Gelişmiş Arama
Ziyaret
7162
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Türsel suretlerin varlık şekli nasıldır? Maddî midirler yoksa soyut mudurlar?
Soru
Üstat Mutahhari Usul-i Felsefe kitabının dördüncü cildine düştüğü dipnotlarda şöyle yazmaktadır: “Türsel suretler, eşyaların çeşitlilik ve farklılığının amilleri olan cevherlerdir.” Bu halde türsel suretler ya maddî ya da soyutturlar. Onlar soyut olamazlar; zira soyut neden vasıta olmaksızın eserlerin başlangıcı olamaz. Eğer türsel suretler maddiyse, maddenin uzunluk, boylam, enlem ve derinlik gibi temel özelliklerini taşıması gerekir ve böyle olduğu takdirde de türsel suretler cisim gibi tüm eşyalarda müşterek olur. O halde eşyaların farklılığına nasıl neden olabilir?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Her maddî cisim değişim ve dönüşüm içindedir. Değişim ve dönüşüm, bir varlığın bir şeye sahip olmaması, ona sahip olabilme potansiyeli taşıması ve özel şartlar ile ona sahip olması anlamındadır. Örneğin bir çekirdek ağaç değildir, ama ağaç olma potansiyeli taşımaktadır. Çekirdek taşıdığı kabiliyet ve bir engelin olmamasıyla ağaç olmaktadır. Ağaç da taş kömürü olma potansiyeli taşımaktadır. O halde her maddî cisim iki boyuttan teşkil olmuştur. Birincisi olan ve diğeri ise olmayan ama olabilecek boyuttur ve bu potansiyel olarak adlandırılmaktadır. Biz dışarıda bulunan bir cisme baktığımız zaman, onu iki boyutlu görürüz; cismin potansiyel taşıyan boyutu madde ve gerçeklik taşıyan boyutu ise suret olarak adlandırılır. Madde ilk madde ve ikinci maddeye, suret de cisimsel suret ve türsel surete taksim edilir.[1] Cisimsel suret tüm cisimlerin taşıdığı genel gerçekliktir, türsel suret ise özel bir varlığa has olan bir şeydir ve o varlığın hüviyeti kendisinin taşıdığı türsel suretledir. Molla Sadra türsel suret kavramı hakkında şöyle demektedir: Türsel suret hakkında bulunan tüm tanım ve açıklamalar

«ما به یکون الشی‏ء هو بالفعل» (varlığın kendisiyle gerçekleştiği şey) manasında ortaktır ve bu mana tüm görüşleri kapsamaktadır. Aynı şekilde şöyle demektedir: Suret, eşyaların gerçeklik cihetidir ve birinci öğretmen (Aristo) ve takipçileri nezdinde cevherdir. Revakiler nezdinde arazdır ve bizim açımızdan ise varlığın kendisidir. Türsel suret için soyut türsel suret ve onun karşısında bulunan maddî ve tabii türsel suret de kullanılmaktadır. Cisimsel suret de cisimlerin birleşik miktar ve formudur; yani tüm cisimlerde ortak olan boyutlara sahip boylu cevherdir.[2] O halde Allame Tabatabai ve şehid Mutahhari’nin sözlerinin de temelini teşkil eden Molla Sadra’nın görüşüne göre, türsel suretler mahiyet değildir, cisimlere özgü bir tür varlıktır. Elbette bu tür varlıkların dışarıda alıntılanan bir menşeleri olmakla birlikte somut varlıkları olmayan felsefî ikincil mefhumlar türünden olduğunu bilmemiz gerekir. Bu konuyu açıklama noktasında Üstat Mutahhari’nin sözlerinden istifade ediyoruz. Kendisi şöyle demektedir: Bir felsefî mesele olan türsel suretin biri bilimsel ve diğeri de felsefî olmak üzere iki temeli vardır. Elbette meselenin kendisi felsefidir; yani bir tür felsefî çıkarımdır. Felsefî meseleleri felsefî olmayan meselelerden ayıran ve Usul-i Felsefe kitabının birinci cildinde açıklanan ölçü açısından bu felsefî bir meseledir. Ama bu meselenin üzerine bina edildiği temellerden biri bilimseldir; yani bilim sahasıyla ilintilidir. Diğer temel ise felsefe sahasıyla ilintilidir. Meselenin bilimsel boyutu varlıkların özellik ve etkilerinin farklılığına bilimlerin tanıklık etmesidir. Tabiatın cansız yetilerinden bahseden fizik bir şekilde, unsurların terkipsel yönelişleri açısından kimya başka bir şekilde ve biyoloji yaşam etkileri ve özellikle yaşam gücünün otantikliği ve onun maddedeki egemenlik ve müdahalesi ve özellikle de canlı varlığı ileriye götürmede canlılardaki tekâmül açısından bu iddiaya tanık etmektedir. Biz bu alanda araştırmalarımızı genişlettiğimiz ölçüde bu açıdan istidlalimizin maddesi takviye edilecektir. Konunun felsefî temeli ise şudur: Bu etki ve özellikler değişik yeti ve güçlerin varlığını bildirmektedir. Bu yeti ve güçler ayrı ve bağımsız bir şekilde ve madde karşısında veya tümüyle tabiat dışında ayrı bir unsur olarak var olamazlar ve aynı şekilde madde için bir araz ve özellik olarak da var olamazlar. Bilakis bir tarafı, ciheti ve yüzü cisim, boyut ve çökelti olan (bu özellikte tüm şeyler bir tarz ve şekildedir) ve diğer bir taraf ve yüzü de akıl gücü ve felsefî istidlal ile varlığını keşfettiğimiz ama hakikatini bilemeyeceğimiz bir hakikatin cevhersel kemali ve yüce şeklidir. Sadece eşyaların bu yönünün muhtelif olduğunu ve bu iki yönün bir cevheri oluşturduğunu biliyoruz.[3] Bu nedenle reel ortamda iki veya birkaç şey mevcut değildir. Belirgin olan sadece bir hakikattir ve bunun özellikleri vardır. Zihin bu bir hakikatten özellikler açısından değişik kavramlar alıntılamaktadır. Netice itibariyle bu mefhumlar bir taraftan zihnî olmayıp hakikidir ve diğer taraftan da dışarıda ve gerçekte ayrı ve bağımsız bir varlığa sahip değildir.      

[1] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Nihayetü’l-Hikmet, s. 99, çap-ı sisdehom, Müessese-i Neşri İslamî, Kum, 1416 k.

[2] Seccadi, Cafer, Ferhen Ve Maarif-i İslamî, c. 2, s. 1123, çap-ı sevvom, İntişarat-ı Danışgah-ı Tahran, 1373 ş.

[3] Mutahhari, Mürteza, Usul-i Felsefe, c. 4, s. 140.


Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar