Gelişmiş Arama
Ziyaret
9068
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
Soru
Zamanın imamı(a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
Kısa Cevap

Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren zaman aralığını beyan eden muteber bir delile de rastlamadık. Elbette bu müddetin uzun olma ihtimali daha güçlüdür. Zamanın imamından (a.s) sonra ricatın gerçekleşeceği, bazı imamların dünya hayatına döneceği, devlet yönetecekleri ve bazı ölülerin de dirileceği Şia’nın kesin inançlarındandır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an “her nefis ölümü tadacaktır”[1] diye buyurmaktadır. Tüm yaratıklar hakkında ilahi bir sünneti beyan eden bu ayet esasınca zamanın imamı da (a.s) dünya adaletini sağladıktan ve dünya devletini kurduktan sonra bu dünyadan göçecektir. Mehdi, tabii bir ölümle mi yoksa şahadet ile mi dünyadan göçecektir? Bir grup rivayetten istifade edildiği üzere İmam tabii bir ölümle dünyadan göçecektir? Aşağıdaki rivayetler bu kabildendir:

1. Ümmü Seleme Peygamberden (s.a.a) şöyle nakletmektedir:

Mehdi benim hanedanımdan ve Fatıma’nın evlatlarındandır. O, halk arasında Peygamberin sünnetiyle amel edecek, yedi yıl kalacak, sonra dünyadan göçecek ve Müslümanlar kendisinin namazını kılacaklardır.[2]

2. “Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik”[3] ayet-i şerifesinin tefsiri hakkında belirtilen bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: (Burada) İmam Hüseyin’in (a.s) ile yetmiş yareninin (ricat ederek) gelmesi kastedilmektedir. İki taraflı sarı miğferler takmış şahıslar halka Hüseyin’in döndüğünü ilan edecektir. Müminler onun hakkında hiçbir şek ve şüphe etmeyecek ve onun deccal ve şeytan olmadığını bileceklerdir. O, sizin aranızda hal ile hükmedecek hüccettir. Onun İmam Hüseyin (a.s) olduğuna yönelik Şiilerimizin gönüllerinde marifet pekişince, Hz. Mehdi vefat edecektir. Onu yıkayacak, kefenleyecek, tahnit edecek ve toprağa gömecek şahıs da Hüseyin olacaktır. İmam ve vasi dışında hiç kimse vasinin (kefen ve defin) işlerini üstlenemez.[4]

3. Bir başka rivayette de dünyaya ilk ricat edecek şahıs kimdir diye sorulan bir sorunun cevabında İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: Kıyam edecek Mehdi’nin ardından İmam Hüseyin (a.s) dönecektir … Hüseyin (a.s), kendisiyle birlikte şehid olmuş yarenleriyle birlikte gelecek ve tıpkı Musa b. İmran’a eşlik etmek için gönderildikleri gibi, yetmiş peygamber kendisine eşlik edecektir. Mehdi (a.s) yüzüğünü ona verecektir. O halde Hüseyin (a.s) Mehdi’nin (a.s) gusül, kefen ve tahnit işlerini üstlenecek ve kendisini toprağa gömecek kimsedir.[5]

Diğer bir grup rivayetten de onun şahadete ereceği anlaşılmaktadır:

1. İmam Hasan Mücteba’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Allah’a yemin olsun ki, bu işi (imamet) Ali ve Fatıma’nın on iki evladının ele alacağına ve hepimizin zehirleneceği veya öldürüleceğine dair Allah Resulü bizim ile ahitleşmiştir.”[6]

2. İmam Sadık (a.s) da bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah’a yemin olsun ki bizden öldürülmeyen ve şahadete ermeyen hiç kimse yoktur.”[7]

3. İmam Rıza’dan (a.s) da aynı tabir nakledilmiştir.[8]

Bu iki grup rivayeti göz önünde bulundurulduğunda İmam Mehdi’nin (a.s) vefatı hakkında açık ve kesin bir görüş dile getirmek zor görünmektedir. Ama şahadet ile ölüm arasındaki ilişki türü mutlak genel ve has olması; yani ölümün tabii ölme ve şahadeti kapsaması ve şahadetin de bir tür ölüm olması ve onun dışında olmaması hasebiyle, birinci grup rivayetler şahadet olarak yorumlanabilir ve görünüşteki çelişki giderilebilir. Çünkü birinci grup rivayetler ölüm hususunu bildirme sadedindedir, ölümün niteliğini bildirme sadedindedir değildir. Eğer İmam Mehdi’nin şahadete ereceği farzı kabul edilirse o zaman onun katili kimdir? İlzamu’n-Nasib kitabında bazı âlimlerden nakledilen bir takım tabirler esasınca İmamın katili şöyle tanıtılmıştır: “Mehdi’nin (yönetimdeki) yetmiş yılı sona erince ölüm kendisine yaklaşacaktır. “Beni Temim”’den “Saide” adında erkekler gibi sakalı olan bir kadın İmam yoldan geçerken bir ev üzerinden kendisine bir taş atacak ve onu öldürecektir. Mehdi vefat ettikten sonra İmam Hüseyin (a.s) onu toprağa gömme işini üstlenecektir.[9] Şehid Muhammed Sadık Sadr bu sözü değişik şekillerde eleştirmiş ve eksikliklerini dile getirmiştir.[10] Bu cümleden olmak üzere şöyle yazmıştır: Bu metin esasen konuyu (Mehdi’nin şahadeti) ispat edebilme kabiliyetinde değildir; zira rivayet masumlardan nakledilmemiştir, aksine tanımadığımız bazı âlimlerden nakledilmiştir. Hatta bu metin –göründüğü kadarıyla- bazı rivayetlerin içeriğine işaret etse de ne senedi ve ne de hangi imamdan nakledildiği belli olmayan mürsel bir rivayet dönüşmektedir. Buna ek olarak, belirtilen rivayetlerin senedi genellikle zayıf, içerikleri zihinden uzak ve hiçbir şeyi ispatlayamayacak türdendir.[11] Zamanın imamından (a.s) ve onun vesilesiyle dünya birleşik devletinin kurulmasından sonra ricat gerçekleşecektir. Ricat, zamanın imamının zuhurundan sonra bazı kimselerin ve bu cümleden olmak üzere imamların dirilmesi manasındadır. Rivayetlerde Hz. İsa gibi bazı peygamberlerin, İmam Hüseyin (a.s) gibi bazı imamların, Selman-ı Farsi, Mikdad, Cabir b. Abdullah Ensari, Malik Eşter ve Mufazzal gibi Peygamber-i Ekrem ve imamların bazı sahabelerinin ricat edeceği açıkça belirtilmiştir. Ricat inancı Şiilerin akidelerinden olup hakkında birçok rivayet zikredilmiştir. Hatta Allame Meclisi gibi bazıları bu rivayetlerin tevatür[12] düzeyinde olduğuna inanmaktadır.[13]



[1] Ali İmran, 185.

[2] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 51, s. 104, h. 39.

[3] İsra, 6.

[4] Kuleyni, el-Kafi, c. 8, s. 250; aynı şekilde bkz: Biharu’l-Envar, c. 53, s. 94, h. 103.

[5] Biharu’l-Envar, c. 53, s. 103, h. 130.

[6] Biharu’l-Envar, c. 27, s. 217, h. 19.

[7] a.g.e., 209, h. 7.

[8] a.g.e., 214, h. 16.

[9] Yezdi, Hairi Ali, İlzamu’n-Nasib, Fi İsbati’lHücceti’l-Ğaib, c. 2, s. 167.

[10] Seyid Muhammed Sadık Sadr, Tarih-i Ma Ba’d-ı AzZuhur, s. 881-883.

[11] Ber Gerefte Az Mahname-ı Mevud, şımare. 83.

[12] Hadis ilminde rivayetler üç kısma ayrılmaktadır: A. Mütevatir Hadisler: Birçok grubun naklettiği ve bu rivayet masumun sözüdür diye bizde yakin uyandıran rivayetlere denir. B. Mustafiz Rivayetler: itibar ve değer olarak mütevatir hadislerin derecesinde olmayan, ama itibarı haber-i vahitten fazla olan rivayetlere denir. C. Haber-i Vahit: Az bir grubun naklettiği ve rivayet değeri açısından önceki iki kısımdan daha düşük olan rivayetlere denir.

[13] Biharu’l-Envar, c. 23, s. 359.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar