Gelişmiş Arama
Ziyaret
13176
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesi nedir?
Soru
İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesi nedir?
Kısa Cevap

İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:

1. Kur’an değişik ayetlerde yüce insanlar ve din evliyalarının erdem ve ulvî sıfatlarını diri tutmayı vurgulamıştır.

2. Yüce şahsiyetli Şia imamları (a.s) Kerbela hadisesini diri tutmak için matem merasimleri düzenlemeyi, ağlamayı ve ağlatmayı, şairlerin mersiye okumasını ve İmam Hüseyin’i ziyaret etmeyi teşvik etmiştir.

3. Muharrem ayı, kanın kılıca galip olma ve zalimler ile mücadele ayıdır. İmam Hüseyin’in (a.s) evrensel mesajını ulaştırmada da önemli bir rolü vardır.

4. Matem, tarih boyunca halklar için birliğin nedeni ve başarının sırrı olmuştur. Dünyadaki birçok devrim Kerbela’nın destansı kıyamından ilham almıştır. Bunun bir numunesi Hint yarı kıtasının İngiliz sömürgeciliğinin elinden kurtarılmasıdır. Bundan daha önemli bir numune ise görkemli İran İslam devrimidir. Son numunesi de Siyonist saldırganlar karşısında duran Güney Lübnan’daki Hizbullah’ın direniş hareketidir. Bundan dolayı, İmam Hüseyin (a.s) için matem tutmanın izzet ve onuru korumak ve de dinî ve İslamî kültürün bekasını sağlamak gibi birçok eseri ve bunun önemini gösteren başka etkileri vardır.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:

1. Üstün, Yüce ve Seçilmiş İnsanların Erdem ve Ulvi Sıfatlarına Dikkat Etmek:

Kur’an-ı Kerim’in değişik ayetlerinde vurgulanan temel konulardan biri de ilahi erlerin ve tarihin yüce ve seçkin şahsiyetlerinin ve de onların ibret verici hayatlarının anı ve hatırasını diri tutmaktır. Meryem suresinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Kitap’ta İbrahim’i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi.”[1] Sonra da onun putlara ve putperestlere karşı şiddetli tutumunu beyan etmektedir. Bir diğer ayette de şöyle buyurmaktadır: “Kitap’ta İdris’i de an. Şüphesiz o, doğru sözlü bir kimse, bir nebi idi. Onu yüce bir makama yükselttik.”[2] Ardından da Allah’ın nimetlerine sahip peygamberlere işaret edilmektedir. Bir başka surede de şöyle buyurmaktadır: “Ey Muhammed! Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti. Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik. Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.”[3] Bu ayetlerde ve benzerlerinde büyük şahsiyetlerin şahsi ve ailevi yönleri ve yaşamlarındaki normal işlere işaret edilmediği açıktır. Sadece onların salahiyetleri, ahlaki erdemleri ve yapıcı programlarından söz edilmiştir. Bu mevzu, insanlık tarihinin belirgin ve seçkin şahsiyetlerinin anı ve hatırasının diri kalması ve onların beğenilmiş sıfat ve hallerine dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu yüzden masum imamların (a.s), başta şehitler efendisi Hz. İmam Hüseyin (a.s) olmak üzere Kerbela şehitlerinin anı ve adlarını diri tutmak için değişik yöntemlerden yararlandıklarını görmekteyiz.

2. Büyük Şii İmamları (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) Matemini Tutmanın Değişik Yöntemleri:

A) Matem merasimleri düzenlemek:

Masum imamların (a.s) Hüseyni (a.s) hareketi diri tutmak için kullandıkları yöntemlerden biri de matem merasimleri düzenlemek ve Kerbela’daki yürek yandıran musibetler için ağlatmak ve o hadiseyi uygun zamanlarda hatırlatmak olmuştur. İmam Seccad (a.s) imamet dönemi boyunca sürekli Aşura kıssasının matemini tutmuştur. Bu musibetten dolayı “bekain” çok ağlayanlardan sayılacak ve lakap alacak kadar ağlamıştır.[4] Alkame Hazrami şöyle nakletmektedir: İmam Bakır (a.s) Aşura gününde İmam Hüseyin için (a.s) evinde aza merasimi düzenlerdi ve kendisi atası için ağlardı. O, gizlilik göstermeyip evde olanlara İmam Hüseyin (a.s) için matem tutmalarını ve onun musibetinden dolayı birbirlerine başsağlığı dilemelerini buyururdu.[5] İmam Sadık (a.s), Davud Raki’ye şöyle buyurdu: Ben, İmam Hüseyin’i (a.s) hatırlamadan asla soğuk su içmedim.[6] İmam Rıza’dan şöyle rivayet edilmiştir: Muharrem ayı olduğunda hiç kimse babamı (İmam Kazım (a.s)) gülerken görmezdi ve onuncu güne kadar ona üzüntü ve hüzün egemen olurdu. Aşura gününe gelindiğinde ise o gün onun musibet, hüzün ve ağlama günü olurdu ve şöyle buyururdu: Bugün Hüseyin’in (a.s) şehit olduğu gündür.[7] Temiz imamların (a.s) kendisi şehitlerin efendisinin mateminde ağlamakla kalmaz, halkı da İmam Hüseyin (a.s) için ağlamaya yöneltir ve teşvik ederlerdi. Bir rivayette şöyle nakledilmiştir: Kim Hüseyin’e (a.s) ağlarsa veya (hatta) birini onun için ağlatırsa, onun ödülü cennettir. Aynı şekilde hüzün ve ağlama haline bürünen herkesin de ödülü cennettir.[8] Kerbela musibetini şiire döken ve merasimlerde okuyan şairleri mersiye okumaya teşvik etmek de her zaman masum imamların (a.s) dikkat ve özenlerine mazhar olmuştur. Kumeyt Esedi, Dabal Hazai, Seyid Hamiri vb.

B) İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret etmeyi teşvik etmek:

Büyük şahsiyetleri anmak ve kahramanların kabirlerini ziyaret etmek dünyadaki milletler ve değişik halklar arasında önem verilmiş ve henüz de önem verilen güzel bir adettir. Bütün bunlar arasında şehitlerin efendisi, seyidi ve özgürlerin önderi İmam Hüseyin (a.s) başka bir güneştir. Adı ve hatırası tam bir güzellikle anılması gereken bir yüceliğe ve büyüklüğe sahiptir. Temiz ve masum önderlerin (a.s), Hüseyin’in (a.s) Kerbela’sını ziyaret etmenin fazileti hakkındaki sözleri o kadar çoktur ki Allah tarafından seçilmiş bu insanların her fırsat ve münasebette halkı şehitlerin efendisinin (a.s) kabrini ziyaret etmeye yönlendirdikleri ve teşvik ettikleri söylenebilir. Bu, sanki onların kendilerini bağlı bildikleri bir programdı. Bu husus, Müslümanların o yüce imama ruhsal ve düşünsel olarak bağlanmasına neden olmakla birlikte zalimler ve zorbalar ile en üstün mücadele etme türü sayılmaktaydı. Nitekim her zaman böyle olmuştur ve bugün de böyledir. İmam Hüseyin’i ziyaret etmek hakkında birçok hadis vardır ve biz birini nakletmekle yetiniyoruz: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Kıyamet günü nur sofralarına oturmak isteyen herkes İmam Hüseyin’in (a.s) ziyaretine gitsin.[9] 

3. Muharrem Ayının Özelliği ve Kanın Kılıca Galip Olması

Muharrem ayı çok değerli bir kitaptır. Gündüz ve geceleri, saat ve anları Allah’ı tanıma, insaniyet, şeref, izzet ve özgürlük dersinin sayfalarıdır. Evet hem nasıl yaşamak gerektiğini ve hem de nasıl ölmek gerektiğini insana öğretmektedir. Bu değerli hazine, Hüseyin’in (a.s) “zillet bizden uzaktır” diyerek tüm nesil ve asırlara ve tüm zaman ve mekanlara ey Adem’in evlatları, ey hak talipleri ve adalet isteyenler ayağa kalkın ve şeytani devletler, zorbalar ve zalimler karşısında teslim olmayınız, mesajını vermesinden ibarettir… . Artı, Hüseyin (a.s) tek ve yalnız olarak her tarafı silahlar ile donatılmış binlerce cellat karşısında kaldığı ömrünün sonlarında “bana yardım edecek kimse yok mu…” diyerek yardım istedi. Sanki o her nesil ve her zamandaki tüm şuurlu insanlardan yardım istiyordu. Önceki saat ve dakikalarda yaren ve azizlerini biri diğeri ardınca elden veren, aşığı olduğu gencin, Ali Ekber’in cenazesini çeke çeke çadıra götüren ve birkaç dakika önce vefakâr kardeşi ve sancaktarı Haşim oğullarının ayını (Hz. Abbas) (a.s) kan içinde kıvranarak gören ve hiç kimsesi kalmayan ve yaşamaya bir ümidi olmayan ve biraz sonra susuz bir şekilde ceddi Allah Resulü’nün (s.a.a) mülakatına gideceğini bilen İmam Hüseyin (a.s) niçin yardım istemekte ve kimden bunu talep etmektedir? O, ölümden kurtulmak için “bana yardım eden kimse yok mu” diye sesini yükseltmedi. O, kurumaya yüz tutmuş tevhit ve bir ilaha tapma ağacını unutmamaları, bu ağacı sulamak gayesiyle kendisi ve yarenlerinin akıttığı kanı korumaları, Aşura hareketinin ebedi kalması ve Kerbela şehitlerinin yiğitliklerinin sürmesi ve İslam’ı sigortalaması için gelecek nesillerden yardım dilemektedir.

4. Birliğin Nedeni ve Başarının Sırrı Olarak Matem  

Her millet kendi beka ve başarısı için birlik ve bir araya gelmeyi sağlayan bir etkene ihtiyaç duyar. Şüphesiz Peygamberin (s.a.a) ehli beytinin takipçileri arasında en küçük bir zahmet ve masrafla milyonları bir eksen etrafında toplayabilen birliğin en önemli etkeni şehitlerin efendisinin ve onun vefakâr yarenlerinin matem merasimidir. İnsanları despotluk ve sömürgecilik pençesinden kurtarabilecek olan bu etkendir. Tarih boyunca Kerbela şehitlerine matem tutma hareketi küçük ve büyük devrim ve kıyamların altyapısını oluşturmuştur. Yezidiler karşısındaki Tavvabin kıyamı ve Kerbela canilerinin çoğunu cezalandıran ve Emevi ordusuna büyük bir yenilgi tattıran Muhtar’ın kıyamı bunun örnekledir. Genel olarak bazı görüş sahiplerinin söylediği üzere dünyadaki birçok devrim Kerbela destanını yazanların kıyamından esinlenmiştir. Bunun açık bir örneği Hint yarı kıtasının İngiliz sömürgeciliğinden kurtulmasıdır. Bu devrimin önderi Gandi şöyle demektedir: Ben Hint halkı için yeni bir şey getirmedim ve sadece Kerbela kahramanlarının hayatlarının tarihi hakkında yaptığım araştırma ve incelemelerden elde ettiğim armağanı Hint halkına takdim ettim. Eğer Hint halkını kurtarmak istiyorsak, Hüseyin b. Ali’nin (a.s) kat ettiği yolu kat etmeliyiz.[10] Diğer bir örnek de dünyayı titreten İmam Humeyni’nin (r.a) önderliğindeki azametli İslam devriminin meydana gelmesinde Kerbela ve Aşura’nın büyük rolüdür. Son örneği de ağzına kadar silahlı Siyonist İsrail karşısında Hüseyin’in (a.s) mektebine bağlı Lübnan Hizbullah’ının direnişidir. Onlar Hizbullah’ın güç, iman ve fedakârlığı karşısında sersemleyip şaşkına döndüler ve fiyaskoyla yenilgiye uğradılar. Eba Abdullah Hüseyin (a.s) ve onun gerçek takipçilerinin sevenleri ve onun bakışına muhatap olmamız dileğiyle.               


[1] Meryem, 41.

[2] Meryem 56 ve 57.

[3] Sad, 41-43.

[4] Vesailu’ş-Şia, c. 2, s. 922.

[5] Vesailu’ş-Şia, c. 10, s. 398.

[6] Amali Saduk, s. 142.

[7] Mefatihu’l-Cenan, Şeyh Abbas Kumi, A’mal-i Muharrem kısmı.

[8] Biharu’l-Envar, c. 24, s. 284.

[9] Kamilu’z-Ziyarat, s. 135.

[10] Nigah-i Be Zindegi İmam Hüseyin (a.s), Muhammed Muhammedi İştihardi, s. 109.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar