1. Allah-u Teâlâ’nın gökyüzü, yeryüzü, dağlar, denizler, ormanlar, çöller ve… kapsamak üzere yarattığı her şey fayda ve maslahat üzerinedir. Bunların yaratılışı hak iledir ve bunların hiçbirisine batıl yol bulunamaz.[1] Ne var ki beşer, bu maslahatları derk etmekten acizdir. Ormanlar ve denizler, insan için hissedilip görülebilecek fayda içeriyorsa, çöl ve sahralar da böyle olabilir.
2. Yerküresi, kendi yaşamı boyunca tekbir şekle sahip değildi aksine, çeşitli iklim evrelerini geride bıraktı. Yerküresi daha ziyade okyanus ve denizlerin altındaydı ve zamanla kuruluğa dönüştü.
3. Beşer eliyle yok olmaya yüz tutan ormanlar ve yemyeşil tabiat, günümüzde kupkuru çöllere dönüşmüştür. Aynı şekilde özverili ve çalışkan fertlerin gayretleriyle kuru çöller, yemyeşil mezralara ve ürün dolu bağlara dönüştürülmüştür.
4. İlim ve teknolojinin ilerlediği günümüzde çöl ve sahralardan istifade edilebilinir. Doğru bir projeyle buralardan yararlanılması durumunda, bölge iktisadı ve ülke tamamında da hem iş alanlarının oluşturulmasında ve hem halkın yaşam standardının yükseltilmesinde kayda değer etkiye sahip olacaktır. Aynı şekilde doğru bir programlamayla sanayi şehirleri zincirleme olarak çöller etrafında kurulacak ve geçmişteki çiftçilik medeniyeti, gelişmiş sanayicilik medeniyetine dönüşecektir. Bunar bir yana, çöl ve sahralar dünyanın her yerinde ve özellikle İran’da – müsait olmayan doğal getiriler unvanında – cezp edici önemli turistik mekânlardan sayılmaktadır.[2]
5. İnsanın yaratılışında farklılıkların olduğu[3] ve Allah-u Teâlâ’nın, insanın çeşitli yaratılışından bir hedefi gözettiği gibi, yerküresinin yaratılış çeşitliliğinden de bir hedefi gözetmektedir.
Konuyla alakalı indeksler:
“İnsanlardaki farklılıkların felsefesi”, Soru 7254 (Site: tr7393).
“Varlıkların yaratılmasındaki farklılığın temeli”, Soru 15347 (Site: tr15064).
“İnsanların farkları”, Soru 17695 (Site: 17343).
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
[1] “Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”. Enbiya, 16.
[2] Bakınız: Kerdivani, Perviz, “Cazibehayi gerdeşgeriyi biyabanha ve kevirhayi İran”, Sayti Rasihun.
[3] “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardı”. Ali İmran, 190.