Gelişmiş Arama
Ziyaret
5157
Güncellenme Tarihi: 2012/02/14
Soru Özeti
İmam Sadık (a.s) döneminde ismet ve masumlara tabi olma konularına değinildiği gibi Hz. Ali, İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) zamanında değinmemesinin illeti nedir?
Soru
İmam Sadık (a.s) döneminde ismet ve masumlara tabi olma konuları mevzu bahis olduğu gibi Hz. Ali, İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) zamanında konu edilmemesinin sebebi nedir? Gerçekten neden gönümüzde Şia’da revaçta olduğu gibi İmam Ali ve çocukları dönemindeki Arap edebiyatında, Masum İmam’a tabi olma konusuna rastlanmıyoruz?
Kısa Cevap

İsmet ve Masum İmamlara (a.s) tabi olma konusu, Hz. Resul’ün (a.s) kendi zamanından söz konusuydu, ama Masum İmamlar (a.s) arasında İmam Sadık (a.s)’ın asrı, kendine has bir dönem idi. Bu İmam’ın sosyal ve kültürel şartları, hiçbir imam’ın zamanında mevcut değildi. Zira o dönem, siyasi açıdan Beni Ümeyye hükümetinin zaaf ve sallantılı ve Beni Abbasi’nin ise güçlendiği bir dönemdi ve bu iki gurup, bir müddet birbirleriyle münakaşa ve savaş içindeydiler. Diğer taraftan İmam Sadık (a.s)’ın dönemi, öne çıkan konum sebebiyle fikri ve kültürel çalkantıların yaşandığı bir dönemdi.

Ayrıntılı Cevap

İsmet ve Masum İmamlara (a.s) tabi olma konusunu iki bölümde inceliyoruz:

Bir. Masumların (a.s) sözlerinde ismet konusunun incelenmesi

İslami metinlerin incelenmesi ve araştırılmasıyla, Masum İmamların (a.s) ismeti ve onlara tabi olma meselesinin İslam’ın başlangıcından ve Hz. Resul (s.a.a)’ün zamanından beri söz konusu olduğunu görüyoruz:

1-Meğazili b. Şafii “el-Menakıb” kitabında kendi senediyle “Abdullah b. Mes’ud”dan rivayet ettiği bir hadiste Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurduğunu söyler: “Benim risaletim, babam İbrahim’in duasıyladır.” Ey Allah’ın Resulü! Baban İbrahim’in duası neydi? diye sorduğumuz zaman, şöyle buyurdular: “Allah-u Teala, İbrahim (a.s)’e: “Ben seni insanlar için İmam yapacağım”[1] buyurduğunda İbrahim sevindi ve: “Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)”demişti.” Bunun üzerine Allah, İbrahim’e vahiy ederek şöyle buyurdu: “Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri kuşatmaz.” İbrahim Allah’a: Senin ahdine ulaşmayanlar kimlerdir? diye arz ettiğinde, Allah-u Teala şöyle buyurdu: “Puta secde eden kimsedir.” İbrahim arz etti: “Oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”[2]

Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdular: “İbrahim’in duası ben ve Ali’yle sonuçlandı ve hiçbirimiz putların karşısında secde etmedik. O halde Allah-u Teâlâ, beni kendi peygamberi, Ali’yi de benim halifem karar kıldı.[3]

 

2. Müminlerin Emiri (a.s)’nin sahabesinden olan ve İmam Seccad’in (a.s) dönemine kadar yaşayan Selim b. Kays şöyle diyor: Özel itaat; Allah-u Teâlâ’ya Resul’ü ve Ulu’l Emre olan itaattir. Ve Allah-u Teâlâ onları, kendi ve Peygamberine yakın kılmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah’a, Resu’le ve sizden olan ulu’l emre itaat ediniz”

Allah-u Teâlâ bu sebeple Peygamber (s.a.a)’e itaat edilmesinin emretmiştir ki; Allah’ın Resulü, masum ve paktır ve o, günah işlemeyi emretmez. Aynı şekilde Allah-u Teâlâ, Emir Sahiplerine itaat etmeyi emretmiştir; zira onlar, masum ve paktırlar ve günahı emretmezler.[4]

3. Müminlerin Emiri (a.s), Nehcü’l Belağa’da ismet meselesine işaret ediyor:

a) 147. Hutbede şöyle buyurur: “İmamlar (a.s), Allah’ın dinine ve O’nun emirlerine muhalefet etmezler ve bu bağlamda hiçbir ihtilafları yoktur. (Onlardan biri, dini hükümlerden habersiz olup bir diğeriyle çelişecek bir şekilde amel etmesi söz konusu olamaz).[5]

b) 131. Hutbede İmamdan bazı sıfat ve nitelikleri nefyederek şöyle buyururlar: “vela muattile lissünne,fe yühlike el-ümme” ümmetin helakine neden olan sünneti tatil eden birisi olamaz”. Yani Allah Resulü’nün sünnetini ve yöntemini boşa çıkaran bir kimse imam olamaz. Zira böyle bir kimse İslam ümmetini helak edecektir.”[6]

Bu ibarelerin imama tabi olmanın gerekliliğini ilan ettiği açıktır.

c) 105. Hutbede şöyle buyurur: “Ey insanlar! Kalp çırağınızı, öğüdüyle öğütlenmiş (yani söylediği öğütleriyle amel eden) bir kimsenin öğütleriyle aydınlatınız ve vücudunuzda var olan gönül kaplarınızı, suyu bulanık olmayan arı duru olan çeşmenin suyundan doldurunuz.”[7]

Masum İmamların (a.s) rivayetlerinde ismet konusu çeşitli bablarda bahsedilmiştir ve biz, bu kadarıyla yetiniyoruz.

İki. İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) zamanında itikadi meselelerin diğer imamlardan daha çok söz konusu edilmesinin sebep ve etkenlerini şöyle özetleyeceğiz:

Siyasi açıdan İmam Bakır (a.s)’ın ve özellikle İmam Sadık (a.s)’ın dönemi, Beni Ümeyye hükümetinin zaaf ve karışıklık yaşadığı ve Abbasi oğulları’nın de güçlendiği bir dönemdi. O dönemde Ümeyye oğulları’nın pek çok siyasi sorunlara duçar olması sebebiyle, İmam’a ve Şialara (İmam’ı Seccad zamanı örneğinde olduğu gibi) baskı yapacak ve eziyet edecek fırsatı yoktu. Abbasiler de Peygamber ailesini himaye edileceği ve onların dökülen kanlarının intikamının alınacağı sloganı gölgesine sığınarak kudrete ulaşmak istediklerinden, İmam ve Şialara baskı yapmıyorlardı. Bundan dolayı bu zaman kesitinde İmamların ilmi ve kültürel faaliyet yapmaları için son derece güzel bir fırsat sayılıyordu ve kültürel özel şartlar, fırka ve mezheplerle yüz yüze gelme ve… gibi işlerin, bu meselelerin gerçeklik kazanmasında etkili olduğunun birer örnekleridir.[8]

 



[1] Bakara, 124.

[2] İbrahim, 35-36.

[3] Seyyid b. Tavus, Ali b. Musa, et-Taraif, Kum: Hayyam basımevi 1400 k, c. 1, s. 78.

[4] Selim b. Kays, Ebu Sadık, Kitabi Selim b. Kays, Kum: el-Hadi yayınevi 1415.

[5] Nehcü’l Belağa, Kum: Daru’l Hicret yayınevi, c. 1, s. 206.

[6] A.g.e.

[7] A.g.e.

[8] Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: Pişvayii, Mehdi, Sire’i pişvayan, Kum: Müesseseyi İmam Sadık (a.s) 1374 şemsi, s. 353.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müstekbir dünyanın kadına ve kadının özgürlüğüne bakış açısı nasıldır?
    8225 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/12
    Günümüzde kadınların özgürlüğü konusu batıda, en önemli toplumsal meselelerden biri konumundadır. Kadın tarih boyunca erkek egemenliği altında olmuştur. Kadın her zaman, sosyal ve bireysel haklarının çiğnendiği bir toplumda yaşamıştır. Hatta bazı toplumlarda ona, aşağılık bir yaratık olarak bakarlardı. Ancak aydınlanma döneminde batılı kadınlar, batıdaki sosyal değişimlerle paralel ...
  • Bütün şehirlerde sadece bir yerde mi Cuma namazı kılınmalıdır?
    6074 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/01/14
    Her şehirde bir veya daha çok Cuma namazı kılınması konusunda ölçü, iki namaz namazın kılındığı yerler arasındaki belirlenmiş mesafedir. Müçtehitler, iki Cuma namazının kılındığı yerler arasındaki en az ...
  • Niçin Ali (a.s)’ye “Ebu Turab” künyesi verildi ve bu künye kim tarafından kendisine verildi?
    13103 تاريخ بزرگان 2012/04/09
    İmam Ali (a.s)’nin pek çok mübarek isim, lakap ve künyesi vardır ve bunlar hadis kitaplarında gelmiştir. İmam Ali (a.s)’nin künyelerinden bir tanesi “Ebu Turab (Toprak Babası)” dır ve Peygamber Ekrem (s.a.a), mescitte Hz. Ali (a.s)’nin abasını topraklı olarak görmüş ve Hz. Ali (a.s) için bu künyeyi seçmiştir.
  • Kuran’ı Kerim karı kocanın birbirlerine duydukları sevgi hakkında ne buyurmaktadır?
    2321 Tefsir 2020/01/20
  • İslam, cinsel ilişki için yer ve zamanı belirlemiş midir?
    107025 Pratik Ahlak 2011/11/21
    İslam, insan yaşamının bütün yönlerine bu cümleden cinsel ilişki konusunda adaplar koymuştur. Bu adapların bireyin ve toplumun sağlığında, kadın ve erkeğin ruh ve bedeninde, çocuk sahibi olmada ve çocuğun yaşamasında, sevginin artmasında vs. şeylerde etkileri vardır. Rivayetlerde ilişkinin mutlaka yatakta olması konusunda herhangi bir şey gelmemişse de ...
  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    5625 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Çocuklukta hırsızlığın hükmü nedir?
    6025 Maddi Haklar 2019/02/20
    Hırsızlık, insanın boynuna hem kul hakkı hemde hakkullah getiren büyük günahlardan biridir. Cezası olduğu gibi hukuki işlemde onun için tayin edilmiştir. Eğer hırsız ceza için ön görülen bütün şartları taşıyorsa sağ elinin dört parmağı kesilmelidir.[1] Eğer baliğ olmamış bir insan hırsızlık yaparsa tayin ...
  • Dövme abdest, gusül ve hac amellerini yerine getirmek için bir sakınca yaratır mı?
    9464 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Taklit mercilerinin çoğu dövme hakkında şöyle buyurmuştur: Eğer dövme salt renk olursa veya derinin altında bulunursa ve deri üstünde suyun ulaşmasını engelleyen bir şey olmazsa abdest, gusül ve namaz doğrudur.[1] Eğer deri üstünde engel bulunursa ve deriye suyun ulaşmasını engelleyecek ...
  • Ölüyü taklit etmeyi sürdürme meselesinde eğer bir kimse yaşayan bir müçtehidi taklit etmeye dikkat etmeksizin hacca giderse, kendisinin haccı sorunlu olur mu?
    4904 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Belirtilen soru mercilerin bürolarına gönderildi ve aşağıdaki cevaplar elde edildi:Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Hz. İmam Humeyni’yi taklit etmeyi sürdürmek Ayetullah Hamaney’in iznine göre caizdir. Bundan dolayı sizin umre amelleriniz İmam Humeyni’nin fetvalarına göre gerçekleşmişse doğrudur.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Cuma namazı nasıl kılınır?
    3939 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/11
    Cuma namazı edası vacip olan ve cemaatle yerine getirilen ibadetlerden biridir. Fazileti hakkında Kuran’ı kerimde bu isimle bir surenin var olması açıklayıcı olacaktır. Cuma namazının hamt ve sena ile başlayan iki hutbesi vardır. Cemaat imamı bu hutbelerde halkı ilahi takvaya davet etmelidir. Hutbelerden sonra sabah namazında ki ...

En Çok Okunanlar