Gelişmiş Arama
Ziyaret
12909
Güncellenme Tarihi: 2007/01/28
Soru Özeti
Acaba ilk insanlar mağarada mı yaşıyorlardı, mağarada yaşayanlar Hz. Âdem’in (as) neslinden miydiler?
Soru
mağarada yaşayan insanlar, Hz. Âdemin (as) neslinden miydiler?
Kısa Cevap
Hz. Âdem’in neslinden olan insanların, dağları ve mağaraları kendileri için mesken olarak seçtikleri kur’an’ı kerimde teyit edilmiş bir konudur. Ama Hz. Âdem den (as) önce başka insanların yaşadığına dair oldukça fazla deliller vardır. Bu delillerin var olması ve eskiden insanların mağaralarda yaşadıkları inkâr edilmeyecek bir konu olduğu için mağaralarda yazılmış yazılara ve başka delillere dayanarak bu insanların hangi nesle ve geride bırakılan eserlerinin kimlere ait olduğu ispatlaması gerekiyor. Her halükarda bilinmelidir ki Hz. Âdem’in (a.s.) yaratılış tarihi çok eskilere dayanmıyor.
 
Ayrıntılı Cevap
Sorunun cevabını elde etmek için birkaç noktaya dikkat etmek zaruridir:
  1. Ebul Beşer olarak biline Hz. Âdem’in neslinden olmayıp ondan önce bazı insanların yaşadığına dair şahit ve deliller vardır.  Merhum Allame Tabatabai şöyle diyor: Bakara suresinin 30.ayetinden Âdem’in (as) yaratılışından önce insanların yaşadığını çıkarabiliriz. Melekler daha önce yaşamış olan insanlar hakkında sahip oldukları zihniyetten dolayı, Allah yeryüzüne halife karar kılacağım dediği vakit “fesat çıkaracak ve kan dökecek bir kimseyi mi yeryüzüne yerleştireceksin”[1] şeklinde bir soruyu cenabı Haktan soruyorlar.    
Tevhidi Saduk kitabında da imam Sadıktan nakledilmiş ki imam şöyle diyor: “siz, Allah sizden başka kimseleri yaratmadığını mı sanıyorsunuz? Bilakis binlerce Âdem yaratmış ki siz en son Âdem’in (a.s.) neslindensiniz.[2]   İ
  1. Mağaralarda bulunan mevcut el yazıları ve haritalara dayanarak mevcut nesilden olup mağaralarda yaşadığını ispatlayabiliriz.[3]   Ancak mevcut eserler hali hazırda yaşamakta olan insan nesline mi ait yoksa başka bir nesle mi ait ispatlanması gerekiyor.[4]  Elbette kur’an’ın bazı ayetlerinin zahirinden istifade ediliyor ki hali hazırda yaşamakta olan nesil, Hz. Âdem’e (as) ve onun eşi Havaya dayanmaktadır.[5]
Örneğin: Allah u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır”.[6] Biz şu noktayı biliyoruz ki kuran bütün beşer içindir ve hitabı bütün beşere aittir.
Veya başka bir ayette şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir”.[7]
Buna binaen eğer mağaralarda kalmış olan eserlerden bu eserlerin tarihi milyonlar yıllara döndüğü anlaşılırsa bu eserlerin şimdi yaşamakta olan nesle ait değil başka bir nesle ait olduğunu kabul etmek gerekiyor. Zira zahiren Hz. Âdem’in yaratılış destanı 7000 bir zamana aittir.[8]
Ama eğer bu eserlerden, 7000 senelik bir tarihe ait olduğu anlaşılırsa denilebilir ki bu eserler başka bir nesle ait değil, bilakis bu nesle aittir. Zira bu nesilden olup mağarada yaşayan insanlar da var idi.
Elbette günümüzdeki binaların yapılışı kadim binalara mukayese edildiği vakit bizi şu noktaya götürüyor: eski zamanlarda ev yapma meselesi çok sade idi. Hatta ilk insan nesli, kendini soğuktan, sıcaktan, vahşi hayvanların saldırısından korumak için çok sade meskenlerde ve hata kayaların arasında bulunan aralıklarda veya doğada var olan mağaralarda yaşayarak koruyorlardı. O dönemlerde ev yapma imkânlarının olamayışı çok doğal bir şeydir. Kuranı kerimde de buna işaret edilmektedir.
Kuranı kerim şöyle buyuruyor: “dağlarda da sizin için barınaklar var etti”.[9] Ayetin orijinal şekli şöyledir: “ve cealna lekum minel cibali eknanen”. “enkan” sözcüğü “cin” vezninde “kin”in cemi ve kapatma, hıfzetme ve koruma vesilesine deniliyor. Bu cihetle dağlarda mevcut olan saklanılacak, barınacak, aralıklara şeklindeki yerlere ve mağaralara “eknan” deniliyor. Burada açık bir şekilde dağlarda bulunan barınak ve mağaralara dikkate değer bir nimet olarak yâd edildiğini görmekteyiz.[10] Hata ev yapma sanatını elde ettikten sonra bile bazı milletler tarafından dağların dibini ve mağaraları mesken ve menzil olarak kendileri için seçmeleri revaçta idi ve medeniyetlerinin nişanesiydi. Kur’an’ı kerim bazı kavimlerden dağlardan evler yontuyor ve oralarda yaşadıklarından haber veriyor.[11]
Buna binaen Hz. Âdem’in (as.) neslinden olup mağaralarda yaşayan kavimlerin var olduğu uzak değil ve bunun hiçbir işkâlı da söz konusu değildir.
 

[1] Allame Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “el-Mizan Tefsiri”, farsça Tercümesi, c. 4, s. 223.
[2] Age., s. 231.
[3] Bazıları hali hazırda yaşamakta olan insanlardan bazılarının mağaralarda yaşandıkları kesin olduğunu savunuyor. “Dairetül Mearıf-i New”, . 4, s. 331.
[4] “Tercüme-i el Mizan”, baskı, Camiatul müdderisin, c. 4, s. 223.
[5] “Tercüme-i el Mizan”, baskı, Camiatul müdderisin, c. 4, s. 223.
[6] Araf 27.
[7] Nisa, 1.
[8] Daha fazla bilgi edinmek için bkz., endeks: Ömr-i Nevi Beşer ez Menzer Kuran”, (kurana açıdan beşerin Ömri), suru: 701.
[9] Nahl, 81
[10] Bkz. “Tefsiri Nümüne”, c. 11, s. 346.
[11] Şuara 149.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9175 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Ayat namazı kılarken Bismillahirrahmanirrahim’i surenin bir ayeti sayarak bir bölüm olarak okuyabilir miyiz?
    6711 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer yanlış hayallere dalarak ya da namahrem birisiyle çet yaparak insandan bir su çıkarsa ona gusül etmesi farz olur mu?
    7511 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Ehl-i Beyt’ten gelen hadislere dayalı olarak değerli taklid mercilerinin yazmış oldukları fetva ve ilmihal kitaplarında meninin tespiti için birkaç belirti ve alamet zikredilmiştir. Taklid mecileri şöyle demişlerdir:“Eğer insanın meni olup olmadığını bilmediği bir sıvı ondan çıkarsa şu belirtileri taşıdığı takdirde meni olduğuna hükmedilir:
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    6618 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İnsanın yaratılış hedefi nedir?
    9391 Yeni Kelam İlmi 2008/08/12
    Yahova şahitleri, Hıristiyanlığa ait bir fırkadır ve insanın yaratılış hedefi, Allah’ın isim ve sıfatlarının âlemdeki tecellisi, insan ve din hakkında sapık görüşleri vardır. Yaratılışın hedefi, Allah’a ibadet edilmesi içindir ve bir eğitim kurumundaki hedeflerin gerçekleşmesi için bütün öğrencilerin uzmanlık derecesine ulaşması gerekmediği gibi yaratılış hedefinin de gerçekleşmesi için bunun bazı ...
  • Yok olmak mümkün mü?
    10844 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2009/08/25
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12164 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Kur’an-ı Kerim’in Tahrif edilmediğinin delilleri nedir?
    21842 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Tahrif genel anlamda Kur’an’ın lafız ve manalarında her türlü değiştirme, artırıp eksiltmeye denir.Araştırmacılar Kur’an’ın tahrif edilmediğine dair çeşitli deliller zikretmişlerdir. Biz bu delillerden bazılarına burada işaret edeceğiz:1- Kur’an nüzul zamanından ...
  • İslami Şiarların anlamı nedir? İslami şiarlar Kur’an’a göre nasıldır?
    17134 Tefsir 2012/10/24
    İslami şiarlar Allah tarafından ibadet yerleri kılınmış ve insanlara Allah’ı hatırlatacak yerler ve nişanelerdir. Örneğin; Kur’an’da zikredilmiş Safa ve Merve ibadet için tayin edilmiş iki yerdir ki hac merasiminde bu iki yerde Allah yâd ediliyor. Bunun yanı sıra İslami şiarlar için bir çok reel örnek (mısdak) zikredilmiştir; ...
  • Müstehcen filmler izlemeyi adet haline getirmiş kimseleri hidayete erdirmenin ve tedavi etmenin yolu nedir?
    14914 Ahlak 2014/04/20
    Her problemi çözmek için ilk önce onun nedenini öğrenmek gerekir. Bazen bir problemin meydana gelmesinde birkaç etken bir arada bulunur. Örneğin başıboş bir ortam, kötü şeylere ulaşılmasının kolay olması, evde cinsel güdünün tatmin edilmemesi, imanın zayıflaması ve meşru olmayan dünyevi zevklere eğilim bireyi günaha yöneltebilecek etkenlerdendir. Siz ...

En Çok Okunanlar