Gelişmiş Arama
Ziyaret
8380
Güncellenme Tarihi: 2010/12/28
Soru Özeti
Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
Soru
Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
Kısa Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:

1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.

2-Bu yazıda Ehl-i kitabın kendi inançları hakkında yazdıkları kitaplardan faydalanmaya özen gösterilmiştir. Gerçi bize göre bütün peygamberler bir olan Allah tarafından gönderilmiş ve aynı dini tebliğ etmişlerdir. Eğer ihtilaf varsa ayrıntıdadır. Yoksa tevhid ve mead gibi dinin hakikatında ihtilaf yoktur. Şu andaki ihtilaf, bazı dinlerin uğradıkları tahriflerden dolayıdır.

3-Ehl-i kitabın, cismani mead inancını ne olduğunu öğrenmek için üç dinin, yani Zerdüşt, Yahudi ve Hıristiyanlığın görüşlerini tek tek inceleyeceğiz.

a) Zerdüştlerin cismani mead hakkındaki inançları:

Zerdüşt’ün kendisine ait olan Gatalar kitabında cismani mead inancını çıkarabileceğimiz öğretiler mevcuttur. Örneğin, insan öldükten sonra Cinvad köprüsünden (günahkarların geçemeyeceği köprü) geçeceği; iyilerin akıbetinin cennet, kötülerin de cehennem olacağı yazılıdır.

Zerdüştlü çağdaş bir yazar, ölümden sonra ruhun ebediliği, insanın baki kalması, cennet ve cehennemde iyiliklere mükafat, kötülüklere ceza verilmesi ve kıyamete inanmayı Zerdüşt dinin temelleri olduğunu söylemektedir.

b) Yahudilerin cismani mead hakkındaki inançları:

Yahudilere göre kıyamete inanmak dinin temeli ve imanın bir parçasıdır. Onu inkar etmek büyük günahtır. Ancak meadın cismani veya ruhani olması hakkında söyledikleri sözlerinden Yahudilerin cismani meada inanmadıkları anlaşılmaktadır. Onlar diyorlar ki: Mead önce cismani olacaktır, ama 12 ay sonra cisim yokolacak ve ruh baki kalacaktır.

c) Hıristiyanların cismani mead hakkındaki inançları:

İncillerden anlaşıldığı kadarıyla Hıristiyanlarda meada inanmaktalar; kullandıkları ifadeler cismani meadla uyuşmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:

1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan ayrıca bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın din kitaplarına dayanarak mead inancı hakkında bizim anladıklarımızdır.

2-Bu yazıda Ehl-i kitabın kendi inançları hakkında yazdıkları kitaplardan faydalanmaya özen gösterilmiştir. Gerçi bize göre bütün peygamberler bir olan Allah tarafından gönderilmiş ve aynı dini tebliğ etmişlerdir. Eğer ihtilafta varsa ayrıntıdadır. Yoksa tevhid ve mead gibi dinin hakikatı olan konularda ihtilaf yoktur. Şu andaki ihtilaf, bazı dinlerin müptela oldukları tahriflerden dolayıdır.

3-Ehl-i kitabın meadın cismani hakkındaki inancını öğrenmek için üç dinin, yani Zerdüşt, Yahudi ve Hıristiyanlığın görüşlerini tek tek inceleyeceğiz.

a) Zerdüştlerin cismani mead hakkındaki inançları

Zerdüşt’ün kendisine ait olan Gatalar kitabında, Avesta’nın bazı bölümlerinden farklı olan öğretiler mevcuttur. ‘Eski veya İlk Zertüşt Dini’ denilen bu öğretilerin temellerinden biri şudur:[1] ‘İnsan öldükten sonra günahkarların geçemeyeceği Cinvad (Ayırma) köprüsünden geçecektir; iyilerin akıbeti cennet, kötülerin de akıbeti cehennem olacaktır.’[2] Zerdüştlü çağdaş bir yazar, ölümden sonra ruhun ebediliği, insanın bakiliği, cennet ve cehennemde iyiliklere mükafat, kötülüklere ceza verilmesi ve kıyamete inanmayı Zerdüşt dinin temelleri olduğunu söylemektedir.

