Gelişmiş Arama
Ziyaret
5550
Güncellenme Tarihi: 2011/04/20
Soru Özeti
Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
Soru
Müminin bir ferdin mutlu bir çehresinin olduğu, ancak hüzün ve gamını kalbinde sakladığı; gam ve hüznünü, kendi eşine karşı gizleyip yalnızca Rabbiyle kendi arasında gündeme getirdiği dikkate alındığında, böyle bir kimsenin gam ve hüzün hissini eşiyle paylaşması daha iyi değil midir? Size göre hangisi daha tercihli ve daha iyidir?
Kısa Cevap

Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine karşı duygusal bağı ve sevgilerinin şiddetli olması halinde birbirlerinin sorunlarını daha iyi bileceklerini ve musibetleri gizlemenin de bir delilinin olmadığını söylememiz gerekir. Zira mutlu görünüp hüzünlerin gizlenmesinden maksat, eşler arasındaki var olan sevgi ve muhabbetin artmasını icat etmektir ve eşler arasındaki sırlardan haberdar olunması, onların sorunlarının kaldırılmasında birbirlerine yardım etmelerine sebep olur.

Elbette bu konu, ortak yaşamda ahlaki ve şer’i temellere riayet eden eşler için geçerlidir ve eğer Allah göstermesin, eşlerin birbirlerine karşı ahlaki ve dini kaygıları yoksa onlar arasında böyle bir irtibatın olmaması daha iyidir.

Ayrıntılı Cevap

Bizim ilerleyip gelişmemizde çok olumlu işlerden birisi güzel ahlaktır ve Peygamber’in (s.a.a) bi’setinin güzel işlerin tamamının illeti olmasından ötürü bu konu, ödevlerin başında yer alır. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurur: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[1] Bu buyruğunda Peygamber onca güzel hasletler içinde halka güzel ahlaklı ve güler yüzlü davranmayı örnek davranışlardan birisi olduğuna işaret etmektedir ve rivayetlerde böyle bir ahlaktan, aşağıdaki ibaretlerde şöyle anılmıştır:

Müminin hasleti,[2] hür ve kerim kimselerin özelliği, iyiliğin ilki, düşmanlık ateşinin söndürücüsü, dostluğun bağı, sevgi ve muhabbetin sebebidir ve tıpkı misafirin ağırlanması gibidir, zira güler yüzlülüğün misafir ağırlama gibi sevabı vardır.[3]

Dini öğretilerin bir diğerinde müminin hüzün ve musibetlerini kalbinde tutup başkalarından saklamasına işaret edilmiştir. İmam Cafer Sadık’ın (a.s) şu buyruğu bunun örneklerinden birisidir, İmam (a.s) şöyle buyurur: “Dört şey paha biçilmez hazinelerdendir: İhtiyacını gizleyip haysiyeti korumak, sadakayı gizlemek, hastalığı gizlemek ve musibet ve sorunu gizlemek.”[4]

Söylenmesi gerekir ki, erkeğin eşini kendi içsel gam ve hüznünden haberdar etmesi, bir tür eşlerin birbirlerine karşı ilgi ve alakalarına bağlıdır. Eşlerin her birinin itikadi ve ahlaki açıdan birbirlerine yakınlıkları ölçüsünde sorunların bildirilmesi faydalıdır, zira eşler birbirlerinin yaşamlarına ortak oldukları sürece, karşılıklı yardımlaşmayla yaşamın olumsuzluklarını kaldırabilirler ve daha şirin bir yaşama sahip olabilirler.

Sözüne bağlı ve yaşam sorunları içinde İslami vazifelerine aşina bir kimsenin, sorun ve hüznünü eşine bildirmesi, ailesel yaşamın güçlenmesine sebep olur ve Allah’ın rızası ve cennete girilmesi de bunun bir sonucudur. Bu alanda şu rivayete dikkat ediniz: Adamın birisi Peygamber’in (s.a.a) yanına gelerek şöyle arz etti: Ya Resulallah! Öyle bir eşim var ki; eve geldiğimde beni karşılar, dışarı gideceğim zaman beni uğurlar ve beni hüzünlü gördüğünde şöyle der: Üzülme, eğer geçim için tasalanıyorsan Allah-u Teâlâ onu kendi sorumluluğuna almıştır; ahiret için gamlanıyor ve bunu düşünüyorsan, Allah-u Teâlâ senin bu gam ve düşünceni arttırsın. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdular: “Onu cennetle müjdele ve ona, Allah-u Teâlâ’nın görevli memurlarından birisi olduğunu ve her gün yetmiş şehit sevabı verileceğini söyle.”[5]

 


[1] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biahru’l Envar, Beyrut: 1404 h. k, Müessesetü’l Vefa, c. 67, s. 371.

[2] -a.g.e. c. 64, s. 305

[3] -Âmedi, Abdu’l Vahit, “Gureru’l Hikem”, Kum: 1366 h. k, İntişarati Defetri Tebligat,  c. 1, s. 434.

[4] -“Biharu’l Envar”, c. 75, s. 175.

[5] -Tabersi, Hasan b. El-Fazl, Mekarimü’l Ahlak, Kum: 1412 h. k, İntişarati Şerifi Razi, c. 1, s. 200.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Acaba rivayetlerde kız çocuklarının adet dönemlerinden önce evlendirilmesi tavsiye edilmiş midir?
    3053 Hadis 2019/04/24
    Sorduğunuz soru hakkında İslam Peygamberi (s.a.a)’den şu rivayet nakledilmiştir: «مِنْ سَعَادَةِ الرَّجُلِ أَنْ لَا تَحِيضَ‏ ابْنَتُهُ‏ فِي بَيْتِه» “Kızın, baba evinde adet görmemesi erkeğin saadetindendir.”[1] Bu rivayet senet açısından mursel hadistir[2]. Bu konuda başka bir rivayet bulunmaktadır:
  • Uykuda ya da istimna ile cenabet olan kimse hangi guslü almalıdır?
    9552 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    9688 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    5714 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6490 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Kediyi çevreyle ilgili olarak başıboş kalmasın ve zarar görmesin diye kısırlaştırmanın hükmü nedir?
    5474 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/05
    Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Hayvanın eziyet çekmesine neden olursa caiz değildir. Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Bu iş gerekliyse sakıncası yoktur.Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin Cevabı: Bu iş, hayvana eziyet ...
  • İnsanların hepsi kıyamette nasıl tekrar dirilecekler? Oysaki yaşam dönemleri ve dilleri birbirinden farklı hatta çoğunun mezarı bile yok balıklara yem oldular?
    2367 Eski Kelam İlmi 2019/12/01
     Eğer bir insan Allah Teala’nın her şeye kadir olduğunu idrak etmiş ve hiçbir alet ve gereç olmadan maddi alemi yaratabileceğini anlamışsa; insanları tekrar diriltmesi için kabre ihtiyacı olmadığı sonucuna da ulaşır. Her insan din gününde tekrar diriltilecektir ister kabirleri olsun ister olmasın. Günümüzde bilim dünyası eğer bir ...
  • Ehl-i kitap özellikle Hıristiyanlar pak mıdırlar?
    5022 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
     Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani'nin konuyla ilgili görüşü şöyledir: Kitap ehli paktırlar, kendisine Yahudi veya Hıristiyan denilen herkesin durumu aynıdır, teslise inansa bile. Nitekim günümüzdeki Hıristiyanlığın çoğu böyle bir inanca sahiptirler.[1] Bu konuda istifade edilebilecek kitaplardan bazıları şöyledir: Hoi, Seyyid Ebu'l-Kasım, ...
  • Bankalardan alınan faizin hükmü nedir? İslami ve İslami olmayan devletlerin bankalarından alınan faizin hükmünün bir farklılığı var mı?
    12548 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/15
    Müslüman olmayan ülkelerin bankalarında gerçekleştirilen işlemler hakkında Ayetullah Hamanei’nin fetvası şöyledir:A)                  Faiz vermek haramdır. Yani bankadan fazla ödemek kaydıyla bir para borç alınırsa bu haramdır. Ancak haramı işlemeyi helal kılan bir zaruret söz konusu olursa o başka. Ama şahıs harama düşmemek ...
  • Mecusiler Kimlerdir?
    21390 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Arap dilinde Zerdüşt dinine mensup olanlar için kullanılan “Mecusi” kavramı, Yunancaya girdikten sonra “magus” şeklini alın kadim Farsçadaki “meguş” veya “megu” kavramından alıntılanmıştır. (İngilizcedeki magic kavramı bu kavramdan alıntılanmıştır). Bu kavram Arap diline girdikten sonra “Mecusi” şekline bürünmüştür. Mecusilerin dini olan Zerdüşt dini, kutsal kitaplar (Tevrat ve İncil) ile ...

En Çok Okunanlar