Gelişmiş Arama
Ziyaret
7424
Güncellenme Tarihi: 2010/04/07
Soru Özeti
Çalıştığım kurumdan hakkımı alabilmem için nasıl bir yol izlemem gerekir?
Soru
Daha önce usta olarak bir kurumda üç ay çalıştım. Oranın yetkilileri bana belirlenmiş tarihte maaş vereceklerini söylediler. Bana yalan söylediler. Hakkımı almak için üç ay boşuna yalvardıktan sonra müdüre çıkıp şikayet ettim. Şikayette bulunduğum için beni işten çıkardılar, maaşımın tümünü de vermediler. ‘Sana anlaştığımız miktardan da az vermemiz gerekir’ demelerine rağmen o miktarı bile vermediler. Şimdi ben ne yapayım. Onlar bana zulüm ettiler. Onlardan razı değilim. Müslüman olduğunu iddia eden bir kurum neden böyle işler yapmaktadır. Onlar takvalı olduklarını iddia ediyorlar, ama bana zulüm edip kötü davrandılar.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

İşçi ve işveren arasındaki karşılıklı haklar konusu İslam fıkhında kira ve cüale kitaplarında bahsedilen önemli konularındandır. Bu gibi meselelerin hükmü (işçi ve işverenin hakkı zayi olmadan) açıklanmıştır. Böyle durumlarda üzerinde durulan ilk şart bir ‘anlaşma’nın olması ve işçinin ücretinin belirlenmesidir. Resul-ü Ekrem (s.a.a) işçinin ücreti belirlenmeden onu çalıştırmaktan sakındırmıştır.[1] İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse işçinin ücretini belirlemeden onu çalıştırmaz.’[2]

İcare, cüale vb. anlaşmalarda dikkat edilmesi gereken şeylerden bir diğeri iki tarafın da aralarında yaptıkları anlaşma ve şartlara uymaları gerektiğidir. Kur’an buyuruyor: Ey inananlar, ahitlerinizi yerine getirin.[3] Yine şöyle buyurmaktadır: ‘Ahitlerinizde durun, şüphe yok ki ahitlerden sorumlusunuz.[4]

Resulullah da (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Müslümanlar ahitlerine uymalıdırlar.’[5]

Dolayısıyla bir ahit ve anlaşmada şart olunan şeye tarafların uymaları gerekir. Taraflardan biri belirlenen şartlardan birine uymazsa uyan tarafın itiraz hakkı vardır veya anlaşmayı bozabilir. Buna ‘Şarta uymamadan doğan feshetme hakkı denir.[6]

İslam’ın üzerinde durduğu bir başka nokta işçinin ücretinin hemen ödenmesidir. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘İşçinin alnının teri kurumadan onun ücretini ödeyin’[7] Yine şöyle buyurmaktadır: ‘İşçinin ücreti, ödeyinceye kadar işverenin boynundadır.’[8]

Buna göre İslam işçi ve işverenin arasında anlaşma yapılmasına ve yapılan bu anlaşmaya uyulmasına çok önem vermekte, herhangi bir tarafın yapılan anlaşmaya aykırı hareket etmesini asla kabul etmemektedir.

Açıkça belirtmek gerekir ki, görevini anlaşmaya göre yerine getiren işçinin hakkını vermemek zulümdür ve İslam bu zulmü reddetmektedir. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Eğer bir karıncanın ağzından arpa kabuğunu Allah’a karşı günah işleyerek almam için yedi iklimi içindekilerle beraber bana verseler yine de böyle bir şeyi yapmam.’[9]

Bu esasa göre hiçbir yetkilinin işçinin de hakkını zerre miktarı kadarda olsa engellemeye hakkı yoktur.  Aksi takdirde adil bir yargılanma için hakkı zayi olan kişi yetkili bir mahkemeye gitmeli, ellerindeki muteber belge ve şahitlerle adil bir hakimin karşısında haklarını savunmalıdırlar. Hakim de delil, belge ve şahitlere dayanarak karar verir.



[1] - Vesail-uş Şia, c.19, s.105, hadis: 24249

[2] - el-Kafi, c.5, s.289; Tehzib, c.6, s.289

[3] - Maide/1

[4] - İsra/34

[5] - el-Kafi, c.5, s.169 ve 404

[6] - İmam Humeyni, Necat-ul İbad, s.25, mesele: 9

[7] - el-Kafi, c.5, s.288

[8] - Tehzib, c.6, s.289

[9] - Nehc-ul Belağa, 219. hutbe.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar