Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. Ama düşman bunu duyar duymaz şiddetlice buna engel oldu!
Açık olduğu üzere İmam Hüseyin’in (a.s) hareketi, gücün Emevilerin elinde olduğu şartlarda oluşmuştu. Onlar gerçekleri tahrif etmeyle meşhur ve tanınmaktaydılar. Bu nedenle Kerbela hareketi benzeri az görülür bir komploya duçar oldu. Abbasiler dönemi de bu şekilde cereyan etti. Zira onlar da Emevilerin siyasetini izliyordular. Hatta bazı hususlarda onlar Alevilere daha sert ve acımasızca davranıyorlardı. Bu yüzden İmam Hüseyin’in (a.s) hareketinin birçok gerçekleri ve özellikle de detayları bize saklı kalmıştır. Açık olduğu üzere İmam Hüseyin’in (a.s) hareketi Aşura gününden uzun bir süre önce başlamıştı. Kervanın nurlu Medine’den hareket edip değişik duraklardan geçerek Mekke’ye ulaşmasına ve oradan Irak’a doğru yola çıkmasına ve de bir takım menzilleri kat ettikten sonra Kerbela’da konaklamasına dek bir zaman diliminde gerçekleşmişti. Ama tarihe müracaat ettiğimizde ise hareket yolundaki hadise ve olaylar hakkında elle tutulur bir bilgi bulmamaktayız. Hatta Aşura gününde gerçekleşen birçok hadise dahi gizli kalmıştır. Bu hadiselerden biri de İmam Hüseyin (a.s) ve yarenlerinin susuzluğudur. Evet, değişik hadis kaynakları ve de dua ve tarih kitaplarında sahih ve güvenilir senetler ile İmam Hüseyin’in (a.s) susuzluğu meselesi ve onun susuz bir şekilde şehit olduğu nakledilmiştir. Bu nakillerden bazılarına işaret ediyoruz:
1- Allame Nuri ve Allame Meclis şöyle nakletmektedirler: Hüseyin b. Ali (a.s), ailesi ve yarenleri mazlum bir şekilde, beden ve canları zulüm ve siteme uğramış olarak ve susuz bırakılmış bir şekilde katledildiler.[1]
2- Müstedrekü’l-Vesail yazarı İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmektedir: “Kerbela sahibi Hz. Hüseyin (a.s) mazlum, hüzünlü, susuz ve dertli bir haldeyken şehit oldu.”[2]
3- Allame Meclisi, Cebrail’in İmam Hüseyin’in (a.s) başına gelecek olanları Hz. Adem’e şu şekilde anlattığını nakletmektedir: “Senin bu evladın diğer musibetlerin karşısında küçük kalacağı bir belayla karşılaşacaktır. Hz. Adem (a.s) bu bela nedir diye sorar. Cebrail de şöyle der: Hüseyin susuz, garip, yalnız, yaversiz ve yardımcısız bir halde şehit olacaktır.”[3] Belirtilen rivayetlere ek olarak İmam Hüseyin’in (a.s) susuzluğunu bize kesin ispat eden başka rivayetler de mevcuttur.[4] Ama bunun detayı bize meçhul kalmıştır. Su bulmak için kuyu kazma girişiminde bulunup bulunmadıkları hakkında da işaret edeceğimiz bir takım rivayetler mevcuttur:
1- Bazı rivayetlere göre “… İmam eline kazma alıp kadınların kaldığı çadırların arkasından güneye doğru dokuz adımlık fasılası olan bir yeri kazdı ve oradan serin bir su çıktı. İmam ve yanındakilerin hepsi o sudan içti ve kırbalarını doldurdular… .”[5] Kerbela’nın Fırat nehrine yakın ve su seviyesinin yukarı olmasından dolayı bazı sahabelerin bu yöntemden istifade etmiş olmaları mümkündür. Ama bu husus düşmanın bundan haberdar olmasına ve şiddetlice bunu engellemesine neden oldu!
2- Tarihte şöyle yer almaktadır: “Bu haber Übeydullah’a ulaşınca Ömer Saad’e bir mektup yazarak ondan İmam Hüseyin’in ailesinin suya ulaşmasına engel olmasını istemiş ve mektubunda şöyle yazmıştır: Bana Hüseyin ve yarenlerinin bir kuyu kazıp su aldıkları bildirildi. Bu nedenle onların hiçbir şekilde yenilmesi mümkün değildir. Mektup sana ulaşır ulaşmaz Hüseyin b. Ali ve yarenlerini kuyu kazmaktan alıkoymalı ve su peşinde koşmalarını engellemelisin.[6]
3- Menakib’den nakledildiği üzere İmam Hüseyin’in ailesi ve yarenleri üç gece ve gündüz sudan mahrum kalmıştır. Bazen içme suyu dışında kullanmak üzere kuyu kazıyorlardı ama düşmanlar onu dolduruyordu (çok az derinliği olan böyle kuyuların suyunu içmenin münasip olmama ihtimali mevcuttur). Bazen Hz. Ebu’l-Fazl (a.s) cesurca Fırat nehri ablukasını yarmakta ve su getirmekteydi. Aşura gecesi Hz. Ali Ekber (a.s) elli kişiyle nehre gitti ve su getirdi. Ama Aşura sabahından sonra İmam Hüseyin’in (a.s) haremine suyun ulaşması mümkün olmadı.[7] Düşmanın hedefi de Ehli Beyt’in (a.s) susuzluğun etkisiyle direnişten düşmesiydi. Çünkü onların cesaretini ve susuzluk kendilerine etki etmezse Ehli Beyt’e karşı asla galip olamayacaklarını biliyorlardı. Nihayet bu gayri insani taktik ile İmam Hüseyin’in ordusunun bedensel gücünü kırıp onları şehit ettiler.[8]
İlgili başlık: İmam Hüseyin (a.s) ve Aşura’da Suyun Geçişi, 580. Soru (Site: 633).
[1] Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 238; Biharu’l-Envar, c. 98, s. 37.
[2] Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 240.
[3] Biharu’l-Envar, c. 44, s. 246.
[4] Biharu’l-Envar, c. 44, s. 246. Biharu’l-Envar, c. 98, s. 46. Kamilü’z-Ziyarat, el-Babu’s-Samin ve’l-Erbaaun, keyfe Yuhibbu en yekune zairu’l-Hüseyin b. Ali, s. 131.Savabu’l-A’mal, s. 89, Biharu’l-Envar, c. 44, s. 304, el-Kafi, c. 6, s. 392, Kamilu’z-Ziyarat, s. 107, Divanu Da’bali’l-Hazai, el-Kasıdeti’l-Taiye.
[5] Medinetü’l-Maaciz, el-Babu’s-Salis Fi Maacizi’l-İmam Ebi Abdullah el-Hüseyin (a.s), 245.
[6] El-Futuh, Ebu Muhammed Ahmed b. Ali A’sam Kufi, Şirket-i İntişarat-i İlmi ve Ferhengi, çap-ı evvel, 1373, bahş-i dovvom, fasl-ı şeşom İmam Hüseyin (a.s), Yezid, Kıyam, s. 893.
[7] Muntaha’l-Amal, Şeyh Abbas Kumi (r.a) İntişarat-i Behzad, çap-ı dovvom, 1381, bab-ı pencom, maksad-ı sevvom, fasl-ı evvel, s. 372, haşiye.
[8] Bkn: Zendegani İmam Hüseyin (a.s), Seyid Haşim Resuli Mehallati, çap-ı pencom, Nakd-i Neşr-i Ferheng-i İslami, 1378, s. 387.