıslaklık diğer şeye ulaşmayacak kadar az olursa, temiz olan şey necis olmaz.[1]
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11102 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6335 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...

En Çok Okunanlar