Gelişmiş Arama
Ziyaret
36351
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Hz Zeyneb’in (s.a) defnedildiği mekân hangi ülkededir?
Soru
Hz Zeyneb’in (s.a) temiz kabrinin Suriye’de değil, Mısır’da olduğu söylenmektedir. O halde Hz Zeynep’in (s.a) Suriye’deki haremi nedir?
Kısa Cevap

Hz Zeynep’in (s.a) temiz kabrinin mekânı hakkında üç ihtimal mevcuttur[i]: Medine, Şam ve Kahire. Bu üç ihtimalden her birinin taraftarları mevcuttur ve onlar kendi görüşlerini ispatlamak için bir takım deliller getirmişlerdir. Kesin bir şekilde Hz. Zeyneb’in (s.a) kabrinin nerede olduğu belli olmasa bile, bu büyük şahsiyete isnat edilen ziyaret ve mekânların zikir, Allah’a yönelme, insan yetiştirme ve şehitlerin Ehlibeyt ile bağlılık kurduğu yerler olduğu söylenebilir. Ehlibeyt’in defnedildiği yer neresi olursa olsun onların anı ve hatıraları diridir ve onlar kendilerine aşk duyan halkın kalbinde yer alır.

 

Ayrıntılı Cevap

Hz Zeynep’in (s.a) temiz kabrinin nerede olduğu hususunda üç ihtimal mevcuttur: Medine, Şam ve Kahire. Sire yazarlarının geneli bu büyük hanımın kabrinin Kahire ve Şam olduğunu belirtmişlerdir. Yahya b. Hasan Hüseyni Abidiliyi A’reci Zeyneplerin Haberleri kitabında ile bir grup sire yazarı şöyle demiştir: Hz Zeynep (s.a) Mısır’da vefat etti.[1] Zeynep (s.a) kitabında Hasaneyn Sabıki Markadı Akileyi ile başka yazarlar Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin Şam’da olduğunu yazmışlardır.[2] Dr. Şehidi gibi bazı yazarlar, Hz Fatımatü’z Zehra’nın (s.a) Hayatı kitabında bu büyük İslam kadınının mezarının Medine, Şam ve Mısır şehirlerinden birinde olduğunu kuşkuyla dile getirmişlerdir.[3] Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin Mısır’da olduğunu söyleyenler şu bilgiyi aktarmışlardır: Kerbela hadisesinden geriye kalan kervan Şam’dan Medine’ye dönerken Medine’nin genel atmosferi bozuldu. Medine valisi Yezid’e bir mektup yolladı, Medine’de meydana gelen durumu ve Hz Zeyneb’in (s.a) halkın uyanması ve direnmesindeki rolünü Yezid’e açıkladı. Yezit cevap olarak ondan Hz Zeyneb’i (s.a) Medine’den çıkarmasını söyledi.  Medine valisi Hz Zeyneb’in (s.a) Medine’den çıkarılması hususunda kararlıydı. Neticede Hz Zeynep (s.a) Medine’den Mısır’a hicret etti ve Mısır valisi ile Mısır halkından büyük bir grup tarafından karşılandı. Hz Zeynep (s.a) yaklaşık bir yıl geçtikten sonra Hicri 63. yılın 15. Recebinde akşam vakti vefat etti.[4] Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin Şam’da olduğunu söyleyenler ise Medine valisinin Hz Zeyneb’i (s.a) Medine’den çıkarmak ve onu sürgüne göndermeye teşebbüs ettiğini ve neticede Hz Zeyneb’in (s.a) Şam’a gittiğini naklederek başka bir hususu aktarmışlardır: Yezit taraftarınca Hicri 62. yılda Medine’de Hürre hadisesi gerçekleşince ve Medine halkı yağmalanıp öldürülünce Abdullah b. Cafer eşi Hz Zeyneb’in (s.a) rahatsızlığının yeniden başlamaması ve kendisinin bir miktar gam ve hüznünün azalması için ve buna ek olarak Medine’de yaygınlaşmış veba ve taun hastalığından güvende olmak için Hz Zeynep (s.a) ile Şam’da bulunan bir bölgeye gittiler ve oraya yerleştiler. Hz Zeynep (s.a) hastalanınca ve o diyarda dünyada göçünceye kadar orada kaldılar. Zeyneb-i Kübra’dan (s.a) sonra Hz Ali’nin (a.s) Hz Fatıma’dan (s.a) olmayan ve adı Zeyneb-i Sugra olan Ümmü Gülsüm adındaki kızı Zeyneb-i Kübra olarak meşhur oldu ve Mısır’a gitti.[5]  Eğer kesin bir şekilde Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin nerede olduğu belli olmasa bile, bu büyük şahsiyete isnat edilen ziyaret ve mekânların tümü “ Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde”[6] ayeti şerifesinin örneklerindendirler. Bu ev ve ziyaretler ona isnat edilme merhalesinde kalsa bile, Allah’ı zikir etme ve ona yönelme, insan yetiştirme ve şehitlerin Ehlibeyt ile birlikte olduğu mekânlardır. Ehlibeyt’in defnedildiği mekânlar nerede olursa olsun onların anı ve hatıraları diridir ve onlar kendilerine aşk duyan insanların kalbinde yer almaktadırlar.

Daha fazla bilgi edinmek için: (Mahalli Defni Hz Zeynep (s.a))’e müracaat ediniz.

 


[1] Abiydili, Nisabe, Ahbar’u Zeynebat, s. 115 – 122.

[2] Sabıgi, Şeyh Muhammed Hasaneyn, Markadı Agiylei Zeynep (s.a), Şeyh Muhammed Hasaneyn, s. 45.

[3] Şehidi, Seyyid Cafer, Zındıganiyi Hz Fatımatü’z Zehra (s.a), s. 161 ve 162.

[4] Abiydili, Nisabe, Ahbar’u Zeynebat, s. 115 – 122.

[5] Şeyh Cafer Nakdi, Zeyneb-i Kübra, Nakil ez sıtareganı dırahşan, c. 2, s. 183 – 184.

[6] Nur Suresi, 36. ayet: "في‏ بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَنْ تُرْفَعَ وَ يُذْكَرَ فيهَا اسْمُهُ.."

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9490 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • Hz. Zehra’nın (s.a) şahsiyeti hangi yönlere sahiptir?
    10849 Masumların Siresi 2010/07/06
    Sadece irdeleme ve derin düşünme aracılığıyla engin boyutlarına ulaşmanın mümkün olduğu Hz. Zehra’nın (a.s) yüce şahsiyetinin yönleri çok geniş ve engindir. O yüce şahsiyetin manevî ve ilahî, ilim ve marifet, siyasal ve toplumsal mücadele yönleri hakkında okumak ve araştırmak bize hedefimize ulaşmada yardımcı olacaktır. Kadınların efendisinin muhtelif ...
  • Âlimler ve müçtehitlerin Savefi Şahları hakkında ki genel görüşleri nedir?
    7289 تاريخ بزرگان 2009/04/08
    Her şeyden önce bilmek gerekir ki âlim ve müçtehitler şöyle bir genel kaideye inanırlar: Dini tebliğ edip yaymak için çaba harcamak lazımdır ve onun temellerinin sağlamlaştırmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamalıdır. Ancak bu ortak hedefe ulaşmak için metot konusunda görüş ayrılığı olabilir.İmam ...
  • “A’lem, fe’l a’lem”in anlamı nedir?
    8345 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ölüm meleği her diri varlığın canını almaktadır mı?
    20487 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Hadislerin genel ifadesinden anlaşılan şu ki ölüm meleği (Azrail) canları alan ilahi araçların başındadır ve her canlı varlığın canını almaktadır.Ancak önemli olan şunu bilmektir ki, bütün canlıların canını alan Allah'tır. Onun uyguladığı sünnet gereği bu iş belli araçlar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu vasıta meleku'l-mevt ...
  • Aerobik egzersizinin hükmü nedir?
    6555 Müzik Eşliğinde Spor Hareketleri 2012/05/15
    Ayetullah el-Uzma Hamanei: Genel olarak günah ortamlarına uygun olan eğlendirici bir müzik olur veya şehveti tahrik eder yahut haram bir işe neden olur veyahut fesada yol açarsa caiz değildir. Ayetullah el-Uzma Sistani: Ritmi eğlence ve oynamaya neden olursa bilerek dinlenmemelidir. Ayetullah el-Uzma Safi ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    7469 بهشت و جهنم 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • İmam Mehdi (a.s)’ın kısa biyografisini sunabilir misiniz?
    3313 امام مهدی عج 2020/01/20
  • Karz-ul hasene ev kredisi hesabına humus gelir mi?
    7618 Tasarruf Humusu 2011/04/13
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve şimdiye kadar elimize geçen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Söz konusu meblağın gelirinizden olan miktarına humus gelir, humus yılı başında onun beşte birini vermelisiniz.  Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Humusunu vermemişseniz, geri kalana humus gelir. ...
  • Zengin olan kimselerin sahip oldukları servet kendilerin göstermiş oldukları çabanın karşılığı mıdır yoksa Allah’ın kendilerine vermiş olduğu lütuf müdür?
    11480 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Rızık ve azık veya servet genel anlamda Allah tarafından bağışlanan genel bir lütuftur. Ancak Allah’ın genel anlamda olan bu lütuf ile servet elde etmek için çaba harcamak ve uğraş göstermek arasında her hangi tezat söz konusu değildir. Ama Allah u Teâlâ’nın, iman eden kulları ilişkin has ...

En Çok Okunanlar