Gelişmiş Arama
Ziyaret
16995
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
Soru
Kendileri diri olmasa ve yaşamasalar bile her iyi ve güzel (hayır) ameli anne ve babama yönelik yerine getirebilir miyim?
Kısa Cevap

Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzu yanıtlarken ilkönce anne ve babanın iman açısından farklılıklarına bir göz atacak, sonra onlara iyilik yapmada evlatların rolünü inceleyecek ve en sonda da onların yaşam ve ölüm zamanı arasında bir farkın olmadığına değineceğiz. Anne ve babaya iyilik yapmak İslam dininde çok vurgulanmış buyruklardandır. Öyle ki onlara şükranda bulunmak Allah’a şükranda bulunmak kategorisinde yer almıştır.[1] Kur’an’da anne ve babaya hoş davranmak ve onlar için bağışlanma talebinde bulunmak hakkında birçok tavsiyede bulunulmuş ve onların çoğu da peygamberlerin dilinden aktarılmıştır.[2] Ama bu hususta mümin ve takvalı olan ve evlatlarının gelişmesi ve yücelmesinde rol üstlenen anne ve babalar ile hak yolunda olmayan anne ve babalar arasında fark olduğunu söylemek gerekir. İlk varsayım hususunda esasen insanın mutluluklarından birisinin kendi güzel terbiyesiyle salih bir evladı topluma kazandırması olduğunu söylemek gerekir.[3] Bu durumda iyi bir evladın güzel amelleri otomatik olarak anne ve baba için de göz önünde bulundurulacaktır. Hatta iyi işler yapmanın artık olanaksız olduğu ölümden sonra bile geride bırakılan salih evlat, ilim ve bu yolda harcanan mal aynı şekilde ölen şahsın amel defterine işlenecektir.[4] Peygamberden (s.a.a) nakledilen bir rivayette şöyle belirtilmiştir: İmanlı Kur’an okuyan anne ve babaya iki süslü elbise giydirilecek ve onlara bu mükâfat evlatlarınıza Kur’an öğretmenizden dolayıdır, diye söylenecektir.[5] Gördüğünüz gibi bu varsayımda bir şahıs anne ve babasına bağışlamak için hayırlı bir amel yapmamış olsa bile Yüce Allah onların zahmetlerini karşılıksız bırakmamak için kendileri için sevap yazacaktır. İkinci varsayım, anne ve babanın kendi evlatlarının imanında bir rolü olmaması, hatta bazı durumlarda onun imanına muhalefet etmeleri, ama salih evladın kendi amellerinin sevabını onlara bağışlayarak kendilerine yardım etmek istemesidir. Böyle bir durumda da iki varsayım bulunmaktadır: Birinci varsayım: Anne ve baba mümin olmamakla beraber müminlere karşı inat ve husumet taşımış ve hak yolunda engel çıkarmıştır. Bu varsayımda mümin evlatlar kâfir anne ve babalarından tümüyle yollarını ayırmalıdır. Bu hususta Hz. İbrahim’in (a.s) babasına (amcası)[6] karşı tavrı bu iddia için iyi bir delildir. O, babası için uzun bir müddet Allah’tan bağışlama diledi[7], ama babasının Allah’ın düşmanı olduğu kendisi için belirginleşince ondan uzak olduğunu ilan etti.[8] Bundan dolayı insanın anne ve babası Allah’ın düşmanı olursa ve bu yolda inat ederlerse, onları cehennem ateşinden kurtarmada evlatların iyi işleri ve dualarının bir rolü olmayacaktır. Elbette bazı rivayetlerden hatta bu varsayımda bile evladın duasının tamamıyla etkisiz olmadığı ve en azından onların azaplarının azalmasına neden olacağı anlaşılmaktadır.[9] İkinci varsayım: İnsanın anne ve babasının mümin olmamakla beraber müminlere karşı gözle görülür bir düşmanlık ve inat taşımamaları ve onların yanında normal ve olağan bir şekilde yaşamlarını sürmüş olmalarıdır. Birçok kez mümin olmayan bireyler böyledir ve direkt olarak müminler ile cidal ve mücadeleye girişmemektedirler. Sadece evlatlarını bir takım deliller nedeniyle muhtemelen iman etmekten alıkoymaktadırlar. Bu hususta Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme.”[10] Aynı şekilde bu konuyla ilgili Muammer b. Halad şöyle demektedir: İmam Rıza’ya (a.s) anne ve babamın hak yolunda olmadığını söyledim ve kendilerine dua edebilir miyim diye sordum? İmam şöyle cevap verdi: He ne kadar onlar hak yolunda olmadıysalar da sen onlar için dua et, onlar tarafından sadaka ver ve eğer yaşıyorlarsa onlara karşı güzel davran; çünkü Peygamber (s.a.a) Allah beni irtibatı kesmek ve memnuniyetsizlik üzerine değil, rahmet ve şefkat üzerine göndermiştir[11], diye buyurmuştur. Dolayısıyla bu tür anne ve baba tarafından da iyilik yapılabilir ve onlar için kerim olan Allah’tan bağışlanma ve af dilenebilir. Zira İmam Bakır (a.s) bir rivayette salih bir evladın anne ve babası için yaptığı duayı, Allah ulaşmada vasıtaya ihtiyacı olmayan beş duadan biri saymıştır.[12] Bu esas uyarınca, adil ve kerim olan Yüce Allah’ın düşünsel olarak geri bırakılmış olan ve iman etmek için daha az zeminleri bulunan bir anne ve babayı evlatlarının duası ve hayırlı amelleri sebebiyle bağışlaması ümit edilmektedir. Yaşayan bireyler ve bu cümleden olmak üzere anne ve baba için iyi ameller yapılabilir mi sorusu hakkında ise iyi işlerin sevaplarını başkalarına bağışlama hususunda insanların diri veya ölü olmaları arasında bir fark olmadığını söylemek gerekir. Sadece farz ibadetler bağlamında birçok hususta şahıslar hayattayken onlara farz kılınan amelleri kendilerinin yerine yapmak olanaksızdır. Örneğin, bir fert yaşadığı müddetçe yerine getirmediği farz namaz ve orucu bizim yerine getirmemiz olanaksızdır ve sadece onun ölmesinden sonra biz bu işi yapabiliriz. Ama müstehaplar hususunda birçok rivayet bulunmaktadır ve biz onlara isnatta bulunarak böyle bir ameli özel bir yerleri olan anne ve babaya ek olarak arkadaş ve yakınlarımız gibi başkalarını da bağışlayabilir ve onları yapılan hayırlı işlere ortak kılabiliriz. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir rivayette insanın bir başkasının naibi olarak gerçekleştirdiği haccın bile, şahsın kendisinin, anne ve babasının, kız ve oğlunun, amca ve halasının ve de dayı ve halasının bağışlanmasına neden olduğu ve bunun Allah’ın sonsuz kerem ve bağışlayıcılının enginliğinden kaynaklandığı belirtilmiştir.[13] Bu nedenden ötürü genellikle Mekke’yi ziyaret eden hacılar ister ölmüş olsun, ister yaşıyor olsun dost ve tanışları yerine müstehap tavaf yapmaktadırlar. Bu hususta İmam Sadık’tan nakledilen başka bir rivayet bulunmaktadır ve onda yapılan iyi işlerin sevabının hatta hayattayken bile anne ve babaya bağışlanabileceği açıkça vurgulanmaktadır. İmam şöyle buyurmaktadır: İnsanlar anne ve babalarına iyilik yaptıklarında onlar ister yaşıyor olsun ve ister ölmüş olsun kim buna engel olabilir. Onların yerine (müstehap) namaz kılabilir, onlar için sadaka verebilir, hac yapabilir, oruç tutabilir ve bunların sevabını onlara bağışlayabilirler. Bu durumda bu amellerin sevabı anne ve babaya yazılacak ve bağışlayan şahsın kendi anne ve babasına yönelik iyimser olmasından ve sile-i rahim yapmasından ötürü, onun için de aynı sevap yazılmakla birlikte amelinin mükâfatının üstüne birçok iyilik daha ilave edilecektir.[14] Bu esas uyarınca, sorunuzun cevabının müspet olduğu, iyi işlerinizin hem kendiniz, hem anne ve babanız ve hem de istediğiniz başka her şahıs için faydalı olacağı neticesini almaktayız. Bu, Allah’ın engin rahmeti karşısında hayret edilecek bir husus değildir.



[1] Lokman, 14: (ان اشکر لی و لوالدیک)

[2] İbrahim, 41; Nuh, 28; Şuara, 86.

[3] Hür Amıli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailü’ş-Şia, c. 21, s. 359, h. 27296; Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1409 h.k.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 2, s. 22, rivayet. 65, Müessese-i el-Vefa, Beyrut,1404 h.k.

[5] Vesailü’ş-Şia, c. 6, s. 179, rivayet. 7684.

[6] Kur’an’da “babası” kelimesinden kastedilenin İbrahim’in (a.s) babası oluşu hakkında müfessirler hakkında görüş ayrılığı mevcuttur (Bir grup Ehli Sünnet mensubu müfessir Azer’i İbrahim’in (a.s) gerçek babası bilmektedir. Oysaki Tüm Şia müfessir ve âlimleri Azer’in İbrahim’in (a.s) babası olmadığına inanmaktadır. Bazıları onu İbrahim’in annesinin babası ve birçoğu da amcası bilmiştir. Bkz: Tefsir-i Numune, c. 5, s. 304). Ama her surette bundan alınan neticede bir farklılık doğmamaktadır.

[7] Mümtehine, 4; İbrahim, 41.

8] Tevbe, 114.

[9] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’l-Vesail, c. 2, s. 111, rivayet. 1567, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1408 h.k.

[10] Ankebut, 8; Lokman, 15.

[11] Vesailü’ş-Şia, c. 21, s. 490, rivayet. 27667.

[12] a.g.e., c. 7, s. 116, rivayet. 8892.

[13] a.g.e., c. 11, s. 165, rivayet. 14535.

[14] a.g.e., c. 8, s. 276, rivayet. 10647.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    5201 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ezandan önce cenabet guslüne başlayan ve ezan sırasında da guslü devam eden kimsenin orucu doğru mudur ve keffaretten muaf mıdır?
    30234 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/04
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Bilerek sabah ezanına kadar guslü bekleten kimsenin orucu batıldır, kazanın yanı sıra keffarette vermelidir. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Vakit girmeden gusül aldığına ihtimal verirse sakıncası yoktur. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Orucunuz doğrudur. Ayetullah el-Uzma Safi Gulpaygani’nin Bürosu: Gusül ...
  • Erkeklerin beyaz altın kullanmasının hükmü nedir?
    6221 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/21
    Fakihlerin fetvasına göre altın maddesiyle süslenmek erkekler için haramdır. İster sarı altın olsun ister kırmızı ister beyaz. Ancak şunu bilmek gerekir ki platin altın değil, başka bir metaldir. Buna göre eğer bilir kişilere göre beyaz altının gerçekten altın maddesinden olduğu anlaşılsa onu kullanmak ...
  • Hangi namazda cemaat imamına tabi olunamaz?
    6142 2014/05/20
    Değerli kullanıcı; Müstehap namazları cemaat ile kılmak doğru değildir. Elbette yağmur namazı gibi bazı namazlar istisnadır. Aynı şekilde farz namazlar arasında tavaf namazı da cemaat ile kılınamaz. İlgili Başlık: Ehlibeyt Mezhebinde Teravih Namazı, 6313 ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    7769 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • Maliki Eşter'in oğlu İbrahim Eşter nerede ve nasıl öldü? Muhtar'ın şehadetinden sonra durumu ne oldu?
    24026 خونخواهان حسین ع 2014/05/18
    İbrahim b. Eşter Ehlibeytin sahabe ve dostlarından idi. O, kendi taifesinde önemli bir yere sahipti ve kendisinden cesur, çalışkan ve fasih bir şair olarak söz edilmiştir. Siffin savaşında babası Malik ile birlikte müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) ordusunda yer almış ve Muhtar’ın kıyamında onun ordusunun komutanlarından olmuştur. ...
  • Gadir hum gününde Allah u Teâlâ Peygambere (a. s.), İmam Ali\'ye verilmesini emrettiği o tabuttan Maksat nedir?
    9598 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    Bu hadiste  ''tabut'' sözcüğü kullanılmaktadır. Kur'anı kerimde de şu cümleyle ''...En ye'etiyekumu't – tabut-u fihi es-sekinetun min rabbikum...'' bu tabuta işaret edilmiştir. Bu ayeti şerife "adata İsrail oğulları Talut'un Allah tarafından görevlendirildiğini Eşmuil peygamberleri tarafından açık bir dille kendilerine söylendiği halde onlar onun bu sözüne henüz ...
  • Hangi ameller büyük günahları yok ediyor?
    58561 گناه 2012/08/16
    İnsanların işleyecekleri büyük günahların hepsi aynı derecede değildirler. Buna binaen günahların af edilmesi de günahın çeşidine ve türüne bağlıdır. Bir günah vardır ki bir istiğfar dilemekle af olunması mümkündür, ama bir başka günah vardır ki daha fazla zahmete katlanmak ve daha fazla telafi edilmeyi ister. Elbette İslam ...
  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    7485 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • Neden Allah, kendisinden başkasına secde etmememizi emrediyor ama kendi emrini kendisi bozuyor?
    11542 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Allah’tan başkasına kulluk, kabul edilemez ve yasaktır. Bunun akabinde eğer secde de Allah’tan başkasına ibadetin nişanesi sayılırsa caiz değildir. Ama bu secde, Allah’ın emriyle ve çağrısına cevap unvanında bir insan karşısında ona ihtiram için olursa, haram sayılmamakla birlikte Allah’a karşı bir çeşit ibadet ve kulluk sayılır. Nasıl ...

En Çok Okunanlar