Gelişmiş Arama
Ziyaret
9688
Güncellenme Tarihi: 2011/02/14
Soru Özeti
Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
Soru
Şia'nın Peygamber'in (s.a.a) hilafeti konusundaki inancı nedir? Acaba Şia Hz. Ali (a.s)'ı Peygamber'den (s.a.a) sonra aralıksız halife olarak mı biliyor ve Peygamber'in ashabından olan diğer halifeleri kabul etmiyor mu?
Kısa Cevap

Şia inanıyor ki:

1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.

2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.

3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) tarafından belirlenmiş halife olmasına rağmen ama bu görevden bir takım etkenler onu uzaklaştırdığında İslam ve Müslümanların maslahatı gereği önceki halifelere hikmet ve merhamet doğrultusunda öğüt vermekten geri durmamış ve onları İslam düşmanlarına karşı yalnız bırakmamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Şia'nın Peygamber'in hilafeti konusunda inancı şöyledir:

1- Peygamber'in (s.a.a) halifesinin bir takım görevleri vardır. Bu görevlerin başında şu noktalara gelir: Kur'anî kavramları açıklamak, Şeriat'ın hükümlerini beyan etmek, toplumu her türlü sapıklıktan uzaklaştırmak, dini ve akidevi sorulara cevap vermek, toplumda adaleti uygulamak ve düşmanlara karşı İslam'ın sınırlarını korumak.

2- Peygamber'in (s.a.a) halifesi ve İmam ilmi ve ahlaki yönden özel ilahi inayete mazhar olmalı ve gaybi eğitim gölgesinde yer almalıdır. Buna göre İmam da Peygamber gibi her türlü hata ve unutkanlık ve yanılgıdan korunmuş olmalıdır. Bu yüzden İmam'ı belirlemek sadece Allah'ın emriyle Peygamber veya önceki İmam vasıtasıyla gerçekleşir.

Hz. Resulullah (s.a.a) kendisinden sonraki önder ve İmam'ı tanıtmıştır. Yani çeşitli yerlerde açıklamada bulunarak Hz. Ali'yi kendisinden sonraki İmam ve halife olarak tanıtarak topluma karşı taşıdığı bu yükümlülüğüne amel etmiştir.

Bu yüzden Hz. Ali (a.s) sürekli olarak kendisini Peygamber'in aralıksız halifesi olarak bilmiştir. Bu konuyu hem İslam toplumuna hem de kendisinden önceki halifelere defalarca açıklamıştır. O defalarca hilafetin Allah'ın tayin ile belirlendiğini ve Peygamber (s.a.a) aracılığıyla defalarca insanlara ilan edildiğini ifade etmiştir.

4- Peygamber'in (s.a.a) halifeleri on iki kişidirler on iki halife tabiri ister Şia ister Ehl-i Sünnet kaynaklarında geçmiştir. Onların ilki Hz. Ali b. Ebi Talip ve sonuncusu Mehdi b. Hasan el-Askeri'dir.

5-- Ehl-i Beyt İmamlarının Mukaddes isimleri şunlardır:

1-Ali b. Ebi Talip 2- Hasan b. Ali 3- Hüseyin b. Ali 4- Ali b. Hüseyin 5- Muhammed b. Ali 6- Cafer b. Muhammed 7- Musa b. Cafer 8- Ali b. Musa 9- Muhammed b. Ali 10- Ali b. Muhammed 11- Hasan b. Ali 12- İmam Mehdi (a.s)[1]

Sonuç şu ki: Şia Peygamber'in hilafeti konusunda inanıyor ki, Allah'ın emriyle Hz. Ali (a.s)'ı bu makam için tayin etmiştir. Ancak bir takım etkenler onu bu görevden uzaklaştırdığında kendisine ihtiyaç duyduklarında kendisini sorumlu hisseder, İslam ve Müslümanların takdiri konusunda lakayt kalmaz ve İslam'ın maslahatı, insan toplumunun çıkarları ve mazlumların menfaati doğrultusunda kendi görüşünü ilan ederdi ve halifeler de bazen onun görüşüne başvururlardı.[2]

6- Peygamber'in (s.a.a) sahabileri konusunda Şia inanıyor ki, bir kimsenin kişilik ve şahsiyetini incelemek için onun bütün davranış ve tutumları göz önüne alınmalıdır Onun unvanı ve taşıdığı mevki durumunu incelemeye engel olmamalıdır.

Peygamber'le birlikte olmak ve onun sahabisi olmak büyük iftihar olmasıyla birlikte birilerini masum görmek ve hatalarına göz yummaya sebep olmaz. Nitekim Kur'an-i Kerim bazı muhacir ve Ensarı yanlışlarından dolayı kınamıştır. Kınanan kimseler arasında Kur'an'ın tabiriyle tanınmayan munafıklar[3] veya imanları zayıf olan ve kalpleri hasta olan kimseler de yer alır.[4]



[1] Soru 287'den alıntı, dizin: Şia'nın özellikleri

[2] Bk. soru: 512 dizin: İmam Ali (a.s) ve Halifelerin diğer ülkeleri fetihleri

[3] Tevbe: 101

[4] Ahzap: 11

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Teorik İrfan ile Pratik İrfanın farkı nedir?
    9393 Teorik İrfan 2008/05/04
    Pratik irfanın iki manası söz konusudur:1- Sulûkun bizzat kendisi ve davranış.2-Sulûk yöntemini içeren öğretiler.Pratik irfan bazen birinci anlamın karşısında kullanılırken bazen de ikinci anlamın karşısında; yani pratik irfan, salikin bulgularını veya varlık felsefesi ve bilgi felsefesi konularını araştırmaktadır. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    11505 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir?
    75089 تاريخ بزرگان 2011/07/21
    Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm2. Tüm peygamberler ile ilgili bölümBirinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve ...
  • Neden ağaç altında cinsel ilişkiye girmemek gerekir?
    7510 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/11
    Bazı alimlere göre[1] cinsel ilişkiye girmenin mekruh olduğu yerlerden biri meyveli ağacın altıdır.[2] Yani bu işin orada yapılmaması daha iyidir. Ama haram değildir. Bu kerahetin nedeni Peygamber Efendimizin (s.a.a) buyurduğu şu sözdür: ‘Meyveli ağacın altında karınla cinsel ilişkiye girme; ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    5665 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...
  • İnternette veya başka yerlerde Müslüman olmayan ve tanınmayan kimselerin müstehcen resimlerine bakmanın hükmü nedir?
    17056 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Continue... ...
  • Neden İdeolojimizin ve dünya görüşümüzün bazı gerekliliklerini terk etmemiz yanlış karşılanmaktadır?
    3487 چیستی دین 2020/01/22
    Aslında İdeoloji sözlükte inanç bilimi olarak geçer. Ama inanç ve düşünce sistemi yerine istimal edilmektedir.Terminolojik olarak ise bazen genel anlamda Teorik ve pratik düşünceler bütünü olarak istimal edilmekte; bazen ise özel anlamda dünya görüşünün karşısında kullanılmaktadır.İkinci anlamında kullanılacak olursa İdeoloji, insan ...
  • Erkeklerin kadının şarkı söylemesini duyması caiz midir?
    21823 کلیات 2012/05/27
    İşaret ettiğiniz gibi kadın ve erkek yaratılış açısından birçok farklılık taşır ve bu esas uyarınca onların her biri için değişik hükümler göz önünde bulundurulmuştur. Hz Ayetullah Hamaney kadınların meddahlığı hakkında kendilerinin sesi namahreme ulaşması durumunda şöyle söyler: “Eğer kadının sesi zevk ve şehvetin tahrik olmasına neden olursa ...
  • Terörist olarak itham edilme ve suçlamalara konu olma korkusuyla Amerika’da bir kadın örtünmeye riayet etmeyebilir mi?
    5238 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    Büyük taklit mercilerinin bürolarından şimdiye dek aşağıdaki cevaplar elde edilmiştir:Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorudaki farzda caiz değildir. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü ...
  • İmamlar ve âlimlerin şiir hakkındaki görüşü nedir?
    7363 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/03
    Bazıları İslam’ın şiir ve şiir söylemeyle bağdaşmadığını sanmaktadır. Oysaki bu bir vehimden ibarettir. Şüphesiz şiir zevki ve şiir söyleme sanatı insan varlığının tüm sermayeleri gibi doğru bir yolda kullanıldığı ve olumlu ve yapıcı bir şekilde istifade edildiği takdirde değerlidir. Ama inanç ve toplum ahlakının temellerini viran etmek ...

En Çok Okunanlar