Gelişmiş Arama
Ziyaret
5184
Güncellenme Tarihi: 2018/10/01
Soru Özeti
Hz. Musa (a.s) ulü’l azm bir peygamber olmasına rağmen neden Hz. Hızır’ın ilmi ondan daha fazlaydı?
Soru
Kuran’ı Kerim’de Hz. Musa (a.s) ile Hz. Hızır arasında geçen vakıa’da Hz. Hızır’ın Hz. Musa (a.s)’ın haberi olmadığı konulardan haberdar olduğu geçmektedir. Hz. Musa (a.s)’ın ulü’l azm peygamber olduğu Hz. Hızır’ın ise olmadığı göz önünde bulundurulursa bu nasıl mümkün olabilir?
Kısa Cevap
Hz. Musa (a.s) ulü’l azm peygamber ve risaletin öncülerinden olmasına rağmen Hz. Hızır’dan bazı noktaları öğrenmesi bu büyük peygamberin ilmi eksikliği olarak görülmemelidir. Bunun açıklığa kavuşması için aşağıdaki noktalara dikkatiniz çekmek isteriz:
  1. Hz. Musa (a.s) ile Hz. Hızır ilk defa karşılaştıklarında Hz. Hızır Hz. Musa (a.s)’ın selamına şöyle cevap veriyor: «السلام عليك يا عالم بنى اسرائيل» Esselam’u Aleykum ey İsrailoğulları’nın alimi.[1] Bu tabir Hz. Musa (a.s)’ın ilmi makamının izanı ve kabulünü göstermektedir.
  2. Ezcümle İmam Sadık (a.s)’dan nakledilen hadisten ve bazı rivayetlerden anlaşılan Hz. Musa kendisini nazil olan levhalarda bütün ilimlerin ve bilinmesi gereken her şeyin var olduğu ve kendisinin herkesten daha bilgili olduğu kanaatindeydi.[2] Allah Teala hikmeti ve maslahatı üzere bu kanaati düzeltmeyi irade etti. Kaderin cilvesi öyle gelişti ki gizemli bir olay sayesinde hazret bu kanaatinin sahih olmadığına vakıf olsun.
  3. Hz. Hızır bazı konularda irfan sahibiydi lakin toplamda ilmi Hz. Musa (a.s)’dan daha fazla değildi. Yani bu ulü’l azm peygamberin ilmi Hz. Hızır’dan daha fazlaydı. İşte bu yüzden İmam Sadık (a.s) Hz. Musa (a.s)’ı Hz. Hızır’dan daha alim ve bilgin bilmektedir.[3]
Başka bir ifadeyle Hz. Musa (a.s) ve Hz. Hızır vakıasının geçtiği ayet ve rivayetlerin bütünden anlaşılan Hz. Hızır’ın nezdinde olan ilim marifet türünde olup tekvini ve insanların kaderleri hakkındaydı. İlahi velayet, mutlak ve özel rahmet ışığında kendisine nasip olmuştu. Bu marifet Hz. Musa (a.s)’ın risaleti, nübüvvetine bir helallik getirmemekteydi. Hz. Musa (a.s)’ın Hz. Hızır’a itirazı şeriat, dini ritüeller ve zahir ilimler esasındaydı.   İşte bu şekilde Allah Teala kendi peygamberini bazı gaybı ilimlerle ve perde arkasındaki hakikatlerle aşina etti. Kendi has kullarından bir kul olan Hz. Hızır’ın dilinden beyan etti.[4]
  1. Hz. Hızır’ın ilminin kaynağıyla Hz. Musa (a.s)’ın ilminin kaynağı birdir. Her ikisi de ilahi öğretiler ve Allah tarafından aşikâr edilmiş hakikatlerdir. Hz. Hızır’ın Hz. Musa (a.s)’ın haberdar olmadığı bazı meseleleri ve mısdaklarını bilmesi ona has bir fazilet mahsup değildir. Zira bütün ilim Allah katındandır belirli bir hikmet ve maslahat doğrultusunda aşikar olur.
  2. Yapılan açıklamalara teveccüh edecek olursanız bazı sırların Hz. Hızır tarafından Hz. Musa (a.s)’a öğretilmesi Hz. Hızır’ın üstünlüğünden ve faziletinden daha çok Hz. Musa (a.s)’ın ruhsal yeterliliği ve zati liyakatini bizlere göstermektedir. Allah Teâlâ bu şekilde ona bilmediklerini bildirmiştir. Elbette böylesi özel bir rahmete ve ilahi feyze nail olmak içsel ve dışsal etkenler ve faktörler sayesinde mümkündür. Hz. Musa (a.s) için bu inayet dışsal bir faktör olan Hz. Hızır sayesinde muhakkak olmuştur. İşte bu sebeptendir Hz. Hızır söylediği her şeyin kendisinden olmadığını ve ilahi irade olduğunu vurgulamaktadır. Kendisi vesilesiyle bu hakikatler Hz. Musa (a.s)’a beyan olunmuştur.[5]
 

[1] Feyzi Kaşani, tefsir safi, 3.c, 251.s, bihar’ul-envar, 13.c, 278-286. s.
[2] Feyzi Kaşani, tefsir safi, 3.c, 252.s, bihar’ul-envar, 13.c, 278-286. s.
[3] Feyzi Kaşani, tefsir safi, 3.c, 252.s, bihar’ul-envar, 13.c, 303-309. s.
[4] Kehf/65.
[5] Feyzi Kaşani, tefsir safi, 3.c, 257.s,
 
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar