Gelişmiş Arama
Ziyaret
9051
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
Yeni (işlenmiş) altını, eski altının biraz fazlasına değiştirmek neden caiz değildir?
Soru
Faiz mevzusunda, sayılmayan bir malın karşılığında, aynı cinsten başka bir mal fazla miktarda talep edilmeyeceğine dair hüküm olmasına rağmen altın konusunda genellikle kuyumcular işlenmiş yeni altının karşılığında eski altından daha fazla miktarda almaktalar. Böyle bir şey aklada yatkındır. Ancak ilmihallerin çoğunda bunun caiz olmadığı yazılmaktadır. Sizden ricam, böyle bir muamelenin neden caiz olmadığını açıklamanızdır
Kısa Cevap

Faiz, ayet ve rivayetlerde şiddetle kınanarak haram edilmiş ve bu haramlığın bazı hikmetlerinede işaret edilmiştir. Örneğin: İnsanların birbirlerine borç vermeye yanaşmayacağı, fazin zulüm olması, insanların toplumun ihtiyaç duyduğu ticari faaliyetlerden soğuması vs. gibi şeyler faizin haram edilmesinin hikmetlerinden bazılarıdır.

 

Ancak belirtmek gerekir ki, faizin haram olması hakkında söylenen hikmetlerin tümü borç faizi hakkında olup, alışveriş faizi için şu anda bizim için bilinmeyen nedenlerden dolayı herhangi bir hikmet zikredilmemiştir. Bu yüzden Peygamberimize (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s) tam bir teslimiyet ve itaatin gereği olarak ona amel etmek gerekir. Fakat bu, böyle bir hükmün arkasında başka hikmetin olmadığı ve bu hükmün her hangi bir faydası olmadığı anlamına gelmez.

 

Bazı alimler alışveriş faizinin haram oluşunun hikmeti hakkında tahminde bulunarak şöyle demişlerdir: Alışveriş faizinden suistifade edilebileceği ve borç faizinden kaçmak için kullanılabileceğinden haram edilmiş olabilir. Başka bir ifadeyle alışveriş faizi borç faizinin adeta bir kalkanıdır.

Ayrıntılı Cevap

Faiz mevzusu fıkhın geniş konularından biri olup ayet ve rivayetlerde haramlığına önemle vurgu yapılmıştır. Faiz (riba) terimi iki farklı yerde kullanılmaktadır:

1-     Borç faizinde

2-     Alışveriş faizinde

Borç faizi, şartlı olan borçtur. Borcun şartları ve harama neden olan şeyler nelerdir konusunda fakihlerin arasında görüş ayrılığı vardır. Sizin sorunuzdaki alışveriş faizinden maksat şudur: 1) Muamele aynı iki cins arasında yapılmalıdır.  2) Alışveriş ölçülme ve tartılma şeklinde olmalıdır. 3) İki cins aynı miktarda olmamalıdır.[1]

Alışveriş faizinin haram oluşu, hatta muamele edilen iki cins çeşitli yönlerden -asıl cinslerinin dışında- birbirleriyle farklı olsalar dahi geçerlidir. Örneğin, bir kilo kaliteli pirinç, bir buçuk kilo kalitesiz pirinçle değiştirilirsebu faizdir ve haramdır. İki cinsten birinin eski olması vb. gibi diğer özelliklerde de faiz hükmü uygulanır. Altın ve gümüşte de aynı şartlar geçerlidir. Yani iki altın, hangi özellikte olursa olsun (ister eski olsun, ister yeni, işlenmiş veya külçe, kırık ya da sağlam farketmez) muame1le edilirse fiyatları farklı olsa da ikisinin ağırlığının eşit olması gerekir. Altın ve gümüşün bu konudaki özelliği şudur: Altın ve gümüş nakit olarak muamele edilmelidir, borç olarak muamale edilirse caiz değildir.[2]

 

Mantıklı bir ihtiyaç olan eski altınla yeni altını muamalesi konusunda basit ve şer’i bir yol önerilmiştir ki onunla hem bu mantık ve şer’i hedef gerçekleşmekte, hem de çeşitli faydaları olan İlahi hüküme muhalefet edilmemektedir.

 

Rivayetlere ve Şer’i delillere dayanarak bu yolu benimseyenlere hatırlatmak gerekir ki, onu uygulamak ilahi hükümden kaçmak ve Allah-u Teala’ya karşı hile yapmak değildir. Aksine muameleyi

haramdan helale çevirmektir. Nitekim bir rivayette şöyle buyurulmaktadır: ‘Haramdan helale kaçmak ne kadar güzeldir.’[3] Yani yaşam tarzı Allah’ın yasakladığı şekil üzerine olmamalıdır.

 

Günümüzde Müslümanlarının çoğunun piyasasında uygulanan yol şudur: Muamele, iki cinsi değiştirme halinden çıkarılıp başka bir muamele haline getirilmiştir. Şöyle ki, önce eski altın belli bir fiyata satılır, sonra yeni altın satın alınır. Örneğin önce 10 gr. eski altın 200 bin Tümen’e satılır, sonra 8 gr. yeni altın aynı fiyata satın alınır.[4]

 

Faiz neden haramdır?

 

Konuya girmeden önce belirtmek gerekir ki, hükümlerin felsefesini bilmek insanı onlara amel etmeye daha çok teşvik etse de, genel anlamda insanların Allah’a ihlasla kulluk ve itaat isteklerinide yokedebilir; yani Allah’ın kanunlarının felsefesini ve bunların kendisine faydası olduğunu bilen kimse Allah’ın yüceliği ve Ona olan iman ve inancından dolayı değilde yalnızca kendi menfaatinden dolayı onu yerine getirir ve netice itibarıyla ihlaslı bir şekilde kulluk yapmaktan mahrum olur.[5] Belkide bu nedenden dolayı hükümlerin felsefeleri dini metinlerde tam olarak zikredilmemiş, insanları ahkâma yönlendirmek için onların yalnızca bir kısmına değinilmiştir. Ahkamın tümünün, fayda ve zararlar göz önüne alınarak konulduğunu bilmemize rağmen genede ayrıntıları hakkında her zaman kafamızda sorular vardır. Mesela, namazın bir çok faydasının olduğunu biliyoruz, ama sabah namazı neden iki rekattır, manevi bir halde ona bir rekat daha ekleyerek kılsak namaz neden batıl olur, gibi konularda bilgimiz yoktur. İnsan aklı genel olarak ahkamın hikmetlerini bir ölçüye kadar anlayabilir, ama ayrıntılarının çoğunu bilemez. Kullar, Allah’a ve Peygamber’e olan iman ve güvenlerinden dolayı, nedenini bilmedikleri şeyleri yerine getiriyor veya onları terkediyorlar. Bu mümince bağlılık çok güzel bir duygu olup, nefsi ıslah açısındanda yapıcıdır.

 

Bununla birlikte aşağıda borç faizinin haram oluşunun hikmetlerini açıklayan bazı ayet ve rivayetlere değiniyoruz:

 

1-     Faiz, akla ve mantığa aykırı olan bir kazanç yoludur; başka bir ifadeyle şer’i bir yönü yoktur.[6]

2-     Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Faiz helal olsaydı, insanlar ticareti ve ihtiyaç duyulan işleri yapmazlardı. Allah faizi haram kıldı ki insanlar haramdan helale, ticarete ve alışverişe yönelsinler. Böylece geriye kalanda borç haline gelsin.’[7] Yani toplumda ekonomik faaliyetler durmasın diye haram edilmiştir.

3-     Kur’an’da faizin hükmü açıklandıktan[8] sonra şöyle buyuruluyor: ‘Ne zulmedersiniz, ne zulüm görürsünüz.’ Bu cümle faizin zulüm olduğunu göstermektedir. Faizin zulüm olması onun haram oluşunun hikmetlerinden biridir.

4-     Rivayetlerden istifade edilen faizin haram oluşunun delillerinden bir diğeri faizin, insanın hayır işler yapmaya sevkeden duygularını öldürmesidir. Bir rivayette şöyle buyuruluyor: ‘Allah faizi haram etti ki insanlar hayır işten (borç vermekten) kaçınmasınlar.’[9]

Görüldüğü gibi ayet ve rivayetlerde faizin haram oluşunu açıklayan delillerin tümü borç faizine aittir; alışveriş faizinin haram oluşunun delili ya zikredilmemiş ya da bize ulaşmamıştır. Başka birçok hüküm gibi bu hükümde taabbüdi ve Masum İmamlara (a.s) olan teslimiyetimizden dolayı kabul etmemiz gereken hükümlerdendir. Buna rağmen Şehid Mutahhari,[10] Ayetullah Mekarim[11] gibi alimler bu konuda şöyle bir tahminde bulunmuşlardır: Alışveriş faizinin haram olmasının hikmeti borç faizini önlemek içindir. Başka bir ifadeyle alışveriş faizi borç faizi için bir kalkan ve sınır görevini yapmaktadır. Bu, borç faizinin öneminden dolayıdır; borç faizinden kurtulmak için alışveriş faizden suistifade edilebilirdi. Böyle bir suistifadenin önüne geçmek için alışveriş faizi haram edilmiştir.  


[1] - Bu konu için Tam İlmihaller’in ‘Alışveriş Hükümleri’ bölümüne bakınız.

[2] - Bu konu için Tam İlmihaller’in ‘Altın ve Gümüşün Alım Satımı Hükümleri’ bölümüne bakınız.

[3] - el-Kafi, c.5, s.246

[4] - Bu amelin şartlarının neler olduğu konusunda fakihlerin arasında da görüş ayrılığı vardır. Daha fazla bilgi için geniş izahlı kitaplara başvurunuz.

[5] - Bu arada unutmamak gerekir ki, Allah’ın ihlaslı kulları bunun dışındadırlar.

[6] - Vesail-uş Şia’daki bir rivayete dayanılmıştır (c.12, Ebvab-ur Riba, bab:1, h.11).

[7] - a.g.e, h.8

[8] - Bakara/279

[9] - Vesail-uş Şia, c.12, Ebvab-ur Riba, bab:1, h.4

[10] - Murteza Mutahhari, Mesele-i Riba ve Bank, s.46

[11] - Nasir Mekarim Şirazi, er-Riba ve’l Benk-ul İslami, s.60

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    7541 Tefsir 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...
  • İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı suları az olmasına rağmen Aşura günü nasıl gusül aldılar?
    7925 Masumların Siresi 2010/02/06
    İmam Hüseyin (a.s)'ın Ehl-i Beyt'i ve ashabının susuzluğuna ait rivayetlerle İmam (a.s) ve ashabının Aşura sabahı gusül, abdest ve temizlik yaptıklarına dair olan rivayetler hakkında söylemek gerekir ki, İmam (a.s)'ın kafilesinin suya ulaşmaması için muhasaraya alındığı ve İmam Hüseyin (a.s)'ın şehadet anında susuz ...
  • Bir süredir tüm inançlarımı elden vermişim ve akıbetimden korkuyorum. Ne yapmalıyım?
    5362 Pratik Ahlak 2011/10/29
    Genel itibariyle gençler eleştirme ve şüphecilik ruhiyesine sahiptirler. İnançlar bazında gençler arasında şüpheciliğin var olması doğal bir durumdur. Ama sonuçta bu sorulara cevap bulunmasının gerekli olduğuna teveccüh edilmesi gereklidir. Bu dönemlerde insanı kendi istediği hedefler doğrultusunda yönlendirmek şeytan ve şeytanın vesveseleri çok çok fazlalaşır.
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    6873 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Dünyayı sevmekten kurtulmanın yolu nedir?
    15686 Pratik Ahlak 2010/08/08
    Dünya “edna”nın müennesi olup (ahret hayatı karşısında) daha aşağı ve daha değersiz şey anlamındaki “deni” ve “denaet”ten veya (ahret hayatı karşısında) daha yakın anlamındaki “denev”den türemiştir. Kur’an ve rivayetlerin açıklamasında dünya yerilen dünya ve övülen dünya diye iki kısma ayrılır. Dünyadan söz eden ve insanları onun ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5270 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    7255 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Ayetleri birbirini nefyeden ve düzelten Kur’an nasıl insana daima yol gösterebilir?
    10397 Kur’anî İlimler 2010/03/13
    Kur’an kendi tanıklığıyla evrensel bir kitaptır: ‘Bu ancak alemlere bir öğüttür.’Belli bir zaman, mekan ve millete ait değildir: ‘Korkutucudur insanları.’Allah’ın nazil ettiği ...
  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23184 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Nehc’ül Belağa’nın altıncı mektubuna göre üç halifenin hilafeti resmilik kazanaz mı?
    11346 Eski Kelam İlmi 2008/08/18
    Continue... ...

En Çok Okunanlar