Gelişmiş Arama
Ziyaret
6545
Güncellenme Tarihi: 2012/05/10
Soru Özeti
Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
Soru
Yakın zaman önce yabancı bir şirkete yatırım yaptım. Aylık olarak bana bir kar payı ödenecektir. Bu şirkete saadet zinciri (pramit sistemi) gibi kimseyi tanıtmam gerekmemektedir. Elde ettiğimin kar payının ve kazancın hükmünü öğrenmek istiyorum? Esasen gayrimüslimle alışveriş yapmanın bir sakıncası varmıdır?
Kısa Cevap
Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda  Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir.
Ayrıntılı Cevap
 Yatırım yapmanın birçok çeşidi vardır ve her durumun kendine özgü şartları vardır. Örneğin ‘Mudarebe’ denilen yatırım çeşidinde siz paranızı veya malınızı elde edilen kardan belirli bir bölümü sizin olması şartıyla yatırım yapıyorsunuz. Bazense siz bir şirketin hisselerinin belirli bir bölümünü satın alıyorsunuz ve böylece bu şirketin belirli bir kısmının sahibi oluyorsunuz. Siz bu durumda diğer hisse sahipleriyle ortak olmuş bulunmaktasınız. Her çeşit yatırımın kendine özgü şartları ve kriterleri bulunmaktadır. ‘İlmi hal’e başvuruarak yatırım çeşidinize göre bu şartları ve kriterleri öğrenebilirsiniz.
Ama fakihlerin yabancı ülkelerle iktisadi bağlar kurulması hakkında görüşüne gelecek olursak:
Yatırım yapılan bu şirket ya Müslümanlara aittir yada gayrimüslimlere (kafirlere). Eğer gayrimüslimlere aitse ya Müslülmanların barış içinde olduğu bir ülkenindir. Yada Müslümanların ilişkisini kestiği ve hiçbir barış anlaşmasının olmadığı kafir ülkelerden biridir. Şuanda (Siyonist, işgalci) İsrail  bunun en bariz örneğidir.
Eğer şirket Müslüman ülkeye aitse anlaşmada faiz olmamalıdır. Daha açık bir tabirle sermayenizi böyle bir şirkete borç verip bunun karşılığında size para ödemesini veya sizin faydanıza bir iş yapmasını şart koşmamış olmanız gerekmektedir.[1]
Gayrimüslim ülkelere ait ve Müslümanlarla barış içindeyse aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir:
  1. Fakihler zimmi karfirle ortaklık kurmayı ve ‘Mudarebe’ de bulunmayı mekruh bilmektedir. Özellikle Müslümanın kendisinin muamelede bulunmaması, parasını çalıştırması için kafire vermesi ve onun bu parayla ticaret yapması müekked bir mekruhdur.[2] Bir rivayette ibni ruab diyorki İmam Cafer Sadık(a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Müslüman’ın zimmi kafirle ortaklık kurması, ona sermaye vermesi, emanet bırakması ve yakın bağlar kurması yakışık almaz.[3] Emir’el-Müminin Ali (a.s)’dan nakledilen başka bir rivayette ise Hazret Müslümanın kendisinin fiilen bulunmadığı ticaret dışında Yahudilerle, Hristiyanlarlar ve Mecusilerle ortak iş yapmayı mekruh bilmişlerdir.[4] Bazı alimler bu hükmün hikmetini şöyle açıklamışlardır: Kafirler, İslam hukukuna uygun hareket etmeyebileceği ve alışverişlerinde faiz ve alkol alım satımı gibi haramlara bulaşma ihtimali bu muamelenin mekruh olma delilidir.
  2. Bu iktisadi ilişkiler sebebiyle Müslümanların izzeti ve istiklali zarar görmemelidir. Fakihler şu ayete dayanarak bu kriteri beyan etmişlerdir: “Allah Müminlerin aleyhine kafirlere asla bir yol (egemenlik) vermeyecektir.”[5] Bu ayeti kerime bizlere Allah Teala’nın hiçbir teşrii ve tekvini kanunu kafirlerin Müslümanlara egemenlik kurması yönünde karar kılmadığını göstermektedir.[6] Men edilen böylesi bir iktisadi ilişki şuna benzer: Sizin yatırım yaptığınız şirket dünyanın başka bir bölgesinde Müslümanlara emperyalist bir egemenlik kurmuş ve sizin paranız bu yönde harcanmakta veya bu şirketin çalışmaları Müslümanların bilimsel, sanayi ve iktisadi anlamda kafirlere bağımlılığını sağlamaktadır.
  3. Kafirlerle iktisadi ilişkiler geliştirmek Müslümanların ruhsal ve ahlaki anlamda onlara yönelmesini sağlayacak bağlar ve sıcak ilişkiler kurmasına yol açmamalıdır. Kuran’ı Kerim’de bir ayeti kerimede şöyle geçer: “Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.”[7] Başka bir ayeti kerimede ise şöyle der: “Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız, olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler.”[8] Bu ayeti kerimeler bizlere gösteriyor kafirlerle iktisadi ilişkiler geliştirmek caiz olsada Müslümanların kendi aralarında olan bağlar ve sıcak ilişkileri onlarla geliştirmemeliyiz.
Elbette bu açıklamalar şu anlama gelmez Müslümanlar kafirlerle olan ilişkilerinde adab-ı muşareti ve iyi ahlakı bir tarafa bırakarak hareket etsinler. Zira iyi ahlaklı olmakla ile gönül vermek ve etkilenmek ayrı şeylerdir. Bu bağlamda ayeti kerimede şöyle geçer: “ Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez.”[9]
  1. İslam devleti tarafından yasaklanmış her türlü irtibat terk edilmelidir.
Müslümanlar için kafirlerle irtibat noktasında bazı kısıtılamalar söz konusu olsada fakihlerin kahir çoğunluğu kafirlerden faiz alınmasına izin vermiştir.[10] Elbette bu fakihler faiz alınmasına cevaz vermekte Müslümanın kafire faiz vermesini caiz bilmemektedir.
Müslümanlarla barış içinde olmayan ve İslami devletin irtibat kurmadığı[11] gayrimüslim ülkelere ait şirketler ise  ‘kafir-i harbi’ sınıfına girer ve fakihler bu şirketlerle her türlü iktisadi irtibatı haram bilmektedir.[12]
Yukarıda yapılan açıklamalar genel anlamda Müslüman ülke olsun gayrimüslim ülkeler olsun yatırımlarla ilgiliydi. Dakik ve net bir şekilde yapılan yatırımn helal oluşu veya haram oluşu hakkında görüş bildirilebilinmesi için bu şirketin iktisadi faaliyetleri ve taraflar arasında yapılan anlaşma belirtilmiş olmalıdır. Zira yapılan anlaşmaların çeşitleri hükmü etkilemektedir. Örneğin mudarebe’de yatırımcıya net kar belirlemesi yapılamaz. Elde edilen kazanç işletme ve yatırımcı arasında belirlenmiş olan ölçekte taksim edilmelidir. Ama kira anlaşmasında kira bedeli netleştirilir ve kiracının faydalanmasının tam olarak gerçekleşip gerçekleşmediğine bağlı değildir bu tutar.
Yapılan yatırımın türünün caiz olup olmamasının yanı sıra her ferdin mukallidi olduğu taklit mercii’nin görüşü milaktır. Zira fakihler arasında çeşitli yatırımlarda riayet edilmesi gerekli kriterlerde farklı görüşler mevcuttur. Bundan ötürü kesin ve net cevap için kendi yatırım çeşidinizi ve taklit mercinizi belirtmeniz gerekmektedir.
Yinede bu konuda Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin sorunuzun ikinci bölümüne ilişkin cevabı şu şekildedir: yabancılarlar, kafirle veya ehlikitapla ticaret yapmak haddi zatında (esasen) caizdir. Ama bu ticaret İslam düşmanlarına yardım gibi bir zarara yol açarsa caiz olmaz.  Fetva sitesi link
 

[1] Kendi taklit mercinizin ilm-i hal’ine müracaat ediniz.
[2] Tabatabayi yezdi, Seyit Muhammet Hüseyin, Urve’tul-Vuska, 268.s, muessese’tul-neş’il-İslamiye, 1420.k; Şehit Sani, er’Roze’tul-behiyyetu fi şerh’il-lume’tul-demeşgiyye, 4.c, 203.s, mektebe’tul-daveeri, 1410.k.
[3] Men la yehzur’ul-fakih, 3.c, 229.s
[4] Kuleyni, Ebu Cafer Muhammet bin Yakup, El’kafi, 5.c, 286.s, dar’ul-kutub’ul-İslamiye, 1407.k.
[5] Nisa/141, و لن یجعل الله للکافرین عل  المومنین سبیلا
[6] İmam Humeyni bu ayetten istifade ederek kafirlerin Müslümanlara her türlü egemenliğini red etmiştir. İmam Humeyni, kitab’ul-Bey, 543.s, muessese’tul-İsmailiyan, 1410.k.
[7] Maide/51, (يا ايها الذين آمنوا لاتتخذوا اليهود والنصارى اولياء بعضهم اولياء بعض فمن يتولهم منكم فانه منهم ان الله لايهدى القوم الظالمين.)
[8] Mumtehine/1, (يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوّٖى وَعَدُوَّكُمْ اَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ اِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ)
[9] Mumtehine/8, (لاينهاكم الله عن الذين لم يقاتلوكم فى الدين ولم يخرجوكم من دياركم ان تبروهم و تقسطوا اليهم)  
[10] Daha fazla açıklama için: cevap:1048, link:1118; cevap:1275, link;1259; cevap:608, link:665.
[11] Muhammet abdurrahman, mucem’ul-mustelahat ve elfaz’ul-fıkhiyye, 1.c, 328.s.
[12] Mehdi mehrizi’nin fıkıh dergisinin 7/8 sayısında yazılan “Müslümanların kafirlerle iktisadi irtibatı” adlı makaleden faydalanılmıştır.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    8090 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Ayetleri birbirini nefyeden ve düzelten Kur’an nasıl insana daima yol gösterebilir?
    9684 Kur’anî İlimler 2010/03/13
    Kur’an kendi tanıklığıyla evrensel bir kitaptır: ‘Bu ancak alemlere bir öğüttür.’Belli bir zaman, mekan ve millete ait değildir: ‘Korkutucudur insanları.’Allah’ın nazil ettiği ...
  • Ebu Leheb muvahhit değil miydi, küfrünün delili sadece peygambere (s.a.a) muhalefet ettiği midir?
    4373 تاريخ بزرگان 2015/05/04
    Rivayet ve tarihi nakiller esasınca ebu Leheb putperest idi ve onun peygambere (s.a.a.) muhalefet etmesinin nedeni de tevhide karşı olduğundan dolayı idi. ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    10789 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    6181 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Kaynana ve baldız ile tokalaşmanın hükmü nedir?
    9977 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Namahrem bir kadının eline dokunmak ve onunla tokalaşmak haramdır. İnsanın baldızı kendisine namahrem olduğundan onunla tokalaşmak caiz değildir. Ama kaynana ile tokalaşmak cinsel zevk kasti bulunmuyorsa sakıncasızdır.[1]  
  • Tanrı nedir ve varlığını ispatlayan deliller var mıdır?
    3630 وجود 2020/01/14
    İslam dininde Tanrı Allah olarak ifade edilir. Allah Teala mutlak vücut ve mutlak kemaldir. Buna binaen  her türlü kusur ve noksanlıktan münezzehtir. Mümkün olan her şeye kadir eşsiz bir varlıktır. Bütün mahlukata her an ve her halde agahtır. Her şeyi duyan, gören, irade ve ihtiyar sahibidir. Her ...
  • Eğer fakir bir kimse başkasının sigorta kartını kollanırsa hükmü nedir?
    5003 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Aşağıdaki cevaplar taklidi mercilerin defterlerinde sorularak alınmıştır: Ayetullahe'l-uzma HAMENEY'NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Sigorta kartından yararlanmak sadece gösterilen hizmetler karşılığında kurum tarafından sosyal hayatı sigortalanmış kişiler için caizdir. Hayatı sigortalanmış kişilerden başkası bu katran yararlanması zaminliğe neden olur.
  • İmamlar neden namaz kılarken kendilerinden geçmekte ve çok ağlamaktaydılar?
    15551 Ahlak 2012/06/14
    Ağlamak diğer şeyler gibi insana verilmiş ilahi büyük nimetlerden biridir. İmam (a.s) şöyle buyuruyor: Gözlerin ağlaması ve kalplerin korkması ilahi rahmettendir.[1] Nitekim dini öğretilerimizden elde edildiği kadarıyla ağlamak birçok eser ve bereketi ardından getirir. İmamlar da en iyi hallerinde namazda veya Rableri ile gece ...
  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    6999 انفاق و قرض الحسنه 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...

En Çok Okunanlar