Kısacası ‘Cinvad köprüsünden geçmek’ ifadesinden belkide Zerdüşt’ün cismani meada inandığı söylenebilir.

b)Yahudilerin cismani mead hakkındaki inançları

Yahudilerin cismani mead inançlarını bilmek için birkaç noktanın incelenmesi gerekir:

1-Yahudi fırkalarının mead meselesindeki ihtilafları

Bazı kaynaklarda şöyle yazılıdır: Sadukiler fırkası Tevrat’ın yalnızca ilk beş kitabını kabul ediyor ve neticede meadı (galiba Eski Ahit’in diğer bölümlerinde gelmiştir) kabul etmiyorlar. Şomroniler veya Samireliler’de ölülerin kıyametini inkar ediyor ve Tevratta kıyametin olacağına dair bir delil olmadığını söylüyorlardı.[3] Oysa Farisiler Eski Ahit’in bütün kitaplarını kabul ettiklerinden meada inanıyorlardı.[4]

Hatırlatmak gerekir ki, Saduki ve Samiri fırkalarının günümüzde taraftarı yoktur.

2-Günümüzdeki Yahudilerin Mead Görüşleri

Kimileri bugünkü Tevrat’ta meaddan açıkca bahsedilmediğini, bazı Yahudi alimlerin meadı Tevrat’tan ispat etmek için dayandıkları şeylere ‘Onlar bu hususta asla açık delil değillerdir.’[5] şeklinde cevap verselerde ve kimileri de: ‘Tevratın kıyamete delil olmayan hiç bir bölümü yoktur, ama bizim onu bu manaya tefsir etme yetkimiz yoktur.[6] demelerine rağmen Yahudilerin dini kaynakları Tevrat’la sınırlı olmadığı için, diğer kaynakları göz önüne aldığımızda kıyamet inancının dinin temellerinden ve imanın bir parçası olduğuna inandıkları ve onu inkar etmenin büyük günah saydıkları söylenebilir. Kim kıyamete inanmazsa ve onu inkar ederse kıyametten payını alamayacaktır.[7]

Yahudi alimler, kıyamete inanmayı dualarının birinde (18 bereket) getirmişlerdir. Bu dualar onların günlük namazlarının önemli bir bölümüdür. O dua şudur: ‘Sen ebede kadar varlığın cabbarısın. Ey Allah! Sen ölüleri diriltensin... Ey Sultan! Ölüm ve yaşam senin elindedir... Ve sen ölüleri dirilten eminsin. Yücesin sen ey Allah ki, ölüleri diriltirsin.’[8]

Yahudilere Göre Cismani ve Ruhani Mead

Yahudilerin cismani ve ruhani mead görüşleri hakkında denilebilir ki, onların sözlerinin bütününden anlaşılan Yahudilerin cismani meada inanmadıklarıdır. Çünkü Yahudilerin dini kaynaklarına göre ruh ve bedenin her ikisine birlikte ilahi mahkemede hüküm verilecektir. Ama Allah bedeni bırakıp ruhu cezalandıracaktır. Ruh itiraz edince Allah diyecek ki: Beden dünyada varolmuştur ve varlıklar orada hata yaparlar. Ama sen yüce alemin ehlisin ve orada kimse günaha düşmez. Bu yüzden ben bedeni bırakıp seni cezalandırıyorum.’[9]

Yahudiler, öldükten sonra 12 aya kadar bedenin kaldığına ve ruhun yukarı, aşağı gidip geldiğine inanırlar. 12 aydan sonra beden yokolur, ruh yukarı çıkar ve bir daha da geri gelmez.[10]  

c) Hıristiyanların cismani mead hakkındaki inançları

Hıristiyanların inancını birkaç yoldan öğrenebiliriz:

1- Genel olarak Tevrat’ta gelen şeylere Hıristiyanlarda inanmaktadırlar. Çünkü Kitab-ı Mukaddes’te Hz. İsa’nın (a.s) şöyle buyurduğu aktarılır: ‘Zannetmeyinki, ben Tevrat’ı ve geçmiş peygamberlerin kitaplarını batıl etmeye geldim. Batıl etmeye gelmedim, onları tamamlamaya geldim.’[11]

Bu ve benzeri cümlelerden Hz. İsa’nın Eski Ahit’in itikat ve amelini kabul edip onayladığı anlaşılmaktadır. O, bir olan Allah’a tapınmaya önem veriyor ve mead hakkında konuşuyor.[12]

Ancak bu yol: 1) Günümüzdeki Tevratın Hz. İsa’nın (a.s) zamanındaki Tevrat olduğu ispat edilirse bir dayanak olabilir. 2) Yukarıda da belirtildiği gibi Tevrat’taki mead inancı şüphelidir. 3) Bu iki şıkkı görmezden gelsekte neticede Hıristiyanların ruhani meada inandıkları söylenebilir.

2- İncilde Gelen Bazı Özel Durumlar

a) Kıyamete inanmayan Sadukiler, Hz. İsa’dan dünyada yedi kardeşle (kardeşler birbirlerinin ardından öldükten sonra) evlenen kadının kıyametteki durumunu sorduklarında şöyle buyurdu: ‘Sapmadınız değil mi?... Zira ölüler dirildikten sonra ne nikah ederler ve ne de nikahlanırlar...’[13]

b) Kötü kimseler kendisine başına üşüştüklerinde buyurdu ki: ‘...Güneyin kraliçesi halka hüküm vereceği gün bu fırka kalkıp onlara hüküm verecektir...’[14]

c) Kahvaltı veya akşam yemeği vereceğin zaman zengin arkadaş, kardeş veya komşularını çağırma. Yoksa onlarda seni çağırır ve sana karşılığı verilir. Ziyafet vereceğin zaman fakirleri, topalları, kötürümleri ve körleri davet et ki kutlu olasın, zira sana karşılık verme imkanları yoktur; kıyamette sana karşılık verilecektir.[15]

Kıyametten ve Allah’ın o gün vereceği hükümden bahseden bu sözlerde açıkca mead inancı görülmektedir.

Zikredilen delil ve senetlerden, meadın ilahi dinlerin ve kitap ehlinin kesin inançlarından olduğu neticesine ulaşmaktayız; ifadeler cismani meadla uyuşmaktadır. Ancak sadece Yahudiler meadın başlangıçta cismani olduğuna, ama 12 ay sonra bedenin yokolduğuna ve ruhun baki kaldığına inanmaktalar.

Daha fazla bilgi için dipnotta gelen kaynaklara bakınız.[16]


[1] -Bu öğretiler, altı asıl maddede gelmiştir. Bu nokta altıncı maddededir.

[2] -Edyan-ı Asyayi, s.42-43, Abdurrahim Süleymani Erdistani’nin ‘Seyri Der Edyan-ı Zende-i Cihan (Gayr-ul İslam)’, s.112’den alıntı yapılmıştır.

[3] -Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, Cevad Kasımi Kummi, Fercam Şinasi-i Yehud Be Rivayet-i Telmud.

[4] -Tarih-i Yehud, c.2, s.53-66, Abdurrahim Süleymani Erdistani, a.g.e. s.186’dan alıntı yapılmıştır.

[5] -Gencine-i Ez Telmud, s.363, (Abdurrahim Süleymani Erdistani, a.g.e. s.186’dan alınmıştır).

[6] -Sıfr-i Devarim, 306, s.131, a, (Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, Cevad Kasımi Kummi, Fercam Şinasi-i Yehud Be Rivayet-i Telmud’dan alımıştır).

[7] -Senhedrin 95, a, (Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, Cevad Kasımi Kummi, Fercam Şinasi-i Yehud Be Rivayet-i Telmud’dan alımıştır).

[8] -Meşina Ber Uhuvvet, 5:9 (Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, Cevad Kasımi Kummi, Fercam Şinasi-i Yehud Be Rivayet-i Telmud s.16’dan alımıştır).

[9] -Vikroriya, 4:5 (Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, Cevad Kasımi Kummi, Fercam Şinasi-i Yehud Be Rivayet-i Telmud, s.21’den alımıştır).

[10] -Şebat, 153, b, (Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, Cevad Kasımi Kummi, Fercam Şinasi-i Yehud Be Rivayet-i Telmud, s.21’den alımıştır).

[11] -Metta İncili, 5:17

[12] -Metta İncili, 22. Bab (Abdurrahim Süleymani Erdistani, a.g.e.  s.201’den alınmıştır).

[13] -Kitab-ı Mukaddes, s.1155 ve 1119, Metta İncili, 22-23, Markos İncili, 12-25

[14] -Kitab-ı Mukaddes, s.1189, Luka İncili, 11-31.

[15] -Kitab-ı Mukaddes, s.1195, Luka İncili, 14-14.

[16]- 1)Kitab-ı Mukaddes, (Eski Farsça çevirisi: Ahd-i Atik, Ahd-i Cedid, İbrani, Arami ve Yunanca orjinallerinden çevrilmiştir).

2) Heft İglim-i Edyan ve Mezahib, İlmi-Danişcui neşriyesi, 2. Sayı, Yaz: 1386 h.ş.

3) Abdurrahim Süleymani Erdistani, a.g.e.  Ayet-i Aşk yayınları, 1. Baskı, Kış sayısı, h.ş.1383.

4) Nasır Mekarim Şirazi, Tefsir-i Nümune, Dar-ul Kütüb-ül İslamiyye, 11. Baskı, 1373 h.ş.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar