Gelişmiş Arama
Ziyaret
5014
Güncellenme Tarihi: 2014/06/23
Soru Özeti
İslam Dinin Zarurileri Nelerdir?
Soru
İslam Dinin Zarurileri Nelerdir?
Kısa Cevap
Dinin zarurileri din sahibi tarafından açık bir şekilde tespit edilmiş şeylerdir. Dinin zaruri has ve genel olmak üzere iki kısımdır:
Has zaruriler din sahibi tarafından o dinin genel insanları için değil, belki has kişileri için açık bir şekilde sabit olunmuş şeylerdir. Genel zaruriler ise söz konusu dine giren, o dinin adap ve şeraitinden haberdar ve O dinin takipçileriyle muaşeret içinde olan her kes için söz konusu din sahibi tarafından açık ve bedihi bir şekle zikir edilmiş olan şeylerdir.
Mutlak olarak “zaruriler” denildiğinde, zarurilerden ikinci kısım kast ediliyor. Bu tür zarurilerin alameti şudur ki şeriat sahibi tarafından söz konusu şeyin açık delilleri, açık burhanları ve açık emareleri var olmasıdır. Ve söz konusu delillerin şeriat sahibine intisap edilmesi o denli meşhur olacak ki şeyin doğru olduğu hakkında var olan hadsi, o dinin dâhilinde bulunanlar ve o dinin takipçileriyle haşir ve neşir olan kimseler için kesin olduğu ve bu cihetle bu dine mensup olan her kesin ona iman ettiği açıktır.  
Dinin zarurileri, söz konusu dinin ehli olan kimselerin; avamı ve havası kendisine inandıkları şeylerdir denildiğinde bu kanaldan zaruri ve tanındığı içindir. Yoksa kim gelip hangi mesele hakkında yetmiş üç fıkraların tümünün durumlarını araştıracak söz konusu fırkaların avam ve havasların o meseleye itikat edip etmediğini araştıracak? Ama bununla birlikte bazı meseleler vardır ki araştırmaksızın bütün İslam fırkaları tarafından kendisine iman edildiği biliniyor. Kabe’nin kıble, beş vakit namazın var olduğu ve buna benzer meseleler gibi.
Bir meselenin dinin zarurilerinde olma şartlarından bir diğeri söz konusu mesele din ile alakalı bir mesele olmalıdır. Dinin zaruri kelimesinin kendisi buna delalet ettiği gibi. Dolayısıyla dinin taalluk ettiği meselelerden olmayan bir mesele dinin tüm takipçileri tarafından kabul görülmüş olsa bile dinin zarurilerinden sayılmaz. “Tüm kendi cüzünden daha büyüktür” veya “Ebu Kubeys” dağı Mekke’nin etrafındadır meseleleri gibi.
Böyleli bir meselenin (zaruri) inkâr edilmesi, bazı haletlerde sahibi kâfir olacak ve bunun iki durumu vardır:
Bir: İnkâr eden kimse, inkâr edeceği meseleye din sahibinin söz konusu meseleye inancı var ve kabul etmiş olduğunun farkında ve bilecek ki söz konusu meselenin inkârı din sahibini inkâr etmesini gerektiriyor. İşte bunu bildiği halde inkâr ederse kâfir olacaktır. Onun bu inkârı din sahibini inkârı etme anlamında olduğu için kâfir oluyor. Hatta bu durumlarda bile meselenin bazı dallarında inkâr edeni tekfir etmek teemmülü gerektirir. Bir sonraki meseleden de bu konu daha açık bir şekilde anlaşılacaktır.
 İkin: inkârcı inkâr ettiği şeyi dinden ve dinin hükümlerinden saydığı halde inkâr ediyor. Asıl maksadın bu olduğu da uzak değildir. el-Kâfi kitabında İmam Muhammed Bakırdan (a.s.) nakledilmiş Acliy Merviye sahihasinda şöyle denilmektedir: “Abd’ın kendisiyle müşrik olacağı en ufak şey nedir diye sordum? Şöyle dedi: hurma çekirdeğine çakıl ve çakıla hurma çekirdeğidir demek ve ona inanmaktır”.
Şunu söylemek gerekir ki bir şey bir kimsenin yanında dinden oluşu sabit olunmuş dolayısıyla kendisi için dinin zarurilerinden ve başka birisi için sabit olunmamış ve dolayısıyla onun için dinin zarurilerinden sayılmayabilir. Yani bir şey has zarurilerden olması mümkündür. Şöyle ki bir şahıs için her hangi bir meselenin ve her hangi bir şeyin delilleri açık ve söz konusu din ehlinden olan bir kimse için aynı dinin sahibi tarafından sabit olduğu bedihidir. Ama başka birisinin bu söz konusu mesele hakkında yakini yoktur. Bu cihetledir ki bizim fakihler arasında dinin zarurileri noktasında ihtilaf var olmakta ve dolayısıyla bazıları; “falan mesele ezhar, meşhur veya güçlü görüşe göre” şeklinde terimler kollanmışlardır.[1]  
 

[1] Bkz. Neraki, Mevla Ahmet b. Muhmmet Mehdi, “rsail ve Mesahi”, Kum: Kongre-i Nerakyeyn; Molla Mehdi ve Molla Ahmet, c. 2, s.336-338.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hasta yolcunun hükmü nedir?
    5859 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Yolcu (hasta ya da sağlıklı) vacip olan hükümleri yerine getirmede kendine özgü hükümlere sahiptir. Örneğin: Namazını, yolcu namazı olarak kılmalı (yani dört rekâtlık namazları iki rekât kılmalı) ve Orucunu da yemelidir. Aynı şekilde Hasta da ( ister yolculukta olsun ister olmasın) hastalığının türüne, şiddetine göre kendine özgü hükümlere ...
  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    7898 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • Allah, taklit üzere Müslüman olmayı kabul eder mi?
    7473 Eski Kelam İlmi 2009/08/25
    Ahirette inancımız hakkında sorulan soruya “Atalarımızı taklit edip onları körü körüne takip ettik” demekten başka bir cevabımız yoksa bu cevap geçerli olmaz. Çünkü böyle bir durum insanın fıtrat ve yaratışına da aykırıdır. İnanç, ilim ve yakin üzerine olmalıdır. Elbette bu ilim ve yakini insan bir bilenin ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    9793 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Hazreti Şuayip’in biyografisi; doğumu ve ölümü ne zamandı?
    6529 Eski Kelam İlmi 2019/11/24
    İsmi Kuran’ı Kerim’de on defa geçmiş olan bir peygamberdir Şuayip (a.s).[1] Arap toplumuna gönderilmiş ve Arapça konuşan bir peygamberdi.[2] Hz. Hud ve Hz. Salih (a.s)’dan sonra dünyaya gelmiştir. Hz. Musa (a.s)’in annesiyle aynı asrın insanıydı. Doğum tarihi ile ilgili tarihsel bir veri bulunamamıştır.
  • Cinleri, ruhları ve şeytanları çağırıp teshir etmenin (emri altına almanın) hükmü nedir?
    13959 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Ruhlar, cinler ve şeytanlardan ilmi ve ameli istifade etmeye ve irtibata geçmeye lugatte ve fıkhi ıstılahta sihir denmektedir.[i] Kur'an, hadis ve fıkhi delillere göre sihirbazlık dünya ve ahiret yaşantıları açısında insanın faydasına değildir.
  • Müslüman bir kadının, ahlak dışı yapıya sahip bir erkekle evlenmesi sırasında, bu konudan haberi olan şahıslar, evlenecek olan kadını konudan haberdar edebilirler mi?
    5393 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5332 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    9977 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • Bir grup hata yapabilen insanın el yazımı olan tarih neden kabul edilmelidir?
    5856 تاريخ کلام 2011/09/13
    İnsan tarafından düzenlenip tedvin edildiğinden ve insan da hataya mürtekip olabileceğinden tarih kabul edilmemelidir diye ifade edilen istidlali kabul etmiyoruz; zira bu istidlal doğru olursa, tüm beşerî bilimler itibarını kaybedecek ve günümüz dünyasında da hiçbir habere güven duyulamayacaktır. Çünkü onların hepsi insanın mahsulüdür. Biz insanların doğruyu yanlıştan ve iyiyi ...

En Çok Okunanlar