Gelişmiş Arama
Ziyaret
31640
Güncellenme Tarihi: 2012/03/11
Soru Özeti
Fatiha suresindeki nimet verilenler, gazaba uğramışlar ve sapmışlardan maksat kimlerdir ve ne gibi özellikleri vardır?
Soru
Namazlarda okuduğumuz ‘Nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların değil?’ ayetinde geçen nimet verilenler, gazaba uğramışlar ve sapmışlardan maksat kimlerdir ve ne gibi özellikleri vardır?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim, Fatiha suresinde insanları üç kısıma ayırmaktadır. Başka surelerde de onların kimler olduğunu açıklayarak muhatap için manayı tam olarak pekiştirmiştir. Allah’ın kendilerine nimet verdiği kimseler olan birinci grup dört sınıftır: Peygamberler, Sıddıklar, Şehidler ve salihler. Bunlar Allah’ın nimet verdiği, Allah’ın seçtiği kimselerdir. Onların en büyük özelliği Allah’a itaat etmeleridir.

Birbirlerine çok benzeyen ikinci ve üçüncü gruplar (gazaba uğramışlar ve sapmışlar) hakkında çeşitli ihtimaller verilmiştir. İhtimallerden biri sapmışların normal sapanlar olduğu, gazaba uğramışların ise inatçı ve münafık sapmışlar olduğudur. Diğer bir ihtimal İslamla daha çok düşman olan Yahudilerin gazaba uğramışlar olduğu, onlara göre inatçılığı daha az olan Hıristiyanlarda sapmışlar olduğudur. Üçüncü ihtimal ise kendi sapmışlıklarının yanı sıra başkalarınıda saptırmaya çalışanların gazaba uğramışlar olduğu, ama bu amaç için uğraşmayanların sapmışlar olduğudur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an, Hamd suresinde insanları üç kısıma ayırıyor:

1) Hidayet nimetine sahip olup sabit kadem kimseler; 2) Gazap edilmişler; 3) Sapmışlar.

a) Kur’an bu grupları örnekler vererek açıkladığından bizde ayetlere dayanarak onların kimler olduğunu açıklayacağız.

Nisa suresinde ‘Nimet verilenler’ grubunu şöyle açıklıyor: ‘Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar Allah'ın, nimetleriyle nimetlendirdiği peygamberlerle, doğrularla, şehitlerle ve salihlerle beraberdirler ve ne de güzel arkadaştır onlar.’[1]

Ayet, Allah’ın nimet verdiği dört grup insanı (Peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salihler) tanıtmaktadır. Onların belli başlı özellikleri var ki bu özelliklerin en önemlisi ve ortak olanı salih amel ve doğru konuşmaktır.

b) Hak yolu kenara itmek ve Allah’ın dergahından kovulmak yönünden birbirlerine çok yakın olan ve farklılıkları fazla olmayan ikinci ve üçüncü kısımdakiler için araştırmacılar rivayetlere dayanarak üç ihtimal vermişlerdir:

1- Bu iki kelimenin Kur’an’daki kullanımına baktığımızda ‘Gazaba uğramışlar’ın ‘Sapmışlar’dan daha kötü ve daha zor bir merhalede olduklarını görmekteyiz. Başka bir deyişle ‘Sapmışlar’ normal sapmış kimselerdir, ama ‘Gazaba uğramışlar’ inatçı veya münafık sapanlardır. Bu yüzden Allah onlara birçok yerde gazap ve lanet etmiştir.[2]

2- Bazı müfessirlere göre ‘Sapmışlar’dan maksat Hıristiyanlar, ‘Gazaba uğramışlar’dan maksat ise Yahudilerin sapmışlarıdır.

Böyle bir yorum onların İslami davet karşısındaki tutumlarından kaynaklanmaktadır. Zira Kur’an’ın da açıkca belirttiği gibi Yahudi sapkınları İslami davete karşı özel bir kin ve düşmanlık sergiliyorlardı. Alimleri İslamın müjdeleyicisi olmalarına rağmen İslam geldikten sonra çeşitli sebeplerden –ez cümle maddi menfaatlerinden- dolayı İslamın en büyük düşmanı kesildiler. İslamın ve Müslümanların ilerlemesini engellemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Ama Hıristiyanların sapmışları İslama karşı bu kadar düşmanlık sergilemiyorlardı. Sadece hak dini tanımakta sapmışlardı. Bu yüzden onlar için ‘Sapmışlar’ denmiştir.[3]

Bununla birlikte onlara ‘Gazaba uğramışlar’ demek daha doğru olacaktır. Ancak dikkat etmek gerekir ki bu ifade genelin bireye tatbikidir. Yani onlar bu anlamın en belirgin örnekleridir. ‘Gazaba uğramışlar’ ve ‘Sapmışlar’ın kapsadığı kimseler daha çoktur.

3- Sapmışlar’dan maksadın kendilerinin yanı sıra başkalarını da saptırmak istemeyen kimseler olma ihtimalide verilmiştir. Oysa ‘Gazaba uğramışlar’ hem kendileri sapmışlardır, hem de başkalarını saptıranlardır. Yani bütün güçleriyle başkalarını kendi yollarına çekmeye çalışan kimselerdir.[4]

Kur’an’ın ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ için verdiği örneklerden bazılarını aşağıda getiriyoruz:

‘Allah, kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkek ve kadınları ve müşrik erkek ve kadın azaplandırsın diye, kötülük, dönüp başlarına gelesi helak olasılar. Allah onlara gazap etmiştir ve onları lanetlemiştir ve onlara cehennemi hazırlamıştır ve orası, gidilecek ne kötü yerdir.’[5]

‘Kim küfrü imanla değişirse artık doğru yoldan sapmış olur.’[6]

‘İnandıktan sonra kafirlikle yüreği genişleyen kimseyedir Allah'ın gazabı ve onlara pek büyük bir azap var.’[7]

Kur’an’ın ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ diye saydığı bu kimselerin tümünün ortak özelliği Allah’a isyan etmeleridir. Onlar bir şekilde Allah Teala’ya karşı gelerek ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ sınıfına girmişlerdir.             

