Gelişmiş Arama
Ziyaret
8512
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Ayette buyurduğu gibi: اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنٖينَ" Takvanın bu ayette tekrar edilmesinin manası nedir?
Soru
Ayette buyurduğu gibi: اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنٖينَ" Takvanın bu ayette tekrar edilmesinin manası nedir?
Kısa Cevap

Bu ayette takvanın tekrarlanması hususunda müfessirler arasında görüş farklılıkları vardır. Bazıları bunun tekit anlamında kullanıldığını savunur. Zira takva, iman ve salih amelin önemi bu konular üzerinde ciddi şekilde durmayı, tekrarı ve tekit’i icap eder.

Bir gurup, bu vurgulamanın sebebinin bu merhalelerinin gerçek takva ile olan yakınlık ve birlikteliğinden olduğunu ve ayrıca bu merhalelerde din dışı herhangi bir garezin olmaması gerektiğini söyler.

Bazıları da ilk takvadan maksadın haram kılındıktan sonra içkiden uzak durmak olduğuna, ikinci takvanın içkiyi terk etmekte sağlam ve sabitkadem olmak olduğuna ve üçüncü takvanın ise bütün günahları terk edip güzel amel işlemek olduğuna inanırlar.

Ayrıntılı Cevap

Takvanın bu ayette tekrarı konusunda müfessirler arasında görüş ayrılıkları mevcuttur. Bazıları bunun tekit ve vurgulama olduğunu savunmuşlardır. Çünkü takva, iman ve salih amelin önemi bu konu üzerinden ciddi bir eğilim göstermeye ve vurgulamaya sebep olmaktadır. Ama diğer bir gurup müfessir, bu üç cümleden her birinin birazdan işaret edeceğimiz üzere bir hakikate sahip olduğu inancına sahiptir.

  1. İlk olarak zikredilen “Takva” dan kasıt insanın içerisinde oluşan mesuliyet hissidir. Bu his insanı din hakkında araştırma ve incelemeye, Peygamber’in (s.a.a) mucizeleri üzerinde düşünmeye ve hak konusunda araştırmalara iter. Bunun neticesi ise iman ve salih ameldir. Diğer bir tabirle insanda takvanın bir merhalesi mevcut olmadığı müddetçe hak hususunda araştırma ve inceleme yapma fikrine kapılamaz. Yukarıdaki ayette ilk olarak takvadan bahsederken aslında bu merhaleden bahsetmektedir. Bunun da ayetin başlangıcı olan "لَیسَ عَلَى الَّذِینَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ ..."      ile aykırı bir yönü yoktur.  Zira ayetin başlangıcındaki iman, zahiri yönden teslim olma manasına gelebilir. Ama takvadan sonra ortaya çıkan iman, gerçek imandır.

İkinci defada söz konusu edilen takva ise insanın batınına nüfuz eden bir takvadır ve etkisi daha derindir. Neticesinde iman, kalbe yerleşmiş ve sabit kalmıştır ki salih amel de onun bir parçasıdır. Bu sebeple ikinci cümlede imanı zikrettikten sonra salih amel hususunda bir şey belirtilmemiştir. Yalnızca "ثُمَّ اتَّقَوْا وَ آمَنُوا ...". yani bu iman o kadar nüfuz etmiş ve sabitlenmiştir ki akabinde salih amelin zikredilmesine ihtiyaç kalmamıştır. Üçüncü merhalede sözü geçen takvadan maksat, en âlâ ve yüce dereceye ulaşmış takvadır. Öyle ki kesin olan görevlerin yerine getirilmesinin yanı sıra, ihsana yani hatta farz kılınmayan işlerde iyilik etmeye davet vardır.

Kısacası bu üç takvadan her biri mesuliyet hissi ve sakınma merhalesine işarettir. Başlangıç merhalesi, orta merhale ve son merhale olarak ayrılır. Her biri ayette yer alan mana ve maksadı anlamaya yönelik bir belirti taşımaktadır.[1]

  1. Bu kelimenin üç defa tekrarlanmasının ve Allah’ın üç merhaleyi yani iman, salih amel ve iyilik etmenin takvaya koşul saymasının nedeni, bu merhalelerin gerçek takvayla birlikteliğine vurgu yapmasıdır. Bununla birlikte bu merhalelerde din dışı bir garez ve hedef gözetilmemesindendir.

Buna binaen "لَیسَ عَلَى الَّذِینَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ جُناحٌ فِیما طَعِمُوا ..." ayetinden kasıt, iman edip salih amel işleyenlere iman etmeden önce haram işlere mürtekip olmalarından dolayı bir günahın olmadığıdır. Ama bunun şartı da iman ve salih amel işlemenin hayatının bütün dönemlerine hâkim olması ve farzları yerine getirme ve günahlardan kaçınmadır. Bu faziletlere sahip olmakla eğer haram hükmü taşıyan ayetin nüzulünden önce, bazı haramlardan haberdar olmadan önce veya ayetin manasını anlamadan önce Şeytan’ın işi olan bu çirkinliklere müptela olmuşsa onlara bir günah yoktur. Allah’u Teâlâ da onların geçmiş günahlarını affetmiştir.[2]

  1. Birinci takvadan maksat, haram oluşu belli olduktan sonra içki içmekten uzaklaşmak; ikinci takvadan maksat içkiyi terk etme de kararlı ve sabitkadem olmak ve üçüncü takvadan maksat ise bütün günahları terk edip güzel ve hayırlı işler yapmaktır.[3]

 


[1] Bakınız: Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, C.5, S. 78-79, Dar’ul Kutubil İslamiye

[2] Tabatabai, Seyit Muhammed Hüseyin, El-Mizan fi Tefsir’il Kuran, C.6, S.12, Defter’i İntişarat’i İslami, Kum, 1417 h.k

[3] Tabersi, Mecme’ul Beyan fi Tefsir’il Kuran, C.3, S.372, Nasir Hüsrev, Tahran, 1372 h.ş

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fetvanın dayanak ve kaynakları nelerdir?
    9468 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/04/07
    İçtihat zorluklara tahammül, çaba ya da kudret ve güç demektir. Fıkhi terim olarak ise kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek anlamındadır.Şii fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynakları olarak bilinen Kur’an, sünnet, akıl ve icmadır. Ancak bu kaynaklardan, faydalanma ...
  • Acaba bütün peygamberlerin ismini zikrede bilir misiniz?
    3728 تاريخ بزرگان 2019/09/22
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20775 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Allah İle İrtibat Zamanı Ne Zamandır?
    10242 Pratik İrfan 2011/08/03
    Her ibadetin ruhu Allah ile irtibat kurmak ve O’na yaklaşmaktır. Bu husus namaz, dua ve Allah’ın dergâhına yalvarma ve yakarma ile müyesser olacaktır. Allah ile irtibat kurmak özel bir zaman ve mekâna has değildir. Elbette gece yarısı gibi bazı zamanlar Allah ile irtibat kurmak için en güzel zamanlardır veya ...
  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17424 ذکر 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • İmam tarafından namazın teşehhüdüne bir harf eklendiği durumda tabi olanların hükmü nedir?
    7471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur. ...
  • Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
    6887 Yeni Kelam İlmi 2011/11/21
    İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz. ...
  • İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
    92226 Tefsir 2010/01/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    8186 انفاق و قرض الحسنه 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    7921 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...

En Çok Okunanlar