Tefsir kitaplarında[1] «اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَديثِ كِتاباً مُتَشابِهاً...» “Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer, bir Kitap halinde indirdi.”[2] Ayetinde geçen «مُتَشابِهاً» ’müteşabih’ kelimesini benzer ve açık olmayan anlamlarında tercüme ve tefsir edilmiştir.
Söz konusu olan ayetin tefsirinde müfessirlerin çoğu şöyle bir açıklama yapmaktadırlar: ”Kuran’ı Kerim’in bütün ayetlerini anlamlarının doğruluğu, muhkem oluşu, hak batıl ayrımı ilkesinde olmaları, fasih, belagat üzere olma ve derin anlamlar taşıma noktasında birdirler.”[3] Bazı müfessirler ise ayette geçen ‘müteşabih’ kelimesinden kastın Kuran’ın bütün ayetlerinin diğer semavi kitaplarla benzerliği yani Allah katından nüzul olması olarak açıklamışlardır.[4]
«الر كِتابٌ أُحْكِمَتْ آياتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَكيمٍ خَبير» “Elif Lâm Râ. (Bu Kuran) hikmet sahibi ve hakkıyla haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri, muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır.”[5] Ayeti kerimesinde geçen «أحْكِمَت» ’muhkem’ kelimesi için bazı müfessirler[6] şöyle açıklama yapmışlardır: «أحْكِمَت» ’muhkem’ kelimesi «إحکام» ’bütün’ anlamında ve ‘tafsil’ kelimesinin zıttı olarak ayrı ayrı olmayan tek parça anlamındadır. Diğer bazı müfessirler[7] ise «إحکام» sağlam ve kanıt anlamında Zayıflık ve bozulma kelimelerinin zıddı olarak değerlendirmişlerdir.
Netice olarak Kuran’ı Kerimde ki her ayet Hakk ve İslam Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.a)’in nübüvveti için delil, burhan, kanıt ve hüccet konumundadır.
«مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهاتٌ» “Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.”[8] Ayeti kerimesinde geçen «محکم»، kelimesi müteşabih kelimesinin zıddı olarak benzeri müşabihi olmayan yalnız bir manası olan anlamındadır.[9] Bu ayeti kerimede « مُتَشابِهاتٌ» ise kelimenin birden fazla anlamı olma ihtimali sebebiyle yalnız bir manaya delaletinin açık olmaması anlamında gelmiştir.[10]
Doğal olarak birinci ve ikinci ayette geçen muhkem ve müteşabih kelimeleriyle üçüncü ayette geçen muhkem ve müteşabih kelimelerinin arasında bir çelişki ve anlam kargaşası bulunmamaktadır. Bu üç ayet bir birleriyle çelişmezler.
[1] Tayyip, Abdul’huseyin, etib’ul-beyan fi tefsir’ul-Kuran, 11.c, 303.s, intişarat İslami, tahran, 2.bk, 1378; Mekarim Şirazi, Nasır, El’emsel fi tefsir Kitabullah’ul-mizan, 15.c, 64.s, medrese İmam Ali bin Ebitalib (a.s), kum, 1421.h.
[2] Zumer/23.
[3] Tabatabai, Seyit Muhammed Hüseyin, El’mizan fi tefsir’ul-Kuran, 2.c, 1083.s, merkez intişarat defter tebliğat İslami, kum, 1.bk, 1418.
[4] Etib’ul-beyan fi tefsir’ul-Kuran, 11.c, 303.s.
[5] Hud/1.
[6] El’mizan fi tefsir’ul-Kuran, 2.c, 1083.s.
[7] Etib’ul-beyan fi tefsir’ul-Kuran, 7.c, 3.s.
[8] Ali-İmran/7.
[9] Cisas, Ahmed bin. Ali, Ahkam’ul-Kuran, 2.c, 281.s, dar’u ehya-i et-tiras’ul-arabi, Beyrut, 1405.h.
[10] Aynısı: 1.c, 191.s