Gelişmiş Arama
Ziyaret
17812
Güncellenme Tarihi: 2012/04/04
Soru Özeti
Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
Soru
Şeytan ezeli ve ebedi olmada kendisini Allah’a ortak mı görüyor? Çünkü Allah’tan kıyamete kadar süre istemişti ve Allah’ta kabul etmişti.
Kısa Cevap

Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” vakti kıyamet olarak tefsir etsek bile onun Allah’ın izni ve iradesiyle kıyamete kadar yok olmaması ebedi olduğu anlamında değildir.

Ayrıntılı Cevap

Ezeli olmak “geçmişte hiç yok olmamak” anlamındadır.[1] Yani başlangıçta ve geçmişte yokluğu tasavvur edilemez. Ebedi olmak ise gelecekte yok olmaması anlamındadır,[2] öyleyse ezeli ve ebedi olmaktan söz ettiğimizde bu terimlerin manalarına dikkat etmemiz gerekir. Bu terimlerin manalarına dikkat ettiğimizde Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi onun ezeli ve ebedi olduğu manasına gelmeyeceği konusu açıklığa kavuşacaktır.

Şeytanın mühlet istemesi: Şeytan Allah’ın yarattığı bir yaratık olduğu ve her mahluk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez,o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur.Şeytan hatası ve kibri yüzünden Allah’ın dergahından kovulduktan sonra Allah’tan haset ettiği insan neslini doğru yoldan ayırmak için mühlet istedi.Allah’ta onun bu isteğini insanlığın imtihanı için kabul etti.Şeytanın ilahi dergahtan kovulma olayı kuranda birçok ayette gelmiştir, biz konunun aydınlığa kavuşması için bunlardan birini inceleyeceğiz.

Hicr süresinin 38-42 ayetlerinde bu noktalara işaret edilmiştir. Allah şeytanın kovulmasından sonra ona şöyle buyurmuştur: Kıyamete kadar lanet senin üstüne olsun[3].Şeytan bu sırada saygısız bir şekilde Allah’ın huzurunda bazı konuları beyan ediyor ve bunlar Allah tarafından kesin bir şekilde kabul edilemez şeylerdir.

1)Diyor ki: bana kıyamet gününe kadar(herkesin dirileceği gün) mühlet ver ve diri tut.[4]

2)İblis Allah’ın kullarını ihlaslı kılınanlardan ibaret olarak görmüştür ve onların üzerinde hükümran olamayacağını ilan etmiştir. Etki edebildiği insanlığın geri kalanını ise Allah’ın kulu olarak saymamıştır.[5]

3) Lanetlenmiş olan şeytan insanlığı saptırma yolunda kendisi için özgürlük talep etmiştir.(ayetin zahirinde لاغوينهم Allah’la hısımlaşmanın devamında intikam için kullanılmıştır.) Münezzeh olan Allah ise onun bu talebini geri çevirip düşüncesini ise batıl saymıştır.[6] Allah’ın birinci talebi karşısında cevabı: Allah ona mühlet veriyor ama onun istediği vakte kadar değil. Şöyle buyuruyor:”sen mühlet verilmişlerdensin”(ama kıyamete kadar değil) belirlenmiş bir süreye kadar.[7]

Merhum Allame tabatabai bu konuda şöyle buyuruyor: bu cümle Allah Teala’nın iblise cevabıdır,ve bu kabul ediş isteklerinin bir bölümünü ve reddettiklerinin bir bölümünü içerir.İcabet mühlet vermenin aslınadır ret ise onun kelamında şart olarak sunduklarınadır ve oda kıyamete kadar mühlet istemesidir ama Allah şöyle buyurmuştur:mühlet veriyorum ama kıyamet gününe kadar değil belirlenmiş bir vakte kadar.Bu iki ayetin devamını göz önünde bulundurduğumuzda çok açıkça görülüyor ki belirlenmiş süre kıyamet günü değildir.

Malumdur ki Allah Teala kıyamet gününe kadar mühlet vermekten imtina etmiştir ve başka bir zamana kadar mühlet vermiştir ki oda kıyametten öncedir.[8]

Bazı rivayetlerde belirlenmiş vakit İmam Zaman(a.s.) ‘ın zuhuru şeklinde tefsir edilmiştir.[9]

İkinci iddianın karşısında ise Allah Teâla bütün insanlığı kendi kulu olarak gördüğü şeklinde cevaplamıştır. İblis saltanatını bazı kulları için nefiy ve bazı kulları için sabit görmüştü.[10]

Üçüncü iddianın karşısında ise: Onun düşmanlığı ve intikamı Allah’ın kaza sın dan kaynaklıdır ve onun insanlığa tasallutu ondan kaynaklanır.Onlar ihtiyarını kötüye kullanarak  onun takipçiliğini yaparlarsa Allah şeytanı onlara musallat edeceğini buyurmuştur.[11]

Netice olarak Allah’ın mühlet vermesi kıyamete kadar değildir eğer belirlenmiş vakti kıyamet olarak tefsir etsek bile onun kıyamete kadar canlı kalması Allah’ın izni ve iradesiyledir yani ebedi olduğu manasına gelmez.

 


[1] Muhammed Taki Misbah Yezdi, akait dersleri. s:66.

[2] Aynı s:66.

[3] Hicr:35.

[4] Hicr:36.

[5] Hicr 39-40, Muhammed Hüseyin Tabatabai, Mizan tefsiri, c:12.s:245.

[6] Mizan, c:12 s:245.

[7] Hicr: 37-38.

[8] Mizan tefsiri c:12 s:234.

[9] Seyyid Haşim Buhrani, el buhran fi tefsir il kuran,c:3 s:366.

[10] Hicr:42.

[11] Hicr: 42.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    5904 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Adet günlerinde var olan düzensizliği dikkate alarak benim namaz ve orucumun hükmü nedir?
    12502 2012/03/10
    Eğer doğumlardan sonra âdetiniz adediye (adeti belli olan kimsenin) bir kimsenin adeti gibi altı güne dönmüş ise altı günü hayız ve geride kalan diğer günleri istihaza sayarsınız. Ama eğer âdetin değişmemiş âdetiniz adediye şeklinde yedi gün baki kalmış ise yedi gün hayız diğer günlerini istihaza olarak karar ...
  • Kur’an, beşeriyetin bütün sorunlarını halletmiş midir?
    5970 Yeni Kelam İlmi 2011/04/28
    Biz Müslümanlar Kur’an’ın, beşeriyetin her türlü sorununu halledebilen kapsamlı bir kitap olduğuna inanıyoruz. Ama bu sözün manası ‘bütün meseleleri hatta fizik, kimya vs. meseleleri de Kur’an halleder’ demek değildir.Kur’an-ı Kerim bütün insanların hidayet kitabıdır ve bundan da başka bir işi yoktur. Doğal olarak yalnızca bu ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9179 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    47276 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Kadının sebebî mahremleri kimlerdir?
    7694 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • namahrem (insanın kendisiyle evlenebileceği) bir kimseyle evlenmek için tevessül ve dua etmek caiz midir?
    13300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    muhalif cinse kalben ilgi duymak ve onunla evlenmeyi arzulamak günah ve haram değildir. Hakeza eğer insan bu ilgi ve arzu doğrultusunda meşru olan kendi hedefine (istediği kişiyle evlenme arzusuna) ulaşmak için Allah a yalvarır dua veya nezir ya imamlara tevessül ederse çok güzel bir şey ve istenilen bir ...
  • Kadınlar, arka arkaya 31 gün olan orucun keffaretini hayız halinde nasıl yerine getirebilirler?
    5937 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Arka arkaya tutulması şart olan oruçlarda (keffaret veya adak orucu gibi), hastalık, hayız, nifas vb. özürlerden dolayı mükellef arka arkaya oruç tutamazsa özrü (hastalık, hayız, nifas...) giderildikten sonra orucunu tutmaya hemen devam ederse orucu sahih olur ve yeni baştan oruçları tutmasına gerek yoktur.
  • Zülkarneyn kimdir?
    19464 تاريخ بزرگان 2011/10/22
    Zülkarneyn’in ismi Kehf suresinde geçmektedir. Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda müfessirler ve tarihçiler arasında görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Kur’an’da belirtilen özellikler ve tarihçilerin görüşleri dikkate alındığında Zülkarneyn, Kuroş’un kendisidir. Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun ...
  • Allah’ın bazı kullarını unutacağı sözünden maksat nedir?
    17560 Tefsir 2010/05/04
    Allah-u Teala Kur’an’ın dört yerinde kullarını unutmayı kendisine nispet vermiştir. Nitekim bir ayette şöyle buyuruyor: ‘Onlar, nasıl bugüne kavuşacaklarını unutup bilebile ayetlerimizi inkâr ettilerse biz de bugün onları unuturuz.’ Bu ve benzeri ayetler ahirette (hatta bu dünyada) Allah’ın bazı kimseleri unutacağı konusunu teyit etmektedirler. Bu ...

En Çok Okunanlar