Gelişmiş Arama
Ziyaret
7242
Güncellenme Tarihi: 2010/06/20
Soru Özeti
İslam dinine göre Hindular necis midir; onların vücutlarındaki rutubetin sirayet etmesinden kaçınmam gerekir mi?
Soru
Ben Toronto’da yaşayan bir Müslüman’ım. Ev işlerinde bana yardım eden bir Hindu dinine bağlı bir kadın var . Acaba o necis mi? Eğer necis ise evin her yanını su ile yıkamam gerekir mi? Zira o evin her yerinde çalışmıştır. Ayrıca şunu belirtmek isterim ki ben Ayetullah Hameneyi’nin mukallidiyim.
Kısa Cevap

Bütün taklit mercilerin fetvasına göre Allah’ı inkar eden kâfirler necistir ve onların vücudunun rutubetinden sakınılması gerekir. (Yani örneğin elleri ıslak olarak bir şeye değdiğinde o şey necis olur)

İmam Humeyni bu konuda şöyle buyurur: Kâfir yani Allah’ı inkâr eden şahıs, ya Allah’a şerik kail olan kimse veya Hz. Muhammet (s.a.a)’in peygamberliğini inkâr eden kimse necistir.[1] Diğer taklit mercilerinin ve Ayetullah Hamaneyi’nin de bu konuda görüşü aynıdır.[2]

Hindular birden fazla ilaha inandıkları için müşriktirler. Ayrıca putperesttirler. Bu yüzden kâfir ve necistirler. Hizmetçinizin evde bulunan eşyalardan hangisiyle vücudu ıslak bir teması söz konusu olduğuna yakin ederseniz o eşya necistir. Doğal olarak onu su ile tathir etmeniz gerekecektir.[3]

Aşağıdaki durumlar söz konusu ise eşyanın temiz olduğuna hüküm edilir:

1.     Eşyayla temas edip etmediğinden şek ederseniz.

2.     Hizmetçinin teması sırasında iki taraftan birinde ıslaklığın olup olmadığında şek ederseniz.

3.     Rutubetin sirayet edecek derecede olup olmadığında şek ederseniz.


[1] Tevzıhu’l-Mesail, c:1, s:76, m:106

[2] Aynı adresten

[3] Daha fazla bilgi için taklit mercileirn risalelerine (ilm-i hallarine) müracat edin.

Ayrıntılı Cevap

Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8087 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • “Mehdi cennet ehlinin Tavusudur” hadisiyle, Tavusu yeren diğer hadisler nasıl birleştirilebilinir?
    18142 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Hz. Mehdi’nin (a.s) faziletlerinin zikri babında Peygamber Ekrem’den (s.a.a) pek çok rivayet nakledilmiştir. Bu hadislerden bir tanesi şöyledir: “Mehdi, cennet ehlinin Tavusudur.” Bu hadis Şia ve Ehl-i Sünnet’in muteber kitaplarında nakledilmiş ve muhteva açısından da bir sorunu yoktur. Çünkü bizim dini öğretilerimizde, Tavus yaratılışta güzellik ve harikuladelikte meşhurdur. Nitekim Hz. ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8242 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    26584 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • İbrahim (a.s)’ın Allah Teala’nın emrine itaatle oğlunu kurban etmeye kalkması imamet makamına nail olmak için miydi?
    2920 Tefsir 2019/11/13
    Kuran’ı Kerim’den ve hadis kaynaklarından anlaşıldığı kadarıyla başta Peygamber ve Masum İmamlar olmak üzere evliyanın  bütün amelleri sadece Allah rızasına erişmek içindi. Ne dünyevi makamlara erişmek içindi  nede manevi makamlara ulaşmak için. Bu zatlar Hak yolunda canlarını ve mallarını feda etmekten kaçınmayacakları bir marifetle Hakkı tanımışlardı. Kuran’ı ...
  • İcazı nasıl tarif edilir ve nasıl ispatlanır?
    9337 Kur’anî İlimler 2011/02/14
    Mucize inkarcılara meydan okumakla birlikle olan ve peygamberlik iddiasını destekleyen harikulade bir iştir. Harikulade iş yani bilinen ve alışılan doğal işleyişin dışında bir olgunun gerçekleşmesi.Mucizenin harikulade olduğu onun nedensellik kuralının dışında olduğu anlamına gelmez ve mucize sebepleri yok saymayı ifade etmez. Çünkü Sebep- sonuç kuralı bizzat Kur'an'ın ...
  • İslam’ın doğuşunda Allah tarafından tesis edilen ya da imzalanan siyasal-toplumsal hüküm ve kanunlar, ebedi kanunlar sunulması anlamına mı gelmektedir?
    5403 Yeni Kelam İlmi 2011/09/21
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Neden biz Şii’yiz ve başka bir mezhebe inanmıyoruz?
    6518 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Genel bir sınıflandırmayla din ilahî (vahyanî) ve beşerî diye iki kısma ayrılmaktadır. Din birey ve toplumu yönetmek ve de vahiy ve akıl aracılığıyla insanları yetiştirmek için onlara sunulan inançlar, ahlakiyat, kanunlar ve yasalar mecmuasıdır. İslam sözlükte teslim olmak ve onaylamak anlamındadır. Şia ise takipçi manasındadır. Şiilik ...
  • Şia’nın iddia ettiği üzere Peygamberin (s.a.a) sahabeleri onun vefatından sonra mürtet olmuş ve geriye dönmüşlerdir. Bunun anlamı nedir? Ve kabul edilmesi mümkün müdür?
    8579 Eski Kelam İlmi 2010/09/06
    Yüce İslam Peygamberinin (s.a.a) sahabeleri arasında kendisinin vefatından sonra bidat ve dinden çıkma türünden bir sapmanın meydana geldiği, evvela; İslam ümmetinin ilk elden kaynaklarınca kesin ve kuşku uyandırmaz bir husustur ve Şia kaynaklarına da özgü değildir. Şu an Ehli Sünnet’in altı sahih kitabı ...
  • Acaba fakihler Cuma namazının seçmeli farz olduğu konusunda görüş birliğine ulaşmışlar mıdır?
    2741 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/11
    Cuma namazı, masum imamın fiziki huzurunun olduğu, diğer şartların imkânı ve takiye gerektirecek bir durum olmadığı taktirde hükmü aşikardır. (Yani farzdır) Gaybet döneminde çeşitli hükümler Cuma namazı hakkında beyan edilmiştir. Bu görüşlerden en meşhur olanının “Cuma namazı seçmeli farz” olduğu söylenebilir. Hatta bazı fakihler Cuma namazının seçmeli ...

En Çok Okunanlar