Gelişmiş Arama
Ziyaret
6747
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
Soru
Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir? Yani Allah insan iradesini daha insan iradî fiilini gerçekleştirmeden önce nasıl bilmektedir?
Kısa Cevap

Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye bir şey yoktur. Diğer bir nokta da nedeni bilmenin aynı sonucu bilmek olmasıdır. Burada Allah evrendeki tüm varlıkların baş kaynağıdır ve O kendi zatını biliyorsa, kesinlikle diğer varlıkları da bilecektir. Bundan dolayı bir gökbilimcisi eğer size hangi zaman ve hangi konumda ay ve güneş tutulmasının olacağını söyleyebiliyorsa, bu onun ay ve güneş tutulmasının nedenini bilmesi sebebiyledir. O, söz konusu nedenin vuku bulması durumunda sonucun da vuku bulacağını bilmektedir. Tüm varlıkların nedenlerinin nedeni olan Allah’ın ilmi nasıl olacaktır?!

Ayrıntılı Cevap

Bu soru gerçekte şu meşhur kelam meselesine dönmektedir: Allah’ın eşyalara yönelik ilmi onların icat edilmesinden önce midir, sonra mıdır? Esasen Allah için böyle bir ilim mümkün müdür, değil midir? Bu soruya yanıtlarken mukaddime sıfatıyla bazı noktalara işaret etmeliyiz.

1. Bazı âlimlerin[1] belirttiğine göre bu en zor kelamsal ve felsefî meselelerden biridir. Hatta mütekellim ve filozoflar bazı yerlerde acayip ve tuhaf yanıtlara başvurmuşlardır.[2] 

2. Felsefe ve kelam kitaplarında Allah’ın ilmini iki kısma ayırmaktadırlar.

2.1. Allah’ın Kendi Zatına Yönelik İlmi: Felsefe ve kelam kitaplarında Allah’ın zatına yönelik ilmi hakkında alimlerin kanıtları tam bir şekilde açıklanmıştır. Soruya konu olan husus bu olmadığından buna değinmiyoruz.

2.2. Allah’ın Eşyalara Yönelik İlmi: Bu ilim ya eşyaların icadından öncedir ya da onların icat edilmesinden sonradır.

Allah’ın kendi zatına ve icat edilmeden önce haricî eşyalara yönelik ilmi zatî ilim ve icat edildikten sonra haricî eşyalara yönelik ilmi ise fiilî ilim olarak adlandırılır.

Allah’ın İcat edildikten sonra eşyalara yönelik ilmi de sorunun konusu değildir ve şimdiye dek hiç kimse bunu soru konusu yapmamıştır.[3] Bundan dolayı değinmemiz gereken tek husus, Allah’ın icat edilmeden önce eşyalara yönelik ilmidir. İslam âlimleri bu soruya değişik yanıtlar vermiştir ve biz sadece onların üçünü açıklamakla yetineceğiz.

A. Yüce Allah nezdinde hiçbir şekilde zaman ve mekân yoktur. O’nun mukaddes varlığı tüm zaman ve mekânları kuşatmıştır. Geçmiş, hal ve gelecek O’nun için birdir. O’nun varlığının mahlûklardan önce olmasını, nasıl zamansal bir öncelik olarak bilmek olanaksızsa, aynı şekilde O’nun mahlûkların varlığına yönelik ilmini zamansal öncelik olarak bilmek de olanaksızdır.[4] Başka bir tabirle insanın bilmeye güç yetiremediği ilimler kendi varlıksal haddi dışındadır. İnsanın bilmeye kadir olduğu ilimler ise kendi varlıksal haddinde olan ilimlerdir. Allah’ın hiçbir had taşımadığı ve hiçbir şeyin O’nu sınırlayamayacağı göz önünde bulundurulursa, hiçbir şeyin Allah’ın ilmi dışında olmadığı anlaşılacaktır.[5] Daha sade bir ifadeyle, “Allah geçmişte bizim gelecekte ne yapacağımızı bilmektedir”, diye bir şey söz konusu değildir; bilakis Allah zaman üstü olarak bu meseleyi bilmektedir. O, bu konuyu şimdiki zamandaki bir gerçekliği bildiği gibi bilmektedir; çünkü tüm zamanlar O’nun için haldir. Aquinali Thomos’ın deyimiyle, “bir caddede yürüyen kimse, kendisinden sonra gelenleri görmez; ama bir yükseklikten tüm caddeye bakan kimse, bir bakışta caddeyi geçmekte olan tüm yayaları gözlemler.” Elbette bu yükseklik Allah için ezeli ve ebedi olmaktır. Allah belirtilen yükseklikten zaman caddesini görmektedir. Ama bu caddenin zamansal yayaları olan biz ise, sadece caddede ilerlediğimizde azar azar ona yönelik ilim sahibi oluruz.[6] 

B. Allah hakkında ilmin mefhumunun ne olduğuna dikkat etmek, bu meseleyi halletmek için çok önemlidir. Felsefeciler ilimi huzurî ve husulî diye iki kısma ayırmıştır. Eğer bilinen hiçbir vasıta olmaksızın bilenin nezdinde hazır olursa, bu huzurî ilimdir. Ama bilinen zihindeki sureti vasıtasıyla bilen nezdinde hâsıl olursa, bu husulî ilimdir. Örneğin insanın Kâbe’ye yönelik bilgisi husulî bilgidir; çünkü onu bilmek için ilkönce zihinde Kâbe’nin bir sureti icat edilmekte ve sonra o surete dönük bir bilgi ortaya çıkmaktadır. Ama insanın kendi iradesine veya zihnî suretlerine dönük ilmiyse, huzurî ilimdir; çünkü bu ilimde hiçbir suret vasıta olmamıştır.[7] Allah’ın ilmi konusunda Allah’ın varlıklara yönelik ilminin husulî ilim olmayıp huzurî ilim olduğu noktası çok önemlidir; çünkü aksi takdirde eşyalara dönük bilgi elde etmek için Allah’ın onların suretlerine ihtiyaç duyması gerekecektir. Oysaki Allah her ihtiyaç duymadan beridir. Yanı sıra huzurî ilimde bilinenin bilmeden önce olmasına gerek yoktur; huzurî ilimde durum tersinedir ve bilme bilinenden önce var olmalıdır.[8] 

C. Belirtilen hususlar bir yana, Allah’ın icat olmadan önce eşyalara yönelik ilminin olasılığı ve tahakkuk etmesi hakkında bazı deliller getirilmiştir ve biz burada onların en önemlilerine işaret ediyoruz:

Sebebi bilmek sebebin vaki olduğunu da bilmektir. Neden olması cihetiyle nedeni bilmek, sonucu da bilmektir. Nedeni bilmekten kastedilen şey, sonucun varlığına menşe olan boyutu bilmektir. Örneğin bir gökbilimci ay veya gök tutulmasının ne zaman olacağını bildirdiğinde, bu onun eflak kanun ve hesaplarını bilmesinden kaynaklanır. Başka bir ifadeyle onların nedenlerini bildiği için onları da bilmektedir. Yahut mesela bir doktor bir hastalığın nedenlerini bildiği için, bu nedenleri bir hastada gördüğü zaman, bu hastanın kaç güne kadar sorunla karşılaşacağını teşhis etmektedir. Bu delilin benzerini Allah için de kullanabiliriz. Şöyle ki; evrendeki tüm varlıklar Allah’ın varlığının sonucudur ve Allah’tan başka onların bir nedeni yoktur. Bundan dolayı Allah’ın kendi zatına yönelik ilmi, onların gerçekleşmesine sebep olan hususa yönelik ilmin aynısıdır. Başka bir ifadeyle, Allah’ın kendi zatına yönelik ilmi, tüm evrenin kendisinden yaratıldığı hususa yönelik ilimdir ve o hususa yönelik ilim de sonuca yönelik ilmin gereğidir.[9] Mesela Allah’ı nurların nuru bilecek olursak, diğer varlıkların tümü O’nun ışıklarıdır; o halde eğer Allah kendi zatını (ki nurların nurudur) biliyorsa, evrendeki tüm varlıkları bilecektir. Çünkü onların tümü O’nun zatının yansımasıdır.[10] Yahut ekilen bir tohum eğer kendini tanısaydı, kendinde yeti halinde olan yaprak, dal, sap, gül ve meyveyi de kendini tanımanın yanında tanırdı.[11]     



[1] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 411, Çap Ve Neşr-i Beynelmilel-i Tebliğat-ı İslami.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Bidayetü’l-Hikmet, s. 204 – 207, Müessesetü’l-Neşri’l-İslamî.

[3] Sübhani, Cafer, Muhazarat Fi’l-İlahiyat, s. 113, Merkezu’l-Alemi lid-Derasati’l-İslami, çap-ı sevvom, 1411 h.k.

[4] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 412.

[5] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiru’l-Mizan, tercüme-i Seyid Muhammed Bakır ve Musevi Hemedani, c. 11, s. 419, Defter-i İntişarat-ı Camia-i Müderrsisin-i Havza-i İlmiye-i Kum.

[6] Petersun, Maykıl, Akıl Ve İtikad-ı Dini, Ahmed Neraki ve İbrahim Sultani, c.122, Terh-i Nu.

[7] Faali, Muhammed Taki, Ulum-ı Paye, Nazariye-i Bidahet, s. 66 – 68, Daru’s-Sadıkin, çap-ı evvel.

[8] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiru’l-Mizan, tercüme-i Seyid Muhammed Bakır ve Musevi Hemedani, c. 14, s. 383.

[9] Sübhani, Cafer, Muhazarat Fi’l-İlahiyat, s. 113 – 114.

[10] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 412.

[11] Aleme Hilli, Keşfu’l-Murad, Şerh-i Allame Şa’rani, s. 398, Kitapfuruşi-i İslamiye.

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fetvanın dayanak ve kaynakları nelerdir?
    9468 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/04/07
    İçtihat zorluklara tahammül, çaba ya da kudret ve güç demektir. Fıkhi terim olarak ise kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek anlamındadır.Şii fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynakları olarak bilinen Kur’an, sünnet, akıl ve icmadır. Ancak bu kaynaklardan, faydalanma ...
  • Acaba bütün peygamberlerin ismini zikrede bilir misiniz?
    3728 تاريخ بزرگان 2019/09/22
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20775 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Allah İle İrtibat Zamanı Ne Zamandır?
    10242 Pratik İrfan 2011/08/03
    Her ibadetin ruhu Allah ile irtibat kurmak ve O’na yaklaşmaktır. Bu husus namaz, dua ve Allah’ın dergâhına yalvarma ve yakarma ile müyesser olacaktır. Allah ile irtibat kurmak özel bir zaman ve mekâna has değildir. Elbette gece yarısı gibi bazı zamanlar Allah ile irtibat kurmak için en güzel zamanlardır veya ...
  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17424 ذکر 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • İmam tarafından namazın teşehhüdüne bir harf eklendiği durumda tabi olanların hükmü nedir?
    7471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur. ...
  • Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
    6887 Yeni Kelam İlmi 2011/11/21
    İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz. ...
  • İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
    92226 Tefsir 2010/01/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    8186 انفاق و قرض الحسنه 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    7921 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...

En Çok Okunanlar