Gelişmiş Arama
Ziyaret
22307
Güncellenme Tarihi: 2009/07/04
Soru Özeti
Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
Soru
Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
Kısa Cevap

Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve gerçeklere uygun şekilde yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Ancak bu şekilde kimsenin hakkı zayi olmaz. Buna nazaran kadının bazı konularda şahitliği kabul edilmez Nitekim bazı durumlarda da erkeklerin şahitliği geçersizdir. Bazı durumlarda da iki kadının şahitliği bir erkek yerine geçerli sayılır…

Üstelik şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki şahitlik bir görev ve sorumluluktur, bir hak değildir. Buna göre eğer birilerinin şahitliği mahkemede kabul edilmiyorsa bu onların görev ve sorumluluklarının az olduğunu gösterir haklarının çiğnendiğini değil.

Ayrıntılı Cevap

Bazı noktaları dikkate almak bizlerin gerçeği anlamamız için yardımcı olur.

1- İslam’ın belirlediği hak ve cezalarda kadın ve erkek birbirleriyle farklıdırlar. Örneğin bir erkek mürtet olursa onun cezası öldürülmektir. Ancak bir kadın mürtet olursa cezası öldürülmek değildir. Yine İslam, erkeğe yüklediği bir takım vazife ve görevleri kadınlara yüklememiştir. Bu farkların delili de onların yapı ve yaratılış yönünden farklı olmalarıdır. Çünkü kadın ve erkeğin ahlak yapıları, his ve duyguları birbirinden faklıdır. Buna göre Allah’ın kadından isteği yükümlülük erkeğe nazaran farklıdır. Yüce Allah kadını bir hedef ve erkeği daha farklı bir hedef ve görev için yaratmıştır. Bu ikisi aynı türden olmalarına rağmen birbirinden yapı olarak farklıdırlar. Buna göre adalet bunların yükümlülük ve görevlerinin birbirinden farklı olmasını gerektirir.

2- İslam açısından şahitlik etmek bir seçkinlik ölçüsü olarak değerlendirilmemektedir. Bu ancak bir görev ve sorumluluktan ibarettir. İslam bu görevi insanların aralarındaki ihtilaflardan iyice haberleri olan kimselerin üzerine koymuştur. Bu yüzden Kur’an şahitliği gizlemeyi haram kılmıştır.[1]

Buna göre bir kimsenin şahitliği mahkemede kabul edilmese bu onun sorumluluğunun az olduğu anlamına gelir hakkının zayi olduğunu ifade etmez.

3- Şahitlik etmek görevi erkek ve kadının ruh yapısı ve üstlendiği rol ile doğrudan ilişkilidir. Bu onlardan birinin kâmil ve diğerinin eksik olduğunu göstermez. Çünkü kadınları ilgilendiren konularda erkeklerin şahitliği geçerli değildir ve bu iş kadınlara aittir. Buna karşılık bazı konularda da kadınlardan şahitlik görevi kaldırılmış ve bu yükümlülük erkeklere bırakılmıştır. Bazı durumlarda da iki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine eşdeğer kılınmıştır.

Bütün bu kanunlar hikmete dayalıdır. Ve yasama sistemiyle yaratılış sistemi arasındaki bir uyumu ifade eder. Çünkü yasama sistemi yaratılış sistemiyle ve varlıkların doğasıyla çelişki içinde olursa bu kanun değerli bir kanun olarak kabul edilmez. Bir yasama sisteminin değer ve gücü onun yaratılış nizamında yer alan varlıkların varlık kapasiteleriyle uyum içinde olmasına bağlıdır.

Yaratılış sisteminde erkek ve kadın arasında birkaç yönden birçok farklılıklar vardır:

1- Organlar bakımından: Erkek ve kadınlar bütün organları yönünden birbirlerinden farklıdırlar. İster cinsel ve türeme organları olsun isterse diğer organlar yönünden.

Vücutta tüy çıkması, derinin altındaki yağ oranı, derinin yapısı ve zarifliği, kemiklerin hacmi, kemikleri oluşturan maddeler, kasların büyüklüğü, bilek gücü, beyinin geometrik şekli, hacmi ve ağırlığı, kalbin hacmi, atışı, tansiyon, vücudun ısısı, bir dakikada gerçekleşen solunum sayısı, boy, kilo, ses özellikleri, kandaki akyuvarların ve alyuvarların sayısı, akciğerin kapasite ve hacmi kısacası her şeyde hatta bedendeki bir tüyde bile kadın ve erkek birbirlerinden faklıdırlar.[2]

2- Hisler, eğilimler ve ahlak yapısı yönünden:

Ruhbilimcilerin verdikleri bilgilere göre sevgi, edilgin davranışlar ve hissi tutumlar kadınların özelliklerinden sayılır. Buna mukabil bağımsızlık, rekabet, sultacılık egemenlik ve şiddet erkeklerin özellikleri arasında sayılır.[3]

Yine muhabbet dolu bir yüreğe sahip olmak, aşırı duygusallık, cilvecilik, süslenme, güzel elbise ve ziynetler düşkünlük kadınların özelliklerindendir.[4]

Kadın taklitçilikte modaya uymakta, ağlama ve gülmede kadından daha ileridir.[5]

Kadınlar daha fazla duygusal oldukları için duygusal sahnelere karşı daha fazla etkilenir ve heyecana kapılırlar.[6]

Yaratılış sahasındaki bu fark ve özellikler nazara alındığında yasama alanında da işin sağlamlığı ve insanların haklarının zayi olmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Burada üç faraziye söz konusu olabilir:

1- Kadınlarda his ve duyguların ağırlık bastığı, heyecanların unutkanlığa yol açtığı ve kadınların daha çabuk bir şeye güvendikleri ve çabuk etkilendikleri için kadınların şahitliğini her alanda geçersiz ilan edilmesi.

Bu yöntem bazı hakların zayi olmasın yol açabilir çünkü bazı konular kadınlara mahsus olduğundan onları kadınlar daha iyi bilebilir ve şahitlik edebilirler.

2- Her alanda kadının şahitlik yönünden erkek gibi kabul edilmesi.

Bu yöntem de yukarıda açıklanan deliller yüzünden yargının sağlamlığına kuşku getirir ve halkın haklarının zayi olmasına yol açar.

3- Orta yol: Allah insanları yaratmıştır ve onların bütün özellik ve sırlarından haberdardır. Buna göre de Allah insan haklarıyla ilgili konularda kadınların şahitliğini geçerli bilmiş ancak işi sağlama bağlamak için iki kadının şahitliğini bir erkeğin şahitliği ile eşdeğer kabul etmiştir. İşte yaratılış sistemi ve adalete uygun olan bu yol İslam’ın kabul ettiği yöntem ve kanundur.



[1] Bakara: 283

[2] Paknejad, Seyid Reza, Evvelin Daneşgah ve Aherin peyamber, c. 19 s. 280- 293

[3] Revanşinasi Rüşd, c. 1 s. 330 Semt yayınları

[4] Paknejad, Ade s. 281

[5] Ade, s. 295

[6] Kitab-i Nekd, S. 12 s. 59

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar