Gelişmiş Arama
Ziyaret
11614
Güncellenme Tarihi: 2010/12/29
Soru Özeti
Kafi’deki sahih hadislerin sayısı, ondaki hadislerin beşte biri kadar mıdır?
Soru
Bazıları ‘Kafideki rivayetlerin çoğu, itibarsız ve kabul edilebilir türden değildirler, bu yüzden Masum İmamlar (a.s) için ilm-i gayb vb. gibi insanüstü faziletleri Kafi’deki rivayetlerle ispat edemeyiz’ demekteler. Bunun delili, Şeyh Hasan b. Zeynuddin’in sözüdür. Ona göre Kafi’deki hadislerin ancak beşte biri sahihtir. Böyle bir şey doğru mudur?
Kısa Cevap

Muteber hadislerin sayısını söyleyen bu grup alimler konuya Rical ilmi ıstılahları açısından baktıklarından, fıkhi ve istidlali konulara sınırlama getirmek gibi bir amaçları yoktur. Çünkü onlara ve günümüzdeki araştırmacılarına göre hadisin itibarının ölçüsü, bir tek ravinin güvenilir olması değildir. Ölçü daha geniştir ve rivayete güven doğuracak her şey ölçü sayılmaktadır. Tıpkı ilk dönem alimlerin söylendiğine emin oldukları rivayete sahih dedikleri gibi. Yani onlar bir rivayetin senet ve metnini inceleme sonucunda onu Masum İmam’ın (a.s) söylediğine itminan etseydiler ona sahih diyorlardı.

Ayrıntılı Cevap

Böyle bir istatistiğin ne derece doğru olduğunu bilmek için önce birkaç noktaya dikkat çekmek gerekmektedir:

a) İlk dönem alimler, hadisleri muteber ve gayrı muteber diye ikiye ayırırladı ve muteber ve sahih hadisten amaçları, dahili (ravinin güvenirliği...) ve harici (muteber aslın varlığı...) karineleri olan hadistir. Dahili ve harici karineleri olmayan hadis muteber değildi.[1] Ama Merhum Seyyid Ahmed b. Tavus’un zamanından bu yana hadis dört kısıma ayrılmıştır. Bu kısımlandırmanın nedeni, muteber olmayan hadise zayıf, muteber olanınada sahih, hasan ve muvassak diye kısımlara ayırmalarından dolayıdır:

1-Bir hadisin ravilerinin tümü imamiyye, övülmüş ve adil iseler ona ‘sahih’ diyorlardı.

2-Ravi imamiyye ve övülmüştür, ama adaletine nass yoktur, böyle bir ravi veya onun rivayetine ‘hasan’ denir.

3-Hadisin ravileri güvenilir ama imami değillerse ona ‘muvassak’ denmektedir.[2]

Bu şekilde bölümlere ayırma hicri 7. y.y’dan itibaren başlamıştır. Ama merhum Kuleyni, Kafi’de ilk dönem alimlerin ıstılahına göre kendi muteber bildiği hadisleri toplamıştır. Ona göre, bu hadislerin muteber olmalarının birkaç delili vardır. Örneğin, onun doğruluğuna karine vardır veya çeşitli yollar ve değişik senetlerle beraber eline ulaşan Usul-u Erbaa Mie’nin birkaç aslı vardır yahut yazarının tesadüfi tasdik ettiği bir asıl vardır, vb. şeyler.[3]

b) Günümüz araştırmacılarına göre hadisin muteber olmasının delil, yalnızca ravinin güvenirliği değil, rivayete güvende gereklidir. Nitekim ilk dönem alimleri, söylendiğine itminan ettikleri rivayeti sahih kabul ediyorlardı.[4] Yani bir hadisin senet ve metnini incelemenin neticesinde Masumun (a.s) ağzından çıktığına itminan edilmişse ona sahih diyorlardı. İşte muteber hadislerin sayısını söyleyen alimlerin amacı Rical ilmi ıstılahları açısından olup, fıkhi ve istidlali konulara sınırlama getirmek değildir.

Bu nedenle ‘Kafi’deki hadislerin ancak beşte biri sahihtir’ diye söylediği nakledilen Şeyh Hasan b. Zeynuddin’in kendisi şöyle diyor: ‘Bizim yazdığımız muteber hadislerin karineleri vardır. Allamenin zamanına kadar olan ilk dönem alimleri ondan sonra çıkan bu meşhur ıstılahlara göre değil karinelere göre amel ederlerdi. Sonraki dönem alimleri de bazen buna amel ediyorlar.[5]

c) Bu sözlerin önemli sorunu onlardan yanlış sonuç alınmasıdır. Başka bir deyişle bu sözler küçük önerme (suğra-mineure) (Kafi’nin rivayetlerinin çoğusunun muteber olmadığı) yönünden kabul edilebilir şeyler değillerdir. Büyük önerme (kübra-majeure) yönündende (Masumların (a.s) özellikle ilimleri konusunda insan üstü faziletlerini inkarı da) kabul edilemezler. Çünkü: 1) İtikadi meselelerin çoğu akli ve burhani ilimlere dayalıdır. Rivayetler onlara birer teyit edici olarak getirilmekteler. 2) Bu itikadi meselelerin çoğunun dayanağı çeşitli muhtevalarla gelen rivayetler bütünüdür. Örneğin Bidayet-ul Maarif-il İlahiyye ve Rahnemaşinasi adlı iki kitapta gelen hadislerle muhtevası aynı olan birçok hadis vardır. Mesela: ‘Masumlar (a.s) gaybi sözleri duyarlar.’[6] veya ‘İlimleri ledunnidir.’[7] gibi.    



[1] -Cafer Subhani, Kulliyatun Fi İlm-ir Rical, s.358-359, Müessese-i Neşr-i İslami.

[2] -Cafer Subhani, Usul-ul Hadis ve Ahkamuhu, s.50, Müessese-i Neşr-i İslami.

[3] -Feyzi Kaşaini, Vafi, s.11-12.

[4] -Ali Ekber Seyfi Mazenderani, Mikyas-ur Rivaye Fi İlm-id Diraye, s.44; daha fazla

ilgi için bkz:

[5] -Vesail-uş Şia, c.20, s.71.

[6] -Kuleyni, Kafi, c.1, s.532.

[7] -Meclisi, Mir’at-ul Ukul, c.3, s.54.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar