Gelişmiş Arama
Ziyaret
22495
Güncellenme Tarihi: 2011/12/10
Soru Özeti
Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
Soru
Sizden miraç hakkında birkaç soru sormak istiyorum: 1) Miraç nedir? 2) Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında miraca giden peygamber var mı? İmam Sadık’tan (a.s) Peygamberimizin (s.a.a) 120 kere miraca gittiği rivayet edilmiştir. Peygamberimizin kaç kere miraca gittiği ve bayramını yaptığımız zamanı konusundaki ihtilaflar, ayrıca Peygamberimiz miraca gittiğinde neler gördü, dönüşü nasıl oldu ve döndüğünde neler yaptığı hakkında bilgi verir misiniz?
Kısa Cevap

Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa gibi peygamberler miracın bazı merhalelerinin benzerini yaşamışlardır. Yine rivayetlerden Peygamberimizin (s.a.a) miraca bir kere gittiği anlaşılsa da farklı özelliklerde defalarca miraca gittiğide söylenebilir.

Miracın zamanı konusunda rivayetler değişik olsa da hangisinin doğru olduğu konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz. Kesin tarihi bilmemek benzeri birçok olayda olduğu gibi burada da böyle bir şeyin gerçekleşmediği manasına gelmez.

Peygamberimiz (s.a.a) miraçtan sonra direkt olarak Mekke’ye dönmüş, bu önemli olayı Kureyş’e anlatmış ve onu delillerle ispat etmiştir. Ayrıca nübüvveti boyunca miraçta gördüklerinden söylenebilecek olanları sade bir şekilde insanlara anlatıyordu. Onların çoğu rivayet ve tefsir kitaplarında kaydedilmiştir.   

Ayrıntılı Cevap

Sorunuza cevap verebilmek için önce onu bölümlere ayıracak sonra incelemeye alacağız:

1) Miraç nedir ve İslami metinlerde nasıl kullanılmıştır?

2) Peygamberimizin (s.a.a) dışındaki peygamberlerden miraca giden var mı yoksa bu konu yalnızca Resulü Ekrem’e mi (s.a.a) özgüdür?

3) Peygamberimiz (s.a.a) kaç kere miraca gitmiştir?

4) Miraç tam olarak ne zaman gerçekleşti?

5) Peygamberimiz (s.a.a) miraçta neler gördü?

6) Peygamberimiz (s.a.a) miraçtan nasıl döndü ve döndükten sonra neler yaptı?

Şimdi bunları sırasıyla ele alalım:

1) Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Bu dilde merdivene de miraç denilmektedir. [1]

Kur’an- Kerim, İsra suresinin birinci ayetinde Resul-i Ekrem’in (s.a.a) mucizevi bir şekilde Mescidu’l-Haram’la (Mekke) Beytu’l-Mukaddddes (Mescidu’l-Aksa) arasındaki uzak mesafeyi Allah’ın yardımıyla bir gecede gittiği anlatmaktadır. Bu yolculuk daha uzun bir yolculuğa, yani göklerde dolaşmaya ve ilahi ayetleri görmeye hazırlık olmuştur. Olayın ikinci kısmı Necm suresinin ilk ayetlerinde anlatılmıştır.

Bununla birlikte miraç kelimesi Kur’an’da geçmemiş, bu kelime rivayetlerde ve söz konusu ayetlerin tefsirinde Leyletü’l-Miraç (Miraç Gecesi) şeklinde gelmiştir. Ona böyle bir ad verilmesi Peygamberimizin (s.a.a) bu yolculukta ‘Burak’ adlı bir bineğe bindiği için olabilir. [2]

Kısacası biz ne zaman burada bu kelimeyi kullansak maksadımız Peygamberimizin (s.a.a) bu güzel ve mucizevi yolculuğu olacaktır. [3]

2) Bu mucizenin Peygamberimizle (s.a.a) sınırlı olup olmadığı konusuna gelince, akli ve dini ölçülere göre diğer peygamberlerinde Allah’ın yardımıyla mucize hızıyla yerde ve gökte hareket etmelerine ve Allah’ın ayetlerini görmelerine her hangi bir engel yoktur. Ancak Kur’an-ı Kerim’den ve sahih rivayetlerden bu şekilde göğe çıkıp sonra ümmetinin içine dönerek tebliğine devam eden hiç bir peygamberin olmadığı anlaşılmaktadır.

Bazı ayetlerde, Hz. Süleyman’ın (a.s) rüzgarın vasıtasıyla süratle dünyanın çeşitli yerlerine gittiğinden [4] veya İdris (a.s) [5] ve İsa (a.s) [6] gibi peygamberlerin göğe yükseldiklerinden bahsedilmektedir. Ama yukarıda da değindiğimiz gibi bunların hiç biri Peygamberimizin (s.a.a) miracına tam olarak benzememekteler. Zira Hz. Süleyman’ın (a.s) yolculuğu yeryüzünde idi. Hz. İdris (a.s) ve Hz. İsa (a.s) ise göğe yükseldiler ama dönmediler. Şii rivayetlerine göre İdris (a.s) gökyüzünde vefat etmiş, [7] İsa (a.s) ise gökte olup Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhurunu ve Ona yardım etmeyi beklemektedir. [8]

3) Allah’ın kuluna ve resulüne böyle bir mucizeyi defalarca verebileceğine inanıyorsakta miraçla ilgili ayetlerden ve rivayetlerin tamamına yakınından bu özellikteki bir miracın Peygamberimizin (s.a.a) yaşamında bir kere gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Allah Resulü’nün (s.a.a) miracının iki kere veya 120 kere gerçekleştiğini söyleyen rivayetlere [9] gelince bunlar hakkında diyoruz ki:

a- Böyle rivayetlerin sayısı az olup, dolaylı ve açık şekilde miracın bir kere gerçekleştiğini söyleyen rivayetler karşısında zayıf kalmaktalar.

b- Söz konusu az sayıdaki rivayetlerin senetleri de fazla muteber değildir. Örneğin birinci rivayetin senedindeki Ali b. Ebi Hamza denen kimse zayıf biridir; [10] Kasım b. Muhammed denen kişi ise Vakıfi’dir. [11] İkinci rivayetin senedinde ise Seleme b. el-Hattap gibiler vardır. Rical ilmi alimleri onun rivayet nakletmede zayıf olduğunu söylüyorlar. [12]

c- Bununla birlikte Peygamberimizin (s.a.a) fiziki miracının bir kere, ama manevi miracının defalarca olduğunu söyleyebiliriz. Miracın tekrarlandığını söyleyen rivayetler ruhani miraçlara işaret etmekte, hatta peygamberlerin dışındaki kimseler içinde gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Nitekim namazın müminin miracı olduğunu belirten rivayetler vardır. [13]

4) Hatırlatmak gerekir ki, birçok tarihi olayın kendisine, öğretilerine, ibretlerine dikkat etmek onun zamanını tam olarak bilmekten çok daha önemlidir. Zaman ve mekana haddinden fazla önem vermek asıl olaydan bir tür uzaklaşmak demektir. Belkide bu yüzden Allah Kur’an’da bir çok peygamberin adını ve yaşamını zikrederken hiç birinin doğum, bi’set ve vefat tarihini tam olarak vermemiş, birinin dışında [14] hiç bir peygamberin peygamberlik süresini zikretmemiştir.

Kaldı ki miraç, henüz İslam’ın temellerinin zayıf olduğu ve İslam tarihinin yazılmaya başlanmadığı dönemde gerçekleşmişti. Bu yüzden miracın zamanı konusunda Müslüman tarihçiler arasında görüş birliği yoktur. Kimilerine göre bi’set’in 10. yılında, kimilerine göre ramazanın 16’sını 17’sine bağlayan gece, kimilerine göre de bi’setin başlarında gerçekleşmiştir.’ [15] Bundan dolayı miracı kutlamak istediğinizde bu tarihlerden birini, hatta başka bir tarihi bu amaç için seçebilir ve o tarihte onu ele alıp inceleyebilirsiniz. Bunun başka bir tarihte olmasının sakıncası yoktur.

5- İsra suresinin 1. ayetine göre miracın hedefi ilahi ayetleri Peygambere (s.a.a) göstermektir. Kur’an, yerde ve göklerde ne varsa tümünün, hatta insanların bile Allah’ın ayetleri olduğunu vurgulamaktadır. [16] Buna göre Allah miraçta yalnızca normal ayetleri değil onların yanı sıra çok büyük ayetleri Peygamber (s.a.a) gibi onları derkedebilecek birine göstermek istemiştir. Allah bu ayetleri ‘Allah’ın büyük ayetler’ diye nitelemiştir. [17]

Biz derkedemeyeceğimiz için Peygamberin (s.a.a), orada yaşadıklarının tümünü söylemediği kesindir. Ama birçok rivayette orada yaşadıklarının bir kısmı anlatılmıştır. Ancak Müslümanlar olayın aslını kabul etmelerine karşın malesef hadis yazmada meydana gelen duraklamadan dolayı bu alanda çeşitli ve bazende çelişkili rivayetler karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden Şeyh Tabersi bu alandaki rivayetleri dört kısıma ayırmış, her kısıma örnekler getirerek onlar hakkında nasıl bir görüşe sahip olmamız gerektiğinin yolunu göstermiştir:

1. Kısım: Bu gruptaki rivayetler mütevatir olup doğruluklarında şüphemiz yoktur. Peygamberimizin (s.a.a) miraca gittiği konusunu ele alan ama ayrıntılara girmeyen rivayetler bu türdendir. Böyle rivayetler doğal olarak kabul görürler.    

2. Kısım: Miracın akıl ve dinin ilk ölçüleriyle çelişmeyen bazı ayrıntılarını anlatan rivayetler; Peygamberimizin göklerde dolaşması, peygamberlerle görüşmesi, arş, sidretu’l münteha, cennet ve cehennemi görmesi bu ayrıntılardandır. Bunları kabul ediyor ve bazıları gibi rüyada değilde Peygamberimiz (s.a.a) uyanıkken gerçekleştiğine inanıyoruz.

3. Kısım: Kimi rivayetlerin zahirleri bazı bilgilerimizle uyuşmamaktadır. Ama bazı yönlerden bu uyuşmazlık giderilebilir. Örneğin Peygamberimizin (s.a.a) cennettekilerin nimetler içinde olduğunu, cehennemdekilerinde azapladıklarını görmesi gibi (burada kıyamet gelmeden insanlar nasıl cennette ve cehennemde olabilirler sorusu akıla gelebilir. Cevap olarak diyoruz ki: Onlar berzah cennet ve cehnnemi olabilir veya onların kendileri değilde isim, sıfat ve misali cisimlerini görmüştür). Böyle rivayetleri tevilleriyle kabul etmek gerekir.

4. Kısım: Zahirleri sahih ve ölçülere uygun olmayan, tevilleride çok zor olan rivayetlerdir. Mesela Peygamberin (s.a.a) Allah’la beraber bir tahtın üzerinde oturması gibi. Böyle rivayetlerin reddedilmesi gerekir. [18]

Bu alanda ki onca rivayeti bu kısa yazıda aktarmak mümkün olmayacağından, bu konudaki kitap ve makalelere bakabilirsiniz. [19] Sizin için herhangi bir rivayet anlaşılmaz olursa bize yazarak onun hakkında açıklama isteyebilirsiniz. Bizde Allah’ın yardımıyla onu size açıklarız.

6- Peygamberimizin (s.a.a) miraçtan nasıl döndüğü ve döndükten sonra neler yaptığı konusunda bazı rivayetlerde Peygamber Efendimiz gökten döndükten sonra direkt olarak Mekke şehrine geldiği ve kendileri hakkında çok endişe duyan Ebu Talib’le görüştüğü nakledilmiştir. [20] Sonra miraç olayını Kureyş’e haber vererek onların bu konudaki şüphe ve sorularını cevapladı. Örneğin Beytu’l Mukaddes’in özellikleri [21] ve yolunun üzerinde olan Kureyş’in kervanı hakkında [22] sorular sormuş Peygamberimizde (s.a.a) onları cevaplamıştır.

Allah Resulünün (s.a.a) miraçta uygun gördüğü şeyleri sonradan anlattığı konusunda rivayetler vardır. Bu rivayetlerde ‘Esra Bi’ (Götürdü Beni) veya Araca Bi (Yükselltti beni) gibi ibareler geçmiştir. Onları İslami İlimlerin toplandığı yazılım programlarına yazarak çok sayıdaki miraç hadisine ulaşabilirsiniz.  



[1] -İbn-i Manzur, Lisanu’l Arap, c.2, s.322

[2] -Hür Amuli, Muhammed b.Hasan, Vesail-uş Şia, c.5, s.257, H.6483, Müesseset-ü Al-ul Beyt, Kum, H.K.1409.

[4] - ‘Böylece rüzgarı onun emrine verdik de Onun emriyle dilediği yöne hafif hafif eserdi.’ (Enbiya/81, Sebe/12, Sad/36)

[5] - ‘Biz onu pek yüce bir mekana (makama) yükselttik.’ (Meryem/57)

[6] - ‘Allah onu kendisine yükseltti...’ (Nisa/158)

[7] -Kuleyni, Muhammed b. Yakup, Kafi, c.3, s.250, H.26, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, Tahran, H.Ş.1365

[8] -a.g.e. c.8, s.49, H.10

[9] -Şeyh Saduk, Hisal, c.2, s.600-601, H.3, İntişarat-ı Camiay-ı Müderrisin, Kum, H.K.1403.

[10] -Rical-i Allame Hilli, s.232-233, Daru’z-Zahair, Kum, H.K.1411.

[11] -Rical-i Keşşi, s.452, İntişarat-ı Danişgah-ı Meşhed, H.Ş.1348. (Vakıfi, sadece 7 imam olduğuna inanan Şiilere denir. Bu mezhebin ravilerine güvenilirlik vesikası verilmemiştir.)

[12] -Rical-i Allame Hilli, s.227

[13] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c.79, s.247, Müessessetü’l Vefa, Beyrut, H.K.1404

[14] -Ankebut/14 Hz. Nuh (a.s) hakkındadır.

[15] -Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Nümune, c.12, s.14, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, Tahran, H.Ş.1374.

[16] -Zariyat/20-21, Bakara/164, Al-i İmran/190 ve başka bir çok ayet.

[17] -Necm/18

[18] -Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmau’l-Beyan, c.6, s.609, İntişarat-ı Nasır Hüsrev, Tahran, H.Ş.1372.

[19] -Örneğin Tefsir-i Nümune’nin 12. ve 22. ciltlerinde miraç hakkında faydalı bilgiler bulabilirsiniz.

[20] -Biharu’l Envar, c.18, s.383.

[21] -a.g.e. s.309.

[22] -a.g.e. s.335.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fetvanın dayanak ve kaynakları nelerdir?
    9468 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/04/07
    İçtihat zorluklara tahammül, çaba ya da kudret ve güç demektir. Fıkhi terim olarak ise kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek anlamındadır.Şii fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynakları olarak bilinen Kur’an, sünnet, akıl ve icmadır. Ancak bu kaynaklardan, faydalanma ...
  • Acaba bütün peygamberlerin ismini zikrede bilir misiniz?
    3728 تاريخ بزرگان 2019/09/22
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20775 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Allah İle İrtibat Zamanı Ne Zamandır?
    10242 Pratik İrfan 2011/08/03
    Her ibadetin ruhu Allah ile irtibat kurmak ve O’na yaklaşmaktır. Bu husus namaz, dua ve Allah’ın dergâhına yalvarma ve yakarma ile müyesser olacaktır. Allah ile irtibat kurmak özel bir zaman ve mekâna has değildir. Elbette gece yarısı gibi bazı zamanlar Allah ile irtibat kurmak için en güzel zamanlardır veya ...
  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17424 ذکر 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • İmam tarafından namazın teşehhüdüne bir harf eklendiği durumda tabi olanların hükmü nedir?
    7471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur. ...
  • Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
    6887 Yeni Kelam İlmi 2011/11/21
    İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz. ...
  • İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
    92226 Tefsir 2010/01/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    8186 انفاق و قرض الحسنه 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    7921 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...

En Çok Okunanlar