Gelişmiş Arama
Ziyaret
10525
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
Soru
Hz Zehra’nın şehadet günü hakkında Hz Peygamberin (a.s) vefatından 75 gün veya 95 gün sonra diye belirtilen tarihlerden hangisi daha güçlü görüştür?
Kısa Cevap

Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz Peygamberin (a.s) vefatından 95 gün sonra bunun gerçekleştiğine inanmakta ve bu tarihi muteber bilmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Sıddıka-i Tahire’nin yüce babasının vefatından sonra kaç gün hayatta kaldığı hususunda hadis ve tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazıları bunun 40 gün, bazıları 6 ay ve bazıları da 8 ay olduğunu belirtimiştir.[1] Merhum Ebu’l Ferec İsfahani Mekalitu’t Talibin kitabında şöyle demektedir: Hz Fatıma Zehra’nın Hz Peygamberin (a.s) vefatından sonra ne kadar hayatta kaldığı hususunda görüş ayrılığı vardır; öyle ki bu hususta zikredilmiş en az süre 40 gün ve en fazla zikredilen zaman ise 8 aydır. Ama bizim yanımızda kesin ve makbul olan şey, imamlardan (a.s) nakledilen rivayetlerdir: İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sıddıka-i Kübra’nın (a.s) vefatı, Hz Peygamberin (a.s) vefat etmesinden 3 ay sonra gerçekleşmiştir.”[2] Aynı şekilde Merhum Şii Taberi, Delailu’l İmame kitabında kendi senet zinciriyle İmam Sadık’tan (a.s) bir takım rivayetler nakletmiş ve İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hz Sıddıka-i Tahire Cemadiu’l Ahir ayında Salı günü ayın üçünde ve Hicri 11. yılda dünyadan göçmüştür.[3] Bu iki rivayet Şii âlimlerinin ekseriyetinin görüşüne temel teşkil etmektedir. Ama bir grup sahih rivayetler esasınca da bu müddet 75 gündür. Bu rivayetlerin birisi Merhum Kuleyni’nin İmam Sadık’tan (a.s) naklettiği şu rivayettir: “Fatıma’nın (a.s) bu dünyadan göçmesi yüce babasının vefatından 75 gün sonra idi.”[4] Bu rivayetler de Merhum Kuleyni gibi bazı Şii âlimlerinin görüşüne temel teşkil etmektedir. Elbette bu iki grup sahih rivayet arasındaki ihtilaf sebebinin rivayetlerin söylendiği dönemde harflerin üzerinde noktaların olmamasından kaynaklanması muhtemeldir. “خمسه و سبعون” ile “خمسه تسعون” kelimelerinin birbirine benzerliği bunu teyit etmektedir. Büyük şahsiyetlerin çoğu Cemadiu’s Sani’nin üçüncü gününü (Hz Peygamberin (a.s) vefatından 95 gün sonrasını) en muteber görüş bilmektedir.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

Ehli Sünnet kaynaklarında Hz Fatıma’nın şehadeti, 18327. Soru (Site: 17933).   

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c: 43, s: 189, hadis 19.

كشف الغمة] وَ نَقَلْتُ مِنْ كِتَابِ الذُّرِّيَّةِ الطَّاهِرَةِ لِلدُّولَابِيِّ فِي وَفَاتِهَا ع مَا نَقَلَهُ مِنْ رِجَالِهِ قَالَ لَبِثَتْ فَاطِمَةُ بَعْدَ النَّبِيِّ ص ثَلَاثَةَ أَشْهُرٍ وَ قَالَ‏ ابْنُ شِهَابٍ سِتَّةَ أَشْهُرٍ وَ قَالَ الزُّهْرِيُّ سِتَّةَ أَشْهُرٍ وَ مِثْلُهُ عَنْ عَائِشَةَ وَ مِثْلُهُ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ وَ عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِيٍّ ع خَمْساً وَ تِسْعِينَ لَيْلَةً فِي سَنَةِ إِحْدَى عَشْرَةَ وَ قَالَ ابْنُ قُتَيْبَةَ فِي مَعَارِفِهِ مِائَةَ يَوْمٍ وَ قِيلَ مَاتَتْ فِي سَنَةِ إِحْدَى عَشْرَةَ لَيْلَةَ الثَّلَاثَاءِ لِثَلَاثِ لَيَالٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ وَ هِيَ بِنْتُ تِسْعٍ وَ عِشْرِينَ سَنَةً أَوْ نَحْوِهَا

[2] Ebu’l Ferec, Ali ibni’l Hüseyin İsfahani, (356 ö) Mekatilu’t Talibin, s: 59 – 60, Tahkik Seyyid Ahmet Sıgar, Beyrut, Daru’l Marife, bita.

[3] Tebersi, Fazl bin Hasan, Eminu’l İslam, İ’lamu’l Vera, s: 152, El-Faslu’l Salis fi zikri vakti ve feinneha ve movzii gabriha (s.a), İntişaratı Daru’l Kitabi’l İslamiye, Tahran; Hezzaz-ı Kummi, Ali bin Muhammed, Kifayetu’l Eser, s: 63, İntişaratı biydar, Kum, 1401 h.k.

[4] El- Kafi, c: 1, s: 458, Babı Movlidi Ez Zehra Fatıma (s.a), hadis 1,

مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى عَنْ أَحْمَدَ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ مَحْبُوبٍ عَنِ ابْنِ رِئَابٍ عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ ع قَالَ إِنَّ فَاطِمَةَ ع مَكَثَتْ بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ ص خَمْسَةً وَ سَبْعِينَ يَوْماً

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur’an, beşeriyetin bütün sorunlarını halletmiş midir?
    6677 Yeni Kelam İlmi 2011/04/28
    Biz Müslümanlar Kur’an’ın, beşeriyetin her türlü sorununu halledebilen kapsamlı bir kitap olduğuna inanıyoruz. Ama bu sözün manası ‘bütün meseleleri hatta fizik, kimya vs. meseleleri de Kur’an halleder’ demek değildir.Kur’an-ı Kerim bütün insanların hidayet kitabıdır ve bundan da başka bir işi yoktur. Doğal olarak yalnızca bu ...
  • “Abdullah b. Cafer”in kabri Medine’de mi yoksa Dımışk’ta mıdır?
    7525 تاريخ بزرگان 2012/03/10
    Hz. Zeynep (s.a)’in eşi Abdullah b. Cafer’in kabrinin yeri konusunda iki görüş vardır: 1. Medine’de ve Baki mezarlığındadır. 2. Şam’da ve Babu’s Sağir mezarlığındadır. Muteber tarih kaynaklarını ve bu konuda tarihçilerin ortaya koyduğu sözlerini dikkate alarak birinci söz, yani onun kabrinin Baki mezarlığında olması daha ...
  • İnsanların cennet ve cehennemde yaşları ne kadar olacaktır?
    8702 Tefsir 2012/02/22
    İnsanların yaşlarına göre bedende görülen değişiklikler bu dünyaya ait olan konulardandır. Ama ahirette özellikle cennette böyle şeyler söz konusu değildir. Yani öteki dünyada çocuk, orta yaş, yaşlı olmak diye bir şey yoktur. Hatta ahiretin maddi olduğuna inansak bile bugün bizim düşündüğümüz şekliyle yaş meselesi cennetlikler için olmayacaktır. ...
  • Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır?
    12346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    İslam kültüründe amellerin kabul edilmesi için, amelin iyi olmasının (hüsnü fiili) yanında, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı da, niyetteki ihlâsın devamlılığıdır. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on ...
  • Kuran’ı Kerim’e göre yöneticiler ve işverenlerin topluma karşı ne görevleri vardır?
    3680 رفتار اجتماعی در حکومت اسلامی 2020/01/20
  • İlahi marifette ilerlemek ve Hz. Mehdi’nin ilgisini kazanmak için ne yapmamız gerekir?
    5990 Pratik Ahlak 2010/06/20
    Size muvaffakiyet diliyoruz, Ehl-i Beyt Mektebiyle onurlanmanız bizi sevindirdi, istediğiniz konular hakkında bilgi edinmeniz için bu sitede önceden cevaplandırılmış bazı soruları cevaplarıyla birlikte size gönderiyoruz.İlgili Sorular:
  • Filistin İsrail’in asıl yeri değil midir?
    11838 tarihi Yerler 2012/08/21
    Yahudiler ve Siyonistler Filistin’in ilk sakinleri değildi. Bilakis onlar bu bölgeye gelmeden uzun bir zaman önce Filistin’de kalanlar vardı. M.Ö. 3500 yılında Sami kavimleri Hicazın merkezinden Filistin gibi bölgelere göç etmiş idi. Kenan Arapları gibi kavimler de Filistin’i kendilerine yurt edinmiş idi. Filistin’i yurt edinen ilk sakinler ...
  • Ehl-i Sünnet ve Şia arasında, Hz. Mehdi (a.f.) hakkında farklılık var mıdır?
    27387 Eski Kelam İlmi 2009/05/17
    Mehdilik inancı ve Hz. Mehdi (a.f.)’nin zuhur edeceği düşüncesi, İslamî inançlardan biri olarak kabul edilir. Bu inancın Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in müjdelemesi sonucu bütün İslamî fırkalar ve mezhepler arasında önemli bir yeri vardır. Ehl-i sünnete göre bu inanç temel inançlar arasında yer almamasına rağmen ama bunun temeli sağlam inançlarda olduğunda da ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8198 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Cansız varlıklar ve bitkiler Allah’ı nasıl tespih ederler?
    11213 بندگی و تسبیح 2012/07/24
    İnsanların âlemdeki varlıklara yönelik ilmi çok az ve naçizdir. Varlıkların yüce Allah’ı nasıl tespih ettikleri meselesi de henüz beşerin niteliğini kavramadığı konulardan biridir. Değişik ayet ve rivayetlerde varlığın tüm cüzlerinin yüce Allah’ı tespih ettiği beyan edilmiştir. Varlığın cüzlerinin tespih şekli hakkında müfessirler arasında iki görüş vardır:

En Çok Okunanlar