Gelişmiş Arama
Ziyaret
8730
Güncellenme Tarihi: 2009/10/22
Soru Özeti
İnsanın zatının kaynağı nedir ve bunun davranışlardaki etkisi nasıldır?
Soru
İnsanın zatının kaynağı nedir? Zat, ruh cenine üfürülmeden önce mi vardı, yoksa doğduktan sonra mı kazanılıyor? Ve zat ne ölçüde insanın davranış ve amellerinde etkilidir?
Kısa Cevap

Hikmet-i Mütealiye’ye göre zatlar önce belirsiz bir şekilde vardırlar, sonra maddi var oluşla belirlenmektedirler. Ondan sonrada bireysel bir varlığa sahıp olurlar.

İnsanın zatı, onun ortaya çıkışının başlangıcından itibaren onunla beraber olup maddi ve manevi boyutlarını kapsamaktadır. Genellikle maddi boyutuna tabiat ve tiynet, manevi boyutuna da fıtrat denmektedir.

İnsanların zatı, onların düşüncelerinin veya güdülerinin kaynağı olabilir. Ama insanın amellerindeki etkisi onun iradesini elinden çıkaracak şekilde değildir, sadece yönlendirici şekildedir.

Ayrıntılı Cevap

Zat, çeşitli kullanım alanları olan bir sözcüktür. Felsefede bazen mahiyetin aslına zat, mahiyetin cüzlerinede zati denir.

Her şeyin varlığının temeline ve kıvamına zatiyat denmektedir.[1]

Zat, İnsanın canıdır; can hayy (canlı), derkeden, duyan, gören ve akledendir.[2]

 

Nefs’i de şöyle tarif etmişlerdir: Nefs zatıyla canlı olan ruhani bir özdür. Cisimlerden biriyle beraber olduğu zaman onu kendisi gibi yapar; tıpkı yakıcı özelliği olan ateş gibi, nitekim ateşi bir cismin yanına bırakırsan onu da kendisi gibi sıcak yapar.[3]

 

Nefs gerçekte ilahi maneviyatın nurlarından bir nur olup doğuş yeri Allah, battığı yeri ise insanın karanlık bedenidir.[4]

 

Hikmet-i Mütealiye’ye göre zatlar başlangıçta bir arada bulunuyorlardı, sonra ise maddi varoluşla belirlenmektedirler. Bundan sonrası kişisel olarak kalmaktadır. Nefs “varoluşu cismanı ve bekasi ruhanidir.[5]

 

Ama anlaşıldığı kadarıyla zat sözcüğünün örfte özel bir manası vardır. Ondan kasıt, bir kısım zati, kazanılmış vs. özelliklerdir. Çünkü insanın zatı iki açıdan incelenmeye müsaittir:

a-Maddi ve tabii açı; buna tiynette denmektedir.

b-Manevi ve ruhi açı; buna fıtrat denmektedir.

Tiynet, maya ve tabiat demektir. Tiyn, maddi varlığın ve yaşamın kaynağıdır. Manevi ve ruhani yaşamın kaynağı ise ruh’tur.

İnsanın davranışlarının ortaya çıkışı ve ardından dünya ve ahiret saadet ve bedbahtlığının kaynağı onun düşünce ve güdüleridir. Benim düşünce ve bilgilerim, benim ihtiyaç ve heyecanlarımı oluşturmaktadırlar. Heyecanlarım ise sevgi, korku, keder, gazap vs’den daha genel olup davranışlarımı hidayet etmektedir.

Heyecan ve hislerimi, arkasındanda amel ve davranışlarımı düzenleyen düşünce ve bilgilerim şu dört nedene bölünebilirler:

1-Kişinin tabiat ve genetiği

2-Fıtrat

3-Çevre

4-İnsanın iradesi

Dini delillere göre bütün insanlar bir yönden ortak bir fıtrat üzeredirler: ‘Her çocuk fıtrat üzerine doğar.’ Fıtratta insanı belli akılcılığa davet eder; Allah’ın varlığını idrak etmek, sonsuz bir varlık ve yaşayış, yine bazı güzelliklere bağlılık, ahlaki yönelişler, kutsallığa ve tabii kemale eğilim gibi. Öte yandan insanların tiynet ya da maddi başlangıçlarının sermayeleri eşit değildir. Bazılarının anne-baba ve cedlerin dindar veya dinsiz oluşları helalzade veya zinazade olmaları, annenin verdiği süt, babanın harcadığı para, başkalarının duası, başka bir çok maddi ve manevi şeyler maddi ve dünyevi bağlılıklar açısından, ruh ve fıtratının sözlerini daha çok dinleme ve onların peşinden gitme kabiliyeti vermektedir. Bazıları ise daha az ve tersinedir. Yani düşünce ve eğilimleri daha çok maddi, bedensel ve dünyaya yöneliktir. Şu hadis belkide bu gerçeğe işarettir: ‘Mutlu annesinin karnında mutludur, bedbaht annesinin karnında bedbahttır.’[6]

Ancak önemli olan şudur: İnsan zatının görevi, cebr ve iradeyi yok edecek şekilde değil, sadece insanda belli bir eğilim oluşturacak şekildedir. Zira insanı diğer varlıklardan ayıran asıl özelliği onun iradesinin olmasıdır. Fıtri veya şehevi ve maddi eğilimi kendi iradesiyle seçen odur. Ve hangisini seçse ona olan alışkanlığı daha çok olur, o yolu daha güzel bulur, sonra rahat bir şekilde ve daha istekli olarak ister şehvet olsun, ister fıtat, yoluna devam eder. Demek ki o meyil ve yönlendirmeye lebbeyk deyip, daveti kabul veya reddeden insanın kendisidir.[7]



[1] -Seyyid Cafer Seccadi, Ferheng-i Ulum-i Felsefi ve Kelami, s.267; Ali Kereci, Istılahat-ı Felsefi ve Tefavut-i Anha Ba Yek Diger, s.127

[2] -Molla Sadra, Esfar-ı Erbaa, c.2, Muhammed Hacevi’nin tercümesi, c.2/4, Sifr-i Çahrrum, s.52

[3] -Molla Sadra, Mefatih-ul Gayb, Muhammed Hacevi’nin tercümesi, s.853

[4] -a. k. s.853

[5] -Esfar, c.8, s.347

[6] -Bihar-ul Envar, c.5, s.153 ve c.74, s.117

[7] -el-Mizan tefsiri, c.8, s.137, A’raf suresi 30. ayetin tefsirinden alıntıdır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Okuyucusu kadın olan müzik, insana zindelik kazandırmak amacıyla da dinlense hükmü nedir?
    5502 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Yabancı müzik gına ve haram türden olursa onu dinlemek caiz değildir. Haram müzik, eğlence meclislerinde yani günah işlenen meclislerde dinlenen müziktir. Fakihlere göre bu tür müzikleri dinlemek ister kadın sesiyle olsun ister erkek sesiyle, ister canlı olsun ister kasetten, ister başka şekillerde mutlak olarak haramdır. Günlük işlerde insanı ...
  • Nazarı engellemek için üzerlik otu dumanını saçmanın dinî bir kanıtı var mıdır?
    141261 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Bazı hakikat ve gerçekleri anlamada insan aklı ve bilgisi yetersizdir. Nazar en azından bugüne kadar insan aklı ve bilgisinin ispat edemediği ve aynı şekilde onu reddetmeye dönük bir kanıt bulamadığı bir fenomendir. Kur’an ve rivayetleri içeren dinî metinlere müracaat ederek nazarı ispat eden deliller bulmak mümkündür. İnsan ...
  • Hasta yolcunun hükmü nedir?
    5869 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Yolcu (hasta ya da sağlıklı) vacip olan hükümleri yerine getirmede kendine özgü hükümlere sahiptir. Örneğin: Namazını, yolcu namazı olarak kılmalı (yani dört rekâtlık namazları iki rekât kılmalı) ve Orucunu da yemelidir. Aynı şekilde Hasta da ( ister yolculukta olsun ister olmasın) hastalığının türüne, şiddetine göre kendine özgü hükümlere ...
  • Kur’an’ın bakışında iblis ile şeytanın farkı nedir?
    59038 Tefsir 2010/08/08
    Kur’an-ı Kerim ayetleri esasınca, İblis çok ibadet etme neticesinde melekler arasına giren cinlerden biridir. Ama Âdem’in yaratılışından sonra Yüce Allah’ın emrine karşı gelmesi ve Âdem’e secde etmemesi nedeniyle ilahî dergâhtan kovulmuştur. Ama şeytan ise insanlardan yahut cinlerden veyahut hayvanlardan olan her isyancı ve aksi varlığa denir. İblis’i şeytan olarak ...
  • ‘İnsan öldüğü zaman Allah’a döner’ dediğimizde yaşarken onun Allah’tan uzak olduğunu mu kastediyoruz?
    8025 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Kur’an’daki bazı ayetlerde gelen Allah’a dönüş, yakınlaşmayla aynı manayı taşımıyor. Yakınlaşmanın maddi manası da Allah konusunda geçerli değildir. İnsanın ölümünden bahseden ayetler, bu dünyada Allah’tan uzaklaşma manasının anlaşılmasına neden olacak olan Ona yakın olma manasını değil, öldükten Allah’a döndüğümüz manasını kastetmektedirler. Allah’a dönüş demek maddi ...
  • Akıl ve düşünceyi eğitmenin ve özgürleştirmenin yolu nedir?
    13616 Pratik Ahlak 2011/03/03
    Akıl, insanın ruhsal boyutuna ait olan iyiyi, kötüyü, kemali, eksikliği, hayırı ve şerri birbirinden ayıran bir kuvvedir. Hayat veren İslam mektebinde akıl yüce bir yere sahiptir.Aklı ve düşünceyi eğitmenin yollarından bazıları şunlardır: İyi bir mürşit bulmak, kitap okumak, yeryüzünde gezerek geçmişteki insanların yaşamlarını incelemek, ...
  • Fitre (ramazan sadakası)’nin hikmeti ve vacip olmasının delilleri nedir?
    3238 زکات فطره 2020/01/20
  • Namazın sonunda verilen üç selamın hikmeti nedir? ikinci ve üçüncü selamın muhatapları kimlerdir?
    19385 Teorik Ahlak 2012/03/11
    Selam, Arapçada iyilik ve esenlik demek olup hem görüşürken, hem de ayrılırken kullanılır. Bu üç selam hadislerde gelmiştir. Ama kimse üçününde farz olduğunu söylememiştir. Bu selamların manasını anlayabilmek için önce tercümelerine bakmak gerekir: Selam olsun sana ey Peygamber! Allah’ın rahmet ve berketi senin ...
  • Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir?
    76092 تاريخ بزرگان 2011/07/21
    Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm2. Tüm peygamberler ile ilgili bölümBirinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    6451 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar