Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir:
Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur:
1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa.
2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir şey gasbi olursa ve bunun sahibi, kefenin kabirde kalmasına razı olmazsa ve aynı şekilde meyyit, kendine has özel bir eşya ile defnedilir de cenazenin varisleri, o şeyin kabirde kalmasına razı olmazlarsa.
3.Cenaze gusülsüz ve kefensiz defnedilmişse veya guslünün batıl olduğu anlaşılırsa ya da şeriatın emrettiği gibi kefenlenmiş olmazsa veya cenaze kabre kıble istikametinde konulmamışsa.
4. Hakkın ispat edilmesi için cenazenin bedenini görmek isteseler.
5. Cenaze; kâfirlerin mezarlığı veya pis bir yer veya toprak dökülen yerler gibi cenazeye saygısızlık olacak bir yere defnedilmişse.
6. Kabri açmaktan daha önemli şer’i bir mesele olursa örneğin: Defnedilen hamile kadının karnından canlı çocuğu çıkarmak isterlerse.
7. Cenazenin bedeninin parçalayıcı bir hayvan tarafından parçalanmasından korkulursa veya selin ve düşmanın cenazeyi dışarı çıkarmasından korkulursa.
8. Cenazenin kendisiyle defnedilmeyen parçası defnedilmek istenirse, ama bu durumda cenazenin bedeni görülmeyecek şekilde o parçanın kabre konulması ihtiyatı vaciptir.[1]
9. Cenazeyi mübarek ziyaret yerlerinden birisine nakletmek isterlerse ki; bu durumda cenazeye karşı hürmetsizlik olmaması şarttır.[2]
Yukarıda zikredilenlere ilaveten, bazen özel maslahat gereğince (şehir yapılanması meseleleri gibi) hâkimin hükmü, bu işin yapılmasının caizliğine sebep olur.
[1] “Tevzihu’l mesail (Mahşi- İmam Humeyni)”; c. 1, s. 349.
[2] Ayetullah Hui, Ayetullah Tebrizi, Ayetullah Zencani, Ayetullah Fazıl, Ayetullah Sistani, Ayetullah Safi ve Ayetullah Behçet; A. g. e: s. 351.