Kuranı kerim bazı özellik ve niteliklere haizdir ki diğer kitaplar bu özellik ve niteliklere sahip değildir. Eğer Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmuş olsaydı oda mucize olacaktı. Ancak Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmadığı için kuranı kerim gibi olamaz.[1]
Kuranı kerimi mucize eden boyut ve yönler çoktur. Bu bağlamda birçok kitap ve makale yazılmış. Bu boyut ve yönlerin bir kısmı hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: nemaye: "icazi kuran, sual no: 69, (sayt: 310)"; "nemaye: vahyani buden kuran, sual no: 67 (sayt 308)"; "nemeye: ademi tahrifi kuran, sual no: 3213 (sayt: 3938)".
Her halükarda nehcü'l-balaga Hz. Aliye ait olan sözler ve hutbelerin bir kısmını içeren bir kitaptır ki Seyit Rezi tarafından telif edilmiştir. Bu kitap birçok ayrıcalıklara ve özelliklere haizdir. Fesahat ve balagat özellikleri bunlardan ikisidir. Bu kitap genel, kapsamlı günümüzün tabiriyle kaç yönlü ve… boyutludur.
Bu özellik ve ayrıcalıklardan her birisi Hz. Ali'ye (a.s.) ait olan bu kelimeleri yüce bir konuma ve makamda yüceltmeleri için kafidir. Bu özellik ve niteliklerin bir arada toplanması ve iç içe girmeleri, farklı ve değişik yerlerde ve meydanlarda bu sözlerin ifade edilmesi, bazen Hz. Ali'nin (a.s.) bu sözlerinin içermiş oldukları fesahat ve belagat onları icaz merhalesine çıkarıp yerleştirebiliyor. Ama bununla birlikte bu sözler yücelik ve yükseklik bakımından yaratıcının kelamı olan kuranı kerime kavuşamıyor. Hz. Ali'ye (a.s.) ait olan kelam yaratıcı ile yaratılanların arasında bir yerde yer almış. Bu nedenle Hz. Ali'nin (a.s.) kelamı hakkında şöyle denilmiş: "fevke kelami'l - mahluk ve tahte kelamil Halik = yaratılanlara ait olan kelamın fevkinde yaratana ait olan kelamın aşağısındadır".[2] Yani belagat, fesahat ve kaç yönlü olmasından ötürü bütün düşünürlerin ve söz sahibi olan bilgelerin sözünün fevkindedir. Ama Allahın kelamı olan kuranı kerime oranla aşağılardadır. Buna binaen bu yönler ve boyutlara sahip olduğundan ötürü imam Ali'nin (a.s.) mucizesidir. Ama nübüvvet mucizesi değildir. Hiç kimse hakkında böyleli bir iddida bulunmamıştır. Zira mucizenin iki temel özelliği vardır. Birincisi; başkalarının onun benzerini getirmekten aciz kalmaları, ikincisi; getiren kişi onu ortaya koyarken onunla nübüvvet iddiasında bulunması gerekir. Buna binaen her ne kadar nehcü'l-balaga icazsal birçok boyuta sahip ise de ama yaratılmış bir kimsenin kelamıdır. Hiçbir zaman kuranı kerimin konumuna yetişemez ve terimsel anlamda mucize olamza. Kuran gibi Allah'a insanları davet eden mucize olamaz.
Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için "der sahili nehcü'l-belaga (nehcülbalaga ez nigahı endişmendan)" adlı esere müracaat edebilirsiniz.