Please Wait
13102
Mukataa harfleri bazı surelerin başında gelen ve bağımsız bir manası olmayan harflerdir. Bu harflerin tefsirinde değişik görüşler ortaya atılmıştır. En doğru görüş, bu harflerin şifre olduğu ve de peygamber ve evliyaların onları bildiğidir. “Sıratu Aliyyin hakkun nemsikuhu” cümlesi ise bazı araştırmacıların sözü olup rivayetsel bir kaynağı yoktur.
Kur’an surelerinden 29 surenin başında Arap alfabesine ait bir veya birkaç harf mevcuttur. Bunlar toplam olarak 78 harf olup tekrarlar silindiğinde 14 harf kalmaktadır. Bu harflere “mukataa harfleri” veya “nuranî harfler” denmektedir. Mukataa harfleri hakkında değişik görüş ve düşünceler ileri sürülmüştür. Onların bazılarına işaret ediyoruz:
1- Arap ve Arap olmayan tüm edipleri hayrete düşüren ve bilginleri kendisi gibi bir eser getirmede aciz kılan bu semavî kitap taşıdığı azamet ve önemle birlikte (Arap) alfabe harfleri ve herkesin kullandığı kelimelerden teşkil olmuştur ve bu harfler de bu hususa işaret etmektedir.
2- Mukataa harfleri Kur’an’ın müteşâbihlerinden olup asla çözümlenmeyecektir. Mutlak meçhuller kategorisinden sayılıp insanların kendilerine yönelik bilgi elde etme yolu tamamıyla kapalıdır.
3- Bu harfler salt soyut harflerdir. Ses özelliği dışında hiçbir şifre, işaret ve manaları yoktur. Bu harflerin surelerin başına konulmasının hikmeti lafız ve sesler hududundan öteye geçmez. O dönemde Kur’an okunurken bu harflerin sesleri, Kur’an’a kulak vermeleri için dinleyicilerin dikkatlerinin toplanmasına neden olmaktaydı. Çünkü yoldan geçen Arapların kulağına Kur’an sesinin gitmemesi için düşmanlar sürekli gürültü çıkarmaktaydılar.
4- Bu harfler, surenin kelimelerinde söz konusu harflerin daha çok kullanıldığının göstergesidir ve bir mucizedir. Bedreddin Zerkeşi şöyle demektedir: Bu harflerin önemli sırlarından biri, her süredeki kelimelerinin çoğunun onun başında yer alan harf ile teşkil olmasıdır. Örneğin “kaf” harfi “kaf” ve “ha mim ayn sin kaf” ile başlayan ayetlerde 57 defa tekrar edilmiş ve bu suredeki diğer harflere oranla daha fazla kullanılmıştır. Elbette “Şems”, “Kıyamet” ve “Felak” sureleri istisnadır. Mısırlı bir bilgin bu görüş esasınca bilgisayar aracılığıyla girift işlemler yapmış ve bu harflerin söz konusu suredeki kelimelerde en çok kullanılan harfler olduğuna işaret ettiği ve bunun bir mucize olduğu neticesine ulaşmıştır.
5- Bu harfler yemin gayesiyle kullanılmıştır. Bu harfler ile yemin içmenin sebebi, tüm dillerde sözün esasının bu harflere dayanmasıdır.
6- Bu harfler ile sureler arasında bir ilişki vardır; zira benzer mukataa harfleriyle başlayan sureleri incelemeyle bu surelerin muhteva olarak birbirlerine benzediklerini görmekteyiz.[1]
7- Bu mukataa harflerinin bazıları özel bir alamet ve ilahî güzel isimlerden bir isme işarettir. Bazıları da Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) adına yönelik şifre işaretidir. İlahî isimlerin her biri birkaç harften müteşekkildir ve her isimden bir harf seçilmiş ve ayrı bir halde bazı Kur’an surelerinin başında okunmaktadır. Cuveyriye, Süfyan es-Sevri’den şöyle aktarmıştır: Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin’e ey Allah Resulü’nün oğlu Yüce Allah’ın kitabında “elif lam mim” vb. diye buyrulan kelimelerin manası nedir diye soruldu. İmam Sadık (a.s) bunun üzerine şöyle buyurmuştur: Bakara suresinin başında yer alan “elif lam mim”, “ben Allah’ım, sultanım” manasındadır. Ama Âli İmran suresinin başında yer alan “elim lam mim” ise “ben Allah’ım, mecidim” manasındadır ve…
8- Bu harfler en büyük ilahî ismin cüzleridir.
9- Bu harfler surelerin ayet sayısına işaret etmektedir.
10- Her suredeki mukataa harfleri, o surenin adıdır. Nitekim “Yasin”, “Taha” ve “Sâd” surelerinin her biri kendi mukataa harfleriyle adlandırılmışlardır.
11- Bu harfler İslam ümmetinin beka müddetine işaret etmektedir.
12- Bu harfler sureleri ayırmak içindir. Önceki surenin tamamlandığının ve yeni bir surenin başlamasının göstergesidir.
13- Bu harfler surelerin muhtevasının özeti ve kısa mesajıdır.
14- Bu harfler, Kur’an’dan bazı nüshalar taşıyan kişilerin adlarıyla ilgilidir. Örneğin Saad b. Ebi Vakkas’ın adına işaret etmektedir.[2]
15- Bu harfler kimsenin haberdar olmadığı Allah ve peygamber arasındaki bir takım şifrelerdir. Araştırmacıların benimsediği görüş budur.[3]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Elim lam mim” Allah ile sevgilisi Muhammed (s.a.a) arasındaki bir şifre ve işarettir. Allah, peygamberden başkasının haberdar olmamasını istediği için başkalarının gözünden uzak tutmak ve sadece dostuna açık ve belirgin kılmak gayesiyle onu harfler şeklinde dile getirmiştir.[4] Mukataa harflerinin tertiple yan yana konmasıyla değişik kelime ve tabirler meydana gelmektedir. Fikir ve düşünce ehli inanç ve eğilimleri esasınca bu harflerden istifade ederek alaka duydukları hususların falına bakmışlardır. Örneğin Bedreddin Zerkeşi şöyle demektedir: Bu harflerin terkibinden Nassu Hekimin katiin lehu sırrun (kararlı bilgenin sözü sırra sahiptir)” cümlesi oluşturulabilir. Feyz-i Kaşanî ise “sıratu aliyyin hakkun nemsikuhu” (Ali’nin yolu haktır, onu izliyoruz” cümlesini elde etmiştir[5] ve… Ama bu cümlelerin hiçbirinin rivayetsel kaynağı yoktur.