 

 


[1] -Nisa/69

[2] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.1, s.54, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[3] -a.g.e. c.1, s.55.

[4] -a.g.e. c.1, s.56.

[5] -Fetih/6

[6] -Bakara/108

[7] -Nahl/106

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müslüman olmayan bir bayanla evlenmenin şartları nelerdir?
    6518 Aynı Dini Paylaşmak 2015/05/04
    Fakihlerin çoğu şöyle diyor: Müslüman olmayan bayanlarla hata eğer ehli kitap olsa, ahlaki meselelere rivayet etse ve şeriata muhalif işler yapmazsa bile, evlenmek caiz değildir. Böyleli bayanlarla evlenebilmek için ilkin İslam’ı kabul etmeleri lazım. Buna binaen eğer siz bu bayanı seviyorsanız ve onunla evlenmek istiyorsanız ilkin onu ...
  • İmamları (a.s) ziyaret etme felsefesi nedir?
    8072 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/05/21
    Saygı ve tazim etme eşliğinde herhangi bir şahıs veya şeye yönelik duyulan içsel bir temayül ve eğilime ziyaret denir. İnsanın hakikati ruhu olduğundan ve o da hiçbir zaman fani olmadığından, bir büyük şahsı öldükten sonra ziyaret eden bir insan gerçekte diri bir varlığı ziyaret etmiş, ona eğilim ve temayül ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    11902 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Mecusiler Kimlerdir?
    21423 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Arap dilinde Zerdüşt dinine mensup olanlar için kullanılan “Mecusi” kavramı, Yunancaya girdikten sonra “magus” şeklini alın kadim Farsçadaki “meguş” veya “megu” kavramından alıntılanmıştır. (İngilizcedeki magic kavramı bu kavramdan alıntılanmıştır). Bu kavram Arap diline girdikten sonra “Mecusi” şekline bürünmüştür. Mecusilerin dini olan Zerdüşt dini, kutsal kitaplar (Tevrat ve İncil) ile ...
  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    8406 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • Neden Yahudiler Yahudi olarak adlandırılmaktadır?
    9193 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yahudilerin Yahudi olarak adlandırılmasının nedeni hakkında ihtilaf vardır. Bazıları Yahud’un hidayete ermiş olduğu manasına geldiğini ve bunun nedenin de Musa’nın (a.s) kavminin buzağı tapmaktan tövbe etmesi olduğunu belirtmiştir.[1] Bazıları da bu kavme Yahudi söylenmesinin nedeni hakkında şöyle demiştir: Hz. Yakub’un dördüncü oğlunun adı “Yahuza” ...
  • Ruhlar Âleminde Zamanın Olmayışı
    6060 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Zaman, aklî bir mefhum olup maddi varlıkların ontolojik tarzından elde edilir. Nitekim sebat mefhumu da soyut varlıkların ontolojik tarzından elde edilir. Ruh, soyut varlıklardandır ve soyut varlıklar âleminde zaman mevcut değildir; çünkü zaman tabiat âleminin özelliklerindendir. Elbette ruhlar (soyutlar) âleminde maddi varlıklar için kullanılan “zaman” kelimesinin yerine, soyut varlıklar ...
  • Allah yolunda cihat meydanlarında canlarını veren şehitlerin kanları pak mıdır?
    6382 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
     Şehidin kanı Allah yolunda ve Allah için döküldüğünden şehidin Allah katında makamı yücedir. Onun kanın ilk damlası yer döküldüğünde bütün günahları kul borcu hariç bağışlanır.[1] Hatta bir şiar ve alamet olarak kıyamette bu kanı taşıyabilmesi için kanın beden ve elbisesinde ...
  • Acaba Müslüman olmayan bir kimseyi Müslümanların kabristanına defnedilebilinir mi?
    4852 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    İslami hükümlere göre Müslüman olmayan bir kimseyi Müslümanların kabristanına ve Müslüman olan bir kimseyi Müslüman olmayanların kabristanına defnedilmesi işkâllı ve caiz değildir. Eğer yanlışlıkla böyle bir şey gerçekleşirse kabri açıp içinde defnedilmiş olan meyyiti çıkartıp başka bir yere götürülebilinir. Bu bağlamda şu meseleye dikkat ediniz. Müslüman olan bir ...
  • Acaba iki kızı ikide oğlu olan bir anne eşinin vefatından sonra mirastan kendi payına düşenden erkek evadını mahrum edebilir mi?
    2677 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/07/14
    Sorunuzda birkaç mevzu bahis olan nokta bulunmaktadır. Öncelikle siz miras paylaşımında Allah telala’nın belirlediği ölçünün dışına çıkılmasını istiyorsunuz. Anlaşıldığı kadarıyla bu şekilde siz erkek evlatlarınızın kızlarınızdan daha fazla pay almaktan mahrum etmek ve büyük erkerk evladınızıda sizin mirasınızdan mahrum bırakmak istiyorsunuz. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan ...

En Çok Okunanlar