Gelişmiş Arama
Ziyaret
8936
Güncellenme Tarihi: 2009/01/29
Soru Özeti
Mersiye okuyucuların her yıl mersiyelerine ekledikleri yeni şeylerin sakıncası yok mudur?
Soru
Mersiye okuyucuların okudukları mersiyelerin kaynağı nedir? Söyledikleri şeyler doğru mudur? Mersiye okuyucuların her yıl yeni bir şey söylemeleri sakıncalı değil midir?
Kısa Cevap

Aşura kıyamı ve Kerbela tarihinin iki sayfası vardır: Biri yiğitlik ve iftiharla dolu nurlu ve beyaz bir sayfa, diğeri benzersiz veya eşine az rastlanır bir cinayetin işlendiği bir facia oluşu. Bu yüzden Kerbela’da meydana gelen musibetleri imkansız ve akla aykırı olarak algılamamak gerekir. Mersiye okuyucuların mersiyelerine ekledikleri şeyler iki kısımdır: Bir kısmı, onların kendi deyimiyle ‘zeban-ı hal’dir; yani güvenilir senetlere dayanan musibetler teşbih ve temsil kullanarak anlatırlar. Böyle eklemeler Masum İmamlar (a.s) ve din büyüklerinin makamlarıyla çelişmezse herhangi bir sakıncası yoktur.

Diğer bir kısmı da sahte ve uydurma mersiyelerdir. Yani ne senetleri güvenilirdir, ne de Masum İmamlar(a.s)’ın makamlarıyla uyuşmaktadır. Bu gibi mersiyeler sakıncalı olup onlara engel olmak gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için bir kaç noktayı açıklamak gerekiyor:

1-Aşura kıyamı ve Kerbela tarihinin iki yönü vardır: Biri yiğitlik destanı, eşsiz kahramanlık ve erdemlerin sergilenen bir sahne oluşu, diğeri ise benzersiz veya eşine az rastlanır bir facia ve trajedi tablosu oluşu. Bu açıdan bakıldığında, Kerbela kıyamı, bir trajedi, bir musibet ve bir ağıttır. Bu sayfaya baktığımızda, onda en temiz insanların en feci şekilde öldürülmesini hatta süt emen çocuğun bile öldürülmesini, kadın ve çocuklara kırbaç vurulmasını, ... görüyoruz.[1] Bundan dolayı Kerbela kıyamında gerçekleşen musibetlerin tümünü bir arada incelediğimizde eşsiz bir trajedi tablosu karşımıza çıkar.

2-Mersiye okuyucuların mersiyelerine ekledikleri şeyler iki kısımdır:

Bir kısmı onların kendi deyimiyle ‘zeban-ı hal’dir; yani uygun teşbih ve temsiller kullanarak Ehl-i Beyt (a.s)’ın musibetlerini anlatırlar. Böyle eklemeler, muteber senetlere dayanan olayların tekrar yeniden canlandırılması ve işlenmesidir, Bu tür mersiye okumalar Masum İmamlar (a.s) ve din büyüklerinin makamlarıyla çelişmezse herhangi bir sakıncası yoktur.

 

Diğer kısım mersiyeler ise, uydurma mersiyelerdir. Yani vuku bulduğuna dair bir muteber senet bulunmayan ve aynı zamanda da Masum İmamlar(a.s)’ın makamlarıyla uyuşmayan mersiyelerdir. Bu gibi mersiyeler sakıncalı olup onlara engel olmak gerekir.

3-Böyle eklemeler yapılmasının nedenleri:

Bu tür tasvip edilmeyen yöntemlere başvurmaların sebebine gelince, kimisi, hayır bir niyet ve temiz kalplilikle bunu yapıyor. Bazı hadislerde İmam Hüseyin (a.s)’a ağlamak ve ağlatmanın çok iyi bir amel olduğu, dökülen her damla göz yaşı için sevaplar verileceği rivayet edildiğinden diyorlar ki elimizden geldiğince İmam Hüseyin (a.s)’a ağlayalım ve ağlatalım. Bunun için kaynaklara bakmaya, titiz davranmaya hiç gerek yoktur.

Bu mantıktan yola çıkan bazı yazarlar bile aynı hataya düşmüş ve kitaplarında gerekli dikkati göstermemişlerdir.[2] Birçok dindar da onları takip ederek taziye meclislerinde bu uydurmaları kullanmışlardır. Bu şekilde o mukaddes hedefe hizmet ettiklerini zannetmişlerdir.

Kimisi de, mantıksız bir şekilde mübalağa yoluna başvuruyorlar. Ancak sebebi ne olursa olsun bütün bunlar İmam Hüseyin (a.s)’ın Aşura kıyamının asıl hedefini değiştirmekte, din ve mezhebi zayıflatmaktadır.

Bu arada tarih boyunca, Ehl-i Beyt (a.s)’ın mektebini zayıtlamak için düşmanların ve art niyetli kişilerin gösterdikleri çabaları da göz ardı etmemek gerekir.[3]

Bazıları diyor ki: Hedef mukaddes olunca vesile mübah olur. diyebilir Bu söz saf insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. Bu din açısından doğru değildir. Dine bağlı olan ve Ehl-i Beyti seven bir kimse mukaddes bir hedefe için ancak meşru vesileyi seçmelidir.



[1] -Murtaza Mutahhari, Mutahhari Külliyatı (/Mecmuay-ı Asar), c.17, Birinci bölüm, Sohbetler, Hüseyni Yiğitliğin birinci faslı,

[2] -Muhammed Hüseyin Kaşifi’nin ‘Ravzat-uş Şuheda’ ve Molla Ağa Derbendi’nin ‘Esraru’ş Şehadet’ adlı kitaplarında bunun açık örnekleri görülmektedir.

[3] -Mutahhari Külliyatı, Tahrifin Nedenleri, c.17.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar