Gelişmiş Arama
Ziyaret
8358
Güncellenme Tarihi: 2010/12/18
Soru Özeti
neden namaz kılmalıyız?
Soru
Allah muhtaç değilse, neden namaz kılmalıyız? Allah namazımıza muhtaç olmadığı halde neden bu dünyada kılmadığımız namazlardan dolayı ahirette cezalandırılıyoruz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Allah u Teâlâ mutlak bir şekilde müstağnidir. Hiçbir çeşit noksanlık, hiçbir çeşit güçsüzlük ve vücudunda hiçbir çeşit ihtiyaç söz konusu olmadığı gibi onun dışındaki varlıkların tümü de Ona muhtaçtır. Diğer taratan Allah u Teâlâ Rauf, şefkatli ve merhametlidir. Bütün kullarını seviyor. Dünyayı, dünyanın nimetlerini ve dünyanın güzelliklerini kulları için yaratmıştır. Bu ilke gereğince Allahın tüm işleri hikmetler doğrultusundadır. Dolayısıyla eğer namaz kılınmasını kullarından istemiş veya her hangi başka bir ameli kullarından yerine getirmelerini emr etmiş ise, oda kesinlikle bir hikmet veya hikmetler doğrultusundadır. Yani kullarının maslahatı ve menfaati içindir. Kullarının kemale ulaşmaları, pislik ve kötülüklerden uzak kalmaları, pak ve temiz olan Hak Teâlâ'nın zatına ulaşmaları vb… gibi şeyler bu hikmetlerden bazılarıdır.[1] Hakeza eğer bazı amellerin yapılmasından kullarını men etmiş ve onları bazı amellerden sakındırmış ise, sadece o amellerde kulları için var olan zarar ve fesatlıklar içindir ve mümkündür ki, Allah dışında hiç kimse o amellerde var olan zarar ve fesatlıklardan haberdar olmasın. Vaat ettiği cezalar ve azaplar da aslında yasakladığı veya terk edilmiş vacip olan amellerin kendi eseri ve neticeleridir ki, bu eserler haram kılınmış amelleri yerine getirerek veya emir edilmiş olan vacipleri terk ederek kendisine bulaşıyor. Aynen doktorun bize zararlı ve bizim için zehirli olan yemeklerin yenilmesini yasaklamasına benziyor bu. Zira bu yemekleri yemek demek, bu yemeklerin getireceği neticelere ve onlara arız olan kötü durumlara yakalanmak demektir. Bu ikisi yani yemek ile neticelerine yakalamak aynı anda gerçekleşiyor.

Kuranı kerim ahretteki azaplar hakkında ne kadar güzel söylemiş ve o azapların genel nedenini bir cümlenin içinde ne güzel açıklamıştır: "Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığı ve (amellerinizin neticesidir). Allah, kullar(ın)a asla zulmedici değildir".[2]

Bu nedenle ilahi azabın gerçeği ve hakikati, uygun ve yakışmayan amellerin kendisidir. Bu ameller insanın kendisinden meydana geliyor. Kullar kendi elleriyle yaptıkları amellerin akıbetinden haberdar olsunlar ve bu hedefe daha fazla tekit olunsun diye Allah u Teâlâ bu ameller için azabı vaat ederek kötülüklerini (vacip olan amellerin terkindeki, haram olan emellerin yapılmasındaki kötülükleri) kulları için beyan etmiştir. Zira bazı insanlar vaat edilen nimetlere ümit bağlayarak kendileri için faydalı ve onların salahı içinde bulunan yola koyulmayabilirler ama azaba yakalanacağından korkarak kendi salahı içinde olan yola koyulur veya fesattan el çekmeleri söz konusu olabiliyor.

Farz ediniz bir hasta için bir ilaç faydalıdır. Ama hasta o ilacı içmekten sakınıyor. Ama bu hasta babasının isteği üzere ve ona gösterdiği saygıdan ötürü ilacı içiyor ve o ilacın menfaatini kendisi görüyor. Hakeza babası tarafından kendisine mükâfat veriliyor ümidiyle ve babası tarafından cezalandırılmaması için bu ilacı içerse yine ilacın faydası kendisine dokunuyor. Bu nedenle Allahın, ibadetsel olan amelleri yerine getirmesinden güttüğü hedef kullarına yönelik olan hayır ve menfaatleridir. Allahın kendisine ulaşacak her hangi bir menfaati bunda söz konusu değildir. Özellikle Allahın mutlak zengin olduğu dikkate alındığında (bunun çok daha açık olduğu ortadadır).

Bir diğer taraftan Allah u Teâlâ biz insanlara sayısızca nimet bağışlamıştır. Akli selim bu nimetlerin karşısında nimet sahibine karşı saygın ve ona karşı şükranlarını bildirmesine hüküm ediyor. Namaz bir anlamda insanların, kendilerine verilmiş olan nimetlerin sahibine karşı şükranı bildirmenin ifadesidir. Namazı terk eden kimse aslında vicdansal olan büyük bir şeyden yüz çevirmiştir anlamındadır. Akıl açısından bu kişi ihmalkâr, kusurlu ve günahkârdır. Dolayısıyla cezayı hak etmiştir. Sizi misafirliğe birisi davet eder, size karşı ev sahipliğini yapar ve ikramda bulunduğunda o sizin şükranlarınıza muhtaç mıdır? Yoksa ona karşı şükranlarınızı bildirmek ahlaki ve vicdani bir vazifemidir? Başkaları sizin, size ev sahipliğini yapmış ve size ikramda bulunmuş bir kişiye karşı şükranlık vazifenizi yerine getirmediğinizden haberdar olurlarsa onların yanında değerinizin korunması mümkün müdür? Onların nezdinde değersiz duruma düşmek ve onların yanında zelil olmaktan daha büyük bir ceza söz konusu olabilir mi?



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bkz.: soru 378 (sayt: 379), nemaye: ibadet bıray-ı huda ya bıray-ı hud?

[2] Zalike bi ma kaddemet eydi'kum ve ennellahe leyse bi zallam'in lil ibad. (Ali İmran, 182).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ağlal ne demektir?
    7528 Tefsir 2011/11/12
    “Ğıll”ın çoğulu olan “Ağlal” kelimesi lügatte mahkûmların boynuna, eline takılan demir tasma, kelepçe ve zincir anlamınadır.[1]Kur’nı kerimde Araf suresinin 157. Ayeti olmak üzere dört yerde “ağlal” kelimesi zikredilmiştir: Âraf suresinin 157. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı ...
  • Acaba Allah’u Teâlâ her Peygamber (s.a.a.) için bir Şeytan karar kılmış mıdır ki o, Peygamberi (s.a.a.) vesveselendirmek için Allah tarafından görevlendirilmiş olsun?
    7799 Eski Kelam İlmi 2011/09/28
    Kur’an’ı kerimin ayetleri esasınca yaratılış nizamını ve ondaki hayır ile şer tekabülünü açıklanmasında cinler ve insanlardan olan Şeytanlar sadece insanlara karşı hile ve tuzak kurma ve Allah’ın dostlarına (velileri) karşı düşmanlık yapma iznine sahip olduğu belirtilmektedir. Ama kesinlikle tekvini olan bu izin Allah ...
  • Ayetullah Hamenei’nin fetvasına göre akşam ve yatsı namazı ne zaman kaza olur?
    10086 Pratik Ahlak 2009/07/13
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Safeviyye, Şeyh Safiyuddin tarafından Erdebil'de kurulmuş bir tarikat mıdır?
    11287 تاريخ بزرگان 2009/04/08
    Tarihi kaynaklar, Şeyh Safiyuddin, oğlu Cüneyt ve torunu Haydar'ın Şii olduğunu göstermektedir. Ancak o dönemin şartları, onların, inançlarını diğer Safevi sultanları gibi açıkça ortaya koymalarına izin vermiyordu. Onların ya da başka Şiilerin, geçmişte bu mezhebin mensupları olup olmamaları, bizim onlara olan bakış açımızı değiştirmeyecektir. Kim, Şia'nın ...
  • İmam-ı Zaman’ın (a.f) gaybeti dönemindeki vazifemiz nedir?
    7743 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Gaybet dönemindeki vazifelerimiz, Masum İmamın (a.s) hazır olduğu dönemdeki vazifelerle aynıdır. Vazifeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Şiilerin gaybet dönemindeki en büyük vazifesi fereci ve İmam Mehdi’nin (a.f) küresel devletinin zuhurunu beklemektir. Fereci beklemek ise Kur’an’ın, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) bütün emirlerine amel etmektir. ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    11993 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...
  • Acaba yaradanın yaratıcılık özelliğinin fiiliyyete geçmediği bir an ve ya zaman varmıdır?
    7359 Eski Kelam İlmi 2008/06/12
    Gereken cevaba ulaşmak için bu bir kaç noktanın yani zamanın mahiyyeti, fiili sıfatlar ve ilahi feyzin devamının, açıklığa kavuşması gerek.1.Zamanın mahiyyeti nedir?Zaman: Hareket yoluyla cisimlere arız olan akıcı aralıksız niceliktir. ...
  • Başkalarına haksız yere lanette bulunmanın ve onları tekfir etmenin şeri hükmü ve eseri nedir?
    7600 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Dinsel öğretilerimizde başkalarına haksız yere lanette bulunmanın ve onları tekfir etmenin yasaklanması ve İslam dininin hiç kimseye böyle bir izin vermemesinin yanı sıra, din önderlerinden nakledilen rivayetler bir şahsın bir başkasına lanet etmesi ve o şahsın lanete müstahak olmaması durumunda, lanetin lanet edene döneceğini bildirmiştir. ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    2828 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Mesleği epilasyon yapmak olan bir kadının kadının avret yerine epilasyon yapmasının hükmü nedir?
    3761 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Bu konuda taklit mercilerin bürolarının vermiş oldukları yanıtlar şu şekildedir: Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu: Avret yerinin görünmesine ve dokunulmasına yol açacaksa caiz değildir. Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu: Avret yerine bakmak caiz değildir ve avret yerini örtmek vaciptir. Ayetullah uzma Mekarim Şirazi’nin bürosu: Bir başkasının avret yerine bakmak ...

En Çok Okunanlar