Gelişmiş Arama
Ziyaret
10573
Güncellenme Tarihi: 2009/06/17
Soru Özeti
Niçin Hz. Ali (a.s) kendi hilafeti döneminde Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri vermedi.
Soru
Hz. Ali (a.s), Fedek’i kendi hilafeti döneminde Hz. Fatıma’nın evlatlarını geri verdi mi? Niçin?
Kısa Cevap

Fedek, Hayber Kalesinin Müslümanlarca fethedilmesine müteakip hicretin yedinci yılında askeri bir taarruz olmadan sahiplerinin antlaşma yaparak kendi istekleri üzere Peygamber’e teslim ettikleri verimli bir arazinin adıdır. Bu bölge askeri bir girişim olmadan ele geçirildiği için Peygameber’e aitti.   Peygamber (s.a.a), “Yakınlarının hakkını ver” ayeti inince Fedek’i Hz. Fatıma’ya hibe etti.

Ancak Resulullah’ın (s.a.a) vefatından sonra Hz. Fatıma (a.s) Fedek’ten mahrum kılındı. Hz. Ali (a.s)’ın hilafet döneminde de bu bölge Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verilmedi. Bir adam İmam Musa Kazim’a (a.s) şöyle bir soru yöneltti: Niçin Hz. Ali (a.s) Fedek’i geri almadı. İmam (a.s) şöyle karşılık verdi: “Biz halkın velileri ve önderleriyiz. Onların hakkını zalimlerden alırız; ancak kendi hakkımızı (elimizin altında olan kimselerden) almaya teşebbüs etmeyiz.”

Hz. Ali (a.s)’ın bu tavrının sırrını şu cümlede hülasa etmek mümkündür: Fedek’in geri alınmasının o dönemde kişisel menfaatler yolunda yapılan bir girişim olarak değerlendirilmesi mümkündü. Bu yüzden öyle hassas bir dönemde bu gibi sorunların gündeme getirmeği maslahat icap etmiyordu. Üstelik Hz. Ali’nin hilafet dönemi kısa olmasının yanı sıra çeşitli savaşlar ve engebelerle iç içeydi ve bu durum Hz. Ali’ye çeşitli alanlarda gerekli ıslah yapmasına engel oldu.

Ayrıntılı Cevap

Fedek Hayber’e yakın verimli bir arazının ismidir. Medine’yle arası 140 kilometredir. Hicretin yedinci yılında Hayber kalesinin fethedilip Yahudilerin merkezi güçlerinin dağılması sonucu Fedek bölgesinin ahalisi telsim oldular ve Resulullah’ın huzurunda arazı ve bağlarının yarısını Peygamber’e vermeği taahhüt ettiler. Yine onlar Peygamber’in payına düşen kısmın belli bir ücret karşılığında çiftçiliğini yapmayı da üstlendiler.

Askeri bir saldırı olmadan Müslümanların eline geçen yerler Resulullah’a ait sayılır. O yerler hakkında istediği gibi karar verebilir. Buna binaen Yakınların hakkını ver…[1] ayeti inince Peygamber (s.a.a) kızı Fatıma’yı çağırdı ve Fedek’i ona verdi.[2]

Ancak Peygamber’in vefatından sonra Abubekir Fedek’i Hz. Fatıma’dan aldı.[3]

Muslim b. Heccac Neyşaburi taninmiş Sahih adlı eserinde Hz. Fatıma’nın Fedek’i isteme olayın detayıyla nakletmiştir. Ve sonra Aişe’den nakletmiştir ki “Ebubekir’in Fedek’i geri vermemekte diretmesi üzerine Hz. Fatıma ona kırıldı ve vefat edinceye kadar onunla bir kelime olsun konuşmadı.”[4]

Yine Nehcu’l-Belağa’da şöyle kaydedilmiştir:

“Göğün yeryüzüne gölgelediği şeyler içerisinde sadece Fedek bizim elimizde kalmıştı. Bir kısım insanlar ona cimrilik ettiler, bir kısmı da bu haksızlığa göz yumdular.”[5]

Ama niçin Hz. Ali kendi hilafet döneminde Fedek’i geri almadı sorusuna gelince şöyle demek gerekir: Hz. Ali (a.s) önceki halifelere olan onca tenkit ve eleştirilerine rağmen İslam toplumunun varlığını ve bekasını ilgilendiren konularda onlara destek sağlamıştır.[6] İmam kendi güzel tabiriyle bunu şöyle ifade etmektedir:

“Bizim bir hakkımız vardır bize verilirse pekala, verilmezse süre uzasa bile devenin ardına ikinci binici olarak binmeyi tercih ederiz.”[7]

Gerçekte İmam otoriteyi hedef değil bir araç olarak görüyor. Bu yüzden ister önceki halifeler isterse kendi döneminde bir çok konularda susmayı ve bu hususlarda yargıyı tarihe ve gelecek nesillere bırakmayı tercih etmişlerdir.

Ancak İmam kendi hakimiyet döneminde kendi görüşüne uygun olmayan bir takım icraatı niçin değiştirmediler sorusuna gelince şu olaya dikkat çekmek ilginçtir ki İmam bir defasında Teravih namazının cemaatle kılınmasına karşı çıktılar ancak bir çokları önceki halifelerin yolu yöntemi değiştiriliyor diye İmam’ın bu emrine karşı direndiler bunun üzerine İmam onları kendi hallerine bırakın, dedi.[8]

Yine İmam Ebu Musa El-Aşari’nin hakem olmasına razı değildi ama halkın ısrarı İmam’ın bunu onaylamasına sebep oldu.

Gerçekte İmam, İslam toplumu yirmi beş yıl boyunca önceki halifelerin yürüttükler propaganda etkisinde fikirleri şekillendikten sonra başa geçmişti. Bu yüzden bazı alanlarda İmam’ın önceki gidişata muhalefet etmesi ters tepkilerin oluşmasına sebep oluyordu. Böyle bir dönemde Fedek’i geri çevirmek de şahsi çıkarları korumak için yapılan bir girişim olarak telakki edilebilirdi.

Şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki Fedek’in ilk halife döneminde Ehl-i Beyt’in elinde olmasının önemi o dönemde Ehl-i Beyt için bir mali kaynak olması ve bu vesileyle sosyal ve kültürel hareketleri şekillendirmeleri içindi. Ancak Ehl-i Beyt, Hz. Ali’nin hilafeti döneminde artık böyle bir malı kaynağa muhtaç değildiler.

Bu yüzden bu tür konulara gündeme getirmek maslahatla bağdaşmıyordu.

Ayrıca Hz. Ali’nin hilafet dönemi kısa bir dönemde gerçekleşti bu dönem çeşitli savaşlar ve muhalefetlerle birlikteydi Bütün bu sorunlar İmam’ın bir çok alanda gerçekleştirmek istediği ısla ve düzeltmelerine engel oluyordu.[9]

Ehl-i Beyt İmamlarından nakledilen hadisler de çeşitli yönlerden bu konuyu ele almışlardır:

1- Bu olayın zamanının geçmiş olması ve Hz. Ali’nin artık bu konuyu ele almasının gereksiz oluşu.

Ebu Besir İmam Cafer Sadık’tan şöyle nakleder: İmam’a niçin Hz. Ali (a.s) yönetime geldikten sonra Fedek’i geri almadı? Diye sordum. İmam şöyle dedi: “Çünkü zalim ve mazlum her ikisi de dünyadan gitmiştiler ve Allah zalimi cezalandırmıştı ve mazluma da mükafat vermişti.” Hz. Ali (a.s) gasıbın cezasını çekip ve hakkı gasp edilenin mükafatlandırıldığı bir şeyi geri almak istemedi.”[10]

2. Genel maslahatlardan dolayı özel haklarından geçmesi

İbn-i İbrahim Kerhi şöyle diyor: Bir adam, İmam Sadık (a.s)’a Niçin Hz. Ali yönetime geldikten sonra Fedek’i geri almadı? dedi. İmam şöyle dedi: Peygamber Mekke’yi fethedince ona kendi evine dönmüyorsun mu? Dediler Peygember şöyle dedi: Bizim evimizi Akıl satmıştır. Niçin orayı geri almıyorsun? Dediler. Peygamber: Biz öyle bir aileyiz ki bizden haksızlıkla bir şey alınırsa (güçlü olduğumuzda) onu geri almayız. İşte Hz. Ali (a.s) de Peygamber’e uyarak Fedek’i geri almadı.”[11]

Bir adam İmam Musa Kazım’a Niçin Ali (a.s) Fedek’i geri almadı? dedi. İmam şöyle cevap verdi: Biz öyle bir aileyiz ki bizim velimiz Allah’tır. Bizim hakkımızı yalnız O alır. Ama biz halkın velileriyiz ve onların hakkını zalimlerden biz alırız. Ancak kendimiz için olanı geri almayız.”[12]

Fakat Hz. Ali’nin şehit oluşundan sonra Fedek’le ilgili gelişmeleri inceleyelim.

Tarihin kaydettiğine göre Muaviye başa geçince Fedek’i üç kısma bölerek Mervan ve Amr b. As ve oğlu Yezid’e verdi. Mervan’in hilafeti döneminde Fedek’in tümüne sahip oldu. O Fedek’i oğlu Abdu’l-Aziz’e verdi. Abdu’l-Aziz, Fedek’i oğlu Ömer’e verdi Ömer b. Abdu’l-Aziz, Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verdi. Ömer b. Abdu’l-Aziz’in ölümünden sonra Fedek diğer halifelerin eline geçti. Ve Emevilerin hakimiyeti süresince onların elinde kaldı. Abbas oğullarının dönemi başlayınca Saffah Fedek’i Abdullah b. Hasan’a verdi. Seffah’tan sonra gelen Mansur Devaniki Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarından geri aldı. Ancak Mensur’un oğlu Mehdi Fedek’i takrak Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verdi. Mehdi’den sonra Musa ve Harun yeniden Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarından geri aldılar. Memun’un halifelik dönemi olunca o resmi olarak Fedek’i tekrar Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verdi. Memun’dan sonra da yine Fedek’in durumu aynı şekildeydi; bazı halifeler onu alıyor ve bazıları tekrar onu Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri veriyordular.

Hatta onların döneminde Fedek bir siyasi içerik kazanmıştı. Emevi ve Abbasi halifeleri maddi olarak Fedek’in gelirine ihtiyaçları yoktu. Ancak Ömer b. Abdu’l-i Aziz Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verince onu kınadılar ve dediler ki: Sen bu işinle Abubekir ve Ömer’i suçladın.[13]

Sonunda Mütevekkil döneminde Fedek tekrar Faitimi’lerden geri alındı. Ve Abdullah b. Ömer Bazyar isimli birisinin emriyle ağaçları kesildi ve bu küstahça girişiminin ayıbı onu yapanlara adına tarihte kaydedildi. Fedek’in ağaçlarının kestirildiği zaman bu bağda Peygamber (s.a.a)’in kendi mübarek elleriyle dikmiş olduğu 11 ağaçta kesilen ağaçlar arasında yer alıyordu.

Bu ağaçları kesen kişi Bişran b. Ebi Umeyye Sakafi idi. Bu adam Basra’ya geri dönünce felç oldu.[14]

Daha fazla bilgi için bkz. şu dizinler:

-          Hz. Ali’nin susması Soru: 1585

-          Kadınların yerden irs almayışı ve Fedek Soru: 3020



[1] İsra: 26

[2] Bkz. Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, c. 3 s. 411

[3] Şerhu Nehci’l-Belağa c. 16 s. 276

[4] Sahih-i Muslim, c. 3 s. 1380

[5] Nehcu’l-Belağa (Feyzu’l-İslam) Mektup: 45

[6] Bkz. dizin: soru no: 1351

[7] Nehcu’l-Belağa, Daru’l-Hicre yayınları Kum, s. 472

[8] İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcu’l-Belağa, Kitaphane-i Ayetullah Meraşi Yay. Kum, c. 12 s. 283

[9] Soru: 1585’den İktibas

[10] فَقَالَ لَهُ لِأَنَّ الظَّالِمَ وَ الْمَظْلُومَةَ قَدْ کَانَا قَدِمَا عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَ جَلَّ وَ أَثَابَ اللَّهُ الْمَظْلُومَةَ وَ عَاقَبَ الظَّالِمَ، فَکَرِهَ أَنْ یَسْتَرْجِعَ شَیْئاً قَدْ عَاقَبَ اللَّهُ عَلَیْهِ غَاصِبَهُ وَ أَثَابَ عَلَیْهِ‏ الْمَغْصُوبَةَ.

Biharu’l-Envar c. 29 s. 395

[11] Ade Hadis: 2

[12] Ade Hadis: 3

[13] Subahani, Cafer, Furuğ-i Ebediyet c. 2 s. 669

[14] Ahmedi Miyaneci, Mekatibu’r-Rasul

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • İslam Dinin Zarurileri Nelerdir?
    5025 Genel Konular Ve Istılahlar 2014/06/23
    Dinin zarurileri din sahibi tarafından açık bir şekilde tespit edilmiş şeylerdir. Dinin zaruri has ve genel olmak üzere iki kısımdır: Has zaruriler din sahibi tarafından o dinin genel insanları için değil, belki has kişileri için açık bir şekilde sabit olunmuş şeylerdir. Genel zaruriler ise söz konusu dine ...
  • Dünyada tekrar evlilik yapan kadın cennette hangi kocasının eşi olacaktır?
    16485 Eski Kelam İlmi 2009/06/06
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ben Hanefi mezhebine mensubum. İnternet kanalıyla eş tanıma ve evlilik şerî açıdan caiz midir? Bu tip bir evlilik daimî ve sürekli kalabilir mi?
    11509 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Hanefi mezhebine mensup olmanız nedeniyle Hanefi mezhebi âlim ve fakihleri ile irtibat kurmanız ve yanıtınızı onlardan almanız daha uygundur. Kesinlikle bu hususta onların özel görüşleri olacaktır. Ama İran’daki Şii mezhebine mensup olduğumuzu bilmenize ve bundan haberdar olmanıza rağmen bu soruyu bize yöneltmenizden dolayı biz bu konuyu ...
  • Dünya Siyonizm’i nedir?
    9505 تاريخ کلام 2011/11/12
    Dünya Siyonizm’i, 1897 tarihinde yaklaşık yüz elli yıl önce çeşitli ülkelerin Yahudilerden iki yüz kırk ileri gelen Yahudi aracılığıyla İsviçre’de kurulan bir teşkilatın adıdır.Tarihi kaynaklarda belirtildiğine göre “Dünya Siyonizm”inin kuruyucusu Theoder Hortzel adında bir şahıstır. Dünya Siyonizm’i 1897 tarihinde İsviçre’de düzenlenen ...
  • İslam dinine göre Hindular necis midir; onların vücutlarındaki rutubetin sirayet etmesinden kaçınmam gerekir mi?
    7634 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/24
    Bütün taklit mercilerin fetvasına göre Allah’ı inkar eden kâfirler necistir ve onların vücudunun rutubetinden sakınılması gerekir. (Yani örneğin elleri ıslak olarak bir şeye değdiğinde ...
  • Süt emen erkek çocuğun idrarının necis midir?
    18927 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/01/16
    İşaret etmiş olduğunuz konu fıkıh kitaplarında şu şekilde geçmektedir:“Eğer bir şey (örneğin bir elbise), yemek yemeye başlamamış ve süt tozu da kullanmayan (anne) sütü emen bir erkek çocuğun idrarıyla necis olursa, o şeyin ...
  • Allah’ın görmek mümkün müdür? Nasıl?
    7677 Eski Kelam İlmi 2009/02/19
    Akıl ve dini kaynaklar gereği Yüce Allah’ı dünyada da ahirette de gözle görmek mümkün değildir. Ancak Allah’ı kalp gözüyle görmek mümkündür. Kalpler, şer’i riyazetler ve ibadetler sonucu temizlik ve aydınlık kazanarak kendini arındırıp varlık kapasitesini genişleterek Yüce Allah’ı kalp müşahedesiyle müşahede edebilir. ...
  • Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
    10829 Eski Kelam İlmi 2011/12/19
    Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve ...
  • Kanıtla kabulün arasındaki fark nedir?
    3222 کلیات 2019/08/06
     Kanıt ve kabulBu iki kavramı bir örnek üzerinden şu şekilde açıklayabiliriz: Farz edin bir şehirde bir grup kalp doktoru olsun, bu doktorlar özünde ve hakikatte bilgi ve birikim açısından bir düzeydede olabilir. İçlerinden ‘A’ şahsı yüksek düzeyde bir doktorda olabilir. Yani ‘A’ şahsı  şehirde ...
  • Cildimde kahverenkli noktalar olsa onları eşimin izniyle lazerli ameliyatla aldırabilir miyim?
    5567 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/05
    Bazı taklit mercilerinin kahverenkli noktaları lazerle ameliyat etme hakkında ki görüşleri şöyledir: Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Haram dokunma ve haram bakmayı gerektirmiyorsa ve önemli bir zararı da yoksa sakıncasızdır. Hz. Ayetullah Sistani’nin Cevabı: ...

En Çok Okunanlar