Gelişmiş Arama
Ziyaret
7665
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
Soru
Nisa suresindeki bir ayette ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ diye buyurulmakrtadır. Lütfen onun manasını açıklayınız.
Kısa Cevap

Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir:

1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size daha faydalı olduğunu bilemiyeceğiniz için ona mirastan hakkına düşeni veremezsiniz. Ama Allah hikmetine göre herkesin payını belirlemiştir.

2- Hangisinin dünya ve ahiret saadetinizde etkili olacağını bilemezsiniz, ama Allah bildiği için malı herkesin hayırına olacak şekilde bölüştürür.

3- Sizi eğiten anne babalarınızın mı faydası size daha çoktur, yoksa sizin mi hizmetinde olduğunuz anne babanıza faydanız daha çoktur bilemezsiniz.

4- Allah karşısında en itaatkar olan anne, baba ve evlatların kıyamet günü dereceleri de yüksek olacaktır. Allah, bazı müminlerin makamlarını bazılarının vasıtasıyla yükselteceğinden eğer babanın makamı yüksek olsa onun hatırına evladının da makamını yükseltecektir. Eğer evladın makamı yüksek olsa onun hatırına anne babasının makamlarını yükseltecektir.

5- Hanginizin daha önce öleceğini bilmediğiniz için ölenden kimin miras alacağını da bilemezsiniz. Dolayısıyla başkasının ölümünü arzu etmeyin, bunu istemeyin.

Ayrıntılı Cevap

Sorudaki ayetin meali şöyledir: ‘Evladınız hakkında Allah’ın size tavsiyesi, erkeğin payının, iki kızın payı kadar olduğudur. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onundur. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu olmadığından anasıyla babası mirasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz. Bu, Allah'tan farzdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir.’[1]

Ayetin son tarafının mana ve maksadına geçmeden önce ayette geçen miras meselesine kısaca bir göz atacağız.

Ayet-i Kerime miras derecelerinden birinci derecede olanların payını açıklamaktadır. Birinci derecede olanlar şunlardır: Evlatlar, baba, anne bütün farzlarıyla; çünkü onların alacağı paylar Kur’an’da açık bir şekilde gelmiştir. Örneğin:

1- Ölenin çocukları varsa anne babanın payına altıda bir düşer.

2-Ölenin çocukları ve kardeşi yoksa babanın payına altıda bir, anneye ise üçte bir düşer. Kardeşi varsa o da altıda bir alır.

3-Bir kızın payı malın yarısıdır.

4-Birkaç kızın payı, başka varis olmazsa üçte ikidir.

5-Hem kız hem de oğlanlar varsa oğlanların payı kızların iki katıdır.

6-Dördüncü şıkta geldiği gibi iki kız varsa üçte iki kısmına girer.

Buna göre ayetin son tarafındaki mirasın bölüşümü ve bu şekilde bir bölüşümün felsefesi hakkındaki cümlenin (Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz.) manası için müfessirler şu ihtimalleri vermişlerdir:

1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size daha faydalı olduğunu bilemiyeceğiniz için ona mirastan hakkına düşeni veremezsiniz. Ama Allah hikmetine göre herkesin payını belirlemiştir.

2- Hangisinin dünya ve ahiret saadetinizde etkili olacağını bilemezsiniz, ama Allah bildiği için malı herkesin hayırına olacak şekilde bölüştürür.

3- Sizi eğiten anne babalarınızın mı faydası size daha çoktur, yoksa sizin mi hizmetinde olduğunuz anne babalarınıza faydanız daha çoktur bilemezsiniz.

4- Allah karşısında en itaatkar olan anne, baba ve evlatların kıyamet günü dereceleri de yüksek olacaktır. Allah, bazı müminlerin makamlarını bazılarının vasıtasıyla yükselteceğinden eğer babanın makamı yüksek olsa onun hatırına evladının da makamını yükseltecektir. Eğer evladın makamı yüksek olsa onun hatırına anne babasının makamlarını yükseltecektir.

5- Hanginizin daha önce öleceğini bilmediğiniz için ölenden kimin miras alacağını da bilemezsiniz. Dolayısıyla başkasının ölümünü arzu etmeyin, bunu istemeyin.[2]

Allame Tabatabai şöyle diyor: ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ cümlesinde hitap gerçekte ölülerinden miras alan tüm Müslüman vereselerdir. Bu, babalar ve evlatların verasetinde pay farklılıklarının felsefe ve hikmetine işaret eden kelamdır ve ‘Bilemezsiniz’ diyerek Müslümanlara bir çeşit talim vermektedir.’

O şöyle devam ediyor: ‘Bundan da geçersek hitap aslında verese olmayana yani halka değildir. ‘Siz er geç öleceksiniz ve malınız babanıza, annenize ve evlatlarınıza kalacaktır; onlardan hangisinin size daha faydalı olduğunu bilmiyorsunuz.’ demek istemiyor, zira eğer böyle olsa ‘Hangisinin size faydası daha çoktur’ sözünün bir manası kalmaz. İbareden anlaşılan şey şudur: Faydadan maksat, ölünün vereselerden faydalanması değil, ölünün malıdır. Dolayısıyla vereseye demek istiyor ki yakınlardan hangisinin erken öleceğini ve onlardan size fayda geleceğini nereden bileceksiniz.

Buna göre miras meselesi ve onun bölüşümündeki anlaşmazlık, insanın yakınlarına duyduğu insancıl duyguların etkisi ve derecenin farklılığına göre düzenlenmiştir. Söz konusu ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ diye buyurması, Allah Teala’nın miras hükmünü diğer bütün hükümler gibi tekvini ve dış hükümlere göre kanunlaştırdığına delildir.’[3]

Kısacası, Allah Teala bu cümlede miras kanununun gerçek faydalara dayandırıldığını ve bu faydaları Allah’ın bileceğini buyurmaktadır. Zira insan hayırının nerede olacağını her zaman bilemez. Kimileri anne ve babaların onun ihtiyaçlarına daha fazla cevap verebileceklerini zannederek evlatlarından öne geçirirken kimileride bunun tersini düşünebilirler. Miras insanların elinde olsaydı niza çıkardı. Ama Allah işlerin iç yüzünü bildiği için miras kanununu herkesin hayırına olacak şekilde belli bir düzen üzerine oturtmuştur: ‘Bu, Allah'tan farzdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir.’ Bu cümle insanların mirasın paylaşılması kanununu konusunda herhangi bir tartışmaya girmemeleri için önceki konulara tekittir.[4]

Son olarak İmam Sadık’tan (a.s) ayetin bu bölümünü delil getirerek erkek çocukların kız çocuklarından üstün olmadığını buyurduğu rivayet dikkat çekicidir. Çünkü sonuçta insanın maddi ve manevi menfaatlerini Allah bilir.[5] Bu rivayete göre ayetin asıl maksadının insanların, mirastaki pay gibi yalnızca maddi menfaatlerini düşünmemelerini ve ona ümit bağlamamalarını, aksine ister dünya, ister ahiret olsun gerçek menfaatin Allah’ın elinde olduğunu ve sizin zannetmediğiniz yerden onu verebileceğini çıkarabiliriz.

 

 


[1] -Nisa/11

[2] -Tabersi, Mecmau’l-Beyan Fi-Tefsiri’l-Kur’an, Nisa/11 tefsirinin Farsça çevirisinden, c.5, s.50, Ferahani, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1360.

[3] -Tababatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi-Tefsiri’l-Kur’an, (Musevi Hemedani, Seyyid Muhammed Bakır’ın Farsça çevirisi), c.4, s.333, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 5. Baskı, HŞ.1374.

 

[4] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.3, s.29, Daru’l-Kütübü’l-İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[5] -Muhammed b. Yakup Kuleyni şöyle rivayet ediyor: ‘Şiilerden biri diyor ki: Medine’de evlendikten bir süre sonra İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna vardım. Benden eşimi sordu. Arzettim ki: ‘Başkalarında ne hayır varsa onda da var, ama bir konuda bana ihanet etti.’ İmam (a.s): ‘O nedir?’ diye sordu. Dedim ki: ‘Bana bir kız verdi.’ İmam ona ‘Galiba hoşuna gitmedi.’ diye buyurdu ve şu ayeti okudu: ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ (Usul-u Kafi, Bab-u Fazli’l-Benat... c.6, s.295, H.26, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1374.). Yine İmam Sadık (a.s), Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Kızlar ne güzel evlatlardır: Şefkatli, çeyizli, sevecen, bereketli ve temizdirler.’

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Toplumsal yaşamdan tamamen uzaklaşarak yalnızlığa gömülmenin hükmü nedir?
    20481 Pratik Ahlak 2010/05/19
    İnzivaya çekilmek bazen devamlıdır, bazende geçici.Devamlı inzivaya çekilmek çeşitli sakıncaları beraberinde getirmektedir. Örneğin:1- İnziva ilahi sünnet ve tedbire aykırıdır; çünkü Hak Teâlâ’nın sünnet ve meşiyyeti insanın tekamüle erme temeli üzerine kurulmuştur; bunuda insanın kendi iradesiyle ve onun ortamlarını hazırlayarak, ...
  • Günahta ısrar etmek cezanında artmasına neden olur mu?
    28162 Pratik Ahlak 2010/10/07
    Günahta ısrar etmek, deyimi iki manada kullanılmaktadır: 1)Günahı tekrarlamak, 2)Günah işledikten sonra tövbe ve istiğfar etmemek.Günahta ısrar etmenin çok kötü sonuçları vardır. Ayet ve rivayetlerde bu durum şiddetle kınanmış ve küçük günahın büyük günaha dönüşmesi, takva dairesinden çıkılması, bedbahtlık, itaat etmemek, insanı küfür ve ...
  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    63136 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Ehl-i Sünnet kitaplarında halifelerin sahabelere karşı yanlış tutumlarını gösteren örnekler var mı? Varsa onları yazabilir misiniz?
    10883 تاريخ کلام 2011/03/03
    Bu soruya cevap verbilmek için sahabeyi, Ehl-i Beyt’in (a.s) yolundan giden sahabeler ve diğer sahabeler diye ikiye ayırmak gerekiyor. Bunu yapmamızın nedeni, Peygamberimizin Ehl-i Beyt’e verdiği özel önemden dolayıdır. Birinci grupta, 1) Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ali’den ve Onun (a.s) evinde toplananan sahabelerden biat alınması ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10329 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Suyun bedene ulaşmasına engel olan bedenin doğal yağının gusül sırasında sabunla temizlenmesi gerekir mi? Ben Ayetullah el-Uzma Hamanei’yi taklit ediyorum.
    5357 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Genel olarak gusül alınacağı sırada suyun bedene ulaşmasına engel olan şeyin giderilmesi gerekir. Giderildiğine yakin etmeden önce gusül alınırsa gusül batıldır.[1] Ayetullah el-Uzma Hamanei, doğal yağlanma ve saç ve yüzde doğal olarak oluşan ...
  • Abdest alırken yıkanması gereken derinin bir kısmı ayrık duruyorsa onun altı yıkanmalı mıdır?
    19022 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Sizinde okuduğunuz gibi ilmihallerde şöyle yazar:Yüzde, ellerde, başın ön kısmında ve ayakların üzerinde yanık veya başka bir sebepten dolayı şişkinlik oluşursa, onun üzerinin yıkanması veya üzerinin mesh edilmesi yeterlidir. Şişkinlik delinse bile, suyu derinin altına ulaştırmak gerekmez. Hatta derinin bir kısmı ...
  • Su fiyatlanın yüksek olduğu taktirde cenabet guslü için ne yapmalıyız?
    5659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/20
    Cenabet guslü kendiliğinde farz değildir, ancak farz namazı yerine getirmek ve benzeri bazı işler için farz olur. [1] Ancak gusül için su kullanmak size tahammül edilmesi mümkün olmayacak derecede iktisadi yönünden zorluk getiriyor, sizi ...
  • Allah kimdir? Neden ben Allah olmadım? Neden ben sürekli ve sonsuza dek Allah’tan daha zayıf, daha aşağı ve daha az bilgili olmalıyım? Ve …
    11338 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    İnançlar hakkında şüphe ve kuşku duymak ruhsal hastalıklardan olup birey ve toplumun ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Bundan dolayı dikkat ile incelenmesi gerekir. Elbette bazen inançlar hakkında şüphe ve kuşku duymak aklî ve düşünsel erginliğin alametidir. Böyle bir durumda tedavi daha rahattır ve ondan endişe ...
  • Tahtel Hanekten (Çene altı)Maksat nedir?
    7560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/09
    Namaz esnasında (sarığın bir ucuyla) çene altını bağlamanın sünnet olduğu hakkında her hangi bir rivayet elimizde yoktur. Sadece şeyh Saduk “Men la Yahdurul-Fakih” adlı kitabında bu amelin meşhur oluşunu kendi şeyh ve üstatlarına nisbetlendirmiş. Ama yolculukta veya her hangi bir ihtiyacı gidermek peşinde olduğu esnada çene altını ...

En Çok Okunanlar