Gelişmiş Arama
Ziyaret
7520
Güncellenme Tarihi: 2012/09/01
Soru Özeti
Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
Soru
Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
Kısa Cevap
Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla başkasına çocuğunu teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek şer’i olarak her hangi bir işkâlı yoktur. Ama ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumunu dikkate alarak konuyla ilgili (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen eşler için) bazı kanunlar koymuşlardır.
İslam dini, öz evlat ile evlatlık edinmiş çocukların hüküm ve hukukları eşit ve aynı olduğunu kabul etmemiştir. Hatta kur’an’ı kerimde bu noktaya işaretle şöyle buyurmaktadır: “Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır”. Bu nedenle evlat edinmiş çocuklarla ilgili mesellerden birisi bu çocuğun, kendi etrafındakilerle ilişki ve irtibatı şeklidir. Şöyle ki; evlatlık çocuğun anneliğe ve babalığa oranla irtibatının mahreme dönüşme meselesidir ki bunların bir birine mahreme dönüşmesi için bazı yöntemler ortaya koymuşlardır.
 
Ayrıntılı Cevap
  1. Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla çocuğunu başkasına teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek bağlamında şeran her hangi bir işkâlı yoktur. Belki İslam dininde bu iş çokta övülmüştür. Öyle ki İslam peygamberi (s.a.a) yetim olan bir kimsenin sorumluluğunu ve velayetini üstlenen kimseler için şöyle buyurmuşlardır: “bu tür insanlar cennette benimle birliktedirler”.[1]
  2. Ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumu dikkate alınarak konuyla alakalı has kanunlar koyulmuş. Bu kanunlardan bazısı, (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen eşler için) için vaz edilmiştir. Yoksa şeran çocuk sahibi olan eşler bile -çocuk sahibi oldukları halde- başka çocukların sorumluluklarını alarak evlatlık edebilirler.
  3. Elbette İslam dini öz evlat ile evlatlık çocuklarının hüküm ve hukuklarını eşit ve aynı olduğunu kabul etmiyor. Hatta kuranı kerimde bu noktaya işaretle şöyle buyurmaktadır: “Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır”.[2] Şöyle ki; cahiliye döneminde evlatlık edinmek normal, toplum içinde oturmuş bir durum idi ve öz çocukları için var olan tüm hak ve hukuklar evlatlığa da veriliyordu. Onun, babalıktan ve babalığın da ondan irs götürme, annelik ve babalık olanlarla evlenememeleri gibi hükümler evlatlıkla devreye geçerdi. İslam dini mantıksız ve hurafe olan bu kuralları kabul etmedi ve kaldırdı. Hatta nebiyi ekremin (s.a.a) kendisi bu yanlış geleneği bastırıp yok etmek için evlatlığı olan Zeyd b. Harise’nin hanımıyla –Zeyd boşandıktan sonra- evlendi.[3]
  4. Evlatlık hakkında söz konusu meselelerden birisi evlatlık olarak alınmış çocuğun etrafındakilerle olan ilişki ve irtibat meselesidir. Bu bağlamda çok sorulan sorulardan birisi şudur: evlatlık olarak alınmış çocuk, sorumluluğunu üstlenmiş olan annelik ile babalık için mahremliği nasıl geçekleşebilir? Bazı fakihler bu bağlamda birkaç çözüm yolunu ortaya koymuşlardır:
  1. Eğer çocuk süt emiyor bir kız çocuksa aşağıda zikir edileceklerden birisinin (konuyla ilgili şartlar dâhilinde)[4] sütünü emerse onunla erkek (babalık) arasında mahremlik oluşuyor. Sütü, söz konusu mahremliğe neden olan kimseler şunlardır: babalığın eşi, annesi, bacısı, kız kardeşi, yeğeni (bacının veya erkek kardeş), kardeşinin hanımı. Bunlardan her hangi birsinden evlatlık olan kız çocuk (ilgili şartlar dâhilinde) süt emerse babalık için mahrem olur.
  2. Eğer kız çocuk süt emecek birisi değil veya süt emecek birisi ama mezkûr kişilerden hiçbirisi yoksa babalık veya babalığın babasıyla geçici nikâh kıyarak bu mahremlik gerçekleşebilir. Bu durumda bu çocuk babalığın veya babasının eşi olmuş oluyor. Ama dikkat edilmesi gerekiyor ki eğer çocuk buluğ çağında değilse kıyılacak nikâh çocuğun şer’i velisi kimse onun izniyle olması lazım. Eğer şeri veli yoksa gerekli şartlara haiz olan müçtehitten izin alınmalıdır. Her halükarda mahremlik için okunan akıt kesinlikle çocuk için zarara ve fesada neden olacak bir muameleye neden olmamalı. Yapılacak her muamele tamamen çocuğun maslahatını içerecek şekilde olmalıdır.
  3. Eğer evlatlık süt emen erkek çocuksa (ilgili şartlar dahilinde) aşağıdakilerden birisinin sütünü içerse çocukla annelik arasında mahremlik hasıl olur. Sütü söz konusu mahremliğe neden olan kimseler şunlardır: annelik, kocası, bacısı, yeğeni (erkek kardeşten kız kardeşten), kardeşinin hanımı. Mezkur kişilerden herhangi birisinin sütünü emerse (ilgili şartlar dahilinde) çocuk annelik için mahrem oluyor.[5]
  4. Ama eğer erkek çocuk süt emecek birisi değil veya süt emecek birisi ama mezkûr kişilerden hiçbirisi yok ve annelik ve babalık olanların kız çocuğu varsa bu kız çocuğu evlatlık olan erkek çocuk için geçici nikâh yaparak anneliği çocuğun kaynanası duruma sokarak mahremlik sağlanılabilinir. Ama eğer evlatlık edilen çocuğun babası yaşıyorsa babalık kendi hanımını boşayarak iddesi dolduktan sonra çocuğun babası annelik olacak bayanla (duhul yapmama şartıyla da olsa)  geçici nikâh kıyar, müddeti (ve iddesi)  dolduktan sonra babalık kendi eski hanımını yeniden nikâh ederek anneliği çocuk için mahrem edebilirler. Ama bu yöntemle evlatlık çocuk, anneliğin kızı için mahrem olamıyor.[6] Evlatlık çocuğu, kızı için mahreme dönüştürecek başka hiçbir yöntem de yoktur.[7]
  1. Son olarak şu noktayı hatırlatmak gerekir ki her ne kadar evlatlık fıkhi ve hukuki açıdan insanın öz çocuğu olamıyor ama evlatlık edinmek ve onun sorumluluğunu üstlenmesi mahremlik veya çocuklara mahsus olan diğer hükümleri çözmeye bağlı değildir. Belki insan şer’i ve ahlaki olan has bir program ve müdüriyetle bu sorunları çözebiliyor. Hakeza, çocuğun kendisinin kişinin öz evladı olmadığından haberdar edilmeli. Elbette çocuk haberdar edilirken ruhiyesine zarar vermeyecek bir üslupla yapılması lazım. Dolayısıyla bu konuda kesinlikle ilkin psikologlarla istişare edilmesi gerekiyor.
 
[1] Humeyri, Abdullah b. Cafer; “Kurbul Esnad”, baskı, 1, Kum: müesesei Alulbeyt, (a.s), 1413, kemeri, s. 9, hadis no: 315.
[2] Ahzab, 4.
[3] Mekarim Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: darul kutubul İslamiye, 1374, şemsi, c. 17, s. 196.
[4] Bkz. Endeks: “şereyiti şir daden ve mehremiyet den nezer şia ve ehli sünnet”, soru 2293.
[5] Fazıl Lenkerani, Muhammed, “Camiul Mesail”, baskı, 11, Kum: intişarai emi kalem, baskı tarihi yok; c. 1, s. 408. 
[6] Tebrizi, Cevad, “İstiftaat-i Cedid”, baskı, 1, Kum: int. Yok, c. 1, s. 336; Mekarm-i Şirazi, Nasır, “Ehkam-i Banıvan”, baskı, 11, Kum: intişarati medrese-i İmam Ali, b. Ebi talip, (a.s.), 1428, kameri, s. 157.
[7] “Ehkami Banvan”, age. S. 157.